Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/402 E. 2022/886 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/402 Esas
KARAR NO: 2022/886
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2015/1040 E. – 2019/836 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin biri 26.06.2014 tarih ve 68.000,00 TL bedelli diğeri 01.08.2014 tarih ve 70.000,00 TL bedelli iki ayrı çeke dayanarak davacı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takip öncesinde 04.11.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, haciz baskısı altında her iki çekin bedelini de ödemek zorunda kaldıklarını, takibin iptali için takibe konu çeklerdeki imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasıyla açtıkları İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/491 Esas sayılı dosyasında yapılan imza incelemesinde çeklerin üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın imzası olmadığının tespit edildiğini, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/138605 Soruşturma sayılı dosyasında da suç duyurusunda bulunduklarını, her iki çek yönünden de ödemiş oldukları paranın ödedikleri tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ciro ettiği birçok çekin muhatap banka tarafından sorunsuz şekilde tahsil edildiğini, sadece davaya konu iki çekte sorun çıktığını, tahsil edilen çeklerle davaya konu çeklerdeki ciro imzaları karşılaştırıldığında aynı olduklarının görüldüğünü, imza itirazını bu nedenle kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.12.2019 tarih ve 2015/1040 Esas – 2019/836 Karar sayılı kararıyla; “… Davacının imzasının taklit edilerek dava konusu çeklerin cirolanması davacıya karşı haksız fiil oluşturmaktadır. İmzaların sahte olarak atılması eylemini davalı gerçekleştirmiş olmasa da imzaların sahteliği nedeniyle çekler davacı aleyhine icra takibine konulmuş ve davacı bu icra takipleri nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” Davacının sahte olarak atılmış olan imzalar nedeniyle haciz baskısı altında kalması ve icra dosyasına çek bedellerini ödemesi davalı yönünden bu madde kapsamında sebepsiz zenginleşme oluşturmuş olup davacının ödediği parayı faizi ile birlikte talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun m. 72/VIII’e göre; ‘Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.’ Davacı haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı ve davalı yönünden de sebepsiz zenginleşme niteliğinde bulunan paranın iadesi için açmış bulunduğu istirdat davasının kabulüne.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İcra takibine konu çeklerdeki imzalarla alakalı ihtilaf olduğu halde imza incelemesi yapılmadığı gibi, tarafımızca ileri sürülen ihtilafların çözümü konusunda da mahkemece hiçbir incelemenin yapılmadığını, Dar yetkili mahkeme olan icra hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılmamasının usule aykırı olduğunu, mahkemece imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda taraf delilleri toplanarak yeniden imza incelemesi yapılması gerektiğini, İstanbul Anadolu CBS. 2014/140512 Sor., 2015/80976 Sor. ve 2015/149644 Sor. sayılı soruşturma dosyalarının akıbeti beklenmeksizin karar verildiğini, Davacının dört çekten ikisini sorunsuz olarak ödemesine rağmen davaya konu iki çekteki imzaya itiraz etmesinin kötüniyetli olduğunu, aynı ilişki kapsamında alınan diğer iki çekin de aynı şekilde düzenlendiğini ve davacı tarafından itiraz edilmeksizin ödendiğini, dört çekteki imzanın şirketteki yetki ve vekalet durumları da gözetilerek bir arada incelenmesi talebimize rağmen mahkemece bu yönden araştırma yapılmamasının usule aykırı olduğunu, Çek ile yapılan 100.000,00 TL tutarındaki ödemenin icra takibine ilişkin olmadığını, bu nedenle istirdada konu olamayacağı yönündeki savunmalarının mahkemece araştırılmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, istirdat istemine ilişkidir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… Davacının imzasının taklit edilerek dava konusu çeklerin cirolanması nedeniyle çekler davacı aleyhine icra takibine konulmuş ve davacı bu icra takipleri nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalmış olduğundan, davacının sahte olarak atılmış olan imzalar nedeniyle haciz baskısı altında kalması ve icra dosyasına çek bedellerini ödemesi davalı yönünden bu madde kapsamında sebepsiz zenginleşme oluşturmuş olup davacının ödediği parayı faizi ile birlikte talep etmekte hukuki yararı bulunduğundan istirdat davasının kabulüne.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, 26.06.2014 keşide tarihli 68.000,00 TL bedelli ve 01.08.2014 keşide tarihli ve 70.000,00 TL bedelli iki ayrı çeke dayanarak davacı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde yapılan haciz işlemleri nedeniyle ödeme yapmak zorunda kaldığını, oysa çeklerdeki kendileri adına atılı imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiştir. Mahkemece “İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/491 Esas sayılı dosyasında alınan 22.06.2015 tarihli bilirkişi raporunun dava konusu maddi vakıayı aydınlatmaya yeterli ve denetime elverişli olması nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 30’a göre usul ekonomisi gereği davaya konu çekler üzerinde davacı şirketin yetkilisinin imzaları konusunda yeni bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle başkaca bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca icra hukuk mahkemesinde yapılan incelemenin genel mahkemelerde açılacak davada kesin delil niteliğinde olmayacağı ve mahkemece imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda taraf delilleri toplanarak yeniden imza incelemesi yapılması zorunludur. Davaya konu çeklerle ilgili açıldığı belirtilen İstanbul Anadolu 12.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/89 Esas sayılı dosyasının celbiyle, dosyadaki delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi de gerekmektedir. Ayrıca davalı vekilinin, “Aynı ticari ilişki kapsamında verilen toplam dört çekten ikisinin sorunsuz olarak ödendiği, aynı nitelikteki diğer iki çekin ise işbu davaya konu edildiği” yönündeki savunmalarının da ilgili bankadan ödeme bilgilerinin ve çek asıllarının celbiyle araştırılması ve gerektiğinde imza incelemesinin belirtilen dört çek üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih, 2015/1040 E. – 2019/836 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 181,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/05/2022