Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/676 E. 2022/1082 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/676 Esas
KARAR NO : 2022/1082 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/432 E. – 2019/369 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili, davalının … başlığı altında gazete eki çıkardığını, bu duyuruyu ana gazetede manşet olarak verdiğini, yazıda maddi ve manevi tüm hakların, mesleği fotoğrafçılık olan müvekkiline ait 25 adet fotoğrafın üç gazete sayfasını kaplayacak alanlara yayılarak kullanıldığını, davaya konu fotoğrafların müvekkili tarafından çekildiğini, orijinal hallerinin pozitif film olarak kendisinde bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu fotoğrafları çekebilmek için 50.000 TL’lik ekipmanlarıyla günlerce araçların girmediği zirvelere tırmandığını, dağlarda kaldığını, 6 ay boyunca uygun hava ve ışık koşullarını bekleyerek bu fotoğraflarını çektiğini, davalının ise hiçbir hak ve hukuk gözetmeksizin bu fotoğrafları kullandığını, davalının fotoğrafların yayın hakkı sahibiymiş gibi hareket ederek mesleği fotoğrafçılık olan ve geçimini bu yolla sağlayan müvekkilini maddi ve manevi yönden zarara uğrattığını, müvekkilinden dava konusu fotoğraflara ilişkin herhangi bir izin alınmadığını, müvekkili ile herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, ödeme yapılmadığını, müvekkilinin isminin eser sahibi olarak belirtilmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu yayının eser sayılıp sayılmayacağı hususunun ispatlanması gerektiğini, dava konusu yayınların eser sayılamayacağını, dava konusu yayınların herkes tarafından meydana getirilebilme olasılığı olan ve eser sahibi olduğunu iddia eden davacı yanın özelliğini taşımayan bir ürün olduğunu, davacı yanın eser sahipliği haklarını öne sürerek hak talep edebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının korunmadan yararlanabilmesi için yayınların gerçek sahibi olması gerektiğini, dava konusu görsellerin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün arşivlerinden yetkililerce kendilerine verildiğini, müvekkili gibi yıllardır basın içinde saygın bir marka değerine haiz bir şirketin başkasına ait fotoğrafları izinsiz kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağını, bu durumun müvekkilinin iyi niyetini ortaya koyduğunu, davaya konu fotoğrafın müvekkilinin imtiyaz sahibi olduğu mecrada haber verme ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla kullanıldığını, dava konusu fotoğrafların Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün broşür ve kataloglarında yayınlanarak alenileştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “davacı tarafından çekilen ve eser vasfına sahip fotoğrafların, davalıya ait gazetenin ekinde, izinsiz olarak, isim belirtilmeksizin yayınlandığı, bu durumun FSEK kapsamında mali haklardan madde 22 de düzenlenen çoğaltma hakkı ve manevi haklardan ise madde 15 de düzenlenen adın belirtilmesi salahiyetine ilişkin hakların ihlal niteliğinde olduğu, davalı eyleminin FSEK 37 kapsamında kalmadığı, sektör bilirkişisinin tespitlerine göre rayiçle dikkate alındığında davalının her bir fotoğraf için 300 TL olmak üzere kullanım adedine göre 6.300 TL ödemesi gerektiği, FSEK 68 hükmü dikkate alındığında davacının tazminat sorumluluğunun 3 kat hesabı ile 18.900,00 TL olduğu, yine davalının eylemi nedeniyle manevi hak ihlalinin de oluştuğu dikkate alındığında eylemin ağırlığı hak ve nesafet kuralı gözetildiğinde 5.000,00 Manevi tazminatın yerinde olduğu” gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminata yönelik davalarının kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; eser kavramının 5846 Sayılı FSEK 1/B-a maddesinde tanımlandığını, buna göre bir ürünün eser sayılabilmesi için sahibinin hususiyetini taşıması gerektiğini, huzurdaki davaya konu fotoğrafların eser mahiyetinde olmadığını zira bu fotoğrafların özel bir hazırlık gerektirmeyen özel bir efekt içermeyen sahibinin hususiyetini taşımaktan uzak estetik değerini salt coğrafyanın fiziksel özelliklerden alan fotoğraflar olduğunu, aynı veya benzer ekipmanlara sahip olan herkesin aynı bölgede çekebileceği görüntülerden olduğunu, mahkemenin ise hükme esas alınan bilirkişi raporunda hiçbir ek inceleme ve değerlendirmeye gidilmeksizin davacının karineten eser sahibi olduğu sonucuna ulaştığını, ek raporda ise bu hususta şaibeler mevcut olduğunun belirtildiğini, kararı bu yönden kabul etmediklerini, dava konusu fotoğrafların müvekkiline bizzat Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından sağlandığını, ayrıca bu fotoğrafların https://…tr/…html adresinde umuma açık ve aleni şekilde yayınlanmakta olduğunu, söz konusu internet sitesinde fotoğrafların eser sahibi olarak hiçbirisine yer verilmediğini hak sahibinin Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olduğu intibaının edinildiğini, kişilerden bunun ötesinde bir araştırma yapmalarının beklenmesinin iyi niyet ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, ayrıca bu fotoğrafların bahse konu internet sitesinde yayınlanması suretiyle aleniyet kazandığını, aleni olan fotoğraflar dolayısıyla 5846 Sayılı kanun kapsamında talepte bulunulamayacağını, ayrıca FSEK 68.maddesi uyarınca rayiç bedelin 3 katına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldı ki dava konusu ekin satışa sunulan ve üzerinden gelir elde edilebilecek bir yayın olmadığını, manevi tazminat talebinin de kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacının dava konusu olay nedeniyle elem ve keder duymasının mümkün olmadığını dolayısıyla hükmedilen manevi tazminatın davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açtığını, davacının bu konuda zararını ispat etmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu bildirmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından mahkemeye gönderilen 17/05/2019 tarihli cevabi yazıda konuyla ilgili olarak Rize Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 15/05/2019 tarihli yazısında “müdürlüğümüz 2011 yılı doğrudan faaliyet desteğiyle Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansına Coğrafi Tabanlı Kültürel ve Turistik Envanter Projesi sunduğunu, bu proje sonucunda hazırlanan tanıtım materyallerinde …’ın fotoğraflarına yer verildiği, bu fotoğrafların müdürlüğümüzün sonraki çalışmalarında da isminin belirtilmesi koşuluyla kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığının ifade edildiği, müdürlüğümüzün hazırladığı birçok tanıtım çalışmasında …’ın fotoğraflarını ismiyle beraber kullanıldığını, kendisiyle telif hususunda sorun yaşanmadığını, Milliyet gazetesinin 29/01/2016 tarihinde çıkarmış olduğu Rize ekinde yer alan bilgi ve fotoğraflarla ilgili müdürlüğümüze yazılı başvurusu olmadığı” şeklinde bilgi verildiğinin belirtildiği görülmüştür. 19/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Davaya konu edilen fotoğrafların FSEK 4 anlamında güzel sanat eseri vasfını haiz olduğu, davacının davaya konu fotoğrafların eser sahibi olduğu, dava konusu fotoğrafların bütününün gazetenin tanıtım ekinde eserden normal yararlanmayı ortadan kaldıracak şekilde kullanılması, eser sahibinin kim olduğunun belirtilmemesi dikkate alındığında kullanımın FSEK m.37 kapsamına girmediği ve davacıda izin alınmaksızın 21 adet fotoğrafın kullanılmasının davacının eser sahipliğinden kaynaklanan FSEK m. 22’teki çoğaltma hakkının ihlali olabileceği davacı tarafın FSEK 68 çerçevesinde 6.300 TL X 3- 18.900 TL bedel ile FSEK 70 çerçevesinde tespit edilen 10.000-TL arasında seçim yapmak durumunda olacağı, davacının fotoğrafları kullanılırken eser sahibi olarak adının belirtilmemesi nedeniyte “eser sahibi olarak tanıtılma hakkı”(FSEK m.15) ihlal edilmiş olacağından davacının manevi tazminat talebin haklı olduğu manevi tazminatın türü ve miktarını takdir hakkının sayın Mahkemeye ait olacağı” yolunda görüş bildirilmiştir. 04/07/2018 tarihli ayrık bilirkişi raporunda; Davaya konu edilen fotoğrafların ESER vasfına haiz olmadığı, davaya konu fotoğraflar, üzerinde davacı tarafın HAK SAHİPLİĞİ nin net olmadığı, davaya konu edilen fotoğrafların Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tanıtım Genel Müdürlüğü tarafından kullanım haklarının bakanlığa ait olduğu, davaya konu fotoğraflara ALENİYET kazandırılmış olduğu, davacı fotoğrafçının dava konusu fotoğrafların sahipliği konusunda, özellikle FOTOĞRAFLARIN teknik incelemesinde oluşan şüphelerle birlikte, adının ilgili fotoğraflarla birlikte kullanılmadığı, arz edilen nedenlerden dolayı, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine zemin oluşturacak, hak ihlallerinin tespit edilmediği, arz edilen nedenlerle davaya konu fotoğrafların, FSEK 37 çerçevesinde hukuka uygunluğu sonuç ve kanaati oluştuğu” yolunda görüş bildirmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, davacı tarafından çekildiği belirtilen fotoğrafların izinsiz kullanılması nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalının fotoğraflarını izinsiz olarak kullandığını iddia etmiş davalı taraf ise, fotoğrafların Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinden aldıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Dava konusu fotoğraflar bakımından davacının hak sahibi olduğu, gerek dosyadaki kataloglarda yer alan bir kısım fotoğrafların üzerinde davacının adının yazmasından, gerekse mahkemeye Rize İlk Kültür ve Turizm Müdürlüğünce verilen cevabi yazı içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı taraf söz konusu fotoğraflar ile ilgili olarak herhangi bir izin almamıştır. Bilirkişi heyetindeki çoğunluk görüşünü belirten bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama da Dairemizce uygun görülmüş olup, ayrıca mahkemenin takdir ettiği manevi tazminat bedelinin de olayın oluşuna, ihlalin niteliğine ve dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.602,60 TL nispi harçtan, peşin alınan 408,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.194,45 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.