Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/261 E. 2022/962 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/261 Esas
KARAR NO: 2022/962
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2018/315 E. – 2019/302 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1976 yılından bu yana kişisel bilgisayar, mobil haberleşme, ve medya cihazları ve buna benzer cihazlar ve ilintili yazılımların, aksesuarlar tasarlayan üreten ve satan bir şirket olduğunu, 26/02/2002 tarihli … sayı ile 09,16,38,41,ve 42. sınıflarda tescilli “…”, 01/11/2017 tarih ve … (Uluslarasaı tescil …) sayılı 09. sınıfta tescilli “…”, 27/03/2002 tarih ve … sayı ile 09,28,35,37,38,40,41 ve 42. sınıflarda tescilli “Şekil”, 29/04/2009 tarih ve … (Uluslarasaı tescil …) sayılı 09. sınıfta tescilli “Şekil”, 12/05/2016 tarih ve … sayı ile 09. sonıfta tescilli “…”, 23/12/2014 tarih ve … sayı ile 09. sınıfta tescilli “… , 19/09/2012 tarih ve … sayılı 09. sınıfta tescilli “…” markalarının sahibi olduğunu, “…” markasının aynı zamanda … sayı ile, “Şekil” markasının … sayı ile ve “…” markasının … sayı ile tanınmış marka olarak da tescilli olduğu, davalı tarafın davacıya ait markalarını havi taklit ürünlerin satışı ile uğraştığının istihbar edilmesi ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet akabinde davalı şirkete 10.04.2018 tarihinde yapılan aramada 1609 adet sahte … ürünü tespit edildiğini, bu ürünlere el konulduğunu, el konulan 5 adet numune ürünün Adli Emanet Memurluğu’na teslim edildikten sonra kalan ürünlerin Milli Emlak Müdürlüğüne teslim edildiğini, savcılık tarafından el konulan ürünler üzerinde orijinal ürün temin edilmeksizin yaptırılan inceleme sonucunda ürünlerin sahte olmadığına dair hatalı bir rapor düzenlendiğini, bu sebeple “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verildiğini, itirazlarının nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince reddedildiğini, davacı taraf yaptıkları inceleme sonucunda ürünler üzerinde bulunan seri numaralarındaki tutarsızlıklar, baskı kalitesinin düşük olması ve yazım hataları dahil olmak üzere (“…” yerine “…”) ürünlerin satışa sunulduğu ambalajın kalitesi göz önünde bulundurularak ilgili ürünlerin taklit olduğunun tespit edildiğini; davalı hakkında takipsizlik kararının kesinleştiğini, el konulan ürünlerin iadesinin önünün açıldığı, ürünlerin tekrar piyasaya sürülme riskinin ortaya çıktığını, bu durumun davacının markasına ve itibarına zarar vereceğini, ürünlerin davalıya iadesi ve bu ürünlerin satın alınması ile tüketicilerin maruz kalacağı hasarı önlemek için ihtiyati tedbir kararı talep ettiklerini, davalı tarafından iş yerinde satışa sunulmakta olan bu ürünler üzerinde davacının tescilli ve tanınmış markalarının taklit edilmek sureti ile kullanıldığını, daha önce BİM mağazalarında da sahte ürün satıldığını, ihtarname gönderildiğini, gelen cevapta satışa çıkarılan ürünlerin …’dan temin edildiğinin açıklandığını, davalıda ele geçirilen 1609 adet sahte ürünün yanı sıra davalının mütecaviz fiillerinin de ihtiyati tedbir yolu ile engellenmesini, davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere, müvekkilinin markalarına iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine, el konulan ve konulacak ürünlerin, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, maddi ve manevi tazminat hakları başta olmak üzere sair her türlü hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … Inc. tarafından tespit davası açıldığını, 11.07.2018 tarihli müzekkere ile Milli Emlak Müdürlüğü’nün 1604 adet ürünün iade edilmemesinin talep edildiğini öğrendiklerini, mahkeme tarafından herhangi bir tedbir kararı verilmeden mvekkiline ait malların teslim edilmemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Tel. San. Tic. Ltd. Şti.yetkilisi … hakkında 10.04.2018 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan soruşturmada 28.05.2018 tarihinde kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, … Inc. vekili tarafından karara itiraz edildiğini, 03.07.2018 tarihinde itirazın reddedildiğini, savcılık tarafından alınan bilirkişi raporuna vurgu yapıldığını, bu kez aynı gerekçeler ile bu mahkemeye başvurarak davalıyı mağdur edecek şekilde talepte bulunulduğunu, oluşan karara rağmen, davacı tarafın talebi doğrultusunda herhangi bir tedbir kararı verilmeden savcılık makamı sonucunda müvekkiline ait olduğu tespit edilen ve suç unsuru taşımadığı anlaşılan malların iadesinin engellenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, davalı taraf 11.07.2018 tarihinde Milli Emlak Müdürlüğüne yazılan müzekkerenin iptali ile malların iadesinin engellenmesinin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/315 E. – 2019/302 K. sayılı kararıyla; toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davacıya ait tanınmış “…” markasının yer aldığı ve taklit oldukları tespit edilen şarj adaptörü, 1 metre USB kablo ve 2 metre USB kablo ürünlerini ticari amaçla elinde bulundurmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiği ve haksız rekabette bulunduğu, davaya konu olan … ürünlerinin taklit olmadıkları gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Davalının taklit şarj adaptörü, bir metre USB kablo ve iki metre USB kablo ürünleri üzerinde davacıya ait “…” markasını kullanmak suretiyle davacının marka hakkkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, -Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, -Davalının davacının markaları ile iltibas yaratacak tüm kullanımlarının önlenmesine, -Taklit olduğu tespit edilen şarj adaptörü, bir metre USB kablo ve iki metre USB kabloların ve bu ürünlerin ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış materyalin tamamına ve benzeri vasıtalara el konulmasına ve hüküm kesinleştiğinde imhasına, -Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede bir defa ilanına, -Davacının fazlaya ilişkin … ürünleri ile ilgili davasının reddine, -Karar kesinleştiğinde bilirkişiler tarafından satın alınan orjinal ürünlerin davacı tarafa iadesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Savcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verilerek, suç unsuru taşımadığı tespit edilen ve müvekkiline teslimine karar verilen 1604 ürünün, mahkeme tarafından yasaya aykırı şekilde Milli Emlak Müdürlüğü’ne yazılan 11/07/2018 tarihli müzekkere ile müvekkiline tesliminin engellendiğini, mahkemenin savcılığın teslim yazısına rağmen 10/07/2018 tarihinde İl Milli Emlak Müdürlüğü’nde muhafaza edilen 1604 adet eşyanın, mahkemece bilirkişi raporu alınarak davacının tedbir talebi değerlendirilene kadar geçici olarak iade işleminin yapılmamasını talep ettiğini, savcılığın cevaben; ürünlerin iadesine ilişkin herhangi bir tasarrufta bulunulamayacağının belirtildiğini, mahkemenin aynı gün 11/07/2018 tarihinde tedbir kararı vermediği halde İl Milli Emlak Müdürlüğü’ne müzekkere yazarak ürünlerin iadesini engellediğini, bu karara itiraz etmeleri üzerine mahkemenin kendilerine tebligat yapma gereği duymadan ve tensip kararına uymadan resen ara karar oluşturarak telaşla yasaya aykırı şekilde tedbir kararı verdiğini, oysa tensip kararı ile; tedbir talebinin 02/08/2018 tarihinde değerlendirilmesine karar verildiğini, açık bir yasa ihlali olduğunu, Mahkemenin tensip kararında marka vekili … ve elektronik konusunda uzman …’ı bilirkişi olarak atamasına rağmen, 23/07/2018 tarihli ara kararı ile talep olmamasına rağmen bilirkişileri değiştirdiğini, bilişim uzmanı … ve marka vekili …’i atadığını, mahkemenin 19/07/2018 tarihli ara kararında, bilirkişi raporu alındıktan sonra, tarafların beyanları alınarak tekrar değerlendirilmek üzere tedbir konulmasına karar verilmişse de, bu kararın murafaa duruşma gününde tebliğ edildiğini ve duruşmanın 02/08/2018 tarihinde yokluklarında yapıldığını, 02/08/2018 tarihinde de ihtiyati tedbirin devamına değil usul ve yasaya aykırı şekilde müvekkiline ait ürünlerin muhafazasının devamına karar verdiğini, Mahkemece alınan ilk raporda bilirkişilerin kendilerinden habersiz olarak davacı tarafından verilen orijinal olduğu iddia edilen ürünleri , yine davacı tarafça kendilerine verilen mikroskobik kamera ile adli emanetteki ürünlerle karşılaştırdıklarını, taraflı olarak rapor hazırlandığını, bilirkişilerin reddi taleplerinin HMK 272. maddede sayılan ret sebeplerinden olmadığı gerekçesiyle esasla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere reddedildiğini, bilirkişiler hakkında savcılığa ve bilirkişi kuruluna şikayette bulunduklarını, raporda net ve kesin ifadelerin kullanılmadığını, şüphe uyandıracak taraflı kanaatlerini bildirdiklerini, bilirkişilerin bilirkişilikten çekilmeleri gerekirken davacıdan temin edilen kamera ile inceleme yapmalarının tarafsızlıklarına gölge düşürdüğünü, Mahkemenin 08/02/2019 tarihinde ikinci kez mahkeme salonunda bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişilere davacı vekili tarafından 1 adaptör, iki adet şarj kablosu, bir adet kulaklık ve 1 adet flash bellek ile 150 kat büyütme özelliğine sahip kamera verildiğini, bilirkişilerin inceleme için maddi değeri yüksek olduğu düşünülen kamerayı almalarının tarafsızlıklarına gölge düşürerek şüphe uyandırdığını, bilirkişilerin reddi talebinde bulunduklarını, bu talebin de reddedildiğini, bilirkişiler hakkında savcılığa ve bilirkişi kuruluna şikayette bulunduklarını, bilirkişilerin kendi teknik aletleri ile de bürolarında ayrıca inceleme yapacaklarını belirtmişlerse de, olanakları varsa davacıdan ürün ve kamera almalarının taraflı olduğunun göstergesi olduğunu, kaldı ki davacı vekilinden aldıkları kamerayı iade ettiklerinin de belli olmadığını, Mahkeme hakimini ret taleplerinin geri çevrilmesine karar verildiğini, bu kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakim tarafından yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinin kabulü üzerine bilirkişi incelemesi yapılacağı sırada “bilirkişiler yanınızda bulunabilir, aranızda fısır fısır konuşabilirsiniz, fikir alışverişi yapabilirsiniz” gibi sözlerle davacı vekilini yönlendirmeye çalıştığını, geri çevirme kararında davacı şirket uzmanlarının inceleme günü hazır edilmelerine ilişkin talep hakkında mahkemece kabul kararı verilmediğini belirterek kendini haklı çıkarmaya çalıştığını, hakimin reddi talebinin haklı olduğunu, Müvekkiline ait ürünlerin orijinal olduğunu, savcılık tarafından soruşturma dosyasında bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, itirazın reddedilerek kesinleştiğini, Savcılık dosyasına kaçak olduğu ileri sürülen eşyaların e-faturalarının sunulduğunu, savcılık hazırlık dosyasını delil olarak bildirdiklerini, mahkemenin faturalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmadığını, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının sonuç kısımlarının birbirleri ile çeliştiğini, çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu ürünlerin üretim tarihinin 2018 yılı ve öncesi olduğunu, bilirkişilerce düzenlenen her iki raporda ise 2019 yılı ürünleri ile karşılaştırma yapıldığını.” beyanla mahkeme kararının kaldırılarak reddi hakim talebinin kabulüne, bilirkişilerin reddi taleplerinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/71478 Soruşturma sayılı hazırlık evrakı incelendiğinde; 10/05/2018 tarihli … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda şikayete konu ürünlerin orijinal olduğuna dair görüş bildirildiğinden, … Karar numaralı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği, davacı-şikayetçi tarafından karara yapılan itiraz sonucunda İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2018/1724 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği tespit edilmiştir. *İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için alınan 01.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Adli Emanetten gelen “şarj adaptörü”nün muhtemelen orijinal ürün olmadığı; diğer 1 metrelik USB kablo, 2 m lik USB kablo ve kulaklıkların orijinal veya ayırım yapılmayacak kadar benzer olduğu, herhangi bir farklılığa rastlanmadığından kanaat bildirmenin mümkün bulunmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. *İlk derece mahkemesince alınan 03.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; bilirkişiler emanette bulunan ürünler ile davacı tarafça dosyaya sunulan ve orijinal olduğu iddia edilen ürünleri karşılaştırmak yerine taraflarınca davacı şirkete ait ürünlerin satıldığı mağazalardan orijinal ürün satın almalarına izin verilerek, bu ürünlerle karşılaştırma yapılmasının daha doğru olacağını bildirmekle, mahkememizce bu konuda bilirkişilere izin verilmiş, davacı tarafça dosyaya yatırılan delil avansı kullanılarak bilirkişilerce satın alınan orijinal ürünler ile davalıya ait ürünler birlikte incelenerek 06.05.2019 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiş, raporun incelenmesinde ise; “davalıya ait 5 adet ürünün tümünün üzerinde davacıya ait “…” ibareli markanın yer aldığı, heyetlerince davalıya ait 5 adet üründen 3 tanesinin orijinal ürün olmadığı , bunların şarj adaptörü, 1metre USB Kablo, 2 metre USB Kablo olduğu, davalıya ait 5 adet üründen 2 tanesinin orijinal ürün olmadığı sonuç ve kanaatine varamadıkları, bunların … olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
GEREKÇE: Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemece görevlendirilen bilirkişilerin reddi kararlarına ve mahkeme hakiminin reddi talebinin HMK 41/1-b-c maddelerince geri çevrilmesi kararına yönelik istinaf sebepleri ileri sürdüğü anlaşılmakla öncelikle bu sebepler incelenmiştir. 6100 Sayılı HMK 272.maddesinde, hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kuralların, bilirkişiler hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir. Mahkemece 10/07/2018 tarihli tensip kararıyla rapor alınmak üzere bilirkişiler marka vekili … ve elektronik konusunda uzman …’ın görevlendirilmesine karar verilmişse de, bilirkişi …’nun şehir dışında olduğunu beyan etmesi, diğer bilirkişi …’ın da UYAP sisteminde “pasif” durumda olması nedeniyle bilirkişi olarak atanamadığından, mahkemenin 23/07/2018 tarihli ara kararı ile bilirkişi olarak atanmasından vazgeçilerek yeni bilirkişilerin atandığı anlaşılmıştır.Davalı vekilinin 04/09/2018 tarihli dilekçesinde, mahkemece alınan raporunun kesin ve net ifadeler içermediği, davalıyı zan altında bırakan ifadeler içerdiği, savcılık soruşturması sırasında alınan raporla zıt ifadeler içerdiği gerekçesiyle yanlı olduğu kanaatinin oluştuğu ileri sürülmüştür. İleri sürülen hususların bilirkişi raporuna itiraz mahiyetinde bulunduğu, HMK 272.maddesi gereğince atıf yapılan HMK 36.maddesindeki sebeplerin bulunmadığı gibi bilirkişilerin yanlı hareket ettiğine dair somut deliller ileri sürülmediğinden bilirkişilerin reddi talebinin mahkemece reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Mahkemece görevlendirilen ikinci heyete yönelik de ret sebeplerinin ileri sürüldüğü, mahkemenin 12/04/2019 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verildiği açıklanmıştır. Davaya konu ürünlerin orijinal olup olmadığının tespiti yönünden, orijinal ürünler ile karşılaştırma yapılması için davacı tarafça dosyaya ürün örnekleri sunulduğu ve mahkemece bilirkişilerce talepte bulunulması üzerine bilirkişilere … mağazasından orijinal ürün satın alınması için yetki verildiği, ürünlerin satış fişlerinin ve ürünlerin dosyaya sunulduğu, mahkeme huzurunda yapılan inceleme sırasında bilirkişilerce, davacı tarafça görüntülerin büyütülerek incelenmesini sağlayan kameranın duruşma salonuna getirilerek bilirkişilere teslimini talep ettikleri ve mahkemece taraf vekilleri huzurunda bilirkişilere teslim edildiği, hatta duruşmada davalı vekilinin talebi üzerine İstanbul Barosu tarafından görevlendirilen gözlemci avukatın hazır bulunduğu, kameranın bilirkişilerce teslim alınarak bu kamera ile inceleme yapılmasının bilirkişilerin tarafsızlığından şüphe duyulmasını gerektirmeyeceği, işlemlerin usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, HMK 272.maddesinde atıf yapılan HMK 36.maddesindeki sebeplerin bulunmadığı gibi bilirkişilerin yanlı hareket ettiğine dair somut deliller ileri sürülmediğinden bilirkişilerin reddi talebinin mahkemece reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Davalı vekili mahkeme hakiminin tarafsızlığını yitirdiğine dair ileri sürdüğü, davacı vekilinin beyanının uzun yazdırılması, kendi beyanlarının sadece bir kısmının zapta geçirilmesi iddiası ile bilirkişi raporlarının alınması aşamalarındaki usuli işlemlere yönelik itirazlarının incelenmesinde ise; ileri sürülen sebepler, HMK 36.maddesinde düzenlenen sebeplerden olmadığı gibi, hakimin tarafsızlığını yitirdiği ve yanlı hareket ettiğine yönelik kanaat de oluşturmadığından, yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, somut delile dayanmayan hakimin reddi talebinin HMK 41/1-b-c maddesi gereğince geri çevrilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; mahkemenin davaya konu taklit olduğu ileri sürülen ürünlere yönelik vermiş olduğu geçici koruma tedbirlerinin, usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Davacı tarafça, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/71478 Soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, itirazlarının sulh ceza mahkemesince reddedilerek kesinleştiğini, sahte ürünlerin tekrardan piyasaya sürülmesi riskinin bulunduğunu ileri sürerek tedbir talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece İl Milli Emlak Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, Emanet Memurluğu’nda kayıtlı eşyanın mahkemece bilirkişi raporu alınarak davacının tedbir kararı değerlendirilinceye kadar geçici olarak iade işlemlerinin yapılmamasının talep edildiği, davalı vekilinin bu talebe dilekçesi ile itiraz ettiği, mahkemenin de bu itiraz üzerine, 19/07/2018 tarihli ara kararı ile, bilirkişi raporu alındıktan sonra 02/08/2018 tarihli mürafaa duruşmasında tekrar değerlendirilmek üzere İl Milli Emlak Müdürlüğü’nde muhafaza edilen ürünler üzerine SMK 159/1 maddesi gereğince tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece 01/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda, ürünlerden şarj adaptörünün orijinal sunulandan farklılık arz ettiğinin, diğer ürünler yönünden herhangi bir farka rastlanmadığının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine, mahkemece bilirkişilere … mağazasından orijinal ürün satın alınarak karşılaştırma yapılması için yetki verildiği, alınan ürünlerin mikroskobik kamera ile savcılık emanetinden getirtilen ürünler ile karşılaştırıldığı, mikroskobik kamera görüntüleri de karşılaştırmalı olarak eklenerek, sonuç olarak şarj adaptörü, 1m. USB kablo, 2m USB kablo ürünlerinin orijinal olmadığı, taklit olduğu ileri sürülen … ürünlerinin orijinal olup olmadığı konusunda kanaate varamadıklarını beyan ettikleri, mahkemece son raporun hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin dilekçelerinde ürünlerin ithalat belgelerinin sunulmadığı, faturalar üzerinde inceleme yapılmasının talep edilmediği, 07/11/2019 tarihli duruşmada, ürünlerin Hong Kong’dan fatura ile ithal edildiği ileri sürülmüşse de, dosya kapsamına bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı, tahkikatın esasına ilişkin beyanlarında tahkikatın genişletilmesini talep etmediği gibi faturalar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talebi de bulunmadığından HMK 357. maddesi gereğince istinaf aşamasında ileri sürülen bu talebin incelenemeyeceği, savcılık soruşturması sırasında alınan raporun orijinal ürünler ile karşılaştırma yapılmadan düzenlendiği ve yeterli inceleme içermediği, mahkemece alınan raporlar arasında şarj adaptörü konusunda aynı yönde görüş sunulduğu, 1m. USB kablo, 2m USB kablo ürünleri yönünden ilk raporda kesin kanaat bildirilmemiş ise de, ikinci raporda farklılıkların açıklığa kavuşturularak orijinal olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin usul ve esasa yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022