Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/672 E. 2022/1068 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/672 Esas
KARAR NO : 2022/1068
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI : 2017/738 E. – 2019/409 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı, …’ın 8. Olağanüstü Genel Kurulu öncesi ve sonrasında yaşanan tartışmalar ve bu tartışmaların yoğunluğunda yer alan bir üye olarak haklarını korumak ve savunmak için yaptığı çalışmaların tamamen sanatının ve emeğinin hukuki olarak mücadelesi olduğunu, kendisinin de herkes gibi sosyal medyada yazdığı yazılar ve düşüncelerini, sorgulamaları dolayısıyla … tarafından hem sorduğu sorular ve verdiği cevaplar yüzünden ihraç edilmekle karşı karşıya kaldığını ve ihraç edildiğini, …’a yaptığı yeniden üyelik başvurusu için öncelikle mahkemeye başvurması gerektiğini belirterek, talebinin …’a iletilmesini ve var olan eserlerinin korunmasına sahip çıkmak için gereğinin yapılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı her ne kadar haksız şekilde meslek birliği üyeliğinden çıkarıldığını iddia etmiş ise, davacının sosyal medya platformu facebook üzerinden müvekkili meslek birliği ve kurulları hakkında paylaştığı yazının tespit edilmesiyle birlikte yapılan değerlendirmeler sonucunda üyelikten çıkartılmasına karar verildiği, davacının sosyal medya hesabından müvekkili aleyhinde gerçeğe aykırı iddia ve ithamlarda bulunduğunun tespit edildiğini, iddiaların … Yönetim Kurulu’nda görüşüldüğünü, 10/09/2013 tarihli ve 740 nolu … Yönetim Kurulu Kararı ile Haysiyet Kurulu’na sevkedildiğini, noter aracılığı ile kendisine bildirildiğini kendisinin yazılı savunmada bulunduğunu, davacının yazılı savunmasında söz konusu beyanlarını ispatlayamadığı gibi hiçbir belgeye dayanmayan gerçek dışı beyanlarına ve hukuka aykırı fiil isnatlarına devam ettiğini, bu nedenle 04/10/2013 tarihli … Haysiyet Kurulu toplantısında ilgili beyanları nedeniyle üye …’a … Üye Disiplin Yönergesi 8/d maddesi uyarınca üyelikten çıkarma cezası verildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; ” davacının … Yönetim Kurulu’nun 10/09/2013 tarihli, 740 sayılı kararı ile … Haysiyet Kurulu’na sevk edildiği, Haysiyet Kurulu’nun 04/10/2013 tarih 2.4/3125 tarih ve sayılı kararı ile davacı hakkında üyeler …, … ve …u’nun çoğunluk oylarıyla Üye Disiplin Yönergesinin 8/d maddesine göre Üyelikten Çıkarma cezası verilmiş ise de; ilgili karar dosyası incelendiğinde davacının “sosyal medyada …’ın 45 milyon TL borcu olduğuna dair” iddiasını kanıtlaması için Haysiyet kuruluna sevkine karar verildiği, ancak haysiyet kurulunca Yönetim kurulu sevk kararında belirtilen husus dışında sosyal medyadaki tüm paylaşımları üzerinden değerlendirme yapıldığı, karar gerekçesinde “… kurulları ile alakalı olarak sosyal medya üzerinden gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğu, yönetim kurulu ve haysiyet kurulu üyelerini peşinen suçlu kabul ederek ve suçlu gibi ilan ederek TCK’da yer alan basın yayın yoluyla tehdit ve iftira gibi suçları işlediği, söylem ve eylemlerinin disiplin yönergesinde belirtilen uyarı kınama hak mahrumiyeti ve üyelikten çıkarma cezalarının verilebilmesi sonucunu doğurduysa da pişmanlığını gösterir beyanda bulunmadığı gibi soruşturma süresinde de aynı söylemlere devam ettiğinin tespit olunduğundan bahisle indirim yapılmaksızın oy çokluğuyla cezanın verildiği” belirtilmiş olup öncelikle davacının sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları incelendiğinde davalı meslek birliği üyesi olan davacının birliğin borç miktarına ilişkin söylem ve paylaşımlarının ancak ağır eleştiri olarak kabulünün gerektiği, paylaşımların ifade özgürlüğü ve düşünceyi açılama yayma hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu yönde eleştiri alan meslek birliğinin şeffaflık içerisinde gerekli açıklamayı yapabileceği gibi üyelerini bu noktada bilgilendirmesinin birliğin kuruluş amacına ve işleyişine daha fazla fayda sağlayacağı açıkken aleyhe beyanda bulunulduğundan bahisle haysiyet kuruluna sevkin … gibi içerinde yüzlerce sanatçıyı barındıran ve fikir ve ifade özgürlüğü noktasında üst seviyede anlayışa sahip olması beklenen meslek birliğinin duruşu ile bağdaşmayacağı, bir an için disiplin cezası gerektiren fiilin bulunduğu ve şartların oluştuğunun kabulü halinde dahi yukarıda izahı yapılan Haysiyet kurulu yönergesindeki çalışma usullerinin gerek davacının haysiyet kuruluna sevke yönelik yönetim kurulu kararı yönünden gerekse sevk sonrası haysiyet kurulunun işleyişi yönünden (yukarıda izahı yapılan 8. Madde kapsamında) yerine getirilmediği, zira davacının beyanlarının ispat yerinin haysiyet kurulu olmadığı gibi yönetim kurulunun bu yönde karar almasının da izahı yapılan mevzuata uygun düşmediği, yine haysiyet kurulunun resen hareket kabiliyeti bulunmadığı dikkate alındığında yönetim kurulu sevk kararında belirtilen hususlarla sınırlı inceleme yapması gerekirken resen incelemeyi genişletmesinin çalışma usullerine uygun düşmediği, yine basın yayın yoluyla iftira ve tehdit suçuna yönelik değerlendirmeler üzerinden yapılan ihraç gerekçesi yönünden ise esasen yukarıda izahı yapılan yönergenin 8/d kapsamında disiplin cezasının uygulanabilmesi için suçsuzluk karinesi gözetildiğinde mahkemelerce verilmiş mahkumiyet kararı alınmaksızın bu bent gereği disiplin cezasının verilemeyeceği, idari bir yapı niteliğindeki haysiyet kurulu izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirme yapabilecek ise de TCK kapsamındaki fiillerin işlendiğinin tespitinin ancak mahkeme kararı sonrası tespit olunabileceği, haysiyet kurulunun soyut değerlendirmelere dayalı olarak karar vermesi halinde, bu kararın suçsuzluk karinesini ihlal teşkil edeceği izahtan vareste olmakla” davacı hakkında verilen … Haysiyet Kurulunun 04/10/2013 tarih 2.4/3125 evrak kayıt nolu üyelikten çıkarma cezasına ilişkin kararının iptaline, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından sunulan belgeler ile dosya kapsamındaki diğer belgeler de dikkat alınarak Hasiyet Kurulu tarafından, … Üye Disiplin Yönergesinin 8/ maddesine uygun olarak Davacı için ‘Üyelikten Çıkarma’ kararı verildiğini, ilgili kararın davacıya tebliğ edildiğini, … Üye Disiplin Yönergesi’nin”Üyelikten Çıkarma” başlıklı 8. Maddesinde: “Üyelikten çıkarma cezası, aşağıda sayılan fiiller ve hallerin gerçekleşmesi durumunda, Haysiyet Kurulu’nca kararlaştırılır. … Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ile Haysiyet Kurulu tarafından, … tüzel kişiliğine karşı Türk Ceza Kanununda öngörülen fiillerden birinin işlendiği hususunun tespit edilmesi.” hükmünün amir olduğunu, somut olayda, davacı asilin sosyal medya platformu “Facebook” kanalıyla paylaştığı yazının, Müvekkil Meslek Birliği … hakkında basın ve yayın yoluyla gerçeğe aykırı, … ve bağlı kurullarına hukuka aykırı fiil isnat eden beyanlar içermesi, 02.10.2013 tarihinde yaptığı yazılı savunmasında söz konusu beyanlarını ispatlayamadığı gibi hiçbir belgeye dayanmayan gerçek dışı beyanlarına ve hukuka aykırı fiil isnatlarını devam ettirmesinin, tüm bu beyanların Müvekkil Meslek Birliği … ve kurullarının saygınlığını zedeleyici, mevcut ve müstakbel üyeleri ile ilişkilerine olumsuz etki yapacak, müvekkil …’ı maddi ve manevi zarara uğratacak, denetlenmesi kanunla düzenlenmiş olan müvekkil …’ın hukuki varlık ve menfaatine zarar verecek nitelikte olması nedeniyle Davacı hakkında 8/d maddesine göre yaptırım uygulandığını, … Haysiyet Kurulunun, işbu dava konusu kararı … Haysiyet Kurulu Yönergesinde belirlenen çalışma esas ve usullerini dikkate alarak ve dosyada mevcut bilgiler ve belgelerden edindiği “kanaat” doğrultusunda ve … mevzuatına uygun olarak karar verdiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalının 10/09/2013 tarihli Yönetim Kurulu kararında davacıyı sosyal medyadaki “…’ın 45 milyon TL borcu olduğuna dair” iddiasını kanıtlaması için Haysiyet Kuruluna sevkine karar verildiği, 04/10/2013 tarihli Haysiyet Kurulu toplantı tutanağı sonunda davacının disiplin yönergesinin 8/d maddesine göre üyelikten çıkarılmasına karar verildiği, durumun 23/06/2014 tarihli yazı ile davacıya bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya ait olduğu belirtilen sosyal medya paylaşımlarının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalı meslek kuruluşu tarafından verilen üyelikten ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davacının sosyal medyada yaptığı paylaşımı nedeniyle davalı tarafından 04/10/2013 tarihli haysiyet kurulu toplantısı sonunda disiplin yönergesinin 8/d maddesi gereğince davacının üyelikten çıkarılmasına karar verildiği, davacının da huzurdaki davayı açtığı anlaşılmıştır. … üye disiplin yönergesinin 8. Maddesinde üyelikten çıkarmayı gerektiren fiiller ve hallerin düzenlendiği 8/d maddesinde ise … yönetim kurulu, denetleme kurulu ile haysiyet kurulu tarafından .. tüzel kişiliğine karşı TCK’da ön görülen fiillerden birinin işlendiği hususunun tespit edilmesi halinin üyelikten çıkarma sebebi olarak gösterildiği, davacının haysiyet kuruluna sevkine gerekçe yapılan paylaşımın incelenmesinde …’ın 45 trilyon borçlu olduğu belirtildiği, davalı tarafından bu konuyu kanıtlaması bakımından haysiyet kurumuna sevk edildiği ve yönergenin 8/d maddesi gereğince davacının üyelikten çıkarıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar az önce belirtilen paylaşım nedeniyle davacı haysiyet kuruluna sevk edilmiş ise de ihraç kararında gerekçenin farklı bir paylaşıma dayandığı görülmüştür. Öte yandan davacının haysiyet kuruluna sevkine gerekçe yapılan paylaşımın disiplin yönergesinin 8/d maddesi ihlal eder nitelikte bulunmadığı, bu paylaşımın ağır eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davalının ihraç kararı yerinde değildir. Mahkemenin disiplin yönergesinin 8/d maddesindeki hali ancak bir mahkeme tarafından fiilin suç olduğunun tespit edilmesi gerektiğine dair gerekçesi yerinde değil ise de, mahkemenin kararı sonuç itibariyle yerinde görüldüğünden davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022