Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/39 E. 2022/831 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/39 Esas
KARAR NO: 2022/831 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2018/251 E. – 2019/230 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı firmanın 1994 yılından bu yana otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini, 28/04/1995 yılında İstanbul Ticaret Siciline kayıt edildiğini, 2001 yılından bu yana davacı şirket adına “…” esas unsurlu markaların tescilli olduklarını, davacıya ait www…com.tr alan adının da 2001 yılından bu yana kullanıldığını, davalının www…com isimli web sitesinde davacının markasını kullanan sayfaları yayınladığı, yer sağlayıcı olarak https://www…com/… ve https://www…com/… sayfalarını kurumsal üye yaptığını, davalıya bu sayfaları kaldırması için 30/04/2018 tarihinde ihtarname keşide edildiği halde müvekkilinin markasına tecavüz eden kullanımların kullanıcı sayfasında devam ettiğini, davalının ilan sitesinde yayınlanan “…” ibarelerinin kullanımının markasal kullanım olduğunu belirterek, davalı tarafından üyelerine tahsis edilen ve sunucu barındırma hizmeti verilen https://www…com/… ve https://www…com/… web sayfalarına erişimin engellenmesine, bu sayfalarda “…” markasının kullanılmasının durdurulmasına, maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak şartıyla, davalının eylemlerinin haksız rekabet olup olmadığının tespitine, haksız rekabetin menine, fiilin marka hakkına tecavüz olduğunun tespitine, marka hakkına tecavüz fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, tecavüz oluşturan ve cezayı gerektiren ürünlere, özellikle tabela, katalog vs. tanıtım malzemelerine el konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalının markasını ihlal etmediğini, davacı ile bir ihtilaf yaşamamak için davadan önce davacı ile sürekli iyiniyetli bir biçimde işbirliği içinde olduğunu, müvekkilinin davacının markasını kullanmakta hiçbir çıkarının bulunmadığını, müvekkilinin 5651 sayılı Kanun kapsamında yer sağlayıcı olduğunu ve sadece motorlu taşıt alım satım ilanlarının yayınlandığı bir elektronik platform işlettiğini, hiçbir şekilde motorlu araç alım satımı veya kiralanması ticaretiyle uğraşmadığını, müvekkilinin davacının markasını kullanarak gerçekleştirdiği herhangi bir faaliyet bulunmadığını, davacının markasını ihlal ettiğini iddia eden kişilerin, müvekkilinin işlettiği elektronik ticaret platformuna ilan veren dava dışı oto galeriler olduğunu, müvekkilinin davacının gönderdiği ihtar üzerine “…” ibaresini sayfalarından kaldırmalarını istediğini, üyelerin bu talebe uyarak ilgili ibareyi sayfalarından kaldırdığını, ancak ticaret unvanı … Ltd.Şti.olan bir üyenin bu ibarenin resmi ticaret unvanında yer aldığını belirterek ticaret unvanını kullanmaya devam edeceğini bildirdiğini, müvekkilinin tüm bu süreçte çaba sarf ederek iyiniyetle hareket ettiğini, dava dışı üçüncü kişilerin fiillerine dayanarak müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın öncelikle konusuz kalması ve sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, bu taleplerin kabul edilmemesi ve bu sebeple esasa girilmesi halinde, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 12.09.2019 tarihli 2018/251 E. – 2019/230 K. sayılı kararıyla; “…davalıya tebliğ olunan ihtarname içeriği itibariyle tecavüzden haberdar olan ve buna rağmen üçüncü kişiler tarafından davalıya ait web sitesindeki ihlal oluşturan dava konusu içeriğin web sitesinden çıkartılması ya da erişimin engellenmesi şeklinde olumlu bir davranışta bulunmayarak, tecavüz teşkil eden içeriği işletmecisi olduğu “www…com” adlı web sitesinden çıkartmamak suretiyle kusurlu davranan davalının, iştirak halinde sorumluluğu bulunduğu” gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalıya ait www…com alan adlı internet sitesinde üyelerine tahsis edilen ve sunucu barındırma hizmeti verilen hhtps://www…com/… ve https://www…com/… alan adlı web sayfalarında davacıya ait “…” esas unsurlu markaların kullanılması suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi ve durdurulmasına, yargılama sırasında -https://www…com/… ve https://www…com/… alan adlı internet siteleri yayından kaldırılmış olduklarından bu sitelere erişimin engellenmesi talebi konusuz kalmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının marka haklarının müvekkilinin internet sitesine üye olan üçüncü şahıslar tarafından ihlal edildiğini iddia ettiğini, mahkemenin de bu olguyu kabul ettiğini, müvekkilinin …com internet sitesinin sahibi ve işleticisi olduğunu, otomobil alım satımı yapmak isteyen galerilere sanal alışveriş için ilan yeri sağladığını, davanın dava dışı üçüncü kişiye karşı açılması gerektiğini.-Mahkemenin somut olaya uygulaması gereken yasa hükümlerini değil ilgili olmayan hükümlere göre karar verdiğini, müvekkilinin üçüncü kişinin unvanındaki … ibaresinden sorumlu olup olmadığının 5651 Sayılı Yasanın 5. Maddesi ve 6563 sayılı Kanun 9. Maddesi hükümlerine göre tespiti gerektiğini, yer sağlayıcı müvekkilinin içerikten sorumlu tutulamayacağını. -Müvekkilinni başta davacının isteklerini yerine getirmeye çalıştığını, ancak dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin tescilli ticaret unvanını kullanması nedeniyle tamamen engel olamadığını, bilirkişilerin artık geçerli olmayan 23/07/2018 tarihli rapor ekindeki görüntülere göre değerlendirme yapmışsa da, güncel ilan görüntülerinin dosyaya sunulmasına rağmen dikkate alınmadığını. -Müvekkilinin 23/07/2019 tarihli raporu aldıktan sonra dava dışı … Ltd. Şti. İle temasa geçerek ticaret unvanını da kullanmamasını istemişse de firmanın bunu kabul etmediğini, müvekkilinin ilan veren şirketin ticaret unvanının davacının tescilli markasına tecavüz etmediğini savunmak zorunda bırakılamayacağını, müvekkilinin hangi hakkın öncelikli olduğunu değerlendirme imkanından da yoksun olduğunu. -Mahkemenin müvekkilinin derhal ilanın yayınını durdurmak zorunda olduğuna dair mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, yasal mevzuata göre ancak mahkeme veya savcılık kararı BTK tarafından verilmiş bir karar olması halinde kaldırma zorunluluğunun bulunduğunu, yer sağlayıcının yükümlülüğünün 24 saat içerisinde iddiaya cevap vermekle sınırlı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan TPMK kayıtlarından; … numaralı “…” 35,37,39.sınıflarda 25/03/2015 tarihinde, … numaralı “…” markasının ise 35,37,39. sınıflarda 25/03/2015 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davacının ticaret unvanının 04/04/1995 tarihinde ticaret sicile kaydedildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince marka vekili ve bilişim uzmanı bilirkişilerden alınan 23/07/2019 tarihli raporda; 14/07/2018 tarihinde yapılan incelemede: …com alan adlı davalının internet sitesinin, internet sitesine üye olan kişilerin ya da firmaların araçlarını satması için kurulmuş bir platform olduğu, davalının üyelerine e-ticaretin yapılabileceği bir platform sunduğu, davalının içerik oluşturmadığı, üyelerinin satış yapabilmeleri için yer sağlayıcı olduğunun görüldüğü, www…com/… adresli internet sitesinin incelenmesinde, www…com/… adresine yönlendirme yapıldığı, yönlendirme yapıldığı görülen internet sayfasının “firma hakkında” bölümünde, “…” ibaresinin kullanıldığı, internet sayfasında iletişim bilgisi olarak … adres: … Mah. … nolu sokak, … Sitesi, …Etap, …Blok, No:…, Şehit … açıklamasının yer aldığı, davalı … sitelerinde “…” esas unsurunun davacıya ait tescilli markalara iltibas ve karıştırılma ihtimali yaratacak şekilde kullanıldığı, incelenen internet sitesinin ikinci el araç satışı ile ilgili olduğunun tespit edildiği, www…com/… adresli internet sitesinin incelenmesinde: www…com/… adresine gidildiğinde https://www…com/… adresine yönlendirme yapıldığı, yönlendirme yapıldığı görülen internet sayfasının “Firma hakkında” bölümünde “…” ibaresinin kullanıldığı, incelenen sayfasının başlık bölümünde de “…” ibaresinin kullanıldığı, internet sayfasında iletişim bilgisi olarak; adres: … mah. … cad.No: …, Maltepe/İstanbul açıklamasının yer aldığı, davalı … sitelerinde “…” esas unsurunun davacıya ait tescilli markalara iltibas ve karıştırılma ihtimali yaratacak şekilde kullanıldığı, incelenen internet sitesinin ikinci el araç satışı ile ilgili olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince öğretim üyesi bilirkişi ve bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 23/07/2019 tarihli bilirkişi raporda; davalının yer sağlayıcı olarak hizmet verdiği www…com internet sitesinde, dava konusu “www…com/…” ve “www…com/…” internet alt sayfalarındaki kullanımların kaldırıldığı, fakat internet alt sayfalarında bu kullanımların kaldırıldığı tarihe ait arşiv kaydı bulunmaması sebebiyle kaldırılma tarihlerinin tespit edilmediği, dava konusu “www…com/…” ve “www…com/…” linklerinde halihazırda erişim sağlanamadığından, bu sayfalara erişimin engellenmesine ve sayfalardaki “…” markasının kullanılmasının durdurulmasına yönelik taleplerin konusuz kaldığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davalı şirketin, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 5.maddesinin 2.fıkrası gereğince kendisine yapılan müracaat üzerine, içerisinde “…” ibaresinin geçtiği birtakım web safyalarını yayından kaldırdığı, ancak www…com/… linkini, bu linkte araçlarını sergileyen firmanın ticaret unvanının … Ltd.Şti.olduğu gerekçesiyle yayından kaldırılmadığının anlaşıldığı, davacının 35.sınıfta “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için motorlu kara taşıtlarının bir araya getirilmesi hizmetleri”nde tescilli … markasının esas unsuru olan “… Tic.Ltd.Şti” olarak kullanılmasının, SMK.7/3-e ve SMK.29/1-a gereğince davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, buna bağlı olarak ihtara rağmen web sayfasına erişimi engellemeyen davalının, ilgili web sayfasında … Ltd.Şti.ticaret unvanının ticari etki yaratacak biçimde “…” şeklinde kullanılmasından, SMK.m.7/3-d, SMK.M.29/1-a uyarınca sorumlu olduğu, KHK döneminde olduğu gibi, web sayfasında yer verilen kullanımların unvansal mı yoksa markasal mı nitelik taşıdığı incelendiğinde de, davalının web sayfasındaki kullanımlarının markasal nitelik taşıdığı ve bu tespitin bir sonucu olarak, davalının yer sağlayıcısı olduğu web sayfasında “…” ibaresinin ticari etki doğuracak biçimde kullanılmasının, SMK.m.7/3-d ve SMK.m.29/1-a uyarınca marka hakkında tecavüz teşkil ettiği, davalıya ait web sayfasında davacının markasının esas unsuruyla aynı olacak şekilde marka kullanımının, tüketici nezdinde davacının markası ile karıştırılmaya sebep olabileceği, bu nedenle davalıya ait web sayfasında davacıya ait markayla karıştırılmaya yol açabilecek şekildeki kullanımların TTK.m.55 uyarınca haksız rekabet oluşturduğu yönünde görüş bildirmiştir. Dava dışı … Ticaret Limitet Şirketi’nin ticaret sicil kaydı incelendiğinde; unvanının 03/03/2005 tarihinde ticaret sicile kaydedildiği, 21/02/2019 tarihinde … Ticaret A.Ş. olarak değiştirildiği, tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 30 Nisan 2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek www…com internet sitesinde, https://www…com/… ve https://www…com/… ve … firmasına ait internet linkinde müvekkilinni markasından kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini beyanla, linklerini verdikleri internet sayfalarında … markasının kullanımının önlenmesini, erişimin durdurulmasını ve sayfaların ilan sitesinden çıkarılmasını talep ettiği, davalı tarafın 09 Mayıs 2018 tarihli cevabi ihtarnamesi ile … ve … firmaları ile irtibata geçilerek ilanlaradan markaya ilişkin unsurların çıkarılmasının temin edildiği bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti,meni ve refi talepli davada, ilk derece mahkemesince, markaya tecavüzün refi talebinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili, müvekkilinin …com alan adlı internet sitesinin yer sağlayıcısı olduğunu, üyelerine sanal araba galerisi şeklinde hizmet verilmesi için ikinci el araba ilanlarının internet sitesinde yayınlandığını, müvekkilinin üçüncü kişinin ticaret unvanını kullanması nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş, husumet itirazında bulunmuştur.Davacı adına 35/37 ve 39. Sınıflarda tescilli … ve … ibareli tescilli markaların bulunduğu, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporu ile davalının yer sağlayıcı olduğu internet sitesinde www…com/… adresli linkin www…com/… adresine yönlendirme yapıldığı, yönlendirme yapılan adreste de, “…” ibaresinin unvan kullanımı şeklinde değil markasal olarak kullanıldığı, davadan önce davacı tarafça davalıya ihtarname çekilerek, kullanımın müvekkilinin markasından kaynaklanan haklarını ihlal ettiği bildirilerek ihlale son verilmesinin ihtar edildiği, davalı tarafça firmalar ile irtibat kurularak uyuşmazlık konusu edilmeyen bir kısım ihlallere son verilmesi sağlanmışsa da, dava konusu ihlallere son verilmediği anlaşılmıştır. 5651 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasına göre yer sağlayıcının, internet ortamındaki hukuka aykırı içeriği, anılan Kanunun 8 ve 9. maddesine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarma yükümlülüğü bulunmaktadır. Yargıtay HGK’nın 2013/11-1138 E, 2014/6 K sayılı kararında, internet üzerinden yapılan haksız rekabet eyleminde içeriği kontrol yükümlülüğü bulunmayan yer sağlayıcının, haksız fiile iştirak eden sıfatında olabileceği ve sorumluluğunun ancak hukuka aykırı yayının kendisine bildirilmesi ya da bunu bilecek durumda olduğunun ispatıyla mümkün olduğu vurgulanmıştır. Yargıtay 11. Hukuk dairesi’nin yerleşik uygulamalarında da, bu kural “uyar kaldır” olarak adlandırılmış, kuralın yer sağlayıcıyı ihtar ile hukuka aykırı içeriği kaldırtma, aksi halde sorumluluk yükleme biçiminde olduğu açıklanmıştır. Yer sağlayıcının sorumluluğu için sıralı bir ihtar prosedürü gerekmeyip haberdar edilmiş olması yeterli görülmüştür. (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/01/2020 tarihli 2019/5303 Esas- 2020/629Karar sayılı kararı) Bu açıklamalar doğrultusunda, davacının davalıyı uyardığı ancak mahkemece alınan rapordan marka ihlali ve haksız rekabet teşkil eden içeriğin kaldırılmadığı, yargılama sırasında kaldırıldığı anlaşılmakla, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin husumet itirazı ve sorumluluğunun bulunmadığına dair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.