Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/397 E. 2020/523 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/397 Esas
KARAR NO : 2020/523
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2019
NUMARASI : 2019/218 E. – 2019/851 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili arasında 07.01.2011 tarihinde Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat başlıklı sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme gereği sözleşmenin özel hükümler başlıklı 4.maddesinde temlik eden müvekkilinin temlik alan davalı borçluya temlik etmiş olduğu alacağını, davalı borçlu 15 taksit halinde belirtilen vade ve miktarlarda ödeyeceğini kabul ettiğini, ancak davalı borçlu iş bu ödemeler muaccel olduğu halde vadelerinde ödemediğini, bu alacakların tahsili için yapılan icra takibine de itiraz ettiğini, borçlunun itirazının iptali ile icra takibinin kaldığı yerden devamını, alacağının faiziyle birlikte tahsili yönünde karar verilmesini, haksız itirazdan ötürü davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ,yargılama gider ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 6098 sayılı Borçlar kanunu kapsamında borcun nakli sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden doğan ihtilafın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bu kapsamda dosyanın görevli olan Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini beyanla, dava konusu alacak bedellerinin talep edilebilir nitelikte olmadığını, dava dışı İhlas Finans kurumununda yapılan tasfiye işlemlerinin sonuçlanmasının beklenilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; ihtilaf konusu sözleşme ve iş bu sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilin ticari işletmesi ticari iş niteliğinde olduğu, TTK’nın 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkeme, TTK ’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesi olduğu beyan ederek İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/218 E., 2019/851 K. Sayılı, 23.09.2019 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına ve İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesinin, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılması gerekli olmakla öncelikle görev hususu incelenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır.Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme; asliye ticaret mahkemesi değil, 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir.(Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 Esas, 2019/328 Karar sayılı, 21.3.2019 tarihli ilamı; Yargıtay 11.HD’nin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 37,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.