Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/439 E. 2022/445 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/439 Esas
KARAR NO: 2022/445 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2019
NUMARASI: 2017/97 E. – 2019/292 K.
DAVANIN KONUSU: Markadan Kaynaklanan tecavüzün Tespiti istemli
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin toptan satış mağazacılığı alanında köklü bir firma olduğunu müvekkilinin 35.sınıf da dahil olmak üzere “…” ayırt edici unsurlu seri markaların sahibi olduğunu, bu markaların görsel ve yazılı basın başta olmak üzere ilgili tüm mecralarda yapılan tanıtım çalışmaları ile Türkiye’de tanınmış marka hale geldiğini, davalının ise “…” ibaresini kullanmak suretiyle müvekkili firmanın marka haklarına tecavüz ettiğini, bu kullanımın aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, Trabzon ili ve bağlı ilçelerinde işletmelere numara vermek suretiyle “…” ibaresinin kullanıldığını, bu durumun müvekkili tarafından fark edilmesi üzerine iş bu markayı kullanan üç işletmeye karşı Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/231, 2012/232 ve 2012/233 Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığını ve bu davaların müvekkili lehine sonuçlandığını, kararların Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından kesinleşmesi üzerine 2016 yılında kararın infaz edildiğini, ancak kesinleşen yargı kararlarına rağmen “…” markasının kullanılmasına halen devam edildiğini belirterek, davalıların “…” ibaresini, davacının markalarının tescilli bulunduğu sınıflar kapsamındaki hizmetler üzerinden tek başına, yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullanmasının, bu markalar altında ürün üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımının yapmasının davacı aleyhinde marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının davacıya ait “…” ibaresini davacı şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, bulundurmasının, satışa arz etmek üzre depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarda kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakının ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde, iletilen, satılan, sağlanan,dağıtılan, satışa arzedilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına el konularak, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip imhasına esastan da karar verilmesine, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilgililere tebliğine ve kamuya yayın yoluyla duyurulmasına, kullanımın ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesinde özetle; dava açma süreleri yönünden değerlendirildiğinde hak düşürücü sürelerin dolduğunun anlaşılacağını, hak düşürücü sürelerin geçmiş olması hasebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, tabelalarında “…” ibaresi bulunmadığı için açılan davanın hukuka aykırı olduğunu, tabelalarında “… ( … logosu içinde)”, “…”, “…”, “…” yazdığını, davacının işbu davayı açmasında menfaati olmadığı gibi alakasız şekilde kanun yolu ile ticari hayatlarında ve güncel yaşamlarında huzursuzluk yarattığını, bu konudaki tazminat haklarını saklı tuttuklarını, açılan dava haksız ve hukuka aykırı olduğu için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2019 tarihli 2017/97 E. – 2019/292 K.sayılı kararıyla; “… davacı vekilinin sunduğu fotoğraf, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu fotoğraf ile davalıya ait iş yerinde keşif sırasında çekilen fotoğraf birlikte değerlendirildiğinde, Trabzon ilinde faaliyet gösteren davalıya ait bakkal dükkanında “…” ibaresinin işletme adı olarak ve markasal olarak kullanıldığı, keşif sırasında iş yerinin bir tabelasında “…” ibaresinin mevcut olmadığı, ancak davacı tarafça sunulan fotoğraf ile davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan ve keşif sırasında çekilen fotoğrafların aynı fotoğraflar olduğu, davalının sunduğu fotoğrafta ve keşif sırasında çekilen fotoğrafta tabelada “…” ibaresinin yazılı olduğu kısmın boyanarak kapatılmış olduğunun belli olduğu, ayrıca diğer iş yeri tabelasında “…” ibaresinin mevcut olduğu, fiyat etiketlerinde, iş yerinin içindeki tabelalarda, poşet üzerinde “…” ibaresinin mevcut olduğu, poşet üzerindeki kullanımda “…” harfi yerine dans eden insan figürlerinin kullanıldığı, bu kullanım şeklinin de davacının markalarının esas unsuru olan “…” ibaresi ile görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğu, davacının 35. sınıfta tescilli olan markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin tescilli oldukları sınıf ile aynı olan 35. sınıfa dahil hizmetlerde davalı tarafından aynen kullanıldığı, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, benzer konuda daha önce görülen davalarda, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğuna dair verilen kararların Yargıtay’dan geçerek onandığı, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, alınan ilk bilirkişi raporundaki “…” ibaresinin jenerik bir ifade olduğu görüşünün yerinde olmadığı, davacının “…” ibaresini içeren seri markalarının uzun süredir tescilli olmaları nedeniyle hükümsüz kılınmadıkları sürece aynı mal ve hizmetler için davalı tarafça kullanılmasının markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağı, davalının tescilli ticaret unvanının bulunmadığı ” gerekçesiyle; “Davanın kabulüne, Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini iş yeri tabelasında, ürünleri üzerinde ve iş evrakında markasal olarak kullanmak suretiyle davacının marka haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUĞUNUN TESPİTİNE, Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA ve SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA, Davalının davacıya ait markaların esas unsuru olan “…” ibaresini davacı şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının ÖNLENMESİNE ve MEN EDİLMESİNE, Davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakın ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılan, reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına EL KONULMASINA, hükmün kesinleşmesinden sonra İMHA EDİLMELERİNE, Kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan günlük bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, Davalının ticaret unvanında “…” ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından, ticaret sicilinden ticaret unvanının terkini talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, usule ilişkin istinaf sebeplerinde; davacının … markasının kendisine ait tanınmış marka olduğunu ileri sürmüşse de, … markasının TPE’de dava dışı … A.Ş adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davacının davayı açmakta menfaati bulunmadığını, markanın davacıya ait olduğunun tespiti halinde dahi, davacının markasının … ibaresi olduğunu, müvekkilinin … ibaresini kullanmasının önlenemeyeceğini, bu ibare üzerinde hak ileri süremeyeceğini. -Davacının “… ibaresinin ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine” şeklindeki talebinin reddi ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerine , karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının aleni olan Ticaret Sicil kayıtlarını inceleyip dava açması gerekirken, kolaylıkla bilgi sahibi olabileceği konudaki taleplerini şarta bağlamasının yerinde olmadığını. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; dosyada davanın açıldığı tarihte müvekkillerin tabelada veya iltibas yaratacak başka şekilde … markasını kullandığına dair delil bulunmadığını, horon figürlü … ibaresinin bile … ifadesi olmadan asla kullanılmadığını, gerek dava tarihinin öncesinde gerek dava tarihi itibariyle, tabelada ve ürünlerde … ibaresinin kullanılmadığını, talimat dosyası bilirkişisi marka vekilinin 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda “…davalı iş yerinin ön giriş ve yan cephelerinde asılı tabelaların orijinal halinin “…” şeklinde olduğu, “…” yazısının boya ile kapatıldığı, yakından ve dikkatli bakılmadığı haliyle gün ışığında görülmediği, alışveriş poşetlerinde “…” yazılı olup “…” harflerinin yerine horon eden insan figürlerine yer verildiği, fiyat etiketlerinde “…”, ürün fiyat broşürlerinde “…” yazılı olup “…” harflerinin yerine horon eden insan figürlerine yer verildiği, kasa fişinde iş yeri adının …- … olduğu…” tespit ve değerlendirilmesinde bulunulduğunu, 12.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda da, davacı markasının zayıf marka olduğu ve küçük değişikliklerin dahi karıştırılma ihtimalini bertaraf edebileceği, “…” şeklindeki markasal kullanımın davacı adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarıyla karışıklığa yol açmayacağının tespit edildiğini, dava açıldığı sırada ve öncesinde de tabelada … ibaresinin kullanımının mevcut olmadığını, … ibaresinin tabelada veya ürünlerde dava açılışı sırasında kullanıldığını iddia eden tarafın, dava açmaya yakın, makul süre içerisinde davalının kullanımını tespit etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelememekle birlikte müvekkillerinin … ibaresini hiçbir zaman tek başına kullanmadığını, … harfi yerine horon tepen insan figürleri olduğu gibi devamında … ibaresi ile birlikte kullandığını, 12.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi bu durumun iltibas teşkil etmediğini, müvekkilinin kullanımında … ibaresinin vurucu unsur olduğunu, ayırt ediciliği zayıf bir markayı seçen kimsenin bunun sonuçlarına katlanmak, yani normalde o markanın iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğunu, kimi bakkalların dava tarihinden önce … ibaresini sildirdiğini, alttan hafif görünüyor olsa dahi silmenin görünen ilişkiyi yok etmek anlamına geldiğinden iltibası yok edecek bir durum olduğunu, Üstünü boyatarak silme halinde dahi, davacının işbu davayı açmakta menfaatinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun müvekkilinin savunmalarını doğruladığını beyanla davanın reddine, mahkemenin taktirinde hataya düşmediği kabul edilirse, şartlı talep oluşturulamayacağından unvan terkini talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; talimat dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalının markaya tecavüzde bulunduğunun kanıtlandığını, davalının tecavüz teşkil eden kullanımlarının bir kısmını davanın açılmasından sonra kaldırmış olması halinde dahi, markaya tecavüz ettiğinin kabulü anlamına geldiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğrafların güncel olup itibar edilmesi gerektiğini, davalının açıkça müvekkiline ait markanın esas unsuru olan … ibaresini kullandığı ve SMK’da açıklanan şekilde marka hakkına tecavüz gerçekleştiğini, önceki yıllarda müvekkil tarafından açılan aynı içerikli davaların lehe kesinleştiğini, yargı kararlarının dosyaya sunulduğunu, “…” ibaresinin iş yerinin faaliyetini gösterdiğini, malların satım hizmetinde ayırt edici unsur olmadığını, kullanımda esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının … ibaresini aynı sektör ve aynı hizmet sınıfında kullandığını, müvekkiline ait markalarda bulunan hizmeti niteleyen ibarelerin “market, ucuzluk mağazaları, toptan ucuzluk, satış mağazası” olduğu göz önüne alındığında “…“ ibareli bakkal işletilmesinin markalar arasında benzerliği ve tecavüzü pekiştirdiğini, müvekkilinin markasının zayıf marka olduğu iddialarının yerinde olmadığını, şartlı talep oluşturulamayacağından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik iddianın da yerinde olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelenmesinde; … numaralı “…” ibareli markanın 01.02.2002 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 07.06.2004 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 01.06.2006 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 09.05.2006 tarihinde 5, 16 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 19.02.2008 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 14.04.2009 tarihinde 16, 38 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 27.08.2012 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 17.05.2016 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 13.12.2017 tarihinde 35 ve 36.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 18.04.2017 tarihinde 35.sınıfta davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/228 Talimat sayılı dosyasında alınan 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; mahallinde yapılan keşifte davalı tarafından gösterilen vergi levhası, üzerinde farklı adres okunan işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı ve temin edilen kasa fişinden işletmenin …adına kayıtlı olduğu, davalı işyerinin ön giriş ve yan cephesindeki tabelalarda, ürün standlarında, raflardaki ürün fiyat etiketlerinde “…” ibaresinin kullanıldığı, tabeladaki … yazısının boya ile kapandığı, ancak tabela ışıklandırmanın açılması halinde … yazısının görünür olduğu, vergi levhasında ticari unvan olarak “…” ibaresinin kullanıldığı, alış veriş poşeti ve ürün fiyat broşürlerinde “…” ibaresinin yer aldığı, … hafleri yerine horon eden insan figürleri kullanıldığının tespit edildiğinin belirtildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 12.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda ; “…” ibaresinin tüketiciler tarafından iyelik eki almış zamir olarak algılanacağı, “…” ifadesinin, davacı marka haklarının en eskisinden daha önceden bu yana jenerik bir ifade olduğu ve başta edebiyat olmak üzere çeşitli sanat dallarında kullanımına rastlandığı, bu nedenlerle davalının tespit olunan “…” markasal kullanımının, davacı adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarıyla karışıklığa yol açmayacağının belirtildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2014 tarihli, 2014/11679 Esas, 2014/19705 Karar sayılı ilamını emsal olarak sunduğu, ilam içeriği ve ekinde sunulan mahkeme kararından, davacı tarafça … ibareli markalarına dayanarak, dava dışı davalılarca … ibarelerinin 5,16,35,38,41. Sınıflar kapsamında kullanılarak markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi taleple davada, davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2014 tarihli, 2014/11680 Esas, 2014/18767 Karar sayılı ilamı ile ekinde bulunan mahkeme karından, davalı tarafça … ibaresinin kullanımının davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespiti, meni ve ref’i talepli davanın kabulü kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça ibraz edilen fotoğrafta, tabelada “…, … GIDA Tel: …” ibarelerinin bulunduğu, kasa fişinde … yazdığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu fotoğrafta; tabelada “…-…, … GIDA Tel: …” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markaların davalı tarafından aynı hizmet ve mal sınıfında iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyaya celp edilen marka tescil kayıtlarından, davacı adına 35. Sınıfta … ibareli markaların tescilli olduğu anlaşılmakla, … markasının dava dışı … şirketine ait olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalının ise 35. Sınıfta marketçilik hizmet sınıfında faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece alınan talimat raporunda; davalı işyerinin ön giriş ve yan cephesindeki tabelalarda, ürün standlarında, raflardaki ürün fiyat etiketlerinde “…” ibaresinin kullanıldığı, tabeladaki … yazısının boya ile kapandığı, ancak tabela ışıklandırmanın açılması halinde … yazısının görünür olduğu, vergi levhasında ticari unvan olarak “…” ibaresinin kullanıldığı, alış veriş poşeti ve ürün fiyat broşürlerinde “…” ibaresinin yer aldığı, … hafleri yerine horon eden insan figürleri kullanıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça ibraz edilen fotoğraflardan dava tarihinde davalı tarafça tabelada “…” ibaresini kullandığı, daha sonra tabelada … ibaresinin üzerinin boyandığı ancak, ışıklandırmanın açılması halinde, … ibaresinin görünür hale geldiği anlaşılmıştır. Davacının tescilli markasının, tescil sınıfında davalı tarafça markasal olarak kullanıldığı tespit edilmekle markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yerindedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da, davalı tarafın kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği tespit edilmiştir. Davalı tarafın plastik poşetlerde ve ürün fiyat afişinde “…” harfi yerine horon tepen insan figürü getirmesi markasal kullanıma ayırt edicilik katmamış, ibarenin … olarak okunmasına engel olmamıştır. Markasal kullanımda asıl unsur “…” ibaresi olup, markanın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve menine karar verilerek, davalının kullanımının bulunduğu tabelada … ibaresinin ışıklandırma açıldığında görünür olmakla, davalı işyerinin ön ve yan cephesindeki tabeladaki … markasının kullanımının refine, bu bağlamda tabelalara el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, yine ürün standlarındaki … şeklindeki kullanımdaki … ibaresinin görünmeyecek şekilde kapatılarak refine, etiketlerdeki … ibaresinin kapatılmasına, ürün fiyat afişi ile plastik poşetlere el konularak karar kesinleştiğinde imhasına, diğer taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım ve iş evrakında kullanımın markaya tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti, meni ve refine karar verilmesi, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, yerinde değildir. Davalının dosyada bulunan Vergi Levhasından tacir değil esnaf olduğunun anlaşıldığı, Vergi Levhasında işletme adı olarak … ibarelerini kullandığı, bu durumda ticaret unvanı kullanımı değil, işletme adı kullanımı söz konusu olduğu, Ticaret Sicilde kayıtlı ticaret unvanı bulunmadığından, mahkemece unvan terkini talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2019 tarihli 2017/97 E. – 2019/292 K.sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, a)Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini işyeri tabelasında, plastik poşetler üzerinde, ürün fiyat afişinde, ürün standtları,fiyat etiketleri ve iş evrakında kullanmak sureti ile marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, b)Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine ve durdurulmasına, davalı işyerinin ön ve yan cephesindeki tabeladaki … markasının kullanımının refine, bu bağlamda tabelalara el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, yine ürün standlarındaki … şeklindeki kullanımdaki … ibaresinin görünmeyecek şekilde kapatılarak refine, etiketlerdeki … ibaresinin kapatılmasına, ürün fiyat afişi ile plastik poşetlere el konularak karar kesinleştiğinde imhasına, diğer ref taleplerinin reddine c)Hüküm özetinin masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, ç) Davalının ticaret unvanı terkini talebinin reddine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a)Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına b) Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine c) Davalı lehine davanın red edilen kısmı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ç)Davacı tarafından yapılan 62,80 TL harç ve 3.397,40 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.460,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 oranda 1.730,10 TL’lık kısmının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL teb.müz.posta giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.