Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/415 E. 2022/1126 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/415 Esas
KARAR NO : 2022/1126 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2017/79 E. – 2019/393 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
ASIL DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; “müvekkilinin … başvuru numarası ile “…” markasının tescili için TPMK’na başvurduğunu, ayrıca “…” markasının da sahibi olduğunu, markaya büyük yatırımlar yaptığını ve markayı tanınmış bir saat markası haline getirdiğini, Türkiye’de ve dünya çapında 100’ün üzerinde mağaza ve satış noktası bulunduğunu, ayrıca www…com internet sitesini kullandıklarını davalının ise müvekkilinin saatlerini taklit ederek … ismi altında www…..com internet sitesi üzerinden satmaya başladığını, davalının internet sitesinin, müvekkilinin internet sitesi ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin saatlerinin kod numaralarının ve ürün isimlerinin dahi davalı tarafça kullanıldığını, böylece davalı tarafı müvekkilinin tescilli … markasının bilinirliğinden haksız biçimde yararlandığını ve haksız kazanç sağladığını, 05/12/2016 tarihinde davalıya ihtarname gönderdiklerini, ancak davalının satışlarına devam ettiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yaptıkları şikayet üzerine davalıya ait iş yerinde yapılan aramada 382 adet saat tespit edilerek el konulduğunu,” iddia ile marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet fillerinin durdurulmasını, saatlerin üretim ve satışının durdurulması konusunda ihtiyati tedbir karar verilmesini, saatlerin toplatılarak el konulmasını, www…com internet sitesinin durdurulmasını, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüzün men’ine ve ref’ine, haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00 TL faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, davalının www…com isimli internet sitelerinin kapatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını bitirmeye yönelik olduğu, davacının marka tescilinin reddedilmiş olduğunu, tasarım tescil belgesinin kaldırıldığını, ürünlere el koyma kararının da kaldırıldığını, davaya konu saatlerin yüzlerce işyerinin kendi adına ürettiği ürünler olduğunu, jubwatch markasının ise müvekkilinin kuruluşundan bu yana kullandığı işletme adı ve markası olduğunu, müvekkilinin 17.09.2012 tarihinden bu yana işletme sahibi olduğunu, … olarak kayıtlı olduğunu, jubwatch.com internet sitesinin ise 01.09.2016 tarihinde alındığını, karşı tarafın 30.11.2016 tarihinde marka için başvuru yaptığını müvekkilinin kullanımının eskiye dayalı olduğunu, davacının kendisinden önce davranarak TPE’ye başvurduğunu, TPE’ye kendileri tarafından yapılan itiraz sonucu müvekkilinin haklı bulunarak davacının başvurusunda saat emtialarının çıkarıldığını,davacının büyük yatırımlar yaptığının doğru olmadığını, upwatch markasının tanınmışlığının söz konusu olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu saatleri … markası ile ürettirip Türkiye’de sattığını, müvekkilinin saat dışında başka bir ürün satmadığını ve satışlarını genelde internet üzerinden yaptığını, davalının kötü niyetli olarak hakkı olmadığı halde jupwatch markası ile herhangi bir imalatı satışı ves olmadığı halde … markasının TPE nezdinde sözde kendi adına başvurusunu yaptığını ve müvekkiline zarar verdiğini, öncelikle iş bu davanın yine mahkememizin 2017/79 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, devamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesinde; Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ve zarara uğradığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin “…” markası için başvurusunu yapmış ve bu marka kendisine ait bir marka olduğunu, davacının bu ibareyi hiçbir hakkı olmadığı halde kullandığını, davalının eski tarihli işletmesinin faaliyet alanı saat üretimi ya da satışı olmadığı, davacının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından faydalanarak bir kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin ayrıca “…” markasının da sahibi olduğunu ve davacının kullandığı “…” ibaresi müvekkilinin “…” markasını da ihlal etmekte ve haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu bu sebeplerle birleşen davanın davacısı …’nün haksız davasının reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2019 tarihli 2017/79 E. – 2019/393 K. sayılı kararıyla; “…Taraflar arasında devam eden ceza yargılamasında Bakırköy 2. FSHCM’nin 2017/546 Esas sayılı dosyasında alınan raporda markalar arası karıştırma ihtimali hususunda farklı bir görüş beyan edilmiş ise de söz konusu raporu hazırlayan bilirkişinin uzmanlık alanının tekstil mühendisliği oluşu, marka kullanımı ve tecavüz konusunda uzman olan ve mahkemece atanan bilirkişinin tespit ve görüşlerine iştirak edilmesi ve ceza yargılamasının kural olarak hukuk hakimini bağlamayacağı prensibi dolayısıyla ceza dosyasında alınan raporun mahkemece hükme esas kabul edilmediği, Her ne kadar davacı vekili rapora itirazlarında davalının kullanımının ambalaj ve görünüm olarak davacı ürünlerinin ambalaj ve görünümü ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu ve bu hususun irdelenmediğini beyan etmiş ise de davanın tasarıma değil markaya tecavüz davası olması, bu nedenle kural olarak davacı adına tescilli markaların tescil edilmiş hali ile davalı markasal kullanımının kıyaslanması zarureti nedeniyle davacının ürün ambalaj tasarımları hususunda yeniden inceleme cihetine gidilmediği…” gerekçesiyle; asıl davanın esastan, birleşen davanın HMK 114-115 gereğince usulden reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Asıl davada Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna dayanarak hatalı sonuçlara vardığını, rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2017/546 E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalının kullanımının upwatch markası açısından iktibas ve iltibas yaratacak şekilde kullanıldığı, markaların iktibas ve iltibas yoluyla taklit edildiği, ürünlerin sıradan tüketiciler tarafından ayırt edilemeyecekleri, bu kişiler üzerinde aldatmaya yol açacağının tespit edilerek marka ihlalinin varlığı yönünde sonuca ulaşıldığı, ceza dosyasının 20.01.2020 günlü duruşmasında sanık …’nün cezalandırılmasına karar verildiği, ceza dosyası ile bu davada birbirine tamamen zıt sonuçlara ulaşıldığını, mahkemenin iki dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkiyi gidererek ceza davasının sonucunu beklemesi gerektiğini. -Mahkemece alınan raporda, müvekkilin markası olan jupwatch ibaresinin saat ve zaman ölçerleri kapsamadığı bu nedenle davalıya müdahale hakkının bulunmadığının ifade edildiğini, bu tespitin hatalı olduğunu, müvekkilinin jupwatch markası saat ve zaman ölçerlerde tescilli değilse de, müvekkilinin diğer markası … markasının kullanım alanının saatler olduğunu, her iki markanın birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davalının daha evvel hiç ilgilenmediği bir alanda sırf müvekkilin markalarının tanınmışlığından faydalanarak haksız kazanç elde etmek maksadı ile müvekkilin diğer bir markasını bire bir aynen kullandığını. -… markası ile … markasının, tüketicinin “…” harfini görebileceği, iki markayı karıştırılmayacağına dair görüşün kabul edilebilir olmadığını, davalının kullanımının, … markası açısından bire bir aynı kullanım, … markası itibariyle davalının kullanımı hem iltibas ve hem de iktibas teşkil ettiğini. -Davalının kullandığı ibarenin, ürünlerin ambalajlarının ve ambalajların tasarımlarının tamamen aynı olması, hitap ettiği müşteri kitlesi ile birlikte düşünüldüğünde iltibasın var olduğu açıkça görüldüğünü, KHK’nın 9/2.b maddesinde “işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılmasının markaya tecavüz oluşturacağının” öngörüldüğünü, markalar arasında bire bir benzerlik aranması yada markasal kullanımın haksız rekabet teşkil etmeyeceği yönünde bir kabulün de hatalı olduğunu, tarafların ürünleri ve ambalajları dikkate alındığında bire bir aynı olduğunun görüldüğünü, davalıların iktibas yoluyla müvekkilinin markalarını ihlal ettiğinin çok açık olduğunu, müvekkilinin markası adı altında üretimi yaptırıp sattığı saatlerle, davalının üretimi yaptırıp sattığı saatlerin birebir aynı olduğunu ve davalının tamamen müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanarak saatlerini satmaya çalıştığını, bilirkişinin sadece markalar üzerinde durduğunu ve fakat müvekkilin ürün ve ambalajı ile davalının ürünü ve ambalajları arasındaki benzerliğe hiç değinmediğini, davalının ürünü ve ambalajlarını bire bir aynı dizaynda yaptırdığını, ambalaj üzerindeki yazıların işaretlerin dahi bire bir aynı şekilde uygulandığını, davalıların tüketicinin kafasını karıştırarak kendi ürünlerini müvekkilinin ürünü gibi göstermeye çalıştığını. -Ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini. -Mahkemenin tedbir kararının kaldırılmasına karar vermesine rağmen yatırdıkları 20.000 TL teminatın iadesine de nihai kararda karar verilmediğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan celp edilen kayıtlardan, davacı adına 14. Ve 35. Sınıfta yapılan … sayılı … ibareli marka başvurusuna davalı … tarafından, 14. Sınıfta “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtia sınıfı ile 35. Sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” sınıfında eskiye dayalı kullanımı bulunduğu gerekçesiyle itiraz ettiği, TPMK’nın 19/06/2017 tarihli kurum kararı ile itirazın kabul edilerek davacı başvurusundan bu mal ve hizmetlerin çıkarıldığı anlaşılmıştır. Davacı adına 18/01/2013 başvuru tarihli “…” markasının 14. Sınıfta “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 17/12/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda;”Esas dava açısından davalının markasal kullanımlarının, davacının tescilli markalarıyla ayırtedilemeyecek düzeyde benzer olmadığı, dolayısıyla tecavüze sebebiyet verecek kullanımın bulunmadığını, birleşen dava açısından zarar ve tazminatın takdirinin mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını” beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: Asıl davada davacı … tarafından, davalının jupwatch ibareli taklit saatler sattığını, www…com internet sitesinde davacının saatlerinin, kod numaralarının ve ürün isimlerinin dahi aynı olduğunu ileri sürerek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açmıştır. Davalı-birleşen davada davacı vekili de jupwatch tescilsiz markası üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talepli dava açmış, ilk derece mahkemesince asıl davanın esastan, birleşen davanın ise usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili asıl dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının internet sitesinde müvekkilinin ürünlerinin taklit edilerek, aynı kod numaralı ve ürün isimleri ile satıldığının ileri sürüldüğü, istinaf dilekçesinde, davalının kullandığı ibarenin, ürünlerin ambalajlarının ve ambalajların tasarımlarının tamamen aynı olduğunu ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve tazminat talep ettiği, mahkemece dava dilekçesinde ileri sürülen hususlarda inceleme yapılmadığı gibi, gerekçeli kararında “davanın tasarıma tecavüz davası olmadığından bahisle ileri sürülen hususlarda inceleme yapılmadığının” açıklandığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, tasarıma tecavüz iddiasında bulunmadığı anlaşılıyorsa da, markaya tecavüz iddiası yanında, ürünlerinin taklit edildiğini, aynı kod numaraları ve ürün isimleri ile satıldığını, müvekkilinin ticari sunum şeklinin taklit edilerek haksız rekabet meydana getirildiğini ileri sürdüğü anlaşılmakla, mahkemece davacı tarafça sunulan, davacıya ve davalıya ait internet sitesi görselleri ile dosya kapsamına sunulan deliller üzerinde inceleme yapılarak, saat konusunda uzmanlığı bulunan sektör bilirkişisinin de bulunduğu heyetten rapor alınarak, davalının davacı ürünlerini ve ticari sunum şeklini taklit edip etmediği, kullanılan kod numaraları ve ürün isimlerinin aynı olup olmadığı, aynı/benzer olması halinde bu durumun TTK 55/1-a-4 maddesi gereğince haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin bu aşamada diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Asıl davada davacı vekilinin istinaf isteminin, sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 26/11/2019 tarihli 2017/79 E. – 2019/393 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde asıl davada davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Asıl davada davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; (148,60 X2) = 297,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının asıl davada davalıdan alınarak, asıl davada davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/06/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.