Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/501 E. 2020/613 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/501 Esas
KARAR NO : 2020/613 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI : 2019/761 E. – 2019/73 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili şirketin en büyük ve tek imza yetkilisi …’un sahibi olduğu Almanya’da mukim Kobil GmbH şirketi’nin 1986 yılından bu yana önce Almanya’da, sonra İsviçre’de, Fransa’da, İngiltere’de ve son olarak da Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirketin ise 1996 yılından itibaren ise Türkiye’de donanım ve yazılım alanında, özellikle data güvenliği konusunda faaliyet gösterdiğini, Kobil GmbH’de dava konusu olayın yaşandığı yıllarda 100’ü aşkın donanımcı ve yazılımcı çalıştığını, müvekkili şirkette ise 8 kişi ile daha dar bir kadro istihdam edildiğini, müvekkili şirketin 2006 yılında Türkiye’de…ve … Bankası için Elektronik Bankacılığı yaratılmasına ve geliştirilmesine Kobil Gmbh yardımcı olduğunu, ayrıca 2016 yılında TÜBİTAK’ın talebi üzerine “KEC” adı verilen ve açılımı “Kart Erişim Cihazı” olan bir donanım ve yazılımın TÜBİTAK bünyesinde ve TÜBİTAK standartlarına uygun olarak yaratılmasına ve geliştirilmesine Kobil GmbH’nin yardımcı olduğunu, Kobil GmbH2nin 100’ü aşkın donanımcı ve yazılımcısı Almanya’da, müvekkil şirketin ise sadece 6 kişiden oluşan donanımcı ve yazılımcısı ise Türkiye’de “KEC projesi” için emek sarf ettiğini ve kodları yazmak için gerekli donanım ve yazılım raporlarını oluşturmaya başladığını, müvekkili şirketin “KEC projesi”nin önemli bir kısmını bitirmek üzereyken, …’nın 17 yıldır çalışmakta olduğu müvekkil şirkette huzursuzluk çıkarttığını ve şirketten ayrılmak istediğini, bunun üzerine müvekkili şirket ile … arasında 2017 yılı Ocak ayında uzlaşıldığını, bu uzlaşma neticesinde 23/05/2017 tarihinde taraflar arasında iki ayrı anlaşma imzalandığını, birinci anlaşmaya göre müvekkil şirket …’ya 110.000,00 EURO ödeyeceğini, 30.000,00 EURO’luk kısmı hemen ödeneceğini, mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan ve …’nın kullandığı değeri 50.000,00 TL olan arabayı vereceğini ve …’nın müvekkili şirkette 2017 yılı sonuna kadar çalışacağını, taraflar arasında akdedilen 23/05/2017 tarihli ikinci anlaşmaya göre … ile müvekkili şirket en geç 31/12/2017 tarihine kadar 100.000,00 EURO sermayeli başka bir şirket kurarak beraber çalışacağını ve ….’nın bu kurulacak şirketten 10.000,00 EURO maaş alacağını, ancak …nın işe gelmemeye başlandığını, işe geldiğinde ise saat 11:00 de gelip 14:00 de işten ayrıldığını, … müvekkil şirketten ayrıldıktan 12 gün sonra davalı şirket… Elektronik’te işe başladığını, müvekkil şirket “KEC projesi”ni Türkçe ve İngilizce sunumlarını oluşturduğunu ve 22/11/2017 tarihinde e posta yolu ile ….’a gönderdiğini, daha sonra… 04/12/2017 tarihinde …’a 1 ay içerisinde projenin biteceğini bildiren bir e posta daha gönderdiğini, … ile birlikte müvekkili şirkette çalışan 4 kişi daha … Elektronik’te işe başladığını, bu eksiklere rağmen müvekkili şirketin proje kodlarını yazmaya devam ettiğini, 2018 yılı ikinci dönem raporlarının da hazırlandığını, ancak yeterli personel sayısını sağlayamadığı için müvekkili şirketin proje faaliyetini durdurmak zorunda kaldığını,…’nın müvekkili şirketten ayrılırken kendisine tahsis edilen dizüstü bilgisayar içerisinde bulunan kodlamalar ile aldığı 100.823,00 EURO bedel kaynak ile projeyi izinsiz haksız ve hukuka aykırı olarak tamamladığını ve projeyi bitirdiğini, bu hususun 07/09/2018 tarihli “Teknopark İstanbul” adlı derginin 16. sayfasında yer alan haberle kanıtladığını, ayrıca …nin … A.Ş uzantılı e posta adresi üzerinden ….nın …A.Ş uzantılı e posta adresine 11/07/2018 tarihinde gönderdiği e postayı yanlışlıkla …i’nin müvekkili şirket uzantılı e posta adresine göndermesi üzerine de kanıtlandığını, tüm olayların 2019 Nisan ayında öğrenildiğini ve davalılar hakkında 02/08/2019 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nun 5A maddesi gereği İstanbul Adalet Komisyonu Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğunu, tarafların uzlaşılamadığını, … A.Ş’de kullanılan özellikle müvekkil şirket eski çalışanlarının bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde aram yapılmasını, bilgisayar kayıtlarının kopya çıkarılmasını bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesini, bilgisayar programlarına ve bilgisayar kütüklerine girilmemesi veya işlemin uzun sürecek olması halinde işlemin yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için bu araç ve gereçlere el konulması ve … A.Ş’nin “KEC projesi”ne ilişkin faaliyetinin durdurulmasını talep ve dava etmiştir. İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2019 tarihli 2019/761 Esas- 2019/73 Karar sayılı kararıyla; “Davanın konusunun, bilgisayar destekli kodlamaların izinsiz ele geçirilip programa dönüştürülerek piyasaya arz edildiği iddiasıyla müdahalenin meni, tedbir uygulanması ve tazminata ilişkin olduğu, uyuşmazlığın konusu bir fikir eseri olup Fikir ve Sanat Eserleri kanunu uyarınca çözülmesi gerektiği” gerekçesiyle, Mahkemenin, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. Maddeleri hükümleri gözönünde bulundurularak davaya bakmakta görevsiz bulunduğu, görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirlendiğinden davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.Davalı … vekilinin istinaf başvurusunda; HMK’nın 114. Maddesi gereğince dava şartlarından olan görev konusunda aynı kanunun 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, bunun için dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilmesi, davalılara savunma hakkı tanınması gerektiğini, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğunu, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan hususlar göz ardı edilerek görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
– dava dilekçesinde davacının “Taleplerimiz ve Hukuki Gerekçeleri” başlıklı bölümü ve “Talep ve Sonuç” bölümünde ; FSEK, TTK, TBK ‘ya dayanılarak birbiri ile çelişen, sonuçları ve çözümleri birbirinden farklı, birden fazla talepte bulunulduğunu, bu tür davaları görmekle görevli ve yetkili mahkemeler farklı olduğu gibi, istinaf kanun yolu ve Yargıtaydaki temyiz inceleme yerlerinin de ayrı olduğunu, ilk derece mahkemesinin, birbiriyle bağlantılı olmayan, birlikte görülme zorunluluğu bulunmayan, yargılama usulü ve sonuçları ile istinaf ve temyiz inceleme yerleri aynı olmayan davaları tefrik etmeksizin, sadece Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile ilgili talebi hakkında görevsizlik kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
-dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmadığını, beyanla kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; hakimin taktir yetkisini kullanarak usul ekonomisi ilkesi gereği ve yargılamanın gereksiz uzamaması ile sağlıklı bir şekilde yürümesini teminen dava dilekçesini karşı tarafa tebliğ etmeden davanın reddine karar vermesinin usule uygun olduğunu, müvekkilinin haksız rekabetten kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na 02/08/2019 tarihinde 2019/15569 numara ile başvurduğunu, bunun üzerine davalıların İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/258 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine apar topar tespit davası ikame ettiğini, müvekkilinin davayı ikame etmesi üzerine davalı …’nin davaların birleşmesinin geciktirilmesi adına yargılamayı sürüncemede bırakmak için görevsizlik kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunduğunu beyanla beyanla başvurunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Davacı vekili dava dilekçesi ile ;FSEK kapsamında her türlü mali hakkı müvekkili tarafından kullanılacak “KEC Projesi” nin davalı … A.Ş.’nin davalılar…i ve … vasıtasıyla, …’nın müvekkilinden aldığı kaynak ile izinsiz olarak işlenmesi, temsili, çoğaltılması, değiştirilmesi, umuma iletilmesi, yayımlanması ve satışa arz edildiğinden bahisle tecavüzün önlenmesi, kaldırılması, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 250.000,00TL bedelden az olmamak üzere rayiç bedelin 3 katına hükmedilmesi, satışa sunulan nüshaların imhası veya müvekkiline devri, 250.000,00TL den az olmamak üzere haksız fiil tazminatı ödenmesi, temin edilen karın verilmesi,
– müvekkilinin ürünlerinin kötülenmesi, ticari sırlarının ifşası nedeniyle haksız rekabetin meni, sonuçlarının ortadan kaldırılması, 250.000,00 TL bedelden az olmamak üzere zarar ve ziyanın tazmini, 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi,hükmün ilanı,
-müvekkili çalışanları olan … tarafından oluşturulan ve …’ya tahsis edilen ikale sözleşmesi kapsamında olmayan bilgisayar içinde bulunan “KEC projesi hazırlık tasarım kodları”nı çalışanlarını transfer ederek ele geçirilmesi ve izinsiz yararlanılması, ifşa edilmesi nedeniyle haksız rekabetin meni, sonuçlarının ortadan kaldırılması, 250.000,00 TL bedelden az olmamak üzere zarar ve ziyanın tazmini, 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi, hükmün ilanı talepleriyle dava açmıştır.İlk derece mahkemesince davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile; görevsizlik kararı verilmiş, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu “KEC Projesi”nin bilgisayar yazılım ve donanım programı olduğu, davacı tarafça eser vasfında bulunduğunun ve mali haklarının FSEK kapsamında davacıya ait olduğunun, mali haklarının ihlal edildiğinin ileri sürüldüğü, yine bu programdan izinsiz yararlanılması ve ifşası, kaynak kodların transfer suretiyle ele geçirilmesi eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği maddi ve manevi tazminat gerektirdiğine yönelik taleplerin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, davacı vekilinin ,davalı tarafça müvekkilinin ürünlerinin kötülenmesi, ticari sırlarının ifşası nedeniyle haksız rekabetin meni, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve buna dayalı maddi ve manevi tazminat talebinin, TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayalı olduğu anlaşılıyorsa da, davaya konu diğer taleplerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği ve mahkemenin görevsizlik kararının yerinde olduğu, dosya üzerinde görevsizlik kararı verilmesinin sonuca etkili olmadığı kanaatiyle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, dosyanın usuli işlemlere devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı …’nin istinaf talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderleri olarak;
a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 114,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.