Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/627 E. 2020/869 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/627 Esas
KARAR NO: 2020/869 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2019/1566 E., 2019/1573 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA Açılan dava ve iddia: İhtiyati hacze itiraz eden vekili 17/12/2019 tarihli dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararına konu senet dolayısıyla müvekkilinin borcunun bulunmadığını, takip alacaklısı arasındaki ticari ilişkiye dayanak daha önce kendisine verilen teminat senedi ile takip başlattığını, senedin icraya verilmesinden sonra taraflar arasındaki hesaplaşmadan sonra müvekkilinin çok az borcunun bulunduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin borcunu haricen ödediğini ve takip alacaklısının icra dairesine tahsil harcı yatırarak geri almış olduğunu, takip alacaklısının icra dairesinden senedi alarak müvekkiline senedin imza bölümünü yırtarak imha ettiğini, bildirmiş ve müvekkile ekte gönderilen imza bölümü yırtılmış senedi göndermiş olduğunu, müvekkil senedin geçerliliğinin kalmadığını düşünerek geri alma girişiminde bulunmadığını, müvekkilin taraflarına verdiği vekaletnamede ve takibe konu senet üzerindeki imzanın benzemediğini, farklı karakterlerde olduğunu gözlemlediklerini, bu nedenle senet üzerindeki imzayı da kabul etmediklerini, imza üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, ihtiyati haciz talep eden kişinin senedi İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takibe koyduktan sonra senedi tahsil ettiğinden beyanda bulunarak tahsil harcını ödeyerek senedi geri almış olduğunu, ve senet alacaklısının senet bedelini haricen tahsil ettiğinin açık bir kanıtı olduğunu beyan ederek, İstanbul … İcra dairesinin … esas sayılı dosyasından yürütülen takip sonucunda bedeli ödenen ve imza bölümü yırtılan senet üzerinde müvekkile ait olmadığı açık olan benzer bir imza ile mahkememizde ihtiyati haciz talep eden ve ihtiyati haciz kararına dayanarak yetkilisi bulunduğu müvekkil şirketin adına kayıtlı araçların yakalama ve haciz işlemlerinin uygulanmasına neden olan alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, teminatın takip alacaklısına iade edilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Cevap ve Karşı Talepler: Alacaklı vekili 23/12/2019 tarihli ihtiyati hacze itiraza cevap dilekçesinde özetle; Mahkemeye yapılan başvuruda senet üzerinden daha önceden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde icra takibi yapıldığı ve tarafların ödemenin haricen yapılacağı konusunda kendi aralarında yapmış oldukları anlaşma nedeniyle borç tahsil edilmeden icra takibinin sona erdirildiği ifade edilmiş olduğunu, Uyap Üzerinden açılan davada senedin mevcut durumunu net bir şekilde gösterecek şekilde renkli taranmış hali ile senedin aslının mahkeme kalemine elden teslim edilmiş olduğunu, mahkemenin gerek senedin renkli taranmış hali ve gerekse de dosyanıza sunmuş olduğumuz aslını inceledikten sonra talebimizin kabulüne karar vermiş olduğunu, alacaklı müvekkil ve itiraz eden borçlu da kendi nam ve hesabına ticaret yapmakta olup aralarında yapmış olduğu ticari işler sonucu müvekkile dava konusu senet verilmiş olduğunu, müvekkil ve müvekkilin yöneticisi olduğu … Ltd. Şti. ile itiraz eden davalı borçlu ve borçlunun yöneticisi olduğu … Ltd. Şti arasında çok yönlü bir ticari ilişki bulunmakta olup bu çerçevede müvekkile ve müvekkile ait şirkete borçlu olan … ve şirketi borçları karşılığında müvekkile bono ve çek vererek ödeme yapmış olduğunu, itiraz eden borçlu dilekçesinde dosya konusu seneden müvekkile teminat olarak verildiği ve itiraz edenin müvekkille ticari ilişkisini sona erdirdiği iddia edilmişse de itiraz edenin bu iddiası gerçek olmayıp senet üzerinde senedin teminat amacıyla verildiği yazılmadığı gibi senedin hangi sözleşmeye istinaden verilmiş olduğu şeklinde şeklinde bir şey de yazılmamış olduğunu, itiraz edenin tüm beyanlarının gerçek dışı olduğunu, borçtan kurtulmaya yönelik bir açıklamalardan olduğunu, taraflar arasında çok yönlü bir ticari ilişki bulunmakta olup dosya konusu senet de teminat senedi olarak değil borca karşılık verilmiş bir senet olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü takip dosyasının ödeme yapılmaksızın yapılan feragat sonrası işlemden kaldırıldığı gerek icra dosyası içerisinde bulunan takip evraklarından ve gerekse da dilekçe ekinde mahkemeye sunmuş olunan ek evrakların incelenmesi ile de açıkça anlaşılacak olduğunu , itiraz eden tarafın iddia ettiği gibi ödeme yapıldığı gerekçesiyle takipten feragat edilmiş olsa idi feragat dilekçesinde haricen tahsil nedeniyle takipten vazgeçildiğinin de açıkça gösterilmiş olmasının gerektiğini, borçlunun bu iddiası da gerçekten uzak olup borçtan kurtulmaya yönelik bir açıklama olduğunu, alacaklı müvekkilinin hiçbir zaman borcun tahsil edilmiş olduğunu belirtmemiş olduğunu borçluya dilekçelerine ek olarak sunmuş oldukları şekilde bir fotoğraf göndermemiş olduğunu, mahkemenin talep etmesi halinde her iki tarafın telefonları üzerinde yaptırılacak bi bilirkişi incelemesinin bu durumu ortaya çıkaracağını, borçlu tarafın borç karşılığı vermiş olduğu bir senedin teminat amacıyla verildiğini söyleyerek, haricen tahsil harcının her türlü dosya kapama işlemi için ödenmesi gerekli bir işlem olduğunu bildiğini ve kendilerine müvekkkil tarafından gönderilmiş herhangi bir fotoğraf olmadığını ve buna rağmen borçlu tarafın kendi lehlerine delil oluşturmak amacıyla böyle bir fotoğrafın var olduğunu iddia ederek ve borçluya ait şirket adına kayıtlı olan … Plaka Numaralı aracın İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya üzerinde yapılan icra takibi sonucunda haczedilmiş olduğunu, araç hakkında ayrıca yakalama kararı çıkarılmış olduğunu gizlediğini beyan ederek, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “mahkemece 09.12.2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, karara itiraz üzerine duruşma açılarak 21.01.2020 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede; bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olduğu, kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlunun kambiyo taahhüdünde bulunmuş olduğu, kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi olduğu, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliğinin temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğu, klambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukukunun, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanacağı, bonoda şekil şartları TTK’nın 688. maddesinde sayılacağı, bunların “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri (keşidecinin ad, soyad veya ünvanının yanında yazan yer) ve tarihi, keşidecinin imzası olduğu, zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolacağı, bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/8806 Esas 2012/12128 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bononun açıkca zamanaşımına uğradığının senet üzerinden anlaşılmış olması halinde bile bu husus mahkemelerce resen gözetilemeyerek kanun hükümleri çerçevesinde koşullar oluşmuşsa ihtiyati haciz kararı verileceği, sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartların da olduğu, bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabileceği (Poroy,R.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları 11. Bası, İstanbul 1989, s. 237 vd.), istemin bonoya dayalı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin olduğu, İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmüne göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacaklının, alacağın varlığı ile yasada belirtilen koşulların oluştuğu yönünde mahkemeye kanaat getirecek delilleri ibraz etmesi gerekli ve yeterli olduğu (İİK m.258), buradaki ispatın, asıl davadaki gibi tam bir ispat olmadığı, itiraz edenin senedin teminat senedi olarak verildiğini, senedin imza bölümünün yırtıldığının tespiti ile senedin iptal edildiğinin tespitini ve senet üzerindeki var olan imzanın müvekkiline ait olmadığının bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlenerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiği, ihtiyati haciz istemine konu dosyaya sunulan kambiyo senedinin incelenmesinde bononun yasada belirlenen tüm unsurlarını taşıdığı, istemde bulunanın lehtar olduğu ve karşı tarafın keşideci sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır.Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02.05.2014 tarihli ve 2014/5674 E. 2014/8263 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere itiraz edenin itiraz sebeplerinin açılacak bir menfi tespit davasında tartışılması gerekmektedir.İcra İflas Kanununun 257. Ve 265. Maddelerinin mahkememize verdiği sınırlı yetki çerçevesinde yapılan inceleme neticesinde yerleşik Yargıtay içtihatları da gözetildiği” gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı itiraz eden/borçlu vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde ; senedin imza bölümünün tamamen yırtık olduğunu ve senede sahte bir imza atıldığını; dolayısı ile senedin kambiyo vasfı niteliğinde olmadığını ,borcun ödendiğini ve senette sahtecilik yapıldığını bu nedenle kambiyo vasfı niteliğini taşımayan belgeye dayalı ihtiyati haciz verildiğini, itirazın reddine dair kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz kararının da kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep; ihtiyati hacze itiraz mahiyetindedir. Mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddedildiği ve davalı yanca da ibu kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 265/1. hükmüne göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” Bu hüküm uyarınca ihtiyati hacze itiraz nedenleri, ihtiyati haczin dayandığı sebepler, mahkemenin yetkisi ve teminat ile sınırlandırılmış olup, bunların dışındaki hususlardan dolayı ihtiyati hacze itiraz edilemez. Bu nedenle İİK.’nun 265. maddesi kapsamında olmayan ancak bir menfi tespit davasında dinlenebilecek nedenlerden dolayı ihtiyati hacze itiraz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Muteriz/borçlunun istinaf talebinin HMK 353/ 1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca alınmasına yer olmadığına 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden muteriz üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.