Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/285 E. 2022/1007 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/285 Esas
KARAR NO: 2022/1007 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2017/290 E. – 2019/316 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” adı altında uzun yıllardır kuaför ve güzellik hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, “…” ibaresinin … no ile davacı adına tescilli bir marka olduğunu, markanın hizmet kalitesi ile haklı bir üne kavuştuğunu, davalıların “…” ibaresini adi ortaklık ilişkisi içerisinde kullandıklarını, bu kullanımın İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/9 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalıların daha önceki yıllarda müvekkilinin yanında çalıştığını ve müvekkilinin “…” markasından haberdar olduklarını, davalıların eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek, davalıların davacının “…” markasına yaptığı tecavüzün önlenmesine ve menine, markayı taşıyan tabelaların sökülmesine, her türlü reklam vasıtası, basılı evrak, kartvizit ve ürünlerinin toplatılmasına, internet sayfasının kapatılmasına, 556 sayılı KHK’nin 66/c maddesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın markaya tecavüzün ilk olarak vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın markaya tecavüzün ilk olarak vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, kararın masrafı davalılardan alınmak şartıyla tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin 30.10.2018 harç ikmal tarihli ıslah dilekçesi ile; dava konusu maddi tazminat talebini 159.027,21 TL’ye arttırdıklarını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinden …’ın 1979 yılından beri berberlik mesleğini icra ettiğini, faaliyet gösterdiği bölgede “…” olarak tanınmış bir kişi olduğunu, 2012 yılında “…” adlı iş yerini davacıdan devraldığını ve işletmenin “…” adı ile işletilmesine davacının rızası ile devam ettiğini, 2012 yılı sonlarında davalı …’a ait kuaförün büyütülerek ve diğer davalılarla ortak olarak mevcut adrese taşındığını, davacının rızası ve bilgisi doğrultusunda … Caddesi’nde davacıdan devir alınan yerle aynı işletme gibi görünmemesi için “…” adı ile faaliyete başladığını, müvekkillerinin kullanımında ön planda olan unsurun “…” ismi olduğunu, dava dilekçesinin tebliğinden sonra davacı markasına dair ibarelerin kullanıma son verdiklerini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2017/290 E. – 2019/316 K. sayılı kararıyla; “…davada davacı tarafa bu konuda kesin süre verilmesine gerek olmaksızın, açıkça davanın belirsiz alacak davası olduğunu açıklamış olduğundan ve dava dilekçesinde de alacağın yalnızca bir kısmı için dava açıldığı açıkça anlaşıldığından, dava belirsiz alacak davası olarak kabul edildiği ve davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddedildiği…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile davalıların davacı …’e ait markayı izinsiz olarak kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettikleri, bu nedenle maddi ve manevi tazminat ödemeleri gerektiği, markanın 2012 yılından itibaren ve bir süre iki iş yerinde birden kullanılmış olmasına göre, davalıların ticari kayıtları ve davacının vergi kayıtları incelenerek hesaplanan 159.027,21 TL maddi tazminatın olaya uygun olduğu, markanın ticari değeri, kullanıldığı süre ve davalıların cirosuna göre davacıya 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesinin de hakkaniyete uygun olacağı” gerekçesiyle; “Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davacıların murisine ait … numaralı “…” markası ile iltibas yaratacak şekilde “…” markasını davalılar tarafından iş yeri tabelelarında, iş evrakında ve iş eşyalarında kullanılması suretiyle MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİKLERİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUKLARININ TESPİTİNE, Davalıların davacıların hak sahibi olduğu “…” markasına yaptıkları TECAVÜZÜN ÖNLENMESİNE VE MEN’İNE, “…” ibaresini taşıyan tabelaların sökülmesine, her türlü reklam vasıtası, basılı evrak, kartvizit ve ürünlerin TOPLATILMASINA, 556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca 159.027,21 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın 01.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Davacıların fazlaya ilişkin 30.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak şartıyla Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; …’in … adlı iş yerini davalılardan …’a devir ettiğini, markasını kullanmasına şifahen izin verdiğini ve uzun zaman aynı piyasanın içinde olmalarına rağmen ses çıkarmayarak, sessiz kalarak bu duruma rıza gösterdiğini, müvekkilinin 1979 yılından beri … Kuaför olarak ün saldığını, davacının bilgisi dahilinde … ismini kullandığından, miras bırakanın işlerinin devrinden 30 ay sonra, daha önce hiçbir ikazda bulunmaksızın dava açmasının kötü niyetli olduğunu, hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini, tazminat taleplerinin ve diğer taleplerin reddi gerektiğini. -Markanın kullanımına tespit yapılması üzerine son verdiğinden, diğer taleplerin konusuz kaldığını. -Müvekkilinin By … isminin bölgede bilinirliğinin ve unvanın etkisinin, davacının … markasını uzun zamandır kullanmadığının, bir gelir dahi etmediğinin mahkemece değerlendirilmediğini. -Davalılar aleyhine aşırı fahiş tazminata hükmedildiği gibi, davalıların 2013 ve 2014 yılı ciroları üzerinden tazminat hesaplanmasına rağmen faiz başlangıcı olarak 01/12/2012 tarihinin belirtilmesinin hatalı olduğunu. -Fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak açılan davanın kısmi dava olduğunun açık olmasına rağmen, belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesinin ve iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun gözetilmemesinin hatalı olduğunu, arttırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu. -Manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, rızaya dayalı kullanım olduğunu ve davacının zararının bulunmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı …’in yargılama sırasında ölmesi nedeniyle, davacı vekili tarafından Kadıköy …Noterliğinin 12.01.2018 tarih ve … yevmiye numaralı Mirasçılık Belgesi dosyaya sunulmuş, incelendiğinde; davacı …’in 31.12.2017 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçısı olarak eşi …, kızı … ve kızı …’in kaldığı tespit edilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelenmesinde; … numaralı “… + Şekil” ibareli markanın 44.sınıfta 11.12.2003 tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/9 D.İş sayılı dosyasında yapılan delil tespitini müteakip marka vekili tarafından düzenlenen 20.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; tespite konu mahalde tespit tarihi itibariyle “…” ibaresinin kullanıldığı, bu kullanımın dış mekanda tabelalar, otopark dambılı ve fiyat listesi gibi unsurları, iç mekanda ise muhtelif kullanımları ve kartvizit kullanımını içerdiği, ayrıca internet Facebook sayfasında da kullanım olduğu, tespite konu iş yerinin kuaför salonu olarak faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı ve davalı tanıkları dinlenmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 26.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda; … tescil numaralı “…+Şekil” markasının 44.sınıfta “güzellik bakımı hizmetleri, güzellik salonu hizmetleri, kuaför salonları hizmetleri, manikür hizmetleri, kozmetik konusunda araştırma hizmetleri” için tescil edilmiş olduğu, davalıların bay-bayan kuaförü hizmet alanında “…” markasını tescil ettirmeksizin kullandıkları, taraf markalarının benzer olduğu, davalıların 2012 yılında davacının “…” adlı iş yerinin davacıdan devralındığını ve işletmenin “…” adı ile işletilmesine davacının açık rızası ile devam edildiğini beyan etmiş iseler de bu beyanlarını ispat edemedikleri, davalıların kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğu yönünde görüş bildirmişlerdir. Mahkemece İTO’dan lisans bedeli sorulmuş, markanın cirosunun %15’inin emsal lisans bedeli olarak alınabileceği bildirilmiştir. Mahkemece davacı taraf ticareti bırakmış olmakla ticari defter ve belgelerini de sunmadığından, bilirkişi heyetine muhasip bilirkişi dahil edilerek, davalıların ticari defter ve belgeleri incelettirilerek ek rapor alınmış 15.11.2017 tarihli ek raporda; davalıların davacıya maddi tazminat olarak İTO verilerine göre bir yıllık cirosuna göre 66.110,40 TL ödemesi gerektiği, marka değerinin ise 66.790,00 TL olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden hukukçu bilirkişi yerine kuaför sektöründen bir bilirkişi eklenmek suretiyle alınan 10.01.2018 tarihli ikinci ek raporda; 15.11.2017 tarihli ek raporda tespit edilen görüş ve kanaatlerde değişiklik gerektirecek bir durumun saptanmadığı belirtilmiştir. Davacı taraf davalıların davaya konu markayı 30 ay süreyle kullandıklarını kabul etmelerine rağmen, tazminat hesabının 30 ay üzerinden yapılmadığına dair rapora itiraz etmiş, taraf vekillerinin itirazları kapsamında aynı bilirkişi heyetinden alınan 30.05.2018 tarihli ek raporda; davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 878 gün için davalının cirosu ve İTO’dan bildirilen %15 emsal lisans bedeli oranına göre 159.027,21 TL olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve tazminat istemli davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, karar verilmiş davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin yargılamada ve istinaf dilekçesinde; “müteveffa davacı …’in davalı kullanımına izin verdiğini, davalı vekili davacının davalı kullanımın bildiği 30 ay süresince kullanıma sessiz kalarak daha sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği” ileri sürülmüşse de, sunulan belgeler ile tanık beyanlarından, davaya konu iş yerinin 2012 yılı Aralık ayında faaliyete geçtiği, izinle kullanım iddiasının ispatlanamadığı, davacının bacanağı olan tanık …’nın beyanında davalı işyerinde “…” tabelasını görünce davacıya kendisinin bildirdiğini söylediği, davanın 27/04/2015 tarihinde açıldığı, devir tarihinden dava tarihine kadar üç yıldan az bir süre geçtiği, davacının öğrenme tarihi tam olarak tespit edilemiyorsa dahi, devir tarihinden dava tarihine kadarki sürenin de sessiz kalarak hak kaybı yönünden yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazının incelenmesinde, ilk derece mahkemesince maddi tazminata ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi Dairemizce yerinde görülmemiştir. HMK 107. Madde gereğince, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının veya değerinin tam olarak belirlenmesinin kendisinden beklenememesi veya bunun imkansız olması halinde belirsiz alacak davası açılabileceği düzenlenmiştir. Davacının markanın lisans bedeli ile kullanılması halinde ödenecek lisans bedeline göre maddi tazminat talep ettiği anlaşılmakla, devir tarihi de belli olduğundan, lisans bedeli davacı tarafça belirlenebilir olduğundan, davanın belirsiz alacak davası değil, HMK 109. Madde gereğince açılan kısmi dava olduğu, mahkeme gerekçesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. Tazminat hesabında ihlal başlangıcı olarak, 2012 yılı Aralık ayının esas alındığı, davanın 27/04/2015 tarihinde açıldığı, talep arttırım dilekçesinin 30/10/2018 tarihinde ibraz edildiği anlaşılmıştır. Islah tarihinde 6098 Sayılı TBK 72/1maddesi 1. Cümlede düzenlenen iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuşsa da, maddenin ikinci cümlesinde “Ancak tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımını öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” hükmü gereğince, fiilin cezayı gerektiren bir fiil olup olmadığı ve ceza zamanaşımının geçip geçmediğinin incelenmesi gerekmiştir. Markaya tecavüz fiilinin cezasını düzenleyen, 556 Sayılı KHK 61/A maddesinde 21/01/2009 tarihli 5833 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak, markaya tecavüz fiilinin ” bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı” hükmü gereğince 21/01/2009 tarihinden sonraki filler yönünden uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağı ve TCK 66/1-e maddesi gereğince sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava tarihi ve ıslah tarihine kadar 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılmıştır. Dava tarihine kadar davacının ihlalinin devam ettiği, her ne kadar tespite gidilmesi üzerine kullanıma son verildiği ileri sürülmüşse de, davalı tarafça cevap dilekçesinde bu yönde beyanda bulunulmadığı gibi tespit dosyasına da beyanda bulunulmadığı, delil sunulmadığı anlaşılmakla savunmanın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin hükmedilen maddi tazminat miktarının ve manevi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürmüştür. Davalı işyerinin ticari defterlerinden Aralık 2012 tarihinde faaliyete başladığı, mahkemece hükme esas alınan üçüncü ek raporda dava tarihine kadarki toplam ciro üzerinden İTO tarafından bildirilen %15 oran uygulanarak lisans bedelinin hesaplandığı anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 66/son maddesinde: “Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle markanın ekonomik önemi, marka hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında markaya ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenlerin göz önüne alınacağı” düzenlenmiştir. Davacı tarafça emsal lisans sözleşmesi de sunulmamıştır. Yargıtay kararları ışığında, marka lisans bedeli hesaplanırken marka sahibinin cirosu ve elde ettiği kazanç ile davalının cirosu ve elde ettiği kazancın da göz önüne alınarak hakkaniyete ve menfaatler dengesine uygun, makul bir miktarın lisans bedeli olarak tespiti ile hüküm altına alınması gerekmektedir. Davacı tarafın defterlerini ibraz etmediği, esasen tanık beyanlarından dava tarihinden önce üç dört yıldır işyerini kapattığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, dava dilekçesinden İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2015/9 D.İş sayılı dosyasında tespit edilen, … Caddesi/Erenköy’deki işyerindeki kullanım nedeniyle dava açıldığı anlaşılmakla, mahkemenin davacı tarafça ileri sürülmediği halde, markanın bir süre iki işyerinde kullanıldığı hususuna gerekçesinde yer vererek tazminat taktirinde dikkate alması ve sadece İTO’dan gelen yazı cevabı doğrultusunda cironun %15’i oranında maddi tazminat ile, buna göre manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun görülmemiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni, refine yönelik hükümlerin aynen muhafazasına, davacı lehine, ihlalin yapıldığı tarih, ihlale konu işyerinin kuaför dükkanı olması, dosya kapsamındaki tüm deliller dikkate alınarak ihlal süresi yönünden toplam 1.060.181,41 TL ciro üzerinden %10 oranında 106.018,14 TL maddi tazminat ile, 14.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, mahkemece faizin başlangıç tarihi 01/12/2012 tarihinden başlatılmışsa da, tazminatın dava tarihine kadarki tüm ihlal süresini kapsadığı anlaşılmakla, tazminat miktarlarına 27/04/2015 tarihinden itibaren (kazanılmış haklar korunarak) ticari faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2017/290 E. – 2019/316 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
A)Davacıların murisine ait … numaralı “…” markası ile iltibas yaratacak şekilde “…” markasını davalılar tarafından iş yeri tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyalarında kullanılması suretiyle marka haklarına tecavüz ettiklerinin ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine,
B)Davalıların, davacıların hak sahibi olduğu “…” markasına yaptıkları tecavüzün önlenmesine ve men’ine,
C)”…” ibaresini taşıyan tabelaların sökülmesine, her türlü reklam vasıtası, basılı evrak, kartvizit ve ürünlerin toplatılmasına,
Ç)556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca 106.018,14 TL maddi tazminatın ile 14.000,00 TL manevi tazminatın 27/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
D)Davacıların fazlaya ilişkin 36.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
E)Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak şartıyla Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına, 4- İlk derece yargılaması yönünden:
A)Alınması gereken markaya tecavüz ve haksız rekabet davası yönünden 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı ile, tazminatlar yönünden 8.198,44 TL harçtan peşin alınan 3.575,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.703,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
B)Davacılar vekiline hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti (kazanılmış haklar korunarak), maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 14.021,72 TL ve manevi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 25.327,72 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
C)Davalılar vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine, maddi tazminattan Dairemizce takdir indirimi yapıldığından reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Ç)Davacılar tarafından yatırılan 3.575,96 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.603,66 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
D)Davacılar tarafından İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/9 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yatırılan 73,30 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
E)Davacılar tarafından iş bu dosyada yapılan 405,10 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.405,10 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%62) 2.731,16 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
F)Davacılar tarafından İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/9 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yapılan 755,40 TL masrafın davanın kabul ve red oranına göre, (%62) 468,35 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
G)Davalılar tarafından yapılan 134,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%38) 50,92 TL’nin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine, bakiye giderin davalılar üzerinde bırakılmasına, Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalılarca yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, b-İstinaf yargılaması için davalı tarafça yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 180,10 TL’nin, davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.