Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/268 E. 2020/737 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/268 Esas
KARAR NO: 2020/737 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.12.2019
NUMARASI: 2018/300 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili 09.12.2019 tarihli dilekçesinde; davada, davalıların dava konusu “…” markasını fiilen ticari olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirdikleri ticari faaliyeti ile ilgili olarak marka ihlali ve haksız rekabetin tespiti, engellenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi, manevi tazminat talep edildiğini, müvekkilinin hak sahipliğine ve tescillerine rağmen, davaya konu “…” ibaresinin, davalılar tarafından işletilen özel öğretim kurumlarının tabelalarında, duvarlarında, reklam ve tanıtım vasıtalarında haksız biçimde kullanılmakta olduğunu, bu durumun müvekkilinin markasına yönelik marka ihlali ve haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu, dava konusu “…” ibaresinin, özel öğretim kursu olarak inşa edilen binaların dış kısmına asılmış bulunan tanıtıcı pankart ve afişlerde ve iç mekanlarında markasal olarak ve müvekkilinin markası ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılmakta olduğunu, tüm bu hususların İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/116 D.İş nolu dosyasında yapılan delil işlemi ile tespit edildiğini belirterek; davalı tarafın marka ihlali teşkil eden fiillerinin ve özellikle “…” ibaresini içeren ve delil tespit dosyası ile tespit edilen marka kullanımının engellenmesine; davaya konu “…” markasının davalılara ait sosyal medya hesapları, internet sitesi, tanıtım vasıtaları ve tabelalar üzerinden kaldırılmasına, aksi halde marka kullanımını engelleyecek şekilde bu sosyal medya hesapları ve internet sitelerine erişimin engellenmesine; davalıların “…” ibaresini içeren reklam vasıtaları ile tabelalara el konulmasına ve bunların dava sonuna kadar muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili 11.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin kullandığı marka adının “…” olup; logosunun davalının kullanmış olduğu logo ile hiçbir benzerlik arzetmediğini, … kelimesinin matematiksel bir terim olmakla birlikte bankacılık başta olmak üzere finans alanında, hukukta (… ipoteği), ticarette, sporda ve sayamayacakları bir çok alanda kullanılan bir kelime olduğunu, tek başına marka olma özelliğine sahip bir kelime olmadığını belirterek, davacı tarafın tedbir taleplerinin reddini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 12.12.2019 tarihli 2018/300 E.sayılı ara kararında; “davalı … adına tescilli … numaralı “…” markasının başvuru tarihinin 28/12/2011, tescil tarihinin ise 26/03/2013 olduğu, … tescil numaralı “…” markası dışındaki diğer markaları … ve … numaralı markalarının davalı …’ın markasından sonra tescil edildikleri, tarafların markalarının benzer olup olmadığının ve davalı …’ın markasının başvuru ve tescil tarihine göre marka üzerinde öncelik hakkının kime ait olduğunun yargılama sonucunda anlaşabileceği” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar vermiştir. Davacı … Ltd Şti vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu “…” ibaresinin, özel öğretim kursu olarak inşa edilen binaların dış kısmına asılmış bulunan tanıtıcı pankart ve afişlerde ve iç mekanlarında markasal olarak ve müvekkilinin markası ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanıldığını, tüm bu hususların İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/116 D.İş nolu dosyasında yapılan delil işlemi ile tespit edildiğini, -mahkemenin kararında talebin yargılamayı gerektirdiğine dair gerekçesinin hukuki olmadığını, müvekkilinin talebine dayanak ilk tescilin 2009 tarihli olduğunu, davalı savunmasına gerekçe gösterilen markanın 2011 tarihli olup uzun süre fiilen kullanılmadığını, markanın iptali için dava açtıklarını, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, -SMK 155. Madde uyarınca davalının markayı müvekkilinden sonra tescil ettirmesinin hukuka uygunluk sebebi olarak ileri sürülemeyeceğini, haklılıklarını kanıtlar nitelikte Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının bulunduğunu, -müvekkilinin “…” markasına çok ciddi reklam ve tanıtım yatırımı yaptığını,davalıların markanın tanıtımı için sarf edilen bu emekten haksız yarar sağladığını ve davalıların kullanım şeklinin müvekkilinin markasının itibarına zarar verdiğini, ayırt edici karakterini zedelediğini, beyanla tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilinin istinaf başvurusuna cevap vermediği görülmüştür. İstanbul Anadolu FSHHM’nin 2018/116 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; davalılardan … Ltd. Şti. Tarafından adreste … Kat … nolu dairenin kiralandığı, binanın Özel Eğitim Kursu- etüt merkezi- dershane olarak kullanılmak üzere inşa edildiği, dışında tanıtıcı pankart ve iç panoda tanıtıcı pankart ve broşürlerde ” …” markasının kullanıldığı, davalı … adına tescilli www…com alan adının, ilk tescil tarihinin 05/05/2009 tarihli olduğu, web sitesinde ekran görüntülerinde “…” markasının kullanıldığının tespit edildiği görülmüştür. Marka tescil kayıtlarından en eski tarihli markanın 16/41. Sınıflarda 09/10/2009 başvuru tarihli … başvuru numaralı, … markası ile 16/41. Sınıflarda … başvuru numaralı … markasının davacı adına tescilli olduğu görülmüştür. Marka tescil kayıtlarından 16/41. Sınıflarda 28/12/2011 başvuru tarihli … başvuru numaralı “…” markasının … adına tescilli olduğu görülmüştür. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden …com alan adının 19/12/2013 tarihinde, …com alan adının 30/01/2014 tarihinde … adına tescil edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Tedbir talepli davada, davacı vekilinin … başvuru numaralı … markası ile … başvuru numaralı … markasına dayanarak davalı tarafça … ibaresinin eğitim kursu olarak inşa edilen binanın iç ve dış afiş ve pankartlarında, internet sitesinde kullanımının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalılar vekili ise cevap dilekçelerinde, davalı … adına tescilli … başvuru numaralı “…” markasının bulunduğunu ve hukuki koruma altında bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemenin 11/12/2018 tarihli 2018/152 Esas-2018/356 Karar sayılı yetkisizlik kararından, davacı tarafça davalı markasının hükümsüzlüğü ve iptali talebiyle dava açıldığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince “… tescil numaralı “…” markası dışındaki diğer markaları … ve … numaralı markalarının davalı …’ın markasından sonra tescil edildikleri, tarafların markalarının benzer olup olmadığının ve davalı …’ın markasının başvuru ve tescil tarihine göre marka üzerinde öncelik hakkının kime ait olduğunun yargılama sonucunda anlaşabileceği” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı adına kayıtlı … başvuru numaralı, şekil … markasının, 16/41. Sınıflarda 09/10/2009 başvuru tarihli olduğu, davalının kullanımının davalılardan … adına, 16/41. Sınıflarda 28/12/2011 başvuru tarihli … başvuru numaralı “…” markasına dayandırıldığı, davalı markasının hükümsüzlüğü talepli davanın derdest olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri ve davalının markasal kullanımına ilişkin 2018/116 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporu göz önüne alınarak, tedbir talebinin kabulü halinde, davalı yönünden doğabilecek zararlar ile, tedbir kararı verilmemesi halinde davacı yönünden doğabilecek zararlar ve tarafların menfaati arasında denge kurulmasının daha doğru olacağı, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde düzenlenen “ters teminat” tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, kısmen kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın kararın tebliği tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 12/12/2019 tarihli tedbir red kararının KALDIRILMASINA, 2- Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, – SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın kararın tebliği tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, – HMK 393/1. maddesi gereğince karar tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun davacı tarafa ihtarına, talep edilmediği takdirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 118,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 239,30 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 24/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.