Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/467 E. 2022/1103 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/467 Esas
KARAR NO : 2022/1103
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2017/664 E. – 2019/320 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de bakliyat sektörünün liderlerinden olduğunu, 1977 yılından bu yana … markası altında kuru bakliyat ve pirinç ürünleri alanında hizmet verdiğini, davalı tarafın dava konusu “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” markalarını 29 uncu sınıfta yer alan “kuru bakliyat; fasulye, bezelye, nohut, mercimek, soya” ile 30 uncu sınıf bakımından “tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarma, gıdalar için mal, hububat” emtiaları bakımından kullanmadığını, bu nedenle markaların kullanmama nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, davalı tarafın ciddi bir kullanım olarak adlandırılabilecek herhangi bir kullanımı bulunmayan ve yalnızca dava konusu marka üzerinde tekel kurmak suretiyle hakları elde tutmak amacıyla sembolik bir marka kullanma hakkı bulunan davalı şirket markalarının 29 ve 30 uncu sınıfta yer alan ilgili emtialarda iptali gerektiğini, açıklanan nedenlerle davalıya ait; 1-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt” 2-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt” 3-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt” 4-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt” 5-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, hububat ve tahıl mamulleri” 6-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, hububat ve tahıl mamulleri” 7-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, hububat ve tahıl mamulleri” 8-… nolu “…” markasının 29. Sınıfta tescilli olduğu “tuz, hububat ve tahıl mamulleri” yönünden kullanılmamaları nedeniyle 6769 sayılı SMK’nun 9. maddesi uyarınca kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olaya konu davanın SMK’nın yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe açılamayacağını, bu konuda yerel mahkeme tarafından verilmiş bir karar olduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, bu nedenle kullanmama nedeniyle iptalinin söz konusu olmayacağını, kaldı ki, iptali durumunda karışıklık meydana geleceğini, müvekkilinin “…” markasını hükümsüzlüğü istenen sınıflarda ciddi ve kesintisiz olarak kullanmakta olduğunu, markanın tanınmış marka olduğu konusunda bir tereddüt bulunmadığını, davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını, ilgili sınıflarda kendi adına tescilli “…” markalarının hali hazırda tescilli olduğunu, müvekkilinin markasının ilgili sınıflarda iptali durumunda da markalarının statüsünde bir değişiklik olmayacağından menfaat yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin markalarının gazete ilanlarında yer aldığını, TV reklamlarında yayınlandığını, promosyonlarının yapıldığını ve tüm bu kullanımların SMK’nun 9. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih ve 2017/664 Esas – 2019/320 Karar sayılı kararıyla; “…toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya ait dava konusu markaların iptali talep edilen mal ve hizmetler için dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadığı, bu nedenle SMK’nun 9/1. maddesindeki iptal koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davacı yanın, bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, zira davacı şirkete ait “…” ibareli markalar hali hazırda, müvekkil şirket markalarından terkini istenen 29. Sınıfta “kuru bakliyat yani fasulye, bezelye, nohut, mercimek, soya” ve 30. Sınıfta “Tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt. Hububat ve tahıl mamulleri” emtialarında tescilli olduğunu, Davacının, ilgili emtiaların müvekkil şirket markalarında yer almasından doğan herhangi bir zararı bulunmadığı gibi, ilgili emtiaların müvekkil şirket markasından terkin edilmesinin davacıya bir yarar sağlamayacağını, Davacının 29. Sınıfta “kuru bakliyat yani fasulye, bezelye, nohut, mercimek, soya” ve 30. Sınıfta “Tuz, pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt. Hububat ve tahıl mamulleri” emtiaları için yapacağı “…” ibareli marka başvurularının, davacının daha önceden tescilli olan …, …, …, … sayılı “…” ibareli markaları dolayısıyla reddedilmesinin de söz konusu olmayacağını, Müvekkile ait “…” ibareli markalar tanınmış marka olup, dolayısıyla hükümsüzlüğü istenen markanın tanınmış marka olarak değerlendirilmesi ve işbu davanın aslında tanınmış markanın kısmi hükümsüzlüğü olarak yorumlanması gerektiğini, müvekkile ait … ibareli marka tanınmış marka niteliği taşımakta olup, markanın tanınmışlığı, Türk Patent ve Marka Kurumu ve yargı kararları ile sabit olduğunu, Müvekkil şirket, … markasını uzun yıllardır aralıksız ve kesintisiz olarak kullandığını, bu markaya yatırım yaptığını, kullanım ve reklamlar sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp yurt dışında da markasını tanınmış marka haline getirdiğini ve bu markası altında birçok seri marka yarattığını, Bir markanın, tanınmış marka olması halinde, terkin edilen mal ve hizmetler bakımından üçüncü kişilerin tescil taleplerine konu olmasına m. 6/4 bendi engel olduğunu, itiraz edilmeyip, marka bir şekilde tescil edilse bile, bu sefer de kısmi hükümsüzlük nedeniyle markası hükümsüz kılınmış tanınmış marka sahibi, bu hususu bir hükümsüzlük davası açmak suretiyle ileri sürebileceğini, esasen hukuki menfaat yokluğunun, tanınmış markalar açısından mutlak olarak ele alınması gerektiğini, 6769 sayılı SMK m.25 markanın hükümsüzlüğünün isteyebilecek olanlar içinde, ilk olarak menfaati olanları saydığını, somut durumda, davacının dava konusu markaların tescilli olmasından dolayı herhangi bir zararı bulunmadığı gibi, iptal edilmesi durumunda herhangi bir menfaatinin de bulunmadığını, İşbu davanın, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe açılmasının mümkün olmadığını, SMK’nın yürürlüğü öncesinde markalara ilişkin kullanma yükümlülüğünün bulunmadığını, kanun yürürlüğe girdikten sonra somut olayda 5 yıllık bu sürenin dolmadığını, Yerel mahkeme kararında belirtilenin aksine, dava konusu markanın tescil edildiği tarihten bu yana kesintisiz olarak kullanıldığını, bilirkişi raporunda, salt müvekkil şirkete ait internet siteleri üzerinde inceleme yapıldığını, gerek delil dilekçemiz ekinde yer alan belgeler gerekse internet üzerinde detaylı incelemenin yapılmadığını, bu nedenle bilirkişi raporunun eksik inceleme ile oluşturulduğu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * 26.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…davalı adına tescilli …, …, …, …, …, …, … ve … markalarının iptali istenen 29. ve 30. sınıflarda yer alan “kuru bakliyat; fasulye, bezelye, nohut, mercimek,soya; tuz piriç, bulgur, keşkek,yarma, gıdalar için mal, hububat” emtialarında ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanamadığı, mahkemece uygun görülmesi halinde kullanmama nedeniyle kısmen iptali koşullarının somut olay açısından oluştuğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalıya ait dava konusu markaların iptali talep edilen mal ve hizmetler için dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadığı, bu nedenle SMK’nun 9/1. maddesindeki iptal koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olup; davalı tarafın markayı tescil tarihinden itibaren beş yıl süreyle kullanmadığı ve somut olayda “kullanmamanın haklı nedene dayalı olduğu” da ispat edilemediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Markanın kullanılması her marka için bir yükümlülük olup, bu konuda tanınmış markalar bakımından bir istisna, ayrıcalık söz konusu olmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022