Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/530 E. 2022/841 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/530 Esas
KARAR NO: 2022/841
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2017/957 2019/846
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili, davalı …’nin kendisinden onay ve şifre almadan kendi hesabından 17.257,35 TL’yi kestiğini, paranın iadesi için davalı bankaya Beyoğlu … Noterliğinin 01.12.2016 tarih ve … sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, paranın iade edilmemesi üzerine de davalı banka aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, kendi kayıtlarına göre davacının 02.11.2016 tarihinde saat 15.46’da dava dışı …’e ait hesaba 17.236,35 TL para transferi yaptığını, dava dışı …’in kendi bankalarına olan kart korcu nedeniyle hesabının kat edilmiş olduğunu, bankalarının takas mahsup hakkı doğrultusunda dava dışı …’e gelen bu paranın kendi alacaklarına mahsup edildiğini, paranın gönderilmesinde bankalarının sorumluluğu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Davalı banka gerçekleştirilen havale işlemi için davacının kendilerine yazılı ya da sözlü havale talimatı verdiğine ilişkin bir kayıt sunabilmiş değildir. Mahkememizce alınan bilirkişi incelemesi kararı üzerine hazırlanan 30.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda da bu durum tespit edilmiş, davalı bankadan yerinde inceleme yetkisi çerçevesinde imzalı havale dekontunun gösterilmesi istenildiği halde böyle bir belge sunulmamıştır. Ayrıca davalı banka internet bankacılığı aracılığı ile de havale işleminin yapıldığına ilişkin bir kayıt ya da iddia sunmamıştır. Davalı taraf, dava konusu paranın davacının hesabından çıkışını kabul etmekte ancak bunun davacının bilgisi dahilinde havale işlemi ile gerçekleştiğini ileri sürmektedir. Davalının bu itirazı bileşik ikrar niteliğindedir. Bu durumda davalı banka 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre havale işleminin davacının kendi isteği ile gerçekleştirildiğini ispat yükü altındadır. Ancak davalı banka bu iddiasını ispat edemediği” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı bankanın davacının yazılı ya da kayda alınmış sözlü havale talimatı olmadan ya da internet bankacılığı işlemi olmadan hesaptaki bir parayı yine davalı bankanın kredi verdiği ve davacının da kefil olduğu dava dışı kişiye havale işlemi ile göndermesi, bankanın elindeki kayıtlarla bu durumu bilmesi ve bilebilecek durumda olmasına karşın aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmesi iyiniyetli kabul edilmeyip davalı banka aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava dışı … ile müvekkili arasında imzalanan 28/09/2010 tarihli GKS yi davacının kefil olarak imzaladığını, bu sözleşme kapsamında …’in ticari kredi kartı kullandığını ancak ödemelerini tam olarak yapmadığını, bunun üzerine iddianame gönderdiğini, GKS nin 5.maddesi uyarınca müvekkilinin rehin, hapis ve takas hakkı bulunduğunu, bu kapsamda dava konusu edilen miktarın davacının hesabından müvekkili tarafından … ile …’in mevcut kredi tasfiye hesabına aktarıldığını, rehin, takas, mahsup hakkı kullanılarak tahsilat yapıldığını, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, Yargıtay 13.H.D nin 2018/1319 E – 6955 K sayılı ve Yargıtay 11.H.D nin 2016/7898 E – 2017/875 K sayılı ilamlarının da bu doğrultuda olduğunu, bilirkişinin bu hususları gözden kaçırdığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 17.257,35-TL si asıl alacak olmak üzere toplam 17.795,64-TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak haksız olarak hesaptan kesilen ücretlerin iadesinin gösterildiği, davalı vekilinin takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davalı ile dava dışı … arasında 28/09/2010 tarihli GKS düzenlendiği, sözleşmenin davacı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, sözleşmenin 5.maddesinde bankanın Virman, rehin, hapis ve takas haklarının düzenlendiği görülmüştür. 30/11//2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı banka arasında, 28.09.2010 tarihli 100.000 TL Limitli “ GENEL Dava dışı …, 100.000 TL tutara kefil KREDİ SÖZLEŞMESİ“ imzalandığı ve kefil olarak Davacı …’ın 100.000 olduğu, Dava Dışı …’e 10.02.2011 tarihinde 10.000 TL limit aktive edrlerek … card verildiği, 30.09.2016 tarihinde Dava dışı asıl borçlu …’in business card ödemelerinin gecikmesi nedeni ile Kadıköy … Noterliği aracılığı ile asıl borçlu … ve kefili …’a ihtarname gönderildiği, 02.11.2016 tarihinden davacı … 72600405 TL hesabından, dava dışı asıl borçlu …’in 48986065 TL hesabına 17.236,35 TL havale işlemi yapıldığı İnceleme yetkisi çerçevesinde tarafıma sunulan mail yazışmalarında; bankı yetkililerin bilgisi ve talebi doğrultusunda kefalet sözleşmesine istinaden davaya konu 17.236135 TL tutarın davacı …’ın hesabından asıl Borçlu … hesabına havale işleminin yapıldığı, Davaya konu 17.236,35 TL tutarındaki havale işleminin davacı … bilgisi ve isteği olmadan yapıldığı kaanatine varıldığı, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmesinde bunan ilgili hükümler çerçevesinde bankanın davacı kefil sıfatı ile …’ın hesabından asıl borçlu hesaba havale yapma yetkisinin olup olmadığı hususunun sayın mahkemenin değerlendirmesinde olduğu, bankanın davacı kefil sıfatı ile …’ın hesabından ancak sayın mahkemenin borçlu hesaba havale yapma yetkisinin olmadığı yönünde karar verilmesi halinde, Yapıları hesaplama sonucunda davacı …’ın davalı bankadan;
ALACAKLAR TALEP HESAPLANAN TALEP EDILEBİLECEKTUTAR Rücu Bedelli Alacağı 17.257,36 TL 17.236,35TL – 17.257,.36TL Llşlenmiş Faiz ( Ticari) 538,29 TL 714,23 – 538,29TL TOPLAM 17.795,64 TL 17.986,29 TL 17.795,64 TL TAKİP tarihi itibariyle 17.795,64 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 17.257,36 TL. asıl alacak tamamen bden’nceye kadar avans faiz oranında temerrüt faizi istenilebileceği, tarafların masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin dîğerlendirilmesi Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf hesabından davalının onayı ve şifre almaksızın kesinti yaptığını iddia etmiş, davalı taraf ise yapılan işlemin doğru olduğunu savunmuştur. Dosyanın incelenmesinde davalı ile dava dışı … arasında GKS nin düzenlendiğini ve davacının da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür. Davalı taraf işbu sözleşmenin 5.maddesinde bankaya tanınan hakların kullanıldığını iddia etmiş ise de, banka tarafından yapılan işlemin bahse konu sözleşmenin 5.maddesinde bankaya tanınan hakların kullanılması kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu konuda yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.215,62-TL harçtan, peşin alınan 304,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 911,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 16,50-TL (posta tebligatı masrafı) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.18/05/2022