Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/260 E. 2022/805 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/260 Esas
KARAR NO: 2022/805
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2018/353 2019/989
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türkiyenin önde gelen kuruluşlarından olan … Holding A.Ş.’nin 25 yıllık CEO’ su olarak görev yaptığını, ve holdinge bağlı şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri bulunduğunu, müvekkilinin eski eşi …’ın 20/03/2018 tarihinde intihar girişiminde bulunması nedeniyle eşinin tek yetkili ve tek ortağı olduğu dava dışı … A.Ş. ünvanlı şirketin piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu eski eşinin beyanlarıyla öğrendiğini, eşinin kendinden habersiz yüklü miktarda borca girmesinin müvekkilinde yarattığı hayal kırıklığı ve evliliğin daha öncesinde var olan sorunlar neticesinde boşandıklarını, müvekkilinin bu boşanmanın ardından borçlu olduğundan bahisle hakkında ilk defa 26/03/2018 tarihinde ikamet adresinde haciz işlemi gerçekleştiğini ve tüm ev eşyalarının muhafaza altına alındığını ve üzerinde sahtecilik yapılmak suretiyle avalimdir … yazı ve imza örneklerinin bulunduğu dava dışı … Mimarlık A.Ş. tarafından keşide edilen çekten haberdar olduğunu, söz konusu haciz işleminden sonrada defalarca farklı alacaklı firmalarca müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak fili haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, müvekkili tarafından hacze konu ve tespit edilebilen her çek üzerinde teknik inceleme yaptıklarını inceleme yapılan çeklerdeki yazı ve imza örneklerinin müvekkiline ait olmadığı yönünde grafoloji bilirkişi vasıtasıyla tespit edildiğini, söz konusu sahtecilik işlemleri ile ilgili olarak İstanbul CBS’ ye şikayette bulunduklarını ve şikayete konu 2018/51151 soruşturma sayılı dosyasının devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin imza ve yazısının taklit edildiği başka çekler içinde İstanbul Anadolu CBS’ de 2018/70349 soruşturma sayılı dosyasının devam ettiğini, müvekkilinin eski eşinin tek yetkili ve ortağı olduğu dava dışı şirket tarafından keşide edilen çeke ilişkin haciz işlemi neticesinde hemen finans ve faktoring kurumlarına ihbarname göndererek ihtarda bulunduklarını, davalı … şirketinin elinde henüz vadesi gelmemiş ancak üzerinde müvekkilinin el ürünü olduğu iddia edilen aval metni ve sahte imzalar bulunduğu toplamda 440.000,00.TL. bedelli 4 adet çek olduğunu, müvekkilinin çeklerde keşideci sıfatı bulunan şirkete ortak olduğu dönemde ve payını devrettiği dönemden sonra da şirket ile alakalı hiçbir borçlandırıcı işlem yapmadığını, söz konusu şirketteki işlemler ile alakalı tek yetkilinin müvekkilinin eski eşi … olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin çektiği ibranameye Beşiktaş …Noterliği vasıtasıyla cevap vererek belirtilen çeklerde müvekkilinin imza ve yazıları ile avalinin bulunduğunu ve sahteciliğe ilişkin itirazı kabul etmediklerini ve müvekkilinin sorumlu bulunduğunu ihtar ettiklerini, dava konusu haksız durum nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını bu nedenle İ.İ.K.’ 72/2 mad uyarınca davaya konu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesini ve davanın kabulüne karar verilerek müvekkili …’ın sahte el ürünü aval metni ve sahte imzalar sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu … A.Ş. tarafından keşide edilen … Selamiçeşme Şubesi 12/06/2018 vade, 110.000,00.TL., … Selamiçeşme Şubesi 13/06/2018 vade 130.000,00.TL., … Bankası Adatepe Şubesi 18/06/2018 vade, 100.000,00.TL. ve … Bankası Valikonağı Şubesine ait 21/06/2018 vade tarihli 100.000,00.TL. bedelli 4 adet çekin müvekkili yönünden iptallerine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davacının 10’dan fazla fakoring şirketine müvekkili şirkete verdiği gibi çekler verdiğini, tüm bu çeklerde aval sıfatı ile imzası ve yazılı olduğunu, buna rağmen davacının bütün çeklerdeki yazı ve imzayı inkar yoluna gitmesinin hayatın olağan akışına, müşterek tecrübe kurallarına ve ticaret hayatına aykırı olduğunu, davacının eşi …’ın tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu … A.Ş. tarafından keşide edilen dava konusu çeklerde davacının avali bulunduğunu, davacının eşi ile evlendikten sonra ticari hayatta söz sahibi olduğunu ve davacının da ortak olduğu dava dışı keşideci şirketin medyatik ve zengin kişilerin ev dekorasyonlarını yaptığını, davacının paylarını devrettikten sonra … Holding A.Ş.’ nin icra kurulu başkanlığını yürüttüğünü, dolayısıyla davacının çeklerdeki aval konumunun çeklerin kredibilitesini ve değerlerini arttırdığının tartışmasız olduğunu, müvekkili şirkete verilen dava konusu 4 adet çeklerin keşidecisi olan şirketin ortağı ve bu çeklerde ayrıca aval olarak davacının imzasının bulunduğunu, söz konusu imza ve el yazısı inkarının mesnetsiz ve gerçek dışı olduğuğnu ve sorumluluktan kaçma gayesi taşıdığını, ayrıca dava dışı şirketin kayıtları incelendiğinde anlaşılacağı üzere davacının şirketin yönetim kurulu üyeliğini yaptığı ve ayrıca yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu bu nedenle T.T.K. ve T.B.K. uyarınca yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacının hem şirkette hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca davacının başka bir dava dışı faktoring şirkete verdilen 4 adet çekte davacının aval olarak imzası bulunmasına rağmen davacının bu çeklerdeki yazı ve imzaya dair itirazı olmayarak çeklerin ödemelerini yaptığını, ancak müvekkili verdiği çekler için yazı ve imzasını inkar ederek sorumluluktan kaçma çabasına girdiğini, davacının dilekçesinde belirttiği İstanbul CBS’ nin 2018/57151 soruşturma numaralı dosyasında davacının hem müşteki hem şüpheli olduğunu, ayrıca yine İstanbul CBS’ nin 2018/64380 soruşturma numaralı dosyasında dava dışı … Faktoring A.Ş.’ nin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada davacının sahtecilik suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini, bu soruşturmanan devam ettiğini, ayrıca davacının eşinin kocasından habersiz olarak sürekli borç altına girmesi ve kocasının imzasını taklit ederek çeklere aval sıfatı ile imza atıp hem kendini hem de kocasını borçlandırmış olmasının bir inandırıcılığı bulunmadığını, davacının ya çekleri imzaladığını yada çeklerdeki imzaların atıldığından haberdar olmasına rağmen sessiz kalarak kendi aile şirketine kredi kullandırılmasını sağladığını, davacının eşinden boşanmasınnın akabinde yaptığı imza inkarının alacaklılardan kurtulabilmek amacıyla bir plan doğrultusunda gerçekleştirdiğinin açık olduğunu, dava dışı şirketin sicil adresi ile icra dosyası borçlusu …’ın aynı zamanda mernis adresinde gerçekleştirilen haciz işlemine davacının eşyalarının mevcut olması ve haczetilmesi üzerine davacı vekilinin öne sürdüğü iddilaranı karşılık İstanbul …İcra Müdürlüğünün 13/04/2018 tarihli kararı ile istihkak iddilarının mal kaçırmaya yönelik olduğuna dair kanaat bildirirerek dosyayı İstanbul 5.İcra Mahkemesine gönderdiğini ve mahkemenin 2018/431 sayılı dosyasında inceleme yapıldığını, davacının aile şirketine ait çekleri inkar etmediği sadece avalini inkar ederek şahsi sorumluluğundan kurtulmaya çalıştığını, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için dava konusu çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığı düşünülse dahi 10 dan fazla faktoring şirketine aynı şekilde çek verilmesi, davacının keşideci şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapması, başka bir faktoring şirketine verilen ve davacının aval olarak imzasının bulunduğu bir kısım çeklerin ödenmesi, dava dışı keşideci şirketin davacı ve eşine ait aile şirketi olması ve davacının bilgisi dışında eşinin bu derece büyük borçlar altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, dava dışı şirketin sicil kayıtlarında bulunan davacı imzası ile çeklerdeki imzaların karşılaştırıldığında çıplak gözle dahi açık şekilde imzaların aynı olması, bütün piyasada çeklerin davacı tarafından verildiğine dair kanaat uyandırılmış olması ve dava dışı keşideci şirketin tüm kararlarında ve bilançolarında davacının imzasının bulunması gerçekleri karşısında davacının haksız fiil sorumluluğuna gidilerek söz konusu çeklerden sorumlu tutulması gerektiğini beyan ederek mahkememizden verilen 20/04/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararından rucu edilerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporuna göre davacı tarafın çeklerde avalist olarak yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının sübut olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacı tarafın tazminat talebinin reddine oyçokluğu ile karar verilmiştir. Soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile üye hakim karara muhalif kalmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; – dava konusu çekler üzerinde aval imza ve yazılarının davacıya ait olmaması davacının da aralarında bulunduğu kişilerce müvekkili ve bir çok faktoring şirketine karşı dolandırıcılık faaliyetinin sonucu olup İstanbul CBS 2019/3186 Soruşturma sayılı dosyanın devam etmekte olduğunu, – Dava konusu çeklerin dava dışı … Loj. Şirketi tarafından verildiğini, müvekkilinin 2017’den beri bu firma ile çalıştığını, faktoring işleminin 7.936Tl lik kısmına dayanak teşkil eden ve davacının eski eşi …ın yetkilisi, davacınınn da eski ortağı olduğu …tarafından keşide edilen 60 adet çekin faktoring işlemi için iktisap edildiğini, çeklerin 10.12.2017- 13.03.2018 arasında 39 adedinin ödenerek güven oluşturulduğunu, davacının avalinin de çeklerin güvenilirliğini artırdığını, -Davacının 26.03.2018’de anlaşmalı olarak boşandığını, davacının dava konusu çeklerin vadesi gelmeden 29.03.2018’de ihtarda bulunduğunu, – Davacının keşideci … şirketinin kurucuları arasında olup , o tarihte eşi tarafından keşide edilen çeklerdeki aval yazı ve imzalarından bilgisinin olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, – Dava konusu çeklerdeki imzaların davacının bilgi ve yönlendirmesi ile kuvvetle muhtemel dava dışı eski eş … tarafından atıldığının neredeyse kesin olduğunu, davacının onay ve yönlendirmesi olduğundan sahtecilik durumundan söz edilemeyeceğini, imzaların hukuken geçerli olduğunu, – İstanbul CBS 2019/31816 soruşturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu, YHGK, 16.04.2009, 2017/832, 2019/459 K SAYILI İLAMI VE Y.13 HD, 2014/44144 e, 2015/14248 k SAYILI ilamlarında bu hususun vurgulandığnı, mahkemenini kararının da oy çokluğu ile olduğunu, – Kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemenin müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücriteni hükmetmesinin hatalı olduğunu, yasal bir takip bulunmadığını, ihtarnameye cevabın bir cebri icra yöntemi olmadığını, sahteciliği gerçekleştiren müvekkili olmadığından kararın bu yönü ile de hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurlu eylemi olmadığını, mağdur olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. – Davacı vekili katılma yolu ile istinafa başvurmuş ve istinaf dilekçesinde özetle; davalının özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile kötüniyetli olduğunu, mahkemenin ihtarnamaye cevabı da dikkate alarak kötüniyet tazminatına hükmetmesi gerekirken reddetmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönü ile kaldırılmasına, davalnznz istinaf isteminin reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf aşamasında; İstanbul CBS 2020/91042 sor. Sayılı dasyasında şüpheli … hakkında davaya konu 4 adet çeke ilişkin resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından verilen KYOK örneğini sunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davaya konu 4 adet çekteki avalist imzasının ve yazısının kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Davaya konu çekler incelendiğinde; Keşidecisi … Aş, lehtarı … Hizmetleri ola, arka yüzlerinde … Hizm. Şirketinin kaşesi olan; *… Selamiçeşme şubesine ait 12.06.2018 ödeme tarihli, 110.000 TL bedelli, * … Selamiçeşme şubesine ait 13.06.2018 ödeme tarihli ve 130.000 TL bedelli, * … Bankası Adatepe şubesi 18.06.2018 ödeme tarihli 100.000.TL. bedelli, * … Bankası Valikonağı şubesi 21.06.2018 ödeme tarihli ve 100.000 TL bedelli çeklerin dava konusu olduğu ve dört çekin de önyüzünde; ”Avalimdir. …” yazısı ve isme atfen imza olduğu görülmektedir. Mahkemece ATK’an alınan raporda; çeklerdeki imzaların ve yazıların davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Davalı vekili İstanbul CBS’nın 2019/31816 Soruturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürmüşse de; istinaf aşamasında davacı vekili KYOK örneğini sunmuştur. UYAP incelemesinde; dosyanın yetkisizlik kararı ile İstanbul CBS 2020/91042 soruşturma sırasına kaydedildiği, davaya konu bonoların yer aldığı şikayete ilişkin olarak davacı hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçları yönünden KYOK verildiği, davalı … şirketinin karara itirazının İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nin 2020/905 D.İŞ sayılı kararı ile kesin olarak reddedildiği dikkate alındığında bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. İmza defi mutlak defilerden olup davalı yanın savunmasına ilişkin dosyaya yansıyan başkaca bilgi ve belge bulunmadığından mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı yerindedir. Davalı vekili yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesinin hatalı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Davalı taraf dava konusu çekler yönünden takip başlatmamış ise de; dava tarihinden önce davalı tarafça davacıya gönderilen cevabi ihtarnamenin içeriğine göre davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunduğu, davanın neticeten kabul edildiği ve davalının davaya sebebiyet verdiği dikkate alındığında davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması yerindedir. Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf istemine gelince; İİK 72/5 maddesinin açık hükmü gereğince tazminata hükmedilebilmesi için “borçluyu dava açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması” şartı aranmaktadır. Davalı tarafça icra takibi başlatılmadığından mahkemenin davacının kötüniyet tazminat talebini reddetmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı ve davalının istinaf isteminin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 30.056,40TL harçtan peşin alınan 7.515,00TL’nin mahsubu ile bakiye 22.541,40TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 29/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.18/05/2022