Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2022/1020 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/654 Esas
KARAR NO: 2022/1020
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/278 2019/1015
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 15/03/2017 de düzenlenen 31/05/2017 ödeme tarihli 16.175,00TL tutarlı bono nedeniyle müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığının, ancak bononun altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, imzanın müvekkiline ait oltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bonoda dava dışı … LTD. ŞTİ’nin asıl borçlu, davacının ise kefil olduğunu bu nedenle davalının bonodan sorumlu olduğunu, bononun ticari ilişki karşılığında iyi niyetle iktisap edildiğini, imzanın davacıya ait olduğunu , davacının Bakırköy 6ATM 2017/604 Esas sayılı dosyasında dava konusu bonoyu borca karşılık verdiğini kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Grafoloji bilirkişi ile ATK Fizik İhtisas dairesinden alınan ayrı ayrı raporlar gereğince takip ve dava konusu 15/03/2017 düzenlenen 31/05/2017 ödeme tarihli keşidecisi dava dışı şirket olan ve davalı şirket emrine düzenlenen 16.175,00TL’lik bono ve bu bonodan kaynaklı takip borcu nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, bono nedeniyle asıl borçlu yönünden takip imzaların istiklali gereğince devam edeceğinden takibin iptaline yer olmadığına, takip haksız olmakla birlikte şeklen aval verenin imzasının bulunduğundan kötü niyet tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Yerel Mahkeme’nin kararı eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde verdiğini, müvekkiline teslim edilen ancak davaya konu edilmeyen düzenlenme tarihi aynı ancak vade tarihleri farklı olan 3 adet senette de davacının aval konumunda olup, işbu senet görüntüleri de cevap dilekçesi ekinde dava dosyasının içeriğine sunulduğunu, yargılama esnasında açıkça belirtildiği üzere davacı taraf huzurda görülmekte olan davaya konu edilmeyen düzenlenme tarihi aynı ancak vade tarihleri farklı olan senetlerde yer alan imzalarına itiraz etmediği ve borcun varlığını kabul ettiğini, davacının davaya konu edilmeyen senetler üzerindeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiş olmasına rağmen yalnızca davaya konu edilen bir adet senet üzerindeki imzasına itiraz etmiş olmuş olması işbu davanın kötüniyetle açılmış olduğunun açık bir göstergesi olduğunu, -Davacı yan hakkında işbu dava tarihinden öncede haciz işlemleri gerçekleştirildiğini, davacının senetteki imzanın kendisine ait olmadığı hususunu hakkında uygulanan hacizlerden uzun zaman sonra fark ettiğini iddia etmesinin kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, – Davaya konu olmayan ancak davacının imzasını taşıyan işbu senetler üzerindeki imzaların da incelemeye dahil edilmesi gerektiğini, – davacının senetteki imzası dikkatle incelendiğinde alakasız bir karalama niteliğinde olmadığı ve karakteristik bir yapıya sahip olduğunu, dava konusu bonoda “… Ltd. Şti.”nin borçlu, “… Tic. …”ın ise kefil konumunda olduğu. ticaret unvanı borçlu şirket unvanı ile neredeyse aynı olan avalin, asıl borçlunun borcunu ödeyeceğine dair alacaklıya güvence verdiğini, alacaklı olan müvekkil, davacının bu yönde güvence vermesi ile bahsi geçen bono karşılığında ticari iş ilişkisi içerisine girdiğini ve iyiniyetli olarak kıymetli evrakı teslim aldığı, kaldı ki senet borçlusu şirket ile davacı avalin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde her iki şirketin adreslerinin de aynı olduğu ve yetkilileri arasında kardeşlik bağı olduğu görüleceğini, davacı yan ve borçlu hakkında da Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın 2019/31390 Sor. Numaralı dosyası üzerinden resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin suç duyurusunda bulunulduğu, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, imza inkarına dayalı menfi tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı şirket tarafından davalı ile … LTd. ŞTi aleyhine 47.000,00TL’lik çek ile 16.175,00TL’lik bono nedeniyle kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Takip dosyasında bulunan bononun incelenmesinde keşidecisinin … LTD. ŞTİ, aval verenin … Tic. … olduğu 15/03/2017 düzenlenen, 31/05/2017 ödeme tarihli 16.175,00TL bedelli bonunun davalı … LTD. ŞTİ. emrine düzenlendiği anlaşılmıştır. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/604 esas sayılı dosyasında takip borçlusu … LTD. ŞTİ. Tarafından menfi tespit talep edildiği, davanın feragat ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Grafoloji bilirkişisi … tarafından teknik aletler ve grafolojik yöntemler kullanılarak düzenlenen 05/07/2018 tarihli raporun incelenmesinde, bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, davacıya atfen atılan imzaların, davacının hakiki imzalarına benzetilerek, yapılandırılmış olup belirlenmiştir. Rapora itiraz edilmesi sonucu ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 05/08/2019 tarihli raporda, bonodaki aval verene atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece alınana her iki bilirkişi raporunda bonoda davacıya atfen atılan imzaların dava eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olup raporda keşide tarihinden önceki tarihli evrak asıllarının usulünce incelendiği görülmektedir. Davalı vekili, davacının dava konusu edilmeyen bonolar ile dava konusu bonoyu birlikte imzaladığını ve Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/604 esas sayılı dosyasında da bononun müvekkili şirkete olan borca karşılık verildiğini açıkça kabul ettiğini ileri sürmüş ise de; ilgili dosyada davacı taraf olmadığı ve bu yönde bir beyanının olmadığı, davacının … Tic. Ltd. Şti olduğu, davacı ile dava dışı “… Tic. Ltd. Şti.”nin temsilcileri arasında kardeşlik bağı olduğu iddiasının ise imza inkarına dayalı menfi tespit davasında dinlenemeyeceği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.104,91 TL harçtan, peşin yatırılan 276,22 TL’nin mahsubu ile bakiye 828,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/06/2022