Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/369 E. 2020/327 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/369 Esas
KARAR NO: 2020/327 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2018/691 E., 2019/271 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “davalının takip tarihinde, müvekkili şirket çalışanı olan … aleyhine yürüttüğü Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün 2016/14169 E. Sayılı icra dosyası üzerinden, müvekkili şirket’e Maaş Haczi Müzekkeresi gönderdiğini müvekkili şirketin Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı, “Personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve 2. sırada haciz alacaklısı olarak kaydedildiği” şeklinde cevap ve itirazlarını dosyaya cevaben bildirdiğini, akabinde müvekkili şirkete aynı dosya üzerinden Birinci Haciz İhbarnamesi gönderildiğini, müvekkili şirketçe Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı yasal süresi içinde cevap sunulmuş olduğundan, aynı dosya üzerinden gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi’nin sehven gönderildiği düşünülüp yasal süresi içinde; personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin de 2.sıraya işlendiği cevaben bildirildiğini, her en kadar Maaş Haczi Müzekkeresi’ne ve Birinci Haciz İhbarnamesi’ne cevaplarımız sunulmuş olsa da, müvekkili şirkete gönderilen müzekkerelere hiçbir cevap verilmemiş gibi işlem yapılarak İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamesi gönderildiğini, yine müvekkili şirketçe yasal süresi içinde Haciz İhbarnamelerine karşı cevap ve itirazların belirtildiği dilekçeler dosyasına sunularak; personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin sıraya işlendiği cevaben bildirdiğini, müvekkili şirkete tebliğ olunan Haciz İhbarnamelerine yasal süresi içinde cevap ve itirazların sunulmuş olduğu halde, Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nce … E. sayılı dosya üzerinden gönderilen 18.12.2017 tarihli muhtıra ile, müvekkili şirketin Haciz İhbarnamelerine verdiği cevaplar dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde işlem yapılarak müvekkili şirketin Haciz İhbarnamelerine verdiği cevaplar dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde işlem yapılarak, borcun müvekkili şirket yedinde sayıldığının bildirildiğini, dosyaya sunulan 22.12.2017 tarihli dilekçemiz ile usul ve yasaya aykırı tüm bu duruma karşı itirazlarını dosyasına sunularak, 18.12.2017 tarihli muhtıranın iptali ve dosyaya borçlu olarak eklenen müvekkili şirketin kaydının silinmesinin talep edildiğini, İcra Müdürlüğünün 22.12.2017 tarihli kararı ile taleplerinin reddedildiğini, müvekkili şirketin aleyhine başlatılan haciz işlemleri dolayısıyla cebri icra tehditi altında borcu ödemek zorunda kaldığını, müvekkili şirket Maaş Haczi Müzekkeresine, borçlu işçinin şirketten maaş alacağı dışında herhangi bir hak ve alacağının olmaması ve maaş üzerinde de borçlu olduğu diğer icra dosyalarının haczi bulunması nedeniyle, dosya borçlusu işçinin maaş üzerindeki haciz sırasını cevap olarak bildirildiğini, bu bildirim sonrasındaki süreçte ödeme sırası gelen dosyaya borçlu işçinin maaşının ¼’ünün yatırılması şeklinde gerçekleşecek olup buna rağmen Haciz İhbarnamelerinin gönderilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı yanın açıkça kötü niyetli davrandığını gösterdiğini, müvekkil şirketin borçlu olarak dosyaya kaydedilmesi açıkca usul ve yasaya aykırı şekilde … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına borçlu olarak eklenmesi sonucunda cebri icra ehdidi altında tahsil edilen tutarın iadesini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek, arz edilen nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı bankanın müvekkil şirketten usul ve yasaya aykırı olarak tahsil ettiği 27.420 TL’nin ödenme tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve müvekkili şirkete ödenmesine, avukatlık ücreti dahil yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddiasının aksine takip dosyasından davacıya maaş haczi için 89/1 haciz ihbarı gönderilmediğini, davacıya maaş haciz müzekkeresi de gönderilmediğini, davacının da bir cevabının bulunmadığını, davacının haciz ihbarlarına süresi içinde ve icra dairesine itirazda bulunmadığını, itiraz dilekçesi süresi dışında olduğu gibi davacıyı temsile yetkili kişilerce imza edilmediğini, dilekçelerde herhangi bir havale ve tarih bulunmadığını, bu hali ile haciz ihbarlarının kesinleştiğini, davacının 7 günlük yasal şikayet süresini geçirdiğini, davacının icra müdürlüğüne tüm icra işlemlerinin iptali için başvurduğunu, taleplerinin reddine rağmen icra mahkemesine önünde şikayet yolu ile iş bu işlemlerin iptalini talep etmediğini, bu hali ile tüm icra muamelesi işlemlerinin davacı için hukuka uygun hale geldiğini, davacının yasal 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğini, aynı zamanda davacının sadece takip borçlusuna dava açma hakkının olduğunu, takip alacaklısına iş bu iddialar ile dava ikame edilemeyeceğini, haciz ihbarlarına karşı Ticaret Mahkemesi önünde iptal talep edilemeyeceği dikkate alındığında davacının davasının usul ve esastan reddi gerekeceğini, Öncelikle Ş.Urfa Mahkemeleri yetkili olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddini, davacının iddialarının Ticaret Mahkemesi önünde dinlenmesinin hukuken mümkün olmadığından davasının görev ve yetki yönünden reddini, aksi ahvalde davacının dava açma sürelerini geçirerek ve hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz olarak davalı (alacaklı) müvekkile karşı ikame ettiği davasının reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya yükletilmesini, davanın kabulü halinde dava ikamesine davalı müvekkil sebebiyet vermediğinden yargılama gider ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davacı şirketin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin davalı şirkete borcundan kaynaklı başlatılan icra takibi neticesinde taraflarına takip dosyasından gönderilen maaş haczi müzekkeresine cevap verilip haciz taleplerinin kayda alındığına dair beyan vermelerine rağmen tekrardan haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ihbarnameye aynı doğrultuda cevaplarını yenilediklerini ancak ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini süresinde ihbarnamelere cevap verilmesine rağmen cebri icra tehdidi altında icra dosya borcunu ödemek zorunda kaldıklarını iddia ederek tahsil edilen tutarın iadesi için istirdat davası açıldığının anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, “bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş taraflarının her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde bulunduğunu, somut olayda uyuşmazlığın temelinde davacı şirketin çalışanın davalı şirkete borcundan kaynaklı davacı şirketin haciz ihbarnamesine usulüne göre itiraz edilmediği iddiası ile davacı şirketin 3. Kişi olarak icra takip dosyasına ödenmek durumunda kalınan paranın iadesine yönelik açılmış istirdat davası olduğunu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin genel mahkeme sıfatındaki asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, uyuşmazlığın konusunun bizatihi tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir konu olmadığı gibi mutlak ticari dava sayılabilecek hususlardan da olmadığı” gerekçesiyle davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye hukuk Mahkemeleri olduğuna, karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Davalı yan takip tarihinde, Müvekkil Şirket çalışanı olan … aleyhine yürüttüğü Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası üzerinden, Müvekkil Şirket’e Maaş Haczi Müzekkeresi göndermiştir. Müvekkil Şirket, Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı, “Personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve 2. sırada haciz alacaklısı olarak kaydedildiği” cevap ve itirazlarını dosyaya bildirmiştir. Akabinde Müvekkil Şirket’e aynı dosya üzerinden Birinci Haciz İhbarnamesi gönderilmiştir. Müvekkil Şirket’çe Maaş Haczi Müzekkeresi’ne karşı yasal süresi içinde cevap sunulmuş olduğundan, aynı dosya üzerinden gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi’nin sehven gönderildiği düşünülüp yasal süresi içinde; “personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin de 2.sıraya işlendiği” bildirilmiştir. Her n kadar Maaş Haczi Müzekkeresi’ne ve Birinci Haciz İhbarnamesi’ne cevaplarımız sunulmuş olsa da, Müvekkil Şirket’e –gönderilen müzekkerelere hiçbir cevap verilmemiş gibi işlem yapılarak- İkinci ve Üçüncü Haciz İhbarnamesi gönderilmiştir. Yine Müvekkil Şirket’çe yasal süresi içinde Haciz İhbarnamelerine karşı cevap ve itirazların belirtildiği dilekçeler dosyasına sunularak; “personelin dosyasına maaş haczi uygulandığı ve Müdürlüğü’nüz haczinin sıraya işlendiği” bildirmiştir. Müvekkil Şirket’e tebliğ olunan Haciz İhbarnamelerine yasal süresi içinde cevap ve itirazların sunulmuş olduğu halde, Şanlıurfa …İcra Müdürlüğü’nce … E. sayılı dosya üzerinden gönderilen 18.12.2017 tarihli muhtıra ile, Müvekkil Şirket’in Haciz İhbarnamelerine verdiği cevaplar dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde işlem yapılarak, Müvekkil Şirket borçlu olarak kaydedilmiştir. Dosyaya sunulan 22.12.2017 tarihli dilekçemiz ile usul ve yasaya aykırı tüm bu duruma karşı itirazlarımız ile 18.12.2017 tarihli muhtıranın iptali ve dosyaya borçlu olarak eklenen Müvekkil Şirket’in kaydının silinmesi talep edilmiştir. İcra Müdürlüğünün 22.12.2017 tarihli kararı ile talebimiz reddedilmiştir. 1 İlk Derece Mahkemesi ise yeterli inceleme yapmaksızın usul ve yasaya aykırı olarak davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca; bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesine göre ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesince bakılır….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava, İİK 89. maddesine dayalı olarak üçüncü kişi tarafından açılan istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş olup karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Somut uyuşmazlık; mahkemenin görevli olup olmadığı hususuna ilişkindir. Üçüncü kişi ( davacı) ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı, 26/02/2016 tarihli ilamı) İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine ilişkin verilen karar yerinde olup davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353/1-b-1maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.