Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/509 E. 2022/851 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/509 Esas
KARAR NO: 2022/851
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2019
NUMARASI: 2017/401 2019/863
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Keşidecisinin … Ltd.Şti , lehtarının …, … Olduğu ve keşidecinin … Mersin Ticari Merkez şubesi nezdindeki … IBAN nolu hesabından ödenmek üzere keşide edilen, 29.03.2017 tarih 80.750,00 TL meblağlı ve … numaralı ve 28.04.2017 tarih ve 80.750,00TL meblağlı … numaralı çeklerin davacı nezdinde bulunduğu sırada zayi olduğu iddiası ile Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2017/163 esas sayılı dosyasında çek iptali davasının ikame edildiğini, çeki elinde bulunduranı davalı tarafın yargılama esnasında anlaşılması üzerine adı geçen mahkemece 1 haftalık kesin süre içinde TTK 763.maddesine göre iade davası açılması yönünde ara karar oluşturulduğunu, işbu davanın da bu minvalde açıldığını, davalı olan faktoring şirketinin müşterisinden temliken aldığı alacağı takip edebilmesi için alacak/kambiyo senedinden kaynaklansa bile faktoring sözleşmesi ile beraber alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri ibraz etmek zorunda olduğunu, davanın dayanağını oluşturan çekin dava dışı … Ltd. Şti tarafından davalı … Faktöring A.Ş. ye temlik edildiğini, davalı şirketin çeki Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2 maddesine uygun olarak elinde bulundurup bulundurmadığının çözülmesi gerektiğini, davaya konu çekin mal ve hizmet satışı sonucu temlik alınıp alınmadığının ispatı gerektiğini beyanla, dava konusu çekin icra baskısı ile tahsil edilen bedelinin davalıdan alınarak davacıya geri ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin karşılıksız kalması nedeni ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile icra takibine konu edildiğini, takibe konu olan çekin keşidecisi tarafından ödendiğini, çeke ödeme yasağı kararın verilmiş olması davalı- alacaklının hamillik ve takip hakkını ortadan kaldırmadığını, davalının dava konusu çeki müşterisi … Ltd Şti ile aralarında akdedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devir aldığını, çekin davalıya devir ve ciro edilmesini sağlayan faturaya bağlı alacak temlik işleminin 6361 sayılı kanunda belirtilen esaslara ve BDDK’ nın belirlediği kriterlere uygun olarak eksiksiz yerine getirdiğini, davalının iyi niyetli hamil sıfatı kazandığını, çekin zayi olduğunun gerçeği yansıtmadığını, davacının fatura içeriğindeki mal ve hizmeti aldığını ve buna karşılık dava konusu çeki verdiğini yazılı olarak teyit ettiğini, davacının açmış olduğu davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalı şirketin dava konusu çekin meşru haklı ve iyi niyetli hamili olduğunu, davaya konu çekin ciro silsilesinin düzgün olduğu, bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğruya var olan ilişkilere dayanan dehlen faktoring şirketine karşı ileri süremeyeceğini 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 9/3 maddesi gereğince mümkün olmadığını savunmuş, davanın reddine, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Davacı yan çekteki imzayı inkar etmeyip, iptal davasında ve işbu istirdat davasında davaya konu çekin iradesi dışında elinden çıktığını beyan etmiştir. Davacı yanın iddiası şahsi def’i mahiyetinde olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesinde, hamilin poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına harekete etmesi dışında şahsi def’ilerin başvuran hamile karşı ileri sürülemeyeceği düzenlenmiştir. Yine 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesinde “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoringşirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraf şirketlerin ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davaya konu çekin davacı kayıtlarında yer aldığı, faktoring sözleşmesinin tarafı olan dava dışı … şirketi ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğu, çekin faturaya istinaden davalı şirkete temlik edildiği, faturalara konu mal ve hizmeti eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim aldıklarına dair davacının teyit yazısı imzaladığı, davacının temlik eden … şirketinden alınan hizmet karşılığında dava konusu çeki adı geçen firmaya verdiğini kabul ettiği tespitlerinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporlarında ayrıntısına yer verildiği şekilde davalı … şirketi dava konusu çeki 6361 sayılı yasa ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak temlik almış ve bu kapsamda davaya konu çekin yetkili hamili bulunduğu kabul edilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında davacı, davalının çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini ispat edemediği” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sadece fatura ilişkisine bakılarak factoring şirketinin lehtar olduğunun kabul edilmesi hukuken mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu çekin ibraz edilen fatura itibari ile ne şekilde devir edildiği ve devir edenin ne şekilde yasal hamil olduğunun açıklanmadığını, çekin …Ltd.Şti. elinde bulunması doğrudan doğruya bu şirketin yasal alacaklısı olduğu sonucunu doğurmadığını, başka bir anlatımla dava konusu çekin Lehtar … tarafından ciro edilip edilmediği, edilmiş ise kime ve sonrasındaki ciro zincirinde yazılı gerçek/tüzel kişilerin hangi fatura karşılığında alınan mal ve hizmet alımına karşılık verdiği, ciro zincirinde kopukluk olup olmadığının tespiti açık ve net olarak saptanmadığını, dolayısı ile rapor mevcut hali ile taraflar arasındaki rapor uyuşmazlığın çözümü için yetersiz ve denetime elverişli olmayıp rapora dayalı olarak kurulan hükmün isabetli olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı tarafından sunulan faktoring sözleşmesinin fotokopisinin incelenmesinde, 24/11/2016 tarihinde davalı … şirketi ile dava dışı …Ltd.Şti arasında düzenlendiği dava konusu çekin alacak bildirim formu ile faktoring şirketine tevdii edildiği, ayrıca 21/11/2016 tarihli …Ltd.Şti tarafından davacıya düzenlenen 80.754,48-TL bedelli faturanın fotokopisinin de yer aldığı görülmüştür. Dava konusu çekin 29/03/2017 tarihli 80.750-TL bedelli keşidecisinin …Ltd.Şti olduğu anlaşılmıştır. 09/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava Konusunun; davacı tarafın rızası olmadan elinden çıkan ve keşidecisinin … Ltd.Şti lehtarının …, … olduğu; keşidecinin … Ticari Merkez şubesi nezdindeki … iban nolu hesabından ödenmek üzere keşide edilen ve kötü niyetli 3.kişilerce davalı … şirketine temlik edildiği anlaşılan 29.03.2017 tarih 80.750,00TL meblağlı ve … numaralı çekin icra baskısı ile tahsil edilen bedelinin davalıdan alınarak davacıya geri öderimesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine, 1136 sayilı Avukatlık Kanunu 4667 sayılı kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin avukat olarak adımıza hükmedilmesine karar verilmesi isteminden ibaret olduğu davacı İle dava konusu çekin lehdarı … arasında ticari ilişkinin olduğu, dava konusu çekte ikinci cirosu olan dava dışı … Ltd Şti ile de davacı arasında ticari ilişkinin olduğu, dava konusu çekin dava dışı … Ltd Şti tarafından davalı … ye temlik edildiği, davalı şirketin dava dışı … Ltd Şti den aldığı çekin davacı tarafından teyit edildiği , bu hizmeti … Ltd Şti alınan hizmet karşılıgında verdığını davacının kabul ettiği, davacının dava dışı … Ltd Şti nce 21.11.2016 tarihinde KDV dahil 80.750,00 TL tutarlı satış faturasının muhasebeleştirilmediği, davacının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı … nin dava konusu çeki dava dışı … Ltd Şti den usulüne uygun olarak aldığı ve yetkili hamili olduğu, Davacı … tarafından, davalı …’ye 25.11.2016 tarihinde şirkete ve testim edilen dava konusu çek/lerdeki imzaların şirkete ait olduğu ve konu çekleşin şirkete temlik edilen dökümü sunulu faturaların kayıtlarında yer aldığı, faturalara konu mal ve hizmeti eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim aldıklarına daır teyit yazısı imzalandığı” yolunda görüş bildirmiştir. 06/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davanın dayanağını oluşturan 29/03/2017 tarih ve 80.750,00 meblağlı ve … numaralı çekin dava dışı … San,ve Tic.Ltd.Şti tarafından davalı … A.Ş ve temlik edildiği, … Ltd.Şti ile davacı taraf 20/11/2016 tarihinde KDV dahil 225.000,00 bedelli mal alım sözleşmesi imzaladıkları, sözleşmeye istinaden davacının :Keşidecisinin … Tic.lid.ştine ait 29.03.2017 vade tarihli 80.750.00 11 tutarlı … seri numaralı çek ve 30.05.2017 vade tarihli 80,750,00 TL meblağlı … seri nolu iki adet toplanı 161.500,00 tutarlı çeki ciro ederek verdiğini, davacı tarafın; Keşidecisinin … İtd.ştine ait 29,.03.201/7 vade tarihli 80.750.00 11 tutarlı … seri numaralı çek ve 30.05.2017 vade tarihli 80.750.00 meblağlı … seri nolu iki adet toplam 161.500,00 tutarlı çeklerin : 31/12/2016 tarih ve 139 ve 140 nolu muhasebe madde numaralarında da tespit edildiği üzere başka firmalardan alınan çeklerle birlikte toplu şekilde ve alt hesap açılmadan kayıtlarına intikal ettirdiği görülmüştür. Davalı … in … Ltd.Ştinden almış olduğu çekin davacı tarafından teyit edildiğini ve bu hizmetin … firmasından aldığını karşılığında ilgili çeki verdiğini belgede kabul ve beyan ettiği, dava konusu çeklerin 139 ve 140 nolu yevmiye kaydı ile başka firmaların çekleri ile birlikte alt hesap açılmadan 101 ALINAN ÇEKLER hesabının, ve 103 VERİLEN ÇEKLER hesabının muhasebe kayıtlarına toplu olarak girildiğinden ayrıntısının görülemediğini bu nedenle hesapların doğrulayıcı nitelikte olmadığı görülmüştür. … tic.Itd.ştince 21/11/2016 tarih ve … nolu KDV dabil toplam 80.750,00 TL tutarlı mal salış faturasının davacının muhasebe kayıtlarında olmadığı, Davacı tarafın ,Çek Lehtarı … ( … )ile mal satımından dolayı ticari ilişkisinin bulunduğu görülmüştür. yine Dava konusu Çek”i davalı tarafa ibraz eden … San ve Tic.Ltd.Şti”nin davacı tarafla mal alımından dolayı ticari ilişkisinin olduğu davacıya ait muhasebe kayıtları ve muavin defter kayıtlarının bu işlemi doğruladığı görülmektedir.” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, istirdat davasıdır. Davacı taraf dava konusu çekin zayi olduğu iddiasıyla Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtıklarını ve bu davanın yargılaması sırasında davalı tarafın çeki elinde bulundurduğunun anlaşılması nedeniyle mahkemece kendilerine işbu davayı açmaları hususunda süre verildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları içeriğinden davacının dava konusu çeki dava dışı … Ltd. Şti ne verdiği, ve bu şirketin de çeki davalı … şirketine temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf dava konusu çekteki imzasını inkar etmemiştir. Ayrıca bu davada iddiası çekin iradesi dışında elinden çıktığına yöneliktir. Dava konusu çekin davacının iradesi dışında elinden çıktığı hususu usulüne uygun deliller ile ispatlanamamıştır. Ayrıca dosyaya sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporu içeriği gözetildiğinde davalının çeki iktisabında faktoring mevzuatına aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/05/2022