Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/291 E. 2022/1124 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/291 Esas
KARAR NO: 2022/1124 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2014/96 E. – 2019/402 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı-k.davalı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin tescilli patentine konu buluşun kullanıldığı ürünleri piyasaya sürdüğünü ileri sürerek patent haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesini, ürünlerin ve üretimde kullanılan eşyalara el konularak muhafaza altına alınarak imha edilmesini, davalının internet sitelerine erişimin engellenmesini, belirsiz alacak olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat 20.000 TL itibar tazminatının dava tarihinden değişen oranlarda davalıdan tahsilini, 141.madde gereğince tazminattan makul bir payın eklenmesini, hükmün ilanını talep etmiştir.
TALEP ARTTIRIM: Davacı vekili 23.8.2017 tarihli harç tahsil makbuzu ile maddi tazminat istemini 70.000 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı-k.davacı vekili cevap dilekçesinde; davacı buluşunun yeni ve buluş basamağı kriterlerine sahip olmadığını, anonim olduğunu savunarak Karşı dava olarak … sayılı patentin hükümsüzlüğünü talep etmiş, asıl dava yönünden de, müvekkilinin dava konusu ürünleri kendisi için Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım Tescilleri bulunan tescil sahibi firmalara ürettirdiğini, … Tic. Ltd. Şti’ne ait … sayılı 29/08/2012 başvuru tarihli FM belgesi, … sayılı 29/08/2012 başvuru tarihli FM belgesi, … sayılı 05/09/2013 başvuru tarihli FM belgesi, … sayılı 05/09/2013 başvuru tarihli FM belgesi, … sayılı 29/08/2012 başvuru tarihli FM belgesi ile … Tic. Ltd. Şti. Ne ait … sayılı 19/08/2012 başvuru tarihli FM belgesi, … sayılı 22/01/2014 başvuru tarihli FM belgesi, … başvuru numaralı 17/11/2011 başvuru tarihli FM belgesi, … başvuru numaralı 20/04/2009 başvuru tarihli FM belgesi, … başvuru numaralı, 14/08/2013 başvuru tarihli FM belgeleri kapsamında ürettirdiğini, bu belgelerin kullanımının meşru olduğunu, FM belgeleri iptal ve terkin kararı kesinleşmeden bu davanın görüşülemeyeceğini beyanla asıl davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17.10.2019 tarihli 2014/96 E. – 2019/402 K. sayılı kararıyla; “… Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nin 138. maddesi: “Patent sahibinin izni olmaksızın, patentle korunan ürünü üreten, satan, dağıtan veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden veya ticari amaçla elde bulunduran veya patentli bir usulü kullanan kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olur.” düzenlemesi dikkate alındığında; davalının davacının dava tarihinde ve öncesinde Patentle korunan buluşu izinsiz olarak kullandığı, ticari olarak kar elde ettiğinin anlaşıldığı… davacının seçim yöntemine göre hükme dayanak alınan son rapor kapsamının dikkate alındığı” gerekçesiyle; ASIL DAVADA; Davacının patent hakkının ihlal edildiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı KHK hükümleri ve davacının seçtiği maddi tazminat seçim yöntemine göre 70.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişir oranlı avans faiz ile davalıdan tahsiline, -20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren değişir oranlı avans faiz ile davalıdan tahsiline, -İtibar tazminatı ve makul payın eklenmesi taleplerinin şartları bulunmadığından reddine, -Mahkememizce verilen 30.6.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına, karar kesinleştiğinde yatırılan teminatın davacıya iadesine, -KARŞI DAVANIN REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı-k.davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde: Usule dair itirazlarında; mahkemenin kararının gerekçesinde, başkalarının faydalı model tescillerine dayanarak üretim yapmanın, 551 Sayılı KHK hükümleri uyarınca patente tecavüz fiiline engel teşkil etmediği temel alınmışsa da, davadaki savunmalarının; başkalarının tescillerine dayalı üretim değil, başkalarının tescil alarak ürettiği ve piyasada sattığı bir kapağı alarak üründe kullanma olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının giderilmeden karar verildiğini. -Esasa dair itirazlarında; dava konusu ürünleri tescilli olarak üretip müvekkiline satan firmaların … şirketi olduğunu, müvekkilinin dava konusu ürünleri faydalı model ve endüstriyel tasarım tescilleri ile tescil sahibi firmalardan satın aldığını, TPE belgelerine itibar etmesinden daha doğal birşey bulunmadığını, 30/05/2016 tarihli raporda bu hususun belirlendiğini, müvekkilinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, faydalı model tescili olan firmalardan satın aldıkları kapakların meşru kabul edildiğini, davacının tescil sahibi üçüncü kişilere iptal ve terkin davası açmamış olması nedeniyle, asıl davanın reddi gerektiğini. -Mahkemenin bilirkişilerce davacı patentinin yenilik ve buluş basamağı özelliğinin bulunup bulunmadığını yeterli şekilde incelemediklerini dikkate almadığını, olağanüstü kanıtlar adlı sitede yayınlanan düdüklü tencerenin çalışma mekanizması makalesindeki görseller ile patentin aynı olduğunu, bilirkişilerin sadece dosyadaki bilgi belgelere göre değil araştırma yaparak tekniğin bilinen durumuna dahil olup olmadığını incelemekle görevli olduklarını, bilirkişilerin harcıalem bilgilerden habersiz gibi örnek sundukları görseller dışında genel bilgileri yokmuş gibi rapor düzenlediklerini, sundukları MÖ:4000 yılındaki kilit mekanizmasının, patentteki kilit mekanizmasının anonimleştiğini gösterdiğini, yaylı sürgü sistemi ve kapı kilidi mekanizmalarını da sunduklarını, tekniğin bilinen durumuna dahil anonim mekanizmalar olduğunu, sundukları diğer görsellerin de tekniğin bilinen durumunu aşma olduğunu gösterdiğini. -Müvekkilinin dava konusu ürünleri kendisi için faydalı model ve endüstriyel tasarım tescilleri ile tescil sahibi firmalardan satın aldığının göz önünde tutulması gerektiğini, Yargıtay uygulamasına göre başvuru sahibinden mal satın alınmasının meşru olduğunu, haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, iyi niyet, kötü niyet ayrımı yapılamayacağından asıl davanın reddi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davalı-karşı davacı tarafça sunulan resim ve çizimlerin hiçbirinin müvekkilinin patentine konu buluşun yenilik özelliğini ortadan kaldırmadığını, patentin buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilir olduğunu, 551 Sayılı KHK 78. Madde gereğince sonraki tarihli davalıya yada 3. Kişilere ait patent, faydalı model ve tasarım tescillerinin dava konusu üzerinde etkisinin olamayacağını, davaya konu düdüklü tencerenin üretimi, dağıtımı ve satışının müvekkilinin tescilli patentine karşı ihlal teşkil ettiğini, 551 sayılı KHK 136. Madde gereğince tecavüzün menini talep haklarının bulunduğunu, davacının dayandığı 30/05/2016 tarihli raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin mali müşavir, mutfak ekipmanı uzmanı ve ekonomistten müteşekkil olduğunu, patent konusunda uzmanlıklarının bulunmadığını, bilirkişi raporlarının mahkemece özetlenerek tartışarak sonuca ulaşıldığını beyanla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince Bilirkişi …’tan alınan 17.6.2014 tarihli raporda; davalı işyerinde inceleme yapıldığı, davalı işyeri sahibi tarafından dosyaya ibraz edilen kapağın (düdüklü tencere kapağı) arka vidalarından açılarak söküldüğünü, davaya konu TR … incelemeli paten belgesinin istemleri ile karşılaştırıldığını, bağımsız bir istemde, buluşun tüm esas özelliklerinin belirtilmesi gerektiğini, mevcut durumda bağımsız tek istemin, İstem 1 olup ve buluşun gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan tüm ana unsurları ihtiva etmek mecburiyetinde olduğunu, başvuru sahibi, incelemeli patent belgesinin bağımsız tek istemini (İstem 1), 7 unsurdan oluşacak şekilde yazdığını, taşıyıcı kollar, kapak, çeneler, tencere, çenelerin kilit pozisyonunda olduğu bir ilk pozisyon ve çenelerin kilitlerinin açık olduğu ikinci pozisyon arasında belirlemiş bir rotada hareket etmek üzere bir kumanda kolu ve kumanda kolunun esas olarak radyal olarak hareket etmek üzere kapağa monte edilmesi unsur ve özelliklerin tümünün tecavüz suçlaması yapılan bir ürün üzerinde mevcut olduğunu, , söz konusu patent ya da faydalı model belgesinde bulunan istemlerden en az bir tanesinin tüm unsurları ile birlikte suçlanan ürün üzerinde tespit edilmesi gerektiğini, mevcut durumda bağımsız İstem 1 de yer alan unsurlar, suçlanan kapak üründe bütünüyle var olduğu için davacıya ait … no.lu patentin 1 no.lu isteminin koruma kapsamı dahilinde kaldığını bildirmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr, … ve Patent uzmanı Dr….’den oluşan heyetten alınan 24.07.2015 tarihli raporda; Davalı-karşı davacının hükümsüzlük talebine konu delillerinin somut dökümanlara dayanmadığı, çeşitli çizim ve resimlerden ibaret olduğu, tarihlerinin belirsiz olduğu, 14. Yy’dan kalma olduğu iddia edilen bir tencere, kilit sisteminin anonim olduğunu gösterir tarihsiz ancak milattan öncesine ait olduğu ileri sürülen 3 kilit resmi, kapı kilidi resimleri, koç müzesinden temin edilmiş bir fotoğraf , denizaltı kapağı kilit mekanizması resmi, ispanyolet tarzı kilit resimlerinin yer aldığını, hükümsüzlük değerlendirmesinde yenilik kırıcı iddiaların somut dökümanlara dayanması gerektiğini ve kamuya açıklanma tarihleri konusunda da belirsizlik bulunmaması gerektiğini, davalı tarafın sunduğu resim ve çizimlerin bu nitelikte bulunmadığı gibi bir an için yenilik değerlendirmesinde dikkate alınabileceği düşünülse dahi, patentin ana istemindeki tüm özellikleri tek başına taşıyan bir resim/çizim bulunmadığını, ana istemin ve buna bağlı istemlerin yeni olduğunu, buluş basamağı incelemesinin ise sunulan resimlere göre yapılmasının olanaksız olduğunu, ileri sürülen resimlerin uygulama alanlarının tamamen farklı olması nedeniyle, uzman kişinin ilham alamayacağı alanlar olduğunu, buluş basamağı kriterlerine sahip ve sanayiye uygulanabilir olduğunu, İncelenen davalı ürününün dava konusu TR … sayılı patent kapsamında olduğu ve anılan ürüne ilişkin davalı eylemlerinin patentten doğan hakkın ihlali niteliğinde bulunduğunu bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, … ,…’dan oluşan heyetten alınan 07.03.2016 tarihli raporda; Dava tarihinde patentin koruma süresi henüz dolmadığından bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının istatiksel olarak yapılan hesaplama yöntemine göre, davalının ürün satışından elde ettiği karın 2.407.330 TL olabileceğini bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, … ve …’den 30.05.2016 tarihli raporlarında; Davalı firmanın merkez adresinde yapılan inceleme sonucunda; 2012-2013 ve 2014 yıllarında clipso kapaklı tencere satışlarından toplamda 42.450,56.TL net satış karı elde ettiğini,bu satışların tescilli ürünler olması ve bu ürünleri üreten firmanın davalı firma olmaması nedeniyle, davalı firmanın patent tazminatı konusunda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, … ve …’dan oluşan 19.07.2017 tarihli raporda; muhasebe tekniği açısından ilgili hesapların birbirini doğruladığı ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiğini, Dava tarihi itibariyle, davalının dava konusu ürünlerin satışından elde ettiği net kazananın 100.325,47 TL olarak hesap edildiğini bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler …, … ve …’den oluşan heyetten alınan 05.02.2019 tarihli raporda; 2011,2012, 2013 ve 2014 ün ilk çeyreğinde toplamda 45.076. adet kapak satışı yapıldığı, kapak başına 1.56 net kar elde edildiği ve toplamda davalı kârının 70.318.56 TL olduğu belirlenmiştir.
G E R E K Ç E : Asıl davada, davacı vekili davalının müvekkili adına tescilli TR … numaralı 06/07/1995 başvuru tarihli “Basınç altında bir kabın kilitleme çenelerinin açma ve kapama düzeni” başlıklı patentine tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla, patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, maddi ve manevi tazminata, itibar tazminatına hükmedilmesini, 551 Sayılı KHK 141. Madde uyarınca makul bir payın tazminata eklenmesini, internet sitelerine erişimin engellenmesini talep etmiş, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karşı davada, davalı-karşı davacı, davacı patentinin yenilik ve buluş basamağı özelliklerinin bulunmadığından bahisle hükümsüzlüğünü talep etmiş, mahkemece karşı davanın reddine karar verilmiştir.Davalı-karşı davacı vekili hem asıl, hem birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunarak, asıl davada müvekkilinin ürünleri faydalı model belgeleri ve tasarım tescil belgelerine sahip firmalardan alarak sattığını, faydalı model ve tasarım tescil belgeleri iptal edilene kadar fiilin hukuka uygun olduğunu, davacının bu belgelerin hükümsüzlüğü talebiyle dava açmadığını, karşı davada ise dava dilekçesinde sundukları deliller ile davacı patentinin yenilik ve buluş basamağı özelliğinin bulunmadığının ispatlandığını, bilirkişilerin sundukları deliller dışında teknik alanda inceleme yapmadığını, itirazlarının dikkate alınmadığını savunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte olan 551 Sayılı KHK’nın “Önceki Tarihli Patentlerin Etkisi” başlıklı 78. Maddesinde: “Patent sahibi patentini kendi patentinden daha önceki rüçhan tarihine sahip olan patent sahiplerinin açmış olduğu patente tecavüz davasında bir savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükmü düzenlenmiştir. 551 sayılı KHK’nin 136. maddesinde:“Aşağıda yazılı fiiller patentten doğan hakka tecavüz sayılır: a-Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek, b-Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak…” hükmü düzenlenmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin cevap-karşı dava dilekçesinde dayandığı dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti ile … Tic. Ltd. Şti. ne ait faydalı model belgelerinin, mahkemece TPMK’dan celp edildiği başvuru tarihlerinin, davacının TR … numaralı 06/07/1995 başvuru tarihli patent belgesinden sonra olduğu ve bu belgeleri 551 Sayılı KHK 78. Madde hükmüne göre savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davalı-karşı davacının dilekçesinde, müvekkilinin davaya konu ürünleri bu firmalara bu belgeler kapsamında ürettirdiğini beyan ve kabulü göz önüne alınarak, 551 Sayılı KHK 136. Madde a-b bentleri gereğince eyleminin patente tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılarak, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin dilekçesinde, karşı dava yönünden yenilik giderici delil olarak sunulan resim ve çizimlerin tarih içermediği, ürünlerin teknik özelliklerinin sunulan resim ve çizimlerden tam olarak anlaşılmadığı, kamuya sunum tarihleri kesin olarak belirlenemeyen resim ve çizimlerin davacı patentinin yenilik özelliğini ortadan kaldırdığından bahsedilemeyeceği gibi, davacı patentinde açıklanan “Basınç altında bir kabın kilitleme çenelerinin açma ve kapama düzeni” buluşunun, sunulan resim ve çizimler ile tekniğin bilinen durumuna dahil olduğu ve teknik alanda uzman tarafından, sunulan tencere, kapı kilidi, denizaltı kapağı ve ispanyolet tarzı kilitten yola çıkarak davaya konu buluşa ulaşabileceği sonucunun çıkarılamayacağı, mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan 24/07/2015 tarihli raporda da bu hususun ve davacının patentinin yenilik özelliği ile buluş basamağı koşullarını sağladığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde bilirkişilerin de teknik uzmanlıklarından yararlanmaları gerektiği ileri sürülmüş ve patentlerde mutlak yenilik ( 551 Sayılı KHK 7/2 md. dünyanın hiçbir yerinde kamuya sunulmamış olma) koşulu ile tekniğin bilinen durumuna dahil olmama (KHK 9) arandığı anlaşılıyorsa da, ispat külfetinin davalı-karşı davacıya ait olduğu, bilirkişilerce bu hususta teknik bir bilgiye sahip olunması halinde rapora yansıtılacağı ancak bilirkişilere ayrıca karşı davacı iddialarının ispatı yönünden inceleme araştırma yapma görevi yüklenemeyeceği göz önüne alınarak ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun da reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı-k.davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.147,90 TL nispi harçtan, peşin alınan 1.581,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.566,50 TL eksik harcın davalı-k.davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı-k.davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 17/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.