Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/229 E. 2020/663 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/229 Esas
KARAR NO : 2020/663
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI : 2019/715 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde ve 16/10/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin henüz iade edilmemiş olması nedeni ile cebir icra tehdidi altında bulunan müvekkil şirketin zarara uğramaması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, devamında söz konusu çekler nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine, çeklerin 3.kişilere ödenmesi halinde ödenecek olan bedelin davalıdan tahsiline ve devamında yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinin 21/10/2019 tarihli ara kararıyla; “davacı vekili her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; Tedbir talep edilen hususların açık ve net şekilde belirtilmediği, dosya kapsamına, delil durumuna, henüz davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ve dava konusu yargılamaya muhtaç olduğu” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davacının haklılığını henüz ispat edememiş olduğu gerekçesiyle talebi reddetmesinin yerinde olmadığını, ihtiyati tedbirin amacının uzun sürecek olan yargılama süreci dikkate alınarak hakkın elde edilmesinin zorlaşması yahut telafisi güç zararların önüne geçilmesi olduğunu, Mahkemenin talebin açık ve net şekilde belirtilmemiş olduğuna ilişkin gerekçesini kabul etmediklerini, dava dilekçesinde tüm sorunların tek tek sayıldığını, … arasında 15/07/2018 tarihinde borç tasfiye sözleşmesi düzenlendiğini bu sözleşme ile …’nin gönderdiği 200.000 USD bedelini ödeyeceği ve 11/04/2018 keşide, 15/07/2018 vade tarihli 200.000 USD bedelli senedi düzenleyerek verdiğini, davalının borç tasfiye sözleşmesine müvekkili şirkete ibraz ederek alacağın kendisine ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin … ile görüşüp onayını aldıktan sonra toplam 607.220,00 TL bedelli 3 adet çeki keşide ederek … teslim ettiğini, … … verdiği senet bedelini ödememesi üzerine … müvekkili şirketten alacağını talep ettiğini, resmi kayıtlarda alacaklının … olarak gözükmesi ve borç tasfiye sözleşmesinin müvekkilini bağlamaması nedeniyle müvekkili firma tarafından 200.000 USD’ye gelecek şekilde 365.780,00 TL ve 364.000,00 TL bedelli 2 adet çek hazırladığını, 05/10/2018 tarihinde … müvekkili şirketten bu çekleri aldığını ancak iadesi gereken 670.220,00 TL bedelli 3 çeki yanında getirmediğini, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında olması ve zarara uğramaması açısından öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK 390/3 maddesi gereğince; ihtiyati tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 sayılı HMK 26.maddesi gereğince; hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde; ihtiyati tedbirin türünü, hangi hususa ilişkin tedbir kararı verilmesini talep ettiğini açıkça belirtmemiştir. Mahkeme hangi yönde tedbir kararı verilebileceğini re’sen değerlendiremeyeceği gibi yargılamanın devamı süresinde ihtiyati tedbir talebinin türü açıklanarak yeniden talepte bulunulması mümkündür. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.