Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/595 E. 2022/1104 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/595 Esas
KARAR NO : 2022/1104
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/16 E. – 2019/399 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın müvekkilinin izni ve rızası olmaksızın ve aralarında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmaksızın, “…” markası bünyesinde müvekkili adını ve kendi tasarlamış olduğu logoyu kullanarak ürün satışları yaptığını, müvekkilinin “…” isimli yarışmaya katılmadan önce kendi tasarlattığı … logosunu yarışma esnasında t-shirtinde kullandığını, müvekkilinin zaten bir futbolcu olarak tüm Türkiye’ce tanınan biriyken, … gibi reyting oranı zirvelere oynayan bir programa katılarak pekiştirdiğini, davalı yanın da bunu fırsat bilerek hiçbir sözleşme olmadan müvekkilinin adını haksız olarak sattığı ürünlerle bir bütün şekilde kullandığını, davalının söz konusu ürünleri şubelerinde ve online alışveriş sitesi üzerinden satışa sunduğunu, bu durumun müvekkili haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve maddi- manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve müvekkili ismi ile satış yapılan yerler hakkında tecavüzün men’ini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 31/10/2019 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 50.500,00 TL artırarak, 51.500,00 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … isimli yarışma programında yarışmacıların giydiği tüm kıyafetlerin müvekkili tarafından tasarlandığını ve üretildiğini, davacı da dahil olmak üzere yarışmacıların … isimli yarışma programlarına sadece müvekkili tarafından tasarlanıp üretilen ve ücretsiz olarak tevdi edilen ürünleri giyerek katıldıklarını, tüm modellerin müvekkili tasarımcıları tarafından çizildiğini ve sonrasında ürünlerin üretimine başlandığını, bu nedenle söz konusu tasarımın hak sahibinin de müvekkili olduğunu, davacıya ait herhangi bir tasarım bulunmadığı gibi, var ise de müvekkili tarafından kullanılmasının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından tasarlanarak üretilen ve bedeli karşılığı reklamları yaptırılıp iç piyasada satışa sunulan ürünlerle ilgili olarak davacı tarafın hiçbir hakkının olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2019 tarih ve 2018/16 Esas – 2019/399 Karar sayılı kararıyla; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı isminin “…” markalı ürünün tanıtımında ürün adı olarak “…” kullanıldığı, ancak bu kullanımın davalıya ait sitede değil başka kişilere ait satış sitelerinde olduğu, böyle bir kullanımın davalının izin ve bilgisi dahilinde olduğunun ispatlanamadığı, dava dilekçesinde belirtilen internet sitelerinin davacı ile bir ilgisinin bulunmadığı, üçüncü kişiler tarafından bu siteler üzerinden ürün pazarlaması yapıldığı, yine dava dilekçesinde belirtilen … figürünün davacıya ait olduğuna dair herhangi bir delilin sunulamadığı, davacının tescilli veya tescilsiz herhangi bir tasarım hakkının da ihlal edildiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalı taraf söz konusu ürünleri şubelerinde ve online alışveriş sitesi üzerinde ve ayrıca tedarikçi sıfatıyla başka internet siteleri vasıtasıyla satışa sunduğunu, davacı isminin “…” markalı ürünün tanıtımında ürün adı olarak “…” kullanıldığını, gerekçeli kararda bu kullanımın davalıya ait sitede değil, başka kişilere ait satış sitelerinde olduğu vurgulanmış ise de; davalının …com.tr isimli sitesinde satışa sunulduğunu, müvekkilin isminin ve müvekkilin tasarladığı … figürünün yer aldığı ürünlere ilişkin görsellerin dosyaya sunulduğunu, Satışın gerçekleştirildiği internet sitelerinin davalı şirketle organik bir bağı olmamakla birlikte, davalının burada tedarikçi konumunda olduğunu, ürünleri bahsi geçen internet sitelerine bu platformlarda satışa çıkarılması için tedarikçi vasfıyla gönderildiğini, İşbu dava açılmadan önce satış yapan sitelere ihtarnameler çekildiğini ve gelen cevabi ihtarnameler sonucu ürünlerin tedarikçi sıfatıyla davalıdan alındığının ve satış ile pazarlama hususunda asli sorumluluğun tedarikçi sıfatıyla davalıda olduğu bilgilerinin edinildiğini, … markasının Türkiye sınırları içerisindeki tüm kullanım hakları davalıya ait olduğunu, dava dilekçesinde sunmuş olduğumuz ekran görüntülerinin açıkça ortaya koyduğu üzere davalı şirketin kendi sitesinde ve diğer sitelerde ürünlerin ismi “…” “…” “…” şeklinde tanımlanıp, … markası bünyesinde satışa çıkarıldığının açık olduğunu, müvekkilin adının izin alınmaksızın kullanılmasının TBK. 26 hükmünün ihlali niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporunun, dava dilekçesinde delil olarak sunmuş olduğumuz “…com.tr” sitesinde müvekkilin adının kullanıldığı ürünlerin satışının yapıldığına ilişkin ekran görüntüleri nazara alınmadan hazırlandığını, kaldı ki davanın açılmasını takiben davalının bahsi geçen sitelerde müvekkilin isminin yer aldığı içeriklerin kaldırılmış olması ihtimali nazara alınmaksızın yalnızca sitelerin güncel hallerinin gözetilerek kanaate varılmasının hukuka aykırı olduğunu, Ekte sunulu mail içeriği, ödeme dekontu ve görsellerden açıkça anlaşıldığı üzere, ürünlerde kullanılan … figürünü müvekkilin para karşılığında tasarlattığını, bu figürlerin müvekkilin fikri ürünü olduğunu, korumadan faydalanması için tescil zorunluluğunun da bulunmadığını, Müvekkilin spor kariyeri boyunca ‘…’ olarak namlandığını, eserin unsuru olarak hususiyetin her somut olayda bilirkişi marifetiyle ortaya konması gerektiğini, ancak mezkur olayda alınan raporda hususiyetin var olup olmadığının değerlendirilemediği yönünde oldukça belirsiz tespitler yapıldığını, oysa müvekkil bakımından gerek “…” olarak anılması gerekse de … figürünü kendisinin tasarlaması yönleriyle hususiyet şartının sağlandığını, Somut olayda ürünlerde yer alan … figürünün, serbest biçimlendirme alanının dışında bizzat müvekkilin tasarladığı şekliyle kullanıldığını, çizilebilecek sınırsız sayıda … figürü olmasına rağmen müvekkilin tasarımının birebir aynı haliyle kullanıldığını, İhtilafa konu müvekkilin adının kullanıldığı her üründe … figürünün mevcut olduğunu, bu durumun da … figürünün müvekkil ile özdeşleşmiş bir figür olduğunu gösterdiğini, … Türkiye CEO’su …’un verdiği bir ropörtajda: “Yarışma sırasında bu tshirtleri beraber tasarladık. Kazancımızın %10’unu vermeyi önerdim fakat kabul etmedi.” şeklinde beyanlarının bulunduğunu, Bilirkişi raporunda belirlenemeyen ve tespit edilemeyen birçok husus bulunduğunu, ihtilaf konusundaki tespitlerin netlikten uzak ve havada kaldığını, raporun davayı aydınlatacak bir değerlendirmeye haiz olmadığı aşikar iken, bu rapordan hareketle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 22/08/2019 havale tarihli raporda; “…adın kullanımı iddiası ile ilgili yapılan incelemede, davacı isminin “…” markalı ürünün tanıtımında ürün adı olarak “…” kullanıldığı, bu şekildeki bir kullanımın TMK 26 hükmünün ihlali sayılabileceği, bununla birlikte kullanım davalıya ait sitede değil, başka kişilere ait satış sitelerinde olmakla, söz konusu ürünlerin adının davalı tarafından bu sitelere gönderilmesi, başka bir deyişle ürün isimlerin davalı tarafından bu şekilde belirtildiğinin tespitinin gerektiği, bu sitelerden ürün adının kendileri tarafından mı bu şekilde siteye yüklendiği, yoksa bizatihi davalı şirketin gönderdiği ürün adı mı olduğunun sorulup bu şekilde kullanımın davalı tarafından yapıldığının anlaşılması halinde davalının sorumluluğunun söz konusu olabileceği; davalının vaki kullanımdan sorumlu olmasının anlaşılması halinde davacının TMK 26 maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma hakkı söz konusu olabileceği, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığından, maddi tazminat hesabının TBK 50 ve 51 maddesi gereğince tespit edilmesinin gerektiği, bu doğrultuda davacının eski futbolcu olması, davalının sponsor olduğu yarışma programında reklamını yaptığı “…” ürünleri üzerinde davacı isminin kullanılmasının satışa katkısı, kullanımın şekli türü mecrası ve ticari olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının isminin ticari ürünlerde tanıtım vasıtası olarak kullanılması nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının azaltılıp arttırılma konusundaki takdirin Mahkemeye ait olmak kaydıyla 50.000,00 TL olabileceği, … figürünün kullanılması iddiası ile ilgili yapılan incelemede ise, davaya konu … figürünün FSEK’in 4.maddesi anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının her ne kadar dosya … figürlerine ilişkin CD ibraz etmiş ise de, teknik incelemede “…” ürünleri üzerindeki … figürünün davacı tarafından yaratılıp yaratılmadığını, davacı tarafından başka birisine yaptırılıp mali hakları devralınmış ise buna ilişkin sözleşmeyi sunması ve ayrıca bu figürün davalıdan önce kendisi tarafından kullanıldığına ilişkin delilleri dosyaya ibraz etmesinin gerektiği, dosyadaki halihazır delil durumu dikkate alındığında, davacının davaya konu … figürünün hak sahibi olup olmadığı değerlendirilemediği, davacının davaya konu … figürünün hak sahibi olduğunu ispat etmesi ihtimalinde ise davacıdan izin alınmaksızın … figürünün ticari amaçlı olarak ürün üzerinde kullanılmasının FSEK 22 çerçevesinde çoğaltma ve FSEK 23 çerçevesinde yayma hakkının ihlali sayılabileceği, bu ihtimalde … figürünün izinsiz kullanılması halinde talep edilen maddi tazminatın da maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığından, TBK’nın 50 ve 51 maddesi gereğince tespit edilmesi gerekeceği, bu çerçevede davaya konu figürün şekli, türü, kullanım mecrası, beğeni ölçüsü, satışa katkısı da dikkate alındığında kullanım bedelinin 1.500,00 TL olabileceği.” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili adına tescilli tasarımların davalı tarafça haksız olarak kullanıldığını, tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili ise, davacı iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… yasal düzenleme, dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalı tarafa ait ürünlerin davacı adına tescilli tasarım kapsamında olmayıp, farklı olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili tarafından aşamalarda dosyaya sunulan ve bilirkişi raporunda da irdelenen ekran görüntüleri uyarınca davacı adını taşıyan ürünlerin çeşitli internet sitelerinde satışa çıkarıldığı görülmesine rağmen, internet sitelerinin davalıya ait olmadığından bahisle ve inceleme tarihindeki hali hazır duruma göre değerlendirme yapılması isabetsiz olup; mahkemece ilgili internet sitelerinin bağlı bulunduğu firmalardan ihtilafa konu ürünlerin nereden tedarik edildiği, kaç adet ve hangi fiyatlardan satıldığı konuları araştırıldıktan sonra, belirtilen internet adreslerinin ve davalıya ait “…com.tr” adresinin web arşiv sorgulamaları yapılmak suretiyle satışın yapıldığı iddia edilen tarihlerdeki durumun da tespitiyle yeniden rapor aldırılması gerektiğinden, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarih, 2018/16 E. – 2019/399 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 66,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam 215,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.15/06/2022