Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/320 E. 2020/890 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/320 Esas
KARAR NO: 2020/890
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİH: 26/12/2019
NUMARASI: 2019/238 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkiline ait tescilli markalarını haksız olarak kullanması sebebiyle, müvekkilinin telafi edilemez maddi ve manevi zararlara uğradığını, bu şekilde kullanılan marka ile müvekkili markasının ve sunulan hizmetlerin birebir aynı olması, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermelerinin, tüketici nezdinde taraf firmaları arasında ekonomik bir bağ olduğu düşüncesi uyandırmakta olduğunu, söz konusu taklit ürünlerin kalitesiz olması nedeniyle müvekkilinin şikayet mailleri aldığını ve ticari itibar kaybına uğradığını, davalı tarafın markayı tescilinden farklı şekilde kullandığını, davalı yanın kötü niyetli olarak müvekkilinin markası ile iltibasa, haksız rekabete ve marka hakkına tecavüze mahal verdiğini iddia ederek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin ve davalının “…” ve “…” ibaresinin kullanımının durdurulması ile http://…com.tr/ alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince 26/12/2019 tarihli ara kararıyla; “Dava konusu edilen “…” ibaresinin aynı zamanda davalının ticaret unvanı olması ve ticaret unvanı henüz terkin edilmemiş olması ve mevcut delil durumu gözetilerek, SMK’nın 189 ve HMK’nın 389. Maddeleri noktalarında aranan koşulları oluşmadığından, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde harçlandırdığı istinaf dilekçesinde özetle; Davalının kullanımları, ticaret unvanının markasal kullanımı kapsamındadır. markasal kullanımlar müvekkilimizin marka haklarına tecavüz teşkil etmesi sebebi ile tedbiren önlenmesi gerektiğini, davalı tarafın www….com.tr alan adlı internet sitesindeki kullanımları ve ticari faaliyetlerindeki kullanımları ticaret unvan kullanımı ötesinde markasal kullanım olduğunu, davalı yanın ticaret unvanında “…” ibaresini ön plana çıkarmakla ticaret unvanı kullanımından ziyade markasal kullanım gerçekleştirdiğini, Ticaret unvanı kullanımından bahsedilebilmesi için davalının ticaret unvanını olduğu gibi kullanması ve herhangi bir ibareyi ön plana çıkartmaması gerektiğini, davalı yanın, … ibaresini ön plana çıkardığını, ilk göze çarpan ibarenin … ibaresi olduğunu, ticaret unvanının diğer kısımları okunamayacak küçük yazılarak geri plana atıldığını, … mavi renkle, kalın harflerle ve altı çizili yazılarak marka olarak kullanılmakta olduğunu, ilk derece mahkemesi davalı tarafın markasal kullanımının göz önünde bulundurulmadığını, Davalının yan fiili kullanımını kendi ticaret unvanından tamamen farklı olarak, müvekkile ait Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “…” ibareli markalara benzeterek kötü niyetli olarak müvekkil markası kendi markası gibi bir izlenim oluşturduğu, marka hakkına tecavüz haksız rekabet oluşturduğunu, hizmet verilen müşteri kitlesi aynı olduğundan bu durum dahi davalı yanın müvekkilin markasının bilinirliğinden haksız surette yararlanacağını, daha evvel verilen ihtiyati tedbir sonrasında durum ve koşullarda herhangi bir değişiklik olmaması nedeni ile ihtiyati tedbir talebinin yeniden kabulü gerektiğini belirterek İlk derece mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını, davalı tarafın marka tescilinden farklı şekilde kullandığı … ve … ibaresini kullanım yoluyla müvekkilin marka hakkını tecavüze uğratan haksız eylemlerin durdurulması, tecavüz suretiyle imal edilen ürünlere, her türlü tanıtım evrakı ve malzemesine bulundukları yerde el konularak toplatılması ile davalı yana ait http://…com.tr/ alan adında, iş yerinde ve iş yeri emtialarında/hizmetlerinde kullanımının dava sonuna kadar tedbiren önlenmesi ve durdurulması ve alan adının engellenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, ticaret unvanının terkini, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile; …, … ibaresini kullanıldığı ürünlere, her türlü tanıtım evrakı ve malzemesine bulundukları yerde el konularak toplatılması ile davalı yana ait alan adı www…com.tr alan adında işyerinde emtialarında hizmetlerinde kullanımının durdurulması, alan adının engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık; ihtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Marka kaydına göre; davacıya ait … nolu “… şekil” markası 13.03.2009 tescil, 24.03.2008 başvuru tarihli olup emtia sınıfı 7’dir. Davacıya ait … nolu “…” markası 11.07.2013 başvuru, 03.03.2015 tescil tarihli olup emtia sınıfları 6, 7, 35 ve 37’dir. Davalının … şeklindeki ticaret unvanı 17.04.2015 tescil tarihlidir. Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesince; … ibaresinin aynı zamanda davalının ticaret unvanı olduğu gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacının marka tescilinin davalının ticaret unvanından önceki tarihli olduğu, tarafların aynı alanda faaliyet gösterdikleri, tedbirin reddine ilişkin karardan sonra alınan bilirkişi raporunda sitede … ibaresinin kullanıldığı ve kullanımın markasal kullanım olduğu yönünde görüş belirtildiği dikkate alındığında bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar yönünden SMK 159.md gereğince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, 2-Bakırköy 1. FSHHM’nin 26/12/2019 gün ve 2019/238 Esas sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 226,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 375,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.