Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/552 E. 2022/1132 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/552 Esas
KARAR NO : 2022/1132 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2018/36 E. – 2019/400 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde;“…” ibareli markaların davacı … adına tescilli olduğunu, davalı şirkete ait markanın davacı şirket markaları ile iltibas yarattığını, davacı şirketlere ait markanın tanınmış bir marka olduğunu ve bu sebeple Davalı adına tescilli … no ile tescilli “…” markasının SMS 6.kapsamında hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin iştigal konusu motorlu taşıt satış ve servisi olup, “…” markasının başvuru neticesinde 24/06/2016 tarihinden itibaren on yıl süreyle ve marka tescil belgesinde belirtilen sınıflar bakımından 24/01/2018 tarihinde tescil edildiğini, marka tescil sürecinde, markaya hem yayın süresinde hem de bu yayına itirazın kararına itiraz etmek suretiyle iki kez itiraz edildiğini ancak kurumun her iki itirazın da markaların benzer olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkili şirket ortağı ve yetkilisinin isminin … olması nedeniyle bu markanın kullanıldığını, davacı markanın müvekkili firma ile aynı faaliyet alanında faaliyet göstermemesi neticesinde hiçbir şekilde iltibasın da söz konusu olamayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16.10.2019 tarihli 2018/36 E. – 2019/400 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, taraflara ait marka tescil belgeleri, markaların tescilli oldukları sınıflar, davacı markasının tanımış marka olmadığı, … ibaresinin tek başına zayıf marka niteliğinde bulunduğu, davacı markası ile davalı markalarının bir bütün olarak incelendiğinde benzer olmadığı, davalı markasının … ibaresi ile yeterli ayırt ediciliği sağladığı, somut olayda davacı markası ile iltibas oluşturmadığı dolayısıyla hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … markasının müvekkili …’in 2001 yılından beri tescilli markası olduğunu, müvekkilinin 60 yıla yakın bir süre ile Türkiye’de iştirakleri ile çeşitli sektörlerde faaliyet gösterdiğini, kendi ismini iştirakleri vasıtasıyla aktif şekilde kullandığını, ilk derece mahkemesine ‘de sundukları 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda da “… markasının “medya sektöründe” ülkemizin en tanınmış markalarından birisi olduğu” ifadelerinin kullanıldığını, davacı markasının ülkemizde kazandığı tanınırlık sayesinde haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar göreceği, ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin açıkça ortaya konulduğunu, mahkemenin “…” markasının zayıf bir marka niteliğinde olduğuna karar vermesinin yerinde olmadığını, SMK 6/5 maddesi gereğince, tüm sınıflar yönünden hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğini, davalı markasının müvekkilinin tanınmışlığından ve itibarından haksız yarar sağlama ihtimali bulunduğunu. -Kurum nezdinde yapılan itirazın husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini. -Mahkemece markaların asli unsuruna yönelik değerlendirmenin hatalı olduğunu, her iki taraf markasında da ayırt edici unsurun … ibaresi olduğunu, davalının … ibaresinin şirket unvanı ve şirket ortağının ismi olmasının önem ifade etmediğini, … ibaresinin müvekkili adına daha önce tescil edildiğini, … ibaresinin bir elementin adı olmakla birlikte “güçlü, kuvvetli, sert” anlamlarına haiz şekilde sıfat olarak ta kullanıldığını, dilekçe ekindeki ekran görüntüsünden de anlaşılacağı üzere davalının “…” ibaresini vurgulayarak kullandığını. -Müvekkili şirketin faaliyet konularının davalı firmanın faaliyet konularını kapsadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacı tarafın tanınmışlık ile ilgili dosyaya hiçbir delil sunmadığını, bu aşamadan sonra delil sunulmasına muvafakatlarının bulunmadığını, başka bir dosyaya ait bilirkişi raporu sunulmasını da kabul etmediklerini, her davada tanınmışlık olgusunun davanın somut özelliklerine göre tespiti gerektiğini, markanın başvuru sürecinde Kurum’un başvurunun kötüniyetli olmadığını da tespit ettiğini, dava konusu markanın “…” markası olduğunu, davacının markasının “…” ve şekil ibarelerinden oluştuğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve telaffuz yönünden benzerlik bulunmadığını, müvekkili şirket sahibinin adının … olduğunu, müvekkili şirketin motorlu taşıt satış ve servis alanında, …’nin finans ve yatırım, … Hizm. A.Ş.’nin ise taşımacılık ve seyahat acenteliği alanında faaliyet gösterdiğini beyanla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu marka tescil belgeleri incelendiğinde; hükümsüzlüğü telep edilen … başvuru numaralı “…” markasının 12,35,37,39.sınıflar yönünden 24/06/2016 tarihinden itibaren başvurusunun yapıldığı ve 24.1.2018 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacılardan … adına “…” markasının … no ile 15.5.2001 tarihinde başvurusunun yapıldığı, 10.6.2004 tarihinde tescil edildiği, (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 44, 45.sınıflar için) anlaşılmıştır. Davacılardan … HİZM. A.Ş.adına kayıtlı markanın ise “…” şekil markası olup, … no ile 39.sınıf yönünden 23.7.2008 tarihinden itibaren başvurusunun yapıldığı ve 14.9.2009 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Kaydından; davalının motorlu taşıt satış ve servisi alanında faaliyet gösterdiği, davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır. Davacı …nin finans, yatırım alanında faaliyet gösterdiği, … Hizm. A.Ş. nin ise yolcu taşımacılığı ve seyahat acenteliği alanında faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili müvekkilleri adına tescilli “…” markası ile “…” şekil markasından kaynaklanan haklarına dayanarak ve davacı markalarının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli … başvuru numaralı “…” markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı markalarının başvuru tarihlerini ve davacılardan … ‘nin 60 yıldan fazla bir süredir grup şirketleri aracılığıyla çeşitli sektörlerde faaliyette bulunduğunu ileri sürdüğü, tanınmışlığın ispatı yönünden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/36 Esas sayılı dosyasına sunulan 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporunu ibraz ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında bu raporun sunulduğu beyan edilmişse de, bu raporun yargılama sırasında sunulmadığı, istinaf dilekçesi ekinde sunulduğu anlaşılmakla, HMK 357. Madde gereğince dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır. Yargılama sırasında emsal olarak, bir kısmının sunulduğu anlaşılan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise … kod numaralı … ibareli markanın tanınmışlığından bahsedilemeyeceği görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına davacı markalarının tanınmışlığı yönünde delil sunulmadığından, tanınmışlık iddiasının ispatlanamadığına yönelik mahkeme gerekçesi yerinde görülmüştür. Kaldı ki istinaf aşamasında sunulan raporda dahi davacı markasının medya sektöründe tanınmış olduğu tespiti yapılmıştır. Davalı markasının medya sektörü hizmet sınıfında tescili bulunmamaktadır. Tanınmışlık iddiası ispatlanamadığından, davalı markasının, 6769 Sayılı SMK 6/5 maddesi gereğince, davacı markasının tanınmışlığından haksız faydalanma, ayırt edici niteliğini zedeleme, itibarına zarar verme ihtimali bulunmadığından, tanınmışlığa dayalı hükümsüzlük talebinin reddi kararı yerindedir. Taraf markalarının benzerliği yönünden yapılan incelemede, tescil sınıfları yönünden ortak sınıflarda tescilli ve davacılar adına marka tescil tarihi önceye ait ise de, davacı … adına tescilli … başvuru numaralı … markası ile davacı … Şirketine ait … markası ile hükümsüzlüğü istenen … markasının bütüncül izlenimde benzer olmadığı, davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisinin adını taşıyan … ibaresi ile yanına getirilen … ibaresinin, bütün olarak ayırt edici olduğu, davalı markasının hükümsüzlük talebinin sonuç olarak reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde davacının markasının sözcük unsurunu oluşturan … ibaresinin zayıf marka olduğuna dair tespitinin, markanın tescil sınıfları incelendiğinde yerinde olmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin gerekçeye yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, düzeltilmiş gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün diğer kısımları kazanılmış haklar korunarak aynen tekrar edilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacılar vekilinin gerekçeye yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2- İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16.10.2019 tarihli 2018/36 E. – 2019/400 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davanın reddine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 80,70 TL ilam harcından 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile 44,80 TL eksik harcın davacılardan tahsiline, -Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, -Davalı tarafın yapmış olduğu 42 TL giderin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, -Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacılar vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacılar tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 89,60 TL tehir-icra karar harcı ile 31,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 269,70 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 17/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.