Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/392 E. 2022/946 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/392 Esas
KARAR NO: 2022/946
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2017/175 E. – 2019/903 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip açıldıktan sonra, haiz işlemleri ve cebri icra işlemleri başlatıldığı için, müvekkilin ticari işlemlerinde büyük aksamalar ve engeller çıktığından, cebri icra tehdidi altında kaldığından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına 76.033,17 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, nitekim icra dosyasına ödeme yapıldığında, ihtirazi kayıtlı ödeme yaptığını da dosyaya şerh olarak geçirdiğini, takip dayanağı olan çekteki imza müvekkile ait olmadığını, müvekkile ait imza örneklerinin ilgili kurumlardan celp edilip çekteki imza ile karşılaştırılması halinde, takip dayanağı çekteki imzanın müvekkile ait olmadığı sübuta ereceğini, dolayısıyla imza örneklerinin ilgili kurumlardan celp edilerek karşılaştırma için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğini, takip dayanağı çek üzerindeki imza müvekkile ait olmadığı halde ve müvekkil borçlu olmadığı halde, cebri icra tehdidi altında kaldığı için ihtirazi kayıtlı olarak icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 76.033,17 TL’nin faizi ile birlikte iadesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkil cebri icra tehdidi altında kaldığı için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 76.033,17-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, davalı tarafın %20 tazminatla cezalandırılmasını ve tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … Güneşli Şubesinin … iban nolu hesapdan keşideli, 30.11.2014 tarihli, 50.000 TL. bedelli çek müvekkil bankanın kredili müşterisi olan … Dış Tİc.Ltd.Şti. tarafından tahsilinde borçlarına mahsup edilmek üzere temlik cirosu ile müvekkil bankaya teslim edildiğini, yasal süresinde muhatap bankasına ibraz edilen bu çek arkasına Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/28 E.sayılı dosyasından ödeme yasağı tesis edildiği şerhi yazıldığını, bu davaya çek aslı ibraz edilerek müdahil olunmuş ise de, davacısı tarafından harçları tamamlanmadığı ve takip edilmediği için müracata kalmış ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bunun üzerine çekle ilgili olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine müstenit icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebellüğ eden davacı, imza inkarı iddiasıyla İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/265 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ancak davacı vekiline ihtarlı bu tebligat yapılmasına rağmen davacı imza sirküleri ile vekaletnamesini sunmadığı için HMK.nın 119/1 ve 120 maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve bu kararın yine temyizsiz kesinleştiğini, bunun üzerine bir müddet daha beklenmiş ve sonrasında icra dosyasından talimat alınarak davacı adresine 09.06.2016 tarihinde menkul haczine gidilmiş ve bir kısım menkuller haczedilerek, davacıya yediemin olarak bırakıldığını, akabinde icra dosya borcu davacı tarafından ödenmiş çek aslı davacı tarafından iade alındığını, görüldüğü üzere işbu davanın açılmasına hiçbir şekilde müvekkil banka sebebiyet vermemiş olup, davacının sebebiyet verdiğini, bu itibarla hiçbir şart altında yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafımıza yüklenmemesi ve davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini, haksız ve yersiz davanın reddine, %20 den az olmayacak kötüniyet tazminatının davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.10.2019 tarih ve 2017/175 Esas – 2019/903 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafça, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına 14.06.2016 tarihinde ihtirazi kayıtla 76.033,17-TL ödeme yapıldığı, çekteki keşideci adına atılan imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığının belirlendiği, bu nedenle istirdat koşullarının bulunduğu kabul edilmiştir. Açıklanan sebeplerle davacı yanın talebine konu, haciz tehdidi altında ödediği 76.033,17-TL alacağın ödeme tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine; her ne kadar davacı yan kötüniyet tazminatı da talep etmişse de: İİK’nın 72. maddesi kapsamında istirdat davasında kötüniyet tazminatı konusunda yasal bir düzenlemeye yer verilmediğinden davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece verilen kararın kötüniyet tazminatı dışında kalan kısmı kanuna ve usule aykırı olduğunu, Dava konusu çekin, ciro yoluyla müvekkil bankaya verilmiş bir çek olduğunu ve bu nedenle çekteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığını bilme imkanının olmadığını, Dava konusu çek, arkasına Bakırköy 2.Asl.Tic.Mh.nin 2015/28 E.sayılı dosyasından ödeme yasağı tesis edildiği için bu davaya müdahil olunmuş ise de davacısı tarafından takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, İcra takibinden sonra davacı İstanbul 19.İcra Hukuk Mh.nin 2016/265 E.sayılı dosyasıyla imza inkar davası açmış ise de, dava dosyasına davacı şirkete ait imza sirküleri ile vekaletnamesini verilen kesin sürelerde sunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacı bu davayı takip edip delillerini sunsaydı işbu davanın açılmasına gereğin kalmayacağının açık olduğunu, işbu davanın açılmasına sebebiyet verenin bizzat davacı olup , yargılama masraf ve ücreti vekaletinin davacı uhdesinde bırakılması gerektiğini, Alınan Adli Tıp Raporu’nun son derece yetersiz ve denetimden uzak bir rapor olduğunu, çek tarihi 30.11.2014 tarihi olmasına rağmen emsal imzaların 2017, 2009 vb. tarihli olması nedeniyle emsal olamayacak nitelikte olduğunu, emsal vasfı olmayan delillere dayalı olarak ve eksik inceleme ile alınmış, teknik görsellerle desteklenmemiş bu rapora göre hüküm tesisinin usule aykırı olduğunu, Mahkemenin icraya ödenen 76.033,17 TL.nin iadesine karar verdiğini, oysa icraya yatırılan paradan 6.514,75 TL. harç kesintisi yapılarak tarafımıza 69.544,92 TL. ödendiğini, devlete ödenen müvekkil banka kasasına girmemiş harçların iadesine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, Mahkeme kararının hüküm kısmında İstanbul …İcra Md.nün … E.sayılı dosyasından eski hale iade hususuna yer vermeyerek infazda tereddüt yarattığını, nitekim davacının ilamı Bakırköy …İcra Md.nün … E.sayılı dosyasıyla icraya koyduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 20/03/2019 tarihli ATK raporunda özetle; inceleme konusu çekte keşideci imzası ile …’nin mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nin eli ürünü olmadığını mütalaa etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat istemine ilişkindir. Davacı, takibe konu çekteki lehtar imzasının kendisine ait olmadığından bahisle icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödediği bedelin istirdadı isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacının haciz tehdidi altında ödediği 76.033,17-TL alacağın ödeme tarihi olan 14.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; İİK’nın 72. maddesi kapsamında istirdat davasında kötüniyet tazminatı konusunda yasal bir düzenlemeye yer verilmediğinden davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Takibe konu 30.11.2014 keşide tarihli ve 50.000 TL. tutarlı çekin keşidecisi görünen davacının imzanın kendisine (şirket yetkilisine) ait olmadığından bahisle icra dosyasına ödenen bedellerin istirdadı için dava açtığı, mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 20/03/2019 tarihli raporu ile çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, raporun yeterli ve denetime elverişli olduğu, davacı tarafından icra dosyasına 14.06.2016 tarihinde ihtirazi kayıtla 76.033,17-TL ödeme yapıldığı, çekteki keşideci adına atılan imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığının belirlenmesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında istirdat koşullarının bulunduğu, mahkemece davacının ödediği tüm bedelin ödeme tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınmasına ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.193,82 TL harçtan, peşin alınan 1.298,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.895,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/06/2022