Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/51 E. 2022/828 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/51 Esas
KARAR NO: 2022/828 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2017/378 E. – 2019/310 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin özellikle bilgisayar, bilgisayar çevre bilimleri ve yazılımlarının toptan ticareti, bilgisayar programlama faaliyetleri ve yazılımların çoğaltılması hizmetleri alanında ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü,”…” markasını, 17.05.2001 tarihli … tescil no ve 17.03.2009 tarihli ve … tescil no ile 9, 35, 37 ve 42 sınıflardaki alanlarda TPE nezdinde tescilini sağladığını, davalı şirketin 24.08.2011 tarihinde kurulduğunu, kuruluş ana sözleşmesinde faaliyet alanı olarak, her türlü bilgisayar sarf malzemelerinin, yazılımlarının ve programlarının alım satım kiralama ithalat ve ihracatı, her türlü bilgisayar sistemleri kurmak olarak belirtildiğini, davalının TPE nezdinde tescil edilmemiş olmasına rağmen, yasal hakları müvekkili şirkete ait olan logo ile “…” ibaresini, müvekkili şirketten hiçbir izin almadan marka olarak tanıtım amacı ile kullandığını, bu hususta davalı şirkete Beyoğlu …Noterliği’nin 26.06.2016 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile söz konusu marka olarak tescilli unvanı ve logosu ile iltibas yaratan ticari unvanın değiştirilmesinin talep edildiğini ancak verilen süre içerisinde davalı şirketin gerekli yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının müvekkili şirket ile aralarında bir bağ varmış gibi işletme adı ve tüm tanıtım vasıflarında, müvekkili şirketlerin markasını, unvanını, logosunu ve ticari itibarını izinsiz olarak kullandığını, tüketiciler nezdinde aralarında organik bir bağ varmış gibi bir intiba uyandırdığını, haksız rekabete sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz ettiğinden bahisle, davalı tarafça gerçekleştirilen haksız rekabet eyleminin ve marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve men’ine, marka tecavüzünü oluşturan ürünlere ve eşyalara el konulmasına ve imha edilmesine, marka tecavüzüne konu olan davalı markasının web sitesinin kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 26.12.2018 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinin açıklamalar kısmı 4. Ve 5. Bentlerinde ticaret unvanına ilişkin açıklamalara yer verilmişse de, neticei talep kısmında sehven unvan terkini talep edilmediğinden, davalının ticaret unvanın ya da ticaret unvanında yer alan … ibaresinin sicilden terkinine, … “http://www….com.tr” www….com.tr alan adlı web sitesine erişimin engellenmesine, … tanıtıcı adının ve logosunun fatura, broşür, tabela ve tanıtım amaçlı her türlü matbu belge ve mecrada kullanımının durdurularak sayılan ürünlerin imhası, INSTAGRAM, FACEBOOK, TWITTER VE LINKEDIN ve diğer tüm sosyal medya hesaplarından silinmesine, kararın ilanına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 24.08.2011 tarihinde “bilgisayar, bilgisayar sarf malzemelerinin, yazılımlarının ve programlarını alım-satımı” alanlarında faaliyette bulunmak üzere kurulduğunu, unvanın “… Ticaret Ltd.Şti.” olduğunu, bugüne kadar sadece kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler, dernekler ve kamu kurumlarının iştirakleri olan şirketlere ihale yolu ile talep ettikleri ürünleri satmakla sınırlı faaliyet yürüttüğünü, bu faaliyetleri sırasında sadece tescilli ticaret unvanını kullandığını ve bu unvanı dışında başkaca herhangi bir marka veya işaret kullanmadığını, bu şekildeki faaliyetlerinin hukuka aykırı olmadığını, müvekkili şirketin üretim yapan, ürettiği malları … markasıyla satan bir şirket olmadığını, sadece kamu kurum ve kuruluşlarının açmış oldukları ihalelerine katılmak suretiyle mal alım-satımı ticari faaliyeti yürüten bir şirket olduğunu, bu faaliyetleri dışında perakende veya bireysel tüketicilere yönelik herhangi bir satış faaliyetinin bulunmadığını, sırf ana sözleşmesinde yazılı olması nedeni ile davacının marka haklarına tecavüz edildiğinden bahsedilemeyeceğini, davacının markasının “…” olduğunu ve müvekkilinin ticaret unvanının kılavuz sözcüsü olması sebebiyle “…” ibaresi üzerindeki yasal hakların münhasıran müvekkiline ait olduğunu, tescilli ticaret unvanının kılavuz sözcüğünü kullanmasının hem hukuki hakkının hem de yasal mükellefiyeti olduğunu, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin işyerinde tabela mevcut olmadığını, müvekkili şirket adına kayıtlı olan “www….com.tr” alan adlı internet sitesindeki açıklamaların davacının iddia ettiği gibi olmadığını, davacının marka hakkının ihlal ettiğini öne sürdüğünü, 556 Sayılı KHK’nın 9. Maddesi kapsamında marka ihlalinden söz edilebilmesi için; “…marka ile işaret aynı veya benzer olmalı, işaret, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde kullanılmalı, marka ile işaret arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmalıdır…” koşullarının bir arada olması gerektiğini, bu koşullar bir arada olmadığı müddetçe marka hakkına tecavüzden bahsedilemeyeceğini, davacının tescilli markasının “…” olup şekil unsuru ile birlikte tescil edildiğini, tescil ediliş biçimi ve özellikle şekil unsuruyla birlikte değerlendirildiğinde müvekkili şirketin ticaret unvanının klavuz unsuru olan “…” kelimesi ile herhangin bir benzerliği bulunmadığını, birebir aynı olmayan bu iki işaret arasında anlamsal yönden de farklılık olduğunu, davacı markasının 09, 35, 37 ve 42. Sınıflara dahil mal ve hizmetler yönünden tescil edildiğini, müvekkili şirketin üretim yapan veya kendi ürettiği ürünleri satan bir firma olmadığını bu haliyle davacının tescil belgesi kapsamındaki 9’uncu sınıfa dahil herhangi bir emtiada marka kullanılmadığı için marka hakkının ihlalinden söz edilemeyeceğini, müvekkiline ait “www…com.tr” alan adlı internet sitesinde davacının marka hakkına tecavüz edilmediğini, herhangi bir haksız rekabet eyleminin söz konusu olmadığını, müvekkiline ait internet sitesi alan adının müvekkilinin tescilli ticaret unvanını kullanma hakkına dayandığını, ticaret unvanı ile meşru bir bağlantısı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09.07.2019 tarihli 2017/378 E. – 2019/310 K.sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, sunulan deliller ve bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının www….com.tr ve “…+Şekil” ibareli kullanımlar ile “…” ibaresini içerir ticaret unvanı ve bu ibareyi içerir markasal kullanımlarının yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, her ne kadar tescilli ticaret unvanını kullanmak markaya tecavüz olarak değerlendirilemez ise de davalının … ibaresini ticaret unvanından ziyade markasal olarak kullandığı, kullanımların taciri tanıtma işlevini aşarak markasal kullanım haline dönüştüğü, bu kapsamda ticaret unvanı terkin talebinin de yerinde olduğu, yine basiretli tacir olmanın gereği olarak sektöre davacıdan sonra giren davalının kendisine ticaret unvanı seçerken gerekli özeni göstermek ve dürüstlük kuralı gereği piyasada faaliyet gösteren firmalardan farklı ayırt edici bir unvan seçmekle yükümlü olan davalının bu noktada gerekli özeni göstermediği, dava sonrası başkası tarafından tescil ettirilmiş olan aynı ibarenin devralınmasının davayı konusuz kılmayacağı ( davalı kullanımlarının devralının marka tesciline uyumlu olmadığı da dikkate alındığında) zira taleplerin dava tarihi itibarı ile taleplerin değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle; Davanın KABULÜ ile; davalı kullanımlarının (www….com.tr ve “…+Şekil” ibareli kullanımlar ile “…” ibaresini içerir ticaret unvanı ve bu ibareyi içerir markasal kullanımların) davacıya ait (…-… numara ile tescilli) markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, bu kullanımların DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE, “www….com.tr” sitesine erişimin engellenmesine, alan adının terkinine, -Davalıya ait “…” ibaresini içeren ticaret unvanının sicilden terkinine ve bu unvanının her türlü markasal kullanımın önlenmesine (sosyal medya da dahil), karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ticaret unvanının 24/08/2011 tarihinde tescil edildiğini, davacı tarafın ticaret unvanını 26/12/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle dava konusu yaptığını, ticaret unvan terkinine ilişkin davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, bilirkişi raporunda da bu hususa değinilerek mahkemenin taktirine bırakıldığını, hak düşürücü süre geçmiş olduğundan bu konudaki itirazlarının değerlendirilerek unvan terkini talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Müvekkili şirketin üretim yapan, ürettiği malları … markasıyla satan bir şirket olmadığını, markanın davacı markasının tescilli olduğu 9. Sınıf emtialarda kullanılmadığı gibi, diğer hizmetlerinde sunulmadığını, markanın 6769 Sayılı SMK 7/2 maddesi ve 556 Sayılı KHK 9. Maddesinde tanımlanan biçimde kullanılmadığından marka ihlalinden bahsedilemeyeceğini. -Mahkemece “www…com.tr” ile “…” ibaresini içerir ticaret unvanı kullanımların davacının … ve … numara ile tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilmişse de, alan adı kullanan kişinin kullanımına dair hakkı veya meşru bir bağlantısı bulunmaması gerektiğini, müvekkilinin … ibaresini öncelikle sahibi olduğu … Nolu Marka tescil belgesindeki “Tescilli Marka Hakkına” dayalı olarak kullandığını, … ibaresinin, müvekkilinin 2011 yılından beri ticaret sicil memurluğu nezdinde tescilli ticaret unvanının çekirdek unsuru olduğunu, bu ibare üzerinde 556 Sayılı KHK 8/3 maddesinde tanımlanan “ticaret sırasında kullanılan işaret sahibi ” sıfatıyla elde ettiğini, ticaret unvanının TTK 50. Maddesiyle koruma altında olduğunu, … ibaresi üzerinde 2011 yılından beri üstün ve münhasır hakkının bulunduğunu. -Tescilli ticaret unvanı kullanımının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz etmediğini, alan adının da ticaret unvanı ve markadan kaynaklandığını.-Mahkeme kararında müvekkilinin … sayılı marka tescil belgesinin ” Büro makinelerinin eşyalarının tesisi, bakımı ve tamiri” hizmetleri bakımından tescil edilmiş olmakla birlikte davalı faaliyetleri ile ilgisi olmadığının anlaşıldığı belirtilmişse de, markanın tescil edildiği … tarihinde, “Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin … Nolu Tebliğ” hükümlerine göre bilgisayar ve donanımları ayrı bir sınıf altında sınıflandırılmamış bu makine ve cihazlar tebliğin 37 nci sınıfında “büro makinalarının tesis, bakım ve tamir hizmetleri” olarak sınıflandırıldığını, bu sınıfın müvekkilinin ticari faaliyetinin ana konusu teşkil ettiğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını. -Müvekkilinin davacı markalarının tescilli olduğu, 09. Sınıf cihaz ve malları üretmediğini, satmadığını, 35. Sınıfta, 37. Sınıfta ve 42. Sınıfta faaliyet göstermediğini, marka ihlalinin bulunmadığını. -İnternet sitesinde markasal kullanım bulunduğu ileri sürülmüşse de, müvekkilinin davacı markalarının tescil sınıfında hizmet vermediğinden bu tespitin de hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarından ; davacı tarafın … ibarel … tescil nolu markasını 17.05.2001 tarihinde 09,35,37 ve 42’nci sınıfta, … nolu … ibareli markayı 21.09.2007 tarihinde 09,35,37 ve 42’nci sınıfta yer alan emtia ve hizmetlerde tescil ettirdiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın … esas unsurlu 35 ve 37. Sınıfta 97/020700 numaralı markayı dava tarihinden sonra 14.03.2017 tarihinde devraldığı, markanın “büro makinelerinin ve donanımlarının kiralanması, büro makinelerinin eşyalarının tesisi, bakımı ve tamiri” sınıflarında tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 27.04.2018 tarihli raporda; “…Davalı tarafın internet sitesinde yer verilen görselleri incelendiğinde davalı tarafın internet sitesinde … ibaresini ticaret unvanının kullanımı dışında markasal olarak kullandığı, marka görselinin önünde bir logo yer aldığı ve “…” işaretinin kullanıldığının tespit edildiği, davalı tarafın tescilli ticaret unvanını kullanmasında hukuken bir engel bulunmuyorsa da, ticaret unvan dışındaki markasal kullanımların davacı tarafın … markası ile iltibas yarattığı, davacı tarafın … İbareli markayı 2001 ve 2007 yıllarında bilgisayar hizmetlerinde tescil ettirdiği, davalı tarafında bilgisayar hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği gerçeği karşısında davacı adına tescilli … markası ile davalı tarafından markasal olarak kullanılan … markası incelendiğinde aralarında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu ve davalı markasında esas unsur olan … ibaresinin davacı tarafın … markası ile karıştırılabileceği bu nedenle davacı tarafın 556 sayılı KHK’den kaynaklı haklarının ihlal edildiği, markalar arasındaki benzerliğin aynı zamanda haksız rekabet olarak nitelendirilebileceği, davalı adına kayıtlı www…..com.tr isimli internet sitesinde … ibaresinin markasal olarak kullanıldığı, bu kullanımın davacı tarafın marka hakkını ihlal ettiği ve kullanımın aynı zamanda haksız rekabet olarak nitelendirilebileceği beyan edilmiştir. Islah talebinden sonra ilk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 16.10.2018 tarihli ek raporda; “…Davalı adına kayıtlı www…com.tr isimli internet sitesinde ve diğer tanıtım araçlarında … GRUP ibaresinin markasal olarak kullanıldığı, bu kullanımın davacı tarafın marka hakkını ihlal ettiği ve kullanımın aynı zamanda haksız rekabet olarak nitelendirebileceği, davalı tarafa ait “… TİC. LTD. ŞTİ. ibareli ticaret unvanının sicilden terkini için gerekli koşulların bulunduğu beyan edilmiştir. Dosya içerisinde mevcut ticaret sicil kayıtlarından, davacı …Hiz.A.Ş’nin 09.11.1995 tarihinde tescil edildiği, davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin 19.08.2011 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 22 Haziran 2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ edildiği, ihtarnamede davalının ticaret unvanının müvekkilinin ticaret unvanı ile aynı olacak derecede benzer olduğu, usulsüz unvan tescili nedeniyle müvekkilinin haklarının ihlal edildiği, … markasının müvekkilinin tescilli markası olduğu, benzer alanda faaliyet gösterildiğinden bu unvanın kullanılmasının müvekkili ile davalı arasında bağ kurulmasına sebebiyet vereceği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde ticaret unvanının iltibasa neden olmayacak şekilde bir unvan ile değiştirilmesi ve internet ve diğer mecralardan marka ile iltibas halinde olan unvanın kaldırılmasının talep edildiği, ihtarnamenin 24 Haziran 2016 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının ticaret unvanının müvekkilinin tescilli ticaret unvanı ve tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının internet sitesinde … GRUP ibaresini markasal kullandığını ileri sürerek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve menini talep etmiştir. Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, davalının ticaret unvanının terkini ile, www…com.tr alan adlı web sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin ıslah dilekçesine cevabında ve istinaf dilekçesinde, ticaret unvanı terkini talebi yönünden 5 yıllık sessiz kalma süresinin geçtiğini ileri sürmüştür. Davalının ticaret unvanının 24/08/2011 tarihinde tescil edildiği, davanın 24/10/2016 tarihinde açıldığı, davacı tarafın ticaret unvanının terkini talebini 26/12/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Ticaret unvanı terkini talebi yönünden TTK’da yada yasal mevzuatta öngörülmüş bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır, ancak uygulamada, ticaret unvan tescilinden sonra uzun bir süre sessiz kalınarak, karşı tarafın yatırım yapması ve dava açılmayacağı yönünde kanaat oluşturulduktan sonra dava açılmasının MK 2. Madde de düzenlenen iyi niyet kaidelerine aykırı olduğu ve hukuken korunmayacağı kabul edilmektedir. Uygulamada sessiz kalma süresinin 5 yıl olduğu kabul edilmekle birlikte, somut olayda davacının, davalıya 5 yıllık süre dolmadan Beyoğlu … Noterliği’nin 22 Haziran 2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ edildiği, ihtarnamede davalının ticaret unvanının müvekkilinin ticaret unvanı ile aynı olacak derecede benzer olduğu, usulsüz unvan tescili nedeniyle müvekkilinin haklarının ihlal edildiği ve 15 gün içerisinde tecavüz teşkil etmeyecek şekilde değiştirilmesinin ihtar olunduğu, dava dilekçesinde de davalının ticaret unvanının davacının unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin vurgulanarak, markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlere son verilmesinin istenildiği anlaşılmakla, davacının sessiz kaldığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Celp edilen ticaret sicil kayıtlarından; davacı tarafın çalışma konusunun; “Bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri ve Yazılımlarının toptan ticareti (bilgisayar donanımları, Pas cihazları, ATM cihazları vb. dahil) ”, davalı tarafın ise”her türlü bilgisayar ve bilgisayar sarf malzemelerinin, yazılımlarının ve programlarının alım, satım, kiralama ithalat ve ihracatı ve her türlü bilgisayar sistemlerinin kurulması” alanında faaliyet gösterdiği, her iki şirketin temel iştigal konularının bilgisayar olduğu, davalının internet sitesinin tescil tarihinin 21/11/2011 tarihi olduğu, internet sitesinde ticaret unvanın çekirdek unsuru olan … GRUP/… BİLİŞİM ibaresini markasal olarak kullandığı, kullanımın ticaret unvanı kullanımı kapsamında olmadığı, davacının tescilli markalarının tescil sınıfları ile benzer olduğu, davalının kullanım şekli itibarıyla 35 ve 37. Sınıftaki … ve … sayılı şekil+… marka başvurularının reddine karar verildiği, dava tarihinden sonra 14/03/2017 tarihinde devraldığı, … numaralı markanın, tescilli olduğu “büro makinelerinin ve donanımlarının kiralanması, büro makinelerinin eşyalarının tesisi, bakımı ve tamiri” sınıflarının davalı kullanımlarını hukuka uygun hale getirmeyeceği, davalının ticaret unvanının … çekirdek unsurun … GRUP şeklindeki markasal kullanımının, internet sitesi alan adının ve internet sitesindeki markasal kullanımlarının davacının tescilli ticaret unvanı ile tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatiyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.