Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/544 E. 2022/853 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/544 Esas
KARAR NO: 2022/853
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/902 2019/1125
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Davalı tarafın alacaklı olduğu iddiasıyla 30/08/2007 tanzim tarihli, 30/08/2007 vade tarihli, 40.000,00 TL bedelli, borçlularının … ve … olarak gözüken, lehtarının davalı olduğu senede dayalı alarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra dosyasına konu senede dayalı borcunun bulunmadığını ve senetteki …’e ait olduğu iddia edilen yazı ve imzaların da müvekkiline ait olmadığını aynı zamanda senette düzenleme yeri belirtilmediği gibi borçlu adresinde geçerli bir il yada ilçe isminin de belirtilmediğini ve senedin bu hali ile kambiyo vasfı taşımadığını belirterek davalarının kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … dosyasından yazılan satış yazısı üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı satış dosyası dayanağı olan 30/08/2007 tanzim ve 30/08/2007 vade tarihli , 40.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takiplerinin müvekkili davacı yönünden iptalini, davalı aleyhine icra takip dosyasındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, duruşmadaki beyanında senedi kendisi, eşi, davacı ve … ile beraber oturup düzenlediklerini, borçlu olarak … ve …’ün birlikte senedi imzaladıklarını, imzanın kesinlikle davacı …’e ait olduğunu bu sebeple dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesini istediğini görülmüştür. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Somut olayda davacı taraf, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine konu 30/08/2007 tanzim tarihli, 30/08/2007 vade tarihli, 40.0000,00 TL bedelli bonoda ki imza ve yazının kendisine ait olmadığından bahisle söz konusu takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, mahkememizce davacının alınan imza örnekleri üzerinde teknik bilirkişi eliyle inceleme yaptırıldığı ve dosyaya sunulan rapor uyarınca söz konusu bonodaki imzaların davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı halde mahkememizce rapora itirazının yerinde görüldüğü ve dosyanın ATK’ya gönderilmesine karar verildiği, ancak davalının süresinde delil avansını yatırmadığından ATK incelemesinden vazgeçilmiştir. Bu açıklamlar ışığında dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, davacının imza örnekleri ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu 30/08/2007 tanzim tarihli, 30/08/2007 vade tarihli, 40.0000,00 TL bedelli bonoda ki imzanın davacıya ait olmadığı” gerekçeleriyle davanın kabulü ile iş bu takip dolayısıyla borçlu olmadığının tesbitine dair karar vermek gerekmiş ve dosya kapsamı itibariyle davalının kötüniyetli olduğu anlaşılamadığından bu talebin reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesinde masrafın davalı yanca karşılanmasına,” dendiğini ancak masrafın ne kadar olduğu belirtilmediği için, ne kadar masraf yatması gerektiğini bilmedikleri için maalesef masraf yatırmadıklarını, beklediklerini bu bedeli verilen emek ölçüsünde adli tıp kurumunun belirlemesini ya da bir dahi celsede mahkemece belirlenmesini, ancak sayın yerel mahkeme bu durma açıklık getirmeden, hiç bir durum değiişmediği halde ara karardan rücu ederek maalesef karar verme cihetine gittiğini, bu durumun açıkça yasaya aykırı olup, delilleri tam toplamadığı delilleri tam toplamaktan imtina ettiği toplanması gereken ve dosyaya çok ciddi etkisi olacak bu delili yerine gitirilmemesi nedeni ile savunma haklarını ortadan kaldırıldığını, davacı tarafın ispatlayamadığı bu davadan haklı çıkartıldığını, son duruşmaya mesleki mazeret sunduklarını ancak hiç bir suistimale yönelik olmayan iş bu mazeret talebinin hiç bir şekilde değerlendiremeye alınmadan duruşmanın yokluğunda yapılarak karar verilme cihetine gidildiğini, bu durumun açıkça yasaya aykırı olup, mesleki mazeretinin gereksiz yere nazar alınmamasının açıkça savunma hakkına helal getirmekten başka bir şey olmadığının açık olduğunu, söz konusu takibin esası 2009 yılına ait olup , davacının imza itirazının kesinlikle kötü niyetli olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine 40.000-TL bedelli senede dayalı olarak toplam 60.438,36-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senedin 30/08/2007 tanzim, 30/08/2007 vade tarihli 40.000-TL bedelli, nakden kaydıyla düzenlenmiş keşidecisinin davacı ve dava dışı …, lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür. Mahkemenin 18/06/2019 tarihli celsede, davalının itirazı gözetilerek imza incelemesi için dosyanın ATK ya gönderilmesine ve masrafın davalı tarafça karşılanmasına karar verdiği, ancak davalı tarafça masraf verilmediği için dosyanın ATK ya gönderilemediğinin 26/11/2019 tarihli celsede zapta geçirildiği ve bu konudaki ara karardan rücu edildiği görülmüştür. 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…’ün mukayeseye esas alınan imzaları ile aralarında karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan kriterler itibariyie belirgin farklar saptandığından inceleme konusu, alacaklı “…”, borçlu “…” ve “…” adlarına düzenlenmiş, 30.8.2007 düzenleme ve 30.8.2007 ödeme günlü, 40.000/Kırkbin YTL meblağlı senet aslındaki borçlu imzalarının, davacı …’ün eli ürünü olmadıkları” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davalı vekili, mazeret beyanları konusunda bir karar verilmediğini ileri sürmüş ise de, mahkemenin 26/11/2019 tarihli celsede davalı vekilinin mazeretinin dayanaksız olduğu gerekçesiyle reddine karar verdiği görülmekle bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan mahkemece tek kişilik grafolog bilirkişiden alınan raporda takip ve dava konusu senetteki borçlu imzalarının davacının eli ürünü olmadığı yolunda kanaat belirtildiği görülmüştür. Davalının huzurdaki beyanının alındığı celsede mahkeme davalının itirazını yerinde görerek bir kez de adli tıp kurumundan rapor alınması şeklinde ara karar vermiş ancak davalı tarafça masrafı yatırılmadığından bahisle bu ara karardan vazgeçmiştir. Dosya mevcut haliyle karara çıkarılmıştır. Mahkemece adli tıp kurumundan rapor aldırılmasına dair ara kararda masrafın davalıdan alınmasına şeklinde ara karar verilmiş ise de, bu konuda davalı tarafa kesin süre verilmediği görülmüştür. Somut olayda ispat külfeti davalı taraftadır. Bu durumda mahkemece davalıya adli tıp kurumundan rapor alınması için gerekli masrafların yatırılması hususunda kesin süre verilip ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarih, 2018/902 E – 2019/1125 – K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılması için yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 47,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 196,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/05/2022