Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/486 E. 2020/856 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/486 Esas
KARAR NO : 2020/856 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/08/2019
NUMARASI : 2019/1173 E., 2019/1195 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle; mahkemenin 2019/1173 sayılı değişik iş kararıyla itiraz eden aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz alınmasına sebep olan iddia edilen alacak sebebiyle lehine ihtiyati haciz kararı verilen tarafça İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu, ihtiyati haczin bu nedenle kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz kurumunun alacaklı bakımından aranan şartlarından birinin ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması olduğunu, buna karşılık itiraz edenin ihtiyati haciz isteyen tarafla herhangi bir ilişkisi bulunmadığını ve borcunun da bulunmadığını, ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan faktoring sözleşmesinde ki ve vade uzatım protokolünde ki tarihlerin gerçek olmadığını, içeriklerinin de 6361 sayılı yasaya aykırı olduğunu, geçerli olmayan bir sözleşemeye dayanılarak ihtiyati haciz talep edilemeyeceğini, sözleşmedeki asıl borçlunun yasada öngörüldüğü şekilde mal veya hizmet satışına bağlı bir alacağı bulunmadığını ve mevcut olmayan veya ileride doğması mümkün bulunmayan bir alacağın, yasal şartlara uygun şekilde faaliyetini sürdürmek zorunda olan faktoring şirketi tarafından tahsilinin üstlenilmesinin de mümkün olmadığını, itiraz edenin sözleşmeye kefil olma iradesinin olmadığını, kaldı ki eşinin rızasının dahi alınmadığını, yine borç için ipotek verildiğini, alacağın rehinle temin edilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini beyanla, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.İhtiyati haciz isteyen vekili ihtiyati hacze itiraza ilişin herhangibir cevap dilekçesi sunmamış olup, 12/11/2019 tarihli duruşmada temlik sözleşmesi ile mutabakat göz önüne alındığında yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden, itirazın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.İlk derece mahkemesince; “dosyada yapılan inceleme de, istem sahibinin avukatının 15/08/2019 tarihli ihtiyati haciz istemini içeren dilekçesine istinaden mahkemece ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin 21/08/2019 tarihli karar verildiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin avukatının itiraz ettiği, itirazın İcra İflas Yasasının 265/1.maddesi kapsamında süresi içerisinde yapıldığının anlaşıldığı, ihtiyati hacze itiraz ve sebeplerinin İcra iflas Yasasının 265/1.maddesinde açıklandığı:İcra İflas Yasasının 265/1.maddesi “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” şeklinde olduğu,İtiraz edenin itiraz sebeplerinin ihtiyati haciz sebeplerine ilişkin itiraz olarak kabul edildiği,Dosyada yapılan incelemede, … AŞ ile … AŞ arasında 20/02/2017 tarihli geri dönülebilir faktoring sözleşmesi ve çeşitli tarihlerde limit artırım sözleşmesi akdedildiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, sunulan sözleşme ve eklerinin incelenmesinden itiraz edenin nüfus kayıt bilgisine göre eşi … kefalete rızasının alındığı, 20/02/2017 tarihli sözleşmenin icrası aşamasında faktoring sözleşmesinden kaynaklanan borçların yapılandırılması mahiyetinde ki 21/11/2018 tarihli vade uzatım protokolünün imzalandığı, söz konusu protokolün yanlar arasında daha önce imzalanan faktoring sözleşmesi ve limit artırım sözleşmesi dahil olmak üzere imzalanan sözleşmelerin eki niteliğinde olduğunun, sözleşmeler arasında uyumsuzluk bulunması halinde 21/11/2018 tarihli vade uzatım protokolünün geçerli olacağının kabul edildiği, itiraz edeninde kefalet limitine göre vade uzatım belgesini imzaladığı, vade uzatım protokolü içeriğine göre imzası olanların protokol konusu borca itirazlarının bulunmadığı, başka bir ifadeyle protokol kapsamında ki borcun imzası olanlarca kabul edildiği, yine temlik alana devredilen tüm faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığının protokolle kabul edildiği, başka bir ifadeyle protokolde kabul edilen alacağın alacaklısının yararına ihtiyati haciz kararı verilen olduğunun kabul edildiği, yanlar arasında ki devam eden ilişkide borçların ödenmemesi üzerine 22/07/2019 tarih … yevmiye no lu Beyoğlu ….Noterliğinin ihtarnamesinin keşide edildiği, müteakip lehine ihtiyati haciz kararı verilenin icra takibi başlattığı, incelenen İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına göre, asıl borçlu hakkında ki icra takibinin kesinleştiği, itiraz edenin ise icra takibine itirazda bulunduğu, özetle ve öz olarak, imzalanan 20/02/2017 tarihli sözleşme, sözleşme gereğince borçluya ibraz edilen ve borçlu tarafından kabul edilen faturalar, nihayetinde itiraz edeninde kabul edip imzasıyla onayladığı 21/11/2018 tarihli protokol birlikte değerlendirildiğinde, istem sahibi lehine yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen itiraz eden kefilin borcuna karşılık ipotek (rehin) bulunmadığı, itiraz edenin itirazlarının İcra İflas Yasasının 265.maddesi kapsamında yerinde olmadığı” gerekçesiyle İtiraz edenin mahkememizin 21/08/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına yaptığı itiraz, İcra İflas Yasasının 265.maddesi kapsamında yerinde olmadığından oy çokluğu ile üye Hakim … muhalefeti ile reddine karar verildiği görülmüştür. Kararı borçlu /itiraz eden vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde ihtiyati hacze konu edilen belgelerin ihtiyati hacze elverişli belgeler olmadığını ,muhalefet şerhinde de bu hususun açıklanmış olduğunu alacağın tevsik edilmediğini ve ihtiyati haciz koşullarının bulunmadığını, alacağın da rehinle teminat altına alınmış olduğunu beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İhtiyati haciz kararı verilmesinin koşulları, İcra ve İflâs Kanunu’nun İİK’nın 257’nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nın 257,I hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nın 257,II’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanı sıra ispata ilişkin İİK’nın 258’nci maddesi de somut olayımız açısından çok önemlidir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa. – Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257,II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.İİK’nun 258’nci maddesinin 1’inci fıkrasında yer alan “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” hükmü ile kastedilen husus; İİK’nun 257’nci maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiğine ilişkin delillerin alacaklı tarafından ibraz edilmesidir. Bu durumda mahkemece, İİK’nun “İhtiyati Haciz” başlıklı 9’uncu Babında ihtiyati haciz koşulları ile ispata ilişkin 257’nci ve 258’nci maddeleri gözetilerek ihtiyati haciz isteminin değerlendirilmesi gerekir. Kanun tarafından aranmayan bir şartın hâkim tarafından konulması kanuna uygun düşmez. Öte yandan yukarıda yapılan açıklamalarda ifade edildiği gibi takip borçlusu, mallarını kaçırarak haksız çıkacağını tahmin ettiği bir takibin sonuçlarından kurtulabilir. İşte buna engel olmak, elde edilen hakkın aynen gerçekleştirilmesini sağlamak hukuk düzeninin görevidir. htiyati haciz talep eden yanın alacağın varlık ve miktarını yaklaşık ispata yarar belgelerini sunduğu, kefil olan borçlunun kefaletini de karşılar şekilde bir ipoteğin mevcut olmadığı , muhalefet şerhinde bahsedilen hususların ihtiyati haciz yargılamasında tartışılmasının olanaklı olmadığı nedenle ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair vermiş olduğu karar yerinde olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – İtiraz eden/borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL nin mahsubu ile 10,00 TL eksik harcın istinaf eden muterizden alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden muteriz üzerinde bırakılmasına 4- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi .