Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/314 E. 2020/304 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/314 Esas
KARAR NO: 2020/304 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2019/568 E. – 2019/1223 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Borçluya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde … esas no ile icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, Davacı alacaklı … kurumunda toplamda 19.675, USD para yatırdığını, … Kurumunun zor duruma düşmesi ve borcunu başka şirketler üzerinden ödeyeceğini alacaklıların alacağını kendi gösterdiği şirkete temlik etmesi durumunda, paralarını bu şirket tarafından ödeneceğinin taahhüt etmesi dolayısı il alacaklı müvekkilinin … Aş ile anlaşma yaptığını, … A.Ş. müvekkilinin daha önce alacaklı olduğunu, …dan olan alacağının temlik aldığını, 28.03.2012 tarihinden 28.06.2015 tarihine kadar borcun tamamını ödemeyi taahhüt ettiğini, … A.Ş. ödemelerinin tamamını 2015 tarihine kadar ödeyip bitirmesi gerekmesine rağmen bu güne kadar şirket tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını, borcun temerrüde düştüğünü, yapılan icra takibine de haksız ve hukuksuz olarak itiraz edildiğini, beyan ederek, borçlunun yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava masrafı ve ücreti vekaletin davalı borçluya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir bir alacak olmadığını, dava konusu icra takip dayanağı sözleşme tümüyle değerlendirildiğinde, her ne kadar sözleşme başlığında alacağın temliki dense de alacaklının değişmemesi tam aksine borçlunun değişmesi nedeni ile, alacağın temliki değil borcun naklinin ( yüklenilmesinin ) söz konusu olduğunu, Borcu Nakleden … A.Ş. ‘nin tasfiye sürecinin BDDK’nm 10.02.2001 tarih ve 171 sayılı kararı ile tasfiye sürecine girdiğini ve ve tasfiye sürecinin devam ettiğini, Sözleşme konusu, davacı tarafa ait kar-zarar katılım hesabının bulunduğu Tasfiye Halinde … A.Ş. ‘nin tasfiye süreci devam etmekteyken davacı katılım hesabı sahibinin tasfiye sonucunu beklemeden icra takibi başlatması, dava açması vs, yollarla talepte bulunmasının yasal olarak mümkün olmadığını, Tasfiye Halindeki … A.Ş,’nin tasfiye sürecinin devam etmesi nedeniyle davacı katılım hesabı sahibinin alacağının henüz muaccel hale gelmediğini beyan ederek haksız mesnetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame olunan davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Mahkeme masrafları ve ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisinin dava şartı olup, davalı tarafından da süresinde ödeme emrine itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu görüldüğünden, geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf istemi üzerine Dairemizin 04/10/2019 tarihli 2019/1889 Esas-2019/1973 Karar sayılı kararıyla; “davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, -İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 gün ve 2017/1318 Esas, 2019/184 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, -Yukarıdaki gerekçede belirtildiği şekilde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, -Bu aşamada davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ” karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarihli 2019/568 Esas-2019/1123 Karar sayılı kararıyla; ” görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, -HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine ” karar verilmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan itirazın iptali davasının, sözleşme ve sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, ticari iş niteliğinde olduğunu, TTK 19. Madde ve TTK 4 ve 5’inci maddeler gereğince Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin güncel kararlarında da Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunun açıklandığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davaya bakan mahkemenin yargı yeri olarak belirlenmesini talep etmiştir.
GEREKÇE; Davanın, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talepli olduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun” belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulduğu, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı, (Bakınız Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) ilk derece mahkemesince Dairemiz’in 04/10/2019 tarihli 2019/1889 Esas-2019/1973 Karar sayılı kararı gereğince görevsizlik kararı verildiği anlaşılmakla, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama gideri olarak; davacı avansından kullanılan 53,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.