Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/356 E. 2022/1137 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/356 Esas
KARAR NO: 2022/1137 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2018/416 E. – 2019/358 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ülkemizde mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu ve lisans hakkı kendilerine ait olan “…” isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu ve TPMK nezdinde “…” isim hakkını marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete gelen ihbarlar üzerine Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/172 D.İş numaralı dosyasında yapılan tespit neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre mali hakları müvekkili şirkete ait olan NETCAD 5.1 yazılımı ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … modüllerinin bilgisayarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde müvekkili şirket yazılımlarının izinsiz olarak yüklenerek kullanılmakta olduğunun belirlendiğini, bu olay üzerine davalılar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/83094 soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu ve davalıların söz konusu eylemlerinin müvekkilinin mali haklarına tecavüz ettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin, öncelikle programların yükleme tarihlerinin tespit edilmesi halinde yükleme tarihinden itibaren, mümkün olmaması halinde ise haksız eylemin gerçekleştiği tarih olan 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili bilahare 09/09/2019 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini, 122.750,00 TL artırarak 132.750,00 TL olarak ıslah ettiği ve ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin bağlı olduğu ve merkez ve şube adresi olmayan bir adreste yapılan tespit nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı şirketin merkez ve şubesi dışında yapılan tespitte, incelenen bilgisayarın müvekkiline ait olduğunun tespit edilmesi gerekirken raporda böyle bir tespitin yapılmadığını, bilgisayarın şirkete mi ait olduğu, yoksa şahısa mı ait olduğu hususunun belli olmadığını, müvekkili şirket anonim şirket olduğundan, şirket ortaklarının sorumluluğu yoluna da gidilemeyeceğini, bu nedenle diğer müvekkilleri yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davaya konu program ile müvekkili şirketin faaliyet konusunun örtüşmediğini, söz konusu programın kullanılmasında müvekkilinin herhangi bir yarar ve faydasının bulunmadığını, bu nedenle söz konusu programdan müvekkilinin menfaat elde ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24.10.2019 tarihli 2018/416 E. – 2019/358 K. sayılı kararıyla; “…FSEK’in 2/1. Maddesi, herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri sayılabileceği, FSEK’in 68. Maddesinde ise, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir. Buna göre, davacının hak sahibi olduğu bilgisayar programlarının FSEK anlamında eser olup, koruma kapsamında olduğu, davalıların herhangi bir lisans bedeli ödemeden bu programları bilgisayarlarında ve işlerinde kullandıkları tespit edildiği, programların emsaline göre bilirkişi raporuna göre FSEK 68/1. Maddesi uyarınca istenebilecek maddi tazminat tutarının üç katı üzerinden toplam 132.750,00 TL olup, davalı şirketin yöneticisi olan diğer davalıların haksız fiil mahiyetindeki bu eylemden müteselsilen sorumlu oldukları” gerekçesiyle davanın kabulü ile, toplam 132.750,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 02.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; şirket ortakları … ve … yönünden husumete yönelik itirazlarının mahkemece dinlenilmediğini, itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, Anonim Şirket ortaklarının sorumluluklarının, sadece şirkete karşı sermaye ödeme borcu ile sınırlı olduğunu, haksız fiil nedeniyle üçüncü kişilere karşı sorumluluklarının bulunmadığını. -Keşif yapılan adresin müvekkili şirkete ait merkez ve şube adresi olmadığını, adresin müvekkili ile bağlantısının bulunmadığını, keşif tutanağında adres ile müvekkilinin bağlantısının kurulmadığını, müvekkiline ait olmayan bir adreste, inceleme yapılan bilgisayarın kime ait olduğu ve kimin tarafından kullanıldığına ilişkin bağlantı kurulmadığını. -Davacı tarafın davaya konu ettiği programın, müvekkilinin faaliyet konuları ile örtüşmediğini, müvekkilinin kullanması gereken bir program da olmadığını, müvekkili şirketin faaliyet konusunun ” Zemin ve arazi hazırlama, alanının temizlenmesi ile kazı ve hafriyat işleri, (tarımsal arazinin hazırlanması, dinamitleme ve kayaların kaldırılması, inşaat tarım vb. Alanların drenajı, hafriyat kazı, dolgu vb. İşler) (madencilik için yapılanlar hariç)” olarak sicilde kayıtlı olduğunu, müvekkilinin hafriyat işini yürüten bir şirket olmakla, davacının programının kullanıldığı ” mühendislik ve haritacılığın” müvekkilinin yaptığı iş gurubu arasında olmadığını. -Mahkemece gerekçe gösterilmeksizin nedensiz olarak 3 kat tazminata hükmedildiğini beyanla, kararın kaldırılarak, husumet itirazlarının değerlendirilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı gerçek kişilerin FSEK 66. maddenin 2.-3. fıkrasına göre “Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılır. Tecavüz edenin veya ikinci fıkrada yazılı kimselerin kusuru şart değildir.” hükmü gereğince, kusursuz olarak sorumlu olduklarını, işletme sahibi ifadesinden kastın şirketin temsilcileri, yani Anonim Şirketlerde şirketin Yönetim Kurulu olduğunu, TMK’ nın 50/3 maddesine göre “Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.” hükmü gereğince, tüzel kişi ve organı oluşturan kişilerin müteselsil olarak sorumlu olduklarını. -Tespit yapılan yerin … olduğunu, tespit sırasında çekilen fotoğraflardan şirket konteynerinin yanında, davalı şirket logosu ve adının bulunduğunu, keşif sırasında bilgisayar ve konteynerinin bu şirketin hizmetinde kullanıldığının açık olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporundan da görüleceği üzere müvekkilinin yazılımının kullanıldığının görüldüğünü. -Mahkeme kararında hükmedilen tazminatın kabul edilemez olduğu ileri sürülmüşse de, Yargıtay 11. HD, 25.01.2010 tarih ve E.2008/8996, K.2010/757 sayılı kararında “… Kanun’da eser sahibine tanınan rayiç bedelin üç katı fazlasına kadar isteyebilme seçeneklerinden herhangi birisini kullanma yetkisi eser sahibi olan davacıya aittir. Mahkeme seçilen talebi değiştiremez..” şeklindeki gerekçesiyle, mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince bilgisayar mühendisi bilirkişiden alınan 24/04/2019 tarihli raporda; tespit raporunun 4. Sayfasında … ve … gibi isimlere sahip … programı çizim dosyalarının bulunduğunun tespit edildiğini, bu projeler araştırıldığında davalı şirket ile ilişkisinin olduğunun anlaşıldığını, lisans olmaksızın bir bilgisayarda “…” yazılımının yüklü olmasının davacının haklarına ihlal oluşturduğu, davalıların, davacının hak sahibi olduğu bilgisayar programını herhangi bir hakları olmadan projelerinde kullandıkları ve fayda sağladıkları, davacı yararına telif tazminatı doğabileceği, … yazılımının rayiç bedelinin … : 12.300 TL + KDV, … : 9.650 TL + KDV, … : 9.650 TL + KDV, PLANET : 10.500 TL + KDV, … 13.650 TL + KDV olmak üzere toplam 55.750,00 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz sonrası alınan 22/08/2019 tarihli ek raporda; 2018 yılı fiyat listesine göre Netcad yazılımının rayiç bedelinin … : 9.850 TL, … : 7.650 TL, … : 7.650 TL, … : 8.300 TL ve … 10.800 TL olmak üzere toplam 44.250,00 TL olduğu belirtilmiştir. Dosya arasında bulunan Bakırköy 1.FSHHM’nin 2018/72 D.İş sayılı dosyası incelenmesinde; davacı tarafından, davalılardan … San.ve Tic.A.Ş aleyhinde açılan tespit talepli dosyada bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, karşı yana ait işyerinde yapılan 1 adet bilgisayara ait ana bilgisayar adının “…” ve … adres bilgisinin … sayılı olduğu, tespit edilen yazılımın bilgisayara 26/04/2018 tarihinde … seri numarası ile kurulduğu ve çalışır durumda bulunduğu, versiyonun 5.1.0.962 sayılı olduğu ve demo sürüm olmadığı, tam sürüm niteliklerini haiz olduğu, bahsi geçen yazılım programlarının bilgisayarda çizim yapılabilir durumda olduğu, bilgisayarda adı geçen yazılım programı ile oluşturulmuş birçok proje çizim dosyalarının ve örnek çizimlerin mevcut olduğu ve bu tespitler ışığında aleyhinde tespit istenilen işyerinde bulunan bir adet bilgisayarda, tespit konusu “…” adlı yazılım programının lisanssız olarak kullanıldığı ve inceleme esnasında işbu kullanılan yazılım programının lisans sertifikasının ya da faturasının ibraz edilmediği, tespit yapılan alanda çekilen fotoğrafta konteyner üzerinde “… şirket unvan ve logosunun bulunduğunun” görüntülendiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Dava, FSEK’in 68. Maddesi uyarınca açılan tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalının müvekkiline ait yazılım ve modüllerinin izinsiz olarak bilgisayara yüklenmiş olduğunu ve kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davalılar … ve … yönünden husumet itirazında bulunulmuşsa da, bilgisayarın hizmetin ifası sırasında kullanıldığının anlaşıldığı, FSEK 66/2-3 maddesinde “Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabileceği” hükmü ile TMK’ nın 50/3 maddesinde düzenlenen “Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.” hükmü gereğince, tüzel kişi ve organı oluşturan kişilerin müteselsil olarak sorumlu oldukları kanaatine varıldığından, davalılar vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Bakırköy 1. FSHHM’nin 2015/167 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit işleminde, şantiyede davalının isim ve logosunun bulunduğu konteynerde, “…” marka bilgisayar içerisinde “…” adlı yazılım programının lisanssız olarak kullanıldığı kurulu ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiği ve ilgili yazılımın ve modüllerinin lisanssız olduğu yönünde bilirkişi tarafından kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. Davalılar vekili tarafından, adresin müvekkilinin merkez yada şube adresi olmadığı, müvekkili ile ilgisinin bulunmadığı ileri sürülmüşse de, tespit adresinin … olduğu, davalı şirketin internet adresinde bu proje ile ilgili tanıtım yapıldığı, bilgisayar içerisinde davalı şirketin tanıtımını yaptığı … Şantiyesi ile … gibi isimlere sahip … programı çizim dosyalarının bulunduğunun tespit edildiği, davalılar vekilinin tespit adresi ve bilgisayar ile müvekkilinin ilgisinin tespit edilemediğine yönelik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde FSEK 68/1 maddesi gereğince üç kat tazminat talep edilmiş ve mahkemece lisansa ilişkin rayiç bedelin üç katı tutarında tazminata hükmedildiği, davalılar vekilinin gerekçesiz ve nedensiz olarak üç kat tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2011 tarihli 2011/14831 Esas- 2011/17744 Karar sayılı kararında, Hukuk Genel Kurulu’nun 20/03/2002 tarihli 176/214 sayılı kararı ile 02/04/2003 tarihli 260/271 sayılı kararlarına atıf yapılarak açıklandığı üzere ” uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 1995/4110 Sayılı Kanun ile değişik 5846 Sayılı FSEK 68/1 fıkrasında düzenlenen rayiç bedelin üç katının mütecavize ödetilerek tecavüzün izlerini tamamen silerek ref gerçekleştirmektedir.(Ünal Tekinalp,Fikri Mülkiyet Hukuku Dördüncü Bası, İstanbul 2005, s 303) Bu suretle de hak sahibinin zararını ispat külfetinden kurtarmak ve böylece ispat edilemeyen zararın eser sahibinin sırtında kalmasına engel olmak amaçlanmış, “sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir” diyerek tazminat hesabına açıklık getirilmiştir.” şeklinde gerekçe ile, FSEK 68/1 fıkrası gereğince, tazminatın davacı tarafça üç kat tazminat talep edilmesi halinde hakimin rayiç bedelin talep edilen katı kadar tazminata hükmetmesi gerektiği açıklanmıştır. Yerleşik Yargıtay kararları ve uygulama doğrultusunda, mahkemece üç kat tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davalılar vekilinin tazminata yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalılar vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 9.068,15 TL nispi harçtan, peşin alınan 2.268,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.800,15 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalılarca yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 17/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.