Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/283 E. 2020/823 K. 27.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/283 Esas
KARAR NO: 2020/823 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2018/1294 E. – 2019/690 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilisinin … isimli kişinin aracılığı ile isminin “…” olduğu bilinen bir şahıstan yüksek faiz oranları ile 2018 yılı Mart ayından itibaren borç almaya başladığını, … isimli bu şahsın öncelikle …AŞ.’ye 250.000,00TL’lik çek kesmesini istediğini, müvekkilinin de bu doğrultuda çek kestiğini, çekler kesildikten sonra şirket yetkilisine 163.450,00’lik ödeme yapıldığını, şirket yetkilisinin aynı şahıstan seksen bin ve seksen beş bin bedelli çekleri ödeyemeyeceğini söyleyerek vadelerinin değiştirilmesini, çeklerin kullanılmamasını istediğini, bunun üzerine … isimli şahsın söyleyeceği başka bir firmaya yeni çekler kesmesini istediğini, ayrıca söyleyeceği hesaba 12.000,00 TL nakit gönderilmesini istediğini, kısaca 163.450,00 TL borç verip sadece borcun bir ay daha ertelemesi karşılığında borcu 277.000,00 TL’ye çıkardığını, şirket yetkilisi şirketin zor durumda kalmaması için …AŞ.’ye istenilen çekleri kestiğini, … isimli şahsın şirkete gönderdiği … isimli şahsa bu çekleri de elden teslim ettiğini, gelen kişinin … olarak çek suretlerine imza attığını ve çekleri alarak şirketi terk ettiğini, akabinde 10/06/2018 tarihli seksen bin TL bedelli çekin … isimli şahıs tarafından takasa sokulduğunu, mecburen bu çekin ödendiğini, bu 5 ayda 430.000,00 TL ödemek zorunda bırakıldığını, çek kesilen firmalar ile müvekkili olduğu şirketin bugüne kadar hiçbir şekilde herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını, daha sonra şirketin personeline maaşlarını ödeyememesi sebebi ile … isimli şahsın teklifi ile … AŞ’ye 300.000,00 TL’lik üç adet çek daha kesildiğini, bahsi geçen çeklerin işbu davaya konu olduğunu ve bu çeklerin yine … isimli şahıs tarafından teslim alındığını tüm bu olaylardan dolayı İstanbul Anadolu CBS soruşturma başlatıldığını, diğer çekler bakımından da sair mahkemelerde menfi tespit davası açıldığını, dava konusu üçüncü çekin de cirolandığı öğrenilmekle hak kaybına uğramamak için bu davayı açtıklarını, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile, davalı şirket lehine müvekkil şirketin keşide ettiği çekler karşısında davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığının tespitini, davaya konu çekin iptalini, davaya konu çek hakkında dava sonuçlanıncaya dek tüm davalılara ödenmesini engeller mahiyette ödemeden men yasağı getirilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ilgili bankalara müzekkere yazılarak suça ve davaya konu çek hakkında tüm davalılar yönünden ödemeden men yasağı olduğunun bildirilmesini, her türlü yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir. Davalılar tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.11.2018 tarihli ve 2018/1294 E.sayılı ara kararıyla; “davacı keşideci tarafından keşide edilen davalının hamili tarafından iktisap edildiği menfi tespit davasının henüz icra takibine geçilmeden önce açıldığı, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, davaya konu kambiyo senedinde açıkça bir borç kaydı olduğu, davalının kambiyo senedini davacının zararına bile bile veya kötü niyetle iktisap ettiğini ispata yarar dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, Çek bir ödeme aracı olup bunun aksinin yani çekin avans olarak verildiğinin bunu iddia eden davacı tarafından yazılı delille ispatı gerektiği, davacının iddiaları ile ilgili olarak HMK 199 maddesi kapsamında talep eden, dosyaya herhangi bir belge sunmadığı, dolayısıyla yaklaşık ispat unsurunun mevcut olmadığı bu nedenle 72/2 gereğince tedbir şartlarının oluşmadığı” gerekçesiyle 13/11/2018 de ihtiyati tedbir talebinin REDDİ kararı verilmiştir. Davacı davacı … AŞ vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbir kararının reddine yönelik verilen kararın gerekçesinde söylenilen ispata yarar herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, dosyada bir çok delil olduğunu, düşük miktarda verilen para karşılığında anormal oranlarda faiz isteyerek muvazaalı bir şekilde çek iktisap eden bütün davalıların kötüniyetli ve aynı zamanda TCK anlamında suç teşkil eden bir fiil ika ettiklerini, tamamen aynı delillerle diğer iki çek hakkında verilen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1184 Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1246 Esas sayılı dosyalarından sadece keşide tarihleri farklı olan çekler hakkında ödemeden men yasağı verildiğini, netice olarak müvekkilin esasında borçlu olmadığı bir çek sebebiyle haciz tehlikesi altında olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ödemeden men yasağı verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa cevap verilmediği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Elde ki dava ihtiyati tedbir istemi bakımından; İİK 72 madde uyarınca takipten evvel açılmış menfi tespit davası olup; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın %15’inden az olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde ,icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Davacı şirket vekili, dava dışı … isimli kişiden yüksek miktarda faizle borç para aldığını, davalılara herhangi bir borcunun olmadığını belirterek tüm davalılar yönünden çeklerin dava sonuna kadar ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dosyadaki deliller bu kapsamda değerlendirilmiş olup; kıymetli evrakların mahiyeti itibariyle borç ikrarı olarak kabul edileceği, çeklerin bedelsiz olduğu taraflar arasındaki bir ticari ilişkinin olup olmadığı, davacının çeklerden dolayı sorumlu olup olmadığı ve de davalıların çekleri iktisap ederken kötüniyetli ve ağır kusurlu olup olmadığının yapılacak yargılama neticesinde belirlenecek olup; somut olayda dosyada bu yönde bir delil bulunmadığından, davacı vekilinin tedbir isteminin reddine yönelik istinaf istemi yerinde görülmediğinden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/04/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.