Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/546 E. 2020/664 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/546 Esas
KARAR NO : 2020/664
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI : 2019/175 E. – 2019/1191 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili hakkında, İstanbul …. İcra Dairesi … E. Sayılı (Eski no:… E.) dosyası ile kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takip başlattığını, takip tarihi 31.03.2005 olup ödeme emri müvekkiline bizzat tebliğ edilmediğini, bu nedenle icra takibinden müvekkilinin haberdar olmadığını, müvekkili resmi ikametgahına ödeme emri tebliğ edilmediği için 2005 yılında başlatılan icra takibinden hiç bir surette haberdar olunmadığın , Müvekkilinin üzerine kayıtlı … plakalı aracı üzerine haciz konulması üzerine, 19.02.2019 tarihinde durumdan haberdar olunduğunu, senedin müvekkili eli ile düzenlenmiş bir senet olmadığını, sahte olarak hazırladığını, bu nedenle imzaya itiraz ettiklerini, müvekkilinin eli ürünü yazı ve imza örneklerinin alınarak, takibe konu senetteki yazı ve imza örnekleri ile karşılaştırılmasını talep ettiklerini, takibin tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin davalı yana borçlu olmadığının tespitini, İstanbul …. İcra Dairesi … E. Sayılı icra takibi dosyasının iptalini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Banka’nın Mecidiyeköy Şubesi tarafından, dava dışı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne kredi kullandırılmış olup, müvekkilinin Banka kredi ilişkisi nedeniyle alacaklı olduğunu, Kredi borçlusu dava dışı …San. Ve Tic. Ltd. Şti., takip konusu bonoyu, tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere müvekkilinin Banka’ya ciro ve teslim ettiğini, yasal hamil durumundaki müvekkilinin Banka, kredi borçlusu tarafında ciro ve teslim edilen sözkonusu bonoyu, süresinde ibraz ederek yasal müracaat hakkını kullandığını, bono bedelinin vade gününde ödenmemesi üzerine Kartal…. Noterliği’nin 21.09.2004 tarih, .. yevmiye numaralı ödeme protestosu gönderilmesine karşın bono bedelinin ödenmediğini, Bunun üzerine müvekkilinin, Banka, alacağının tahsili amacı ile İİK. m. 257 uyarınca ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/222 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu kararın icrası amacıyla da İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski esas: …) Esas sayılı dosyası ile borçlular … ile …. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi başlattığını, Müvekkilinin Banka meşru hamil ve iyiniyetli 3. kişi olduğunu,müvekkilinin Banka bononun iyiniyetli yasal hamili sıfatı ile icra takibi yaptığını, Bonodaki imzaların sahte olması konusunda müvekkili Bankanın hiçbir bilgisi olmadığını, davacı, kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmediğini iddia ettiğini, takip sırasında uzunca bir süre davacının kayıtlarda ve merniste belirlenmiş olan adresine ödeme emri gönderilmesine karşın tebligatın yapılamaması sebebiyle son çare olarak Tebligat Kanunu 28. madde hükmü uyarınca ilanen tebligat yapıldığını, Davacı ayrıca senedin muhatabı olan .. San. Tic. Ltd. Şti. ile arasında işbu senede dayalı herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını belittiğini, ancak takibe konu olan senedin kambiyo vasfına haiz bir senet olması ve kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması gerçekliği karşısında, başlatılmış olan bir icra takibinden sonra menfi tespit davasının açılması halinde, borçlunun bu davayı, icra takibini sürümcemede bırakmak için açtığı hakkında kuvvetli bir karinenin olduğu kabul edildiğinin bilindiğini, İİK. 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.” hükmü olduğunu, tedbir talebinin reddini, haksız açılan davanın reddini, müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Somut olayda, borçluların ödeme emri ilanen tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine takibe konu bonoda tahrifat yapıldığına ilişkin bir başvurusu bulunmadığı gibi borçluların bu iddiası İİK’nun 169/a maddesindeki borca itiraz niteliğinde olup ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde bu yönde yapılmış bir başvuru olması halinde icra mahkemesince incelenmesi mümkündür. Tüm bu nedenlerle süresi içerisinde dava açılmamış olması” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; ilk derece mahkemesinin davayı süreden reddetmiş olmasının hangi kanun ve hangi maddesi kapsamında ne kadar bir süre öngörüldüğünden bahsetmediği, gerekçelerin de süre ile ilgili olmadığı görülmekle, mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişkinin olduğu, İcra takibi kapsamında yapılan ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğu iddialırının mahkemece hiç değerlendirmeye alınmamış olduğu, davanın reddi usul ve yasaya aykırı olduğu,Mahkemece gerekçeli kararda, davacı ile davalı yan arasında mevcut kredi sözleşmesi kapsamında düzenlenen senede ilişkin menfi tespit davası açıldığı beyan edilmişse de kredi sözleşmesi müvekkil davacı ile davalı arasında değil, davalı ile diğer takip borçlusu olan ve senette lehdar olarak görünen kişi olduğu, Davanın İİK’nın 72. maddesi kapsamında sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası olduğunu, müvekkili adına icra mahkemesinde imzaya itiraz edilmiş olsa bile genel mahkemelerde menfi tespit davası açılmasına engel bir durumun olmadığı,Tebligatın usule uygun olmaması nedeniyle, takip öncesi açılmış menfi tespit davası kapsamında yerel mahkemece senetteki sahteliğin incelenmesi gerekmekte olduğu, mahkeme, tebligat incelemesi yapması neticesinde aksi kanaate varır ise, bu durumda da takip sırasında menfi tespit davası açılabildiği dikkate alınarak yine esasa girerek hüküm kurması gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, müvekkilin davalıya senetteki imzanın sahte olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, haksız icra takibi neticesinde davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya konu olan icra takibi, kambiyo senedine dayalıdır. Takibe itiraz edilmemiş olması menfi tespit veya istirdat davası açılmasına engel oluşturmadığı gibi yerel mahkemenin süre yönünden davanın reddine ilişkin gerekçesi de yerinde değildir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, mahkemece deliller toplanmadan karar verildiği dikkate alınarak sair hususların incelenmesine yer olmadığına HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2019 gün ve 2019/175 Esas, 2019/1191 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,13 TL posta gideri olmak üzere toplam 182,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.