Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2225 E. 2022/1761 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2225 Esas
KARAR NO: 2022/1761 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI: 2019/443 E. – 2020/260 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile dava dışı … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … Paz. AŞ, … Yat. AŞ ve diğerleri arasında gazete, televizyon, radyo, internet sitesi ve sair medya alanlarında reklam yayınlanmasına kaynaklı ve cari hesaba dayalı cari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında davalı müşterilerine ait reklamların yukarıda belirtilen dava dışı şirketlerin faaliyet gösterdiği alanlarda yayınlandığını ve hizmet nedeniyle ücret tahakkuk ettiğini, davacının 6361 sayılı FKFFŞK gereği faktoring işlemleri yaptığını, bu kapsamda yukarıda adı belirtilen şirketlerce davalıya sunulan reklam yayın bedelinden kaynaklanan alacağın konu edildiği faturalardan kaynaklanan alacağın davacı … AŞ’ye temlik edildiğini, temlik alınan alacağa teşkil eden faturaların düzenlendikten sonra davalıya tebliğ edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadan davalı tarafından muhasebeleştirildiğini ve davalı tarafından davacıya gönderilen 12/02/2018 tarihli mutabakat yazısı ile temlik edilen faturalara konu borcun 31/12/2017 tarihi itibariyle 13.422.485,12 TL olduğunun davalı tarafından kabul edildiğini, davacı ile davalı arasında davacının temlik aldığı faturalar ve/ veya davacı tarafından davalıya kullandırılan fonlardan kaynaklandırılan tüm faktoring işlemlerine ait olmak üzere 01/02/2008 tarihinde 750.000,00 TL, 01/08/2008 tarihinde 3.000.000,00 TL, 10/07/2012 tarihinde 20.000.000,00 TL bedelli 3 adet faktoring sözleşmesi akdedildiğini ve bu faktoring sözleşmelerinden kaynaklanan borca …’ün davalının geçmiş dönemlerdeki borçları da dahil olmak üzere el yazısı ile yazmak suretiyle 23.750.000,00 TL limitle kefil olduğunu, ancak faktoring işlemlerinden kaynaklanan 13.575.754,34 TL borcun ödenmediğini, ödeme konusundaki görüşmelerin sonuçsuz kaldığını bu nedenle davacı tarafından davalılar aleyhine 24/12/2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davalı …’ün davacının davalı … AŞ’den olan alacağı bakımından herhangi bir kefaleti olmadığından öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin haksız olduğunu, davalı ile dava dışı … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ arasında bir ticari ilişki olduğunu ve bu ticari ilişki kapsamında doğan ve tarafların mutabık kaldığı borç miktarının 31/12/2017 tarihi itibariyle 13.575.734,34 TL olmadığını, davacı tarafın sunduğu mutabakat yazısında dahi davalı şirketin alacaklı olduğu kısım mahsup edildiğinde cari hesap bakiyesinin yaklaşık 10.000,00 TL (tutarı kabul anlamına gelmemek kaydıyla) tutarında olduğunu, bu nedenle karşılıklı mutabakatın söz konusu olmadığını, kaldı ki bu borç nedeniyle davalının alacak miktarını aşacak şekilde ipotekler verdiğini, 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısından da görüleceği üzere davalı müvekkilin davacı ile çalışan şirketlerden alacaklı olduğunu, dolayısıyla takip dosyasına konu edildiği üzere bir borcun olmadığını, bu nedenle davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olarak yapılan takip nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarihli 2019/443E. – 2020/260 K. sayılı kararıyla; “.. davacının takip talepnamesinde takip sebebini “Faktoring Sözleşmesi” olarak belirttiği ve takip talepnamesine de davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilen ve …’ün kefil olduğu 01/02/2008 tarih 750.000,00 TL miktarlı, 01/08/2008 tarih 2.000.000,00 TL miktarlı, 02/01/2012 tarih 3.000.000,00 TL miktarlı ve 10/07/2012 tarih 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesine dayandığının sabit olduğu, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile davacı ile davalı … AŞ arasında akdedilmiş olup da bu sözleşme kapsamında … AŞ’ye kullandırılan kredi nedeniyle … AŞ’nin üçüncü kişilerden olup da davacı … şirketine kredi karşılığı temlik ettiği bir alacağın mevcut olduğunun ispat edilemediğinin görüldüğü. Bir an için davacının … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında akdedilen faktoring sözleşmesine dayanmış olabileceği düşünülse de davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında imzalanan faktoring sözleşmelerine kefil olan … aleyhine de takip yapılmış olması ve takip talepnamesi ekindeki faktoring sözleşmeleri nazara alındığında davacı tarafın mütebariz olarak takip sebebi itibariyle … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilen faktoring sözleşmesine dayanmak suretiyle takip yapmış olduğunun görüldüğü, davacının alacağını ispat için üçüncü kişi … Matbaa AŞ ile davalı … AŞ arasında vuku bulan ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayanabilmesi için … AŞ ile … AŞ arasında akdedilmiş olan faktoring sözleşmesine dayanarak takip yapmış olması gerektiği, ancak davacının … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilen ve …’ün kefil olduğu faktoring sözleşmelerine dayalı olarak takip yapmış olması karşısında dava dışı üçüncü kişi … AŞ ile … AŞ arasında vuku bulan ticari ilişkiden kaynaklanan faturalar ile alacağını ispat etme olanağı bulunmadığı, bu kapsamda davacının faktoring ilişkisi itibariyle davalı … AŞ’nin üçüncü kişilerden alacaklı olup da faktoring işlemleri ile kendisine temlik edilen bir alacağın varlığını ispat etmesi gerekirken bu kapsamda bir alacağın varlığını ispat edemediği” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, Usule ilişkin istinaf sebeplerinde; HMK hükümleri gereğince mahkemece “taraflarca getirilme” ve “taleple bağlılık” ilkeleri gereği yargılamayı yürütmek ve hüküm kurmakla görevli olduğunu, davalıların, davacı ile … Mat A.Ş. arasındaki faktoring sözleşmesinin takibin dayanağı olmadığı yönünde bir itiraz ve savunmasının bulunmadığını, davacı ile davalı … arasında uzun yıllardır devam eden ticari ilişki ve davacının … A.Ş ile arasındaki Faktoring Sözleşmeleri gereğince davalı … Hizmetlerinden alacaklı olduğunun davalıların kabulünde bulunduğunu, taraflar arasında takibe konu alacak hakkında dosyada mübrez mutabakat mektubu bulunduğunu, alacaklının aleyhine yaptığı takipte borcunu oluşturan belgeye dayanmadığına ilişkin itirazın, niteliği itibariyle davalı borçlular tarafından ileri sürülmesi geretiğini, davalı tarafından, icra takibi dayanağı sözleşmenin takibe ekli olmadığı , takipte davacının alacağının olduğu sözleşmeye dayanılmadığı yönünde bir itirazı olmadığı, icra mahkemesinde ileri sürülmüş bir itirazı olmadığı gibi itirazın iptali davasında da bu itirazlara yönelik bir savunma ileri sürülmedikçe bu hususun, mahkemece re’sen dikkate alınıp değerlendirilemeyeceğini. -HMK 31. Madde gereğince hakimin davayı aydınlatmakla görevli olduğunu, taraflar arasında takibin dayanağı sözleşmenin davacı ile … A.Ş. arasındaki faktoring sözleşmesi olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, taraflarca uzlaşılan hususların ispatı gerekmediğini mahkemece 09/07/2020 tarihli duruşmada, davacıya takip dayanağı olan davacı ile … A.Ş. Arasındaki Faktoring Sözleşmesini dosya arasında bulamadıklarını belirttiğini, davacı vekilinin de tüm sözleşmelerin takip dosyasına konulduğunu ancak sözleşmelerin birbirine benzer olması nedeniyle bir hata olabileceğini belirttiğini, davalı ile davacı arasında icra takibine konu alacağın dayanağının sözleşmenin Davalı ile … Mat A.Ş. arasındaki faktoring sözleşmesi olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme tamamlanarak karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; dava konusu icra takibinin dayanağı takip talebinde “ faktoring sözleşmesi “ olarak belirtilerek, takip talebi ekinde takibe dayanak olan davacı ile … mat A.Ş. arasında aktedilen faktoring sözleşmesi alacak miktarı olan 13.575.754,31 TL’yı gösterir hesap dökümü ile birlikte eklendiğini, takip talebine kefalet sözleşmelerini içeren başkaca faktoring sözleşmeleri de eklendi denilerek alacağın kaynağı olan sözleşmenin takip dayağı olmadığının iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın açıkça icra dosyasında … (… Mat A.Ş. ) ile davacı arasındaki Faktoring Sözleşmesi onaylı örneğini takip açılırken icra dosyasına eklediklerini , bir şekilde icra dosyası içerisinde dayanak sözleşme yoksa aslının kendilerinde olması nedeniyle başkaca onaylı örneğini de icra dosyasına sunabileceklerini belirttiğini, mahkemece kararında “Davacının … Mat A.Ş. arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesine dayanmış olabileceği düşünülse de Davacı ile … arasında imzalanan faktoring sözleşmelerine kefil olan … aleyhine de takip yapılmış olması ve takip talebi ekindeki faktoring sözleşmeleri nazara alındığında davacı tarafın mütebariz olarak takip sebebi itibariyle davacı ile … arasında aktedilen faktoring sözleşmesine dayanmak suretiyle takip yapmış olduğu görülmektedir. “ demek suretiyle davanın reddine karar verdiğini, bu kararın hatalı olduğunu, sözleşme aslının sunulmasını isteyerek kasaya alması gerektiğini. -Alacaklının dava konusu icra takibinde takip dayanağını “ FAKTORİNG SÖZLEŞMESİ “ olarak hiçbir sınırlama koymadan belirttiğini, takip konusu alacağın kaynağı ve miktarına ilişkin üzerinde … A.Ş. ve … A.Ş. yazılı hesap dökümünün de takibe ekli belgeler arasında yer alıp açıkça belirtilmiş olduğu üzere takibe konu edilen 13.575.754,31 TL alacağın , davacının dava dışı … A.Ş. ile arasındaki faktoring sözleşmesi kapsamında temlik aldığı alacaktan kaynaklandığının açıkça anlaşıldığını, davalı tarafın davaya cevabında …’ün … nezdindeki takibe konu alacağı konusunda ve talep edilen alacak tutarında kefaleti bulunmadığından pasif husumet yokluğundan davanın reddini istediğini ve davacı tarafından bahsedildiği gibi dava dışı … A.Ş. … A.Ş. … A.Ş. … A.Ş. isimli şirketlerle davalı … A.Ş. arasında bir ticari ilişki olduğu 31.12.2017 tarihli mutabakata konu olduğu iddia olunan alacağın 13.575.754,31 TL cari hesap tutarı birbiri ile örtüşmediğinin belirtildiğini, mahkemenin yorum yoluyla sonuca varmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu. -Davalı …’ün kefalet beyanlarında “… Hizm. nin Faktoring sözleşmesi kapsamında imza attığım tarihten önce doğmuş borçları da dahil olmak üzere ve sözleşmeden doğan tüm borçlarını kapsamak üzere 20.000.000.TL için 10.07.2012 tarihi itibariyle müteselsil kefil olduğumu …” Müteselsil kefildir şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkilinin … Mat. A.Ş. İle arasındaki Faktoring Sözleşmesi gereğince temlik aldığı 13.575.754,31 TL’nın borçlusu … Hizmetleri aleyhine takip başlatırken, borçludan alacağını kuvvetlendirecek müteselsil kefalete ilişkin sözleşmeleri de ekleyerek müteselsil kefile takip yapma hakkı bulunduğunu. -İcra takibinin “Faktoring Sözleşmesine” dayalı olduğunu, davacının faktoring sözleşmesi kapsamında fonlama yapabileceği gibi, tahsilat ve muhasebe işlemleri de yapabildiğini, faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemleri sadece fonlama olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Dava konusu takip dayanağı alacak miktarının 13.575.754,31 TL olup, bilirkişinin Alacağın muhasebesel olarak tesbitini yaptığını, davalı tarafın bilirkişinin raporuna sadece miktar üzerinden itiraz ettiğini, raporda çek ve senete bağlanan 2.333.922,89 TL yönünden borçlu olmadıklarını belirttiğini, davacı tarafın ise çek ve senet olarak verilen 2.333.922,89 TL miktara ilişkin verilen çeklerin karşılıksız çıktıklarını ve senetlerin ödenmediğini bu nedenlerle bu çek ve senetlerle ilgili de ödeme olmadığından alacaklı olduklarını beyan ettiğini, mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme ile karar verdiğini. -Davalı …’ün pasif husumet itirazının ve müteselsil kefil olmadığına ilişkin itirazının da reddine karar verilmesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/ alacaklı … AŞ’nin, davalı/ borçlular … Satış AŞ ile … aleyhine 24/12/2018 tarihinde, ilamsız yolla “Faktoring Sözleşmesi”ne dayalı olarak, 13.575.754,31 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %17,75 faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine davalı/ borçluların süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İcra dosyasına dayanak olarak, hesap özeti ve faktoring sözleşmeleri sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça dosyaya 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısı sunulduğu, davalı … AŞ kaşe ve imzası bulunan mutabakatta; dava dışı … AŞ’ye 11.191,73 TL, … Yat. AŞ’ye 195.991,41 TL, …’ya 25.824,43 TL borcu olduğu, buna karşılık … AŞ’nin de … AŞ’den 1.873.601,89 TL, … AŞ’den 1.090,32 TL, … Paz. AŞ’den 14.353,24 TL alacaklı olduğunun gösterildiği anlaşılmıştır, İlk derece mahkemesince muhasebe/ finans uzmanı mali müşavir bilirkişi …’dan alınan 19/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan takip sebebinin faktoring sözleşmesi olduğu, arabuluculuk tutanağı ile tarafların uzlaşamamış olduğu, … AŞ ile davalı … Satış AŞ arasında 01/02/2008 tarihli ve 750.000,00 TL limitli, 01/08/2008 tarihli ve 2.000.000,00 TL limitli, 02/01/2012 tarihli ve 3.000.000,00 TL limitli, 10/07/2012 tarihli ve limitli 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmelere …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı, davacı tarafından incelemeye sunulan temlik konusu faturaların dava dışı … AŞ tarafından tanzim edilmiş olduğu ve bu faturalardaki muhatabın … Satış AŞ olduğu ve davacının bu faturalardan kaynaklanan alacağı üçüncü kişi … AŞ temlik aldığı yönünde beyanda bulunduğu ve bu faturalar itibariyle … AŞ’nin üçüncü kişi … AŞ’ye borçlu bulunduğu, davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısı itibariyle davalı … Satış AŞ’nin dava dışı … AŞ’ye 11.191,73 TL, … Yat. AŞ’ye 195.991,41 TL, …’ya 25.824,43 TL borcu olduğu, buna karşılık … Satış AŞ’nin de … AŞ’den 1.873.601,89 TL, … Yayın AŞ’den 1.090,32 TL, … Paz. AŞ’den 14.353,24 TL alacaklı olduğu, mahsup yapıldığında … Satış AŞ’nin bakiye 9.524.439,12 TL borcu bulunduğu, ancak davacı şirket tarafından dosyaya sunulan 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısına göre de bakiye alacağın 13.440.735,52 TL olarak olduğu, her iki belge arasındaki farkın … AŞ tarafından borca mahsuben verilen 3.898.046,00 TL çeklerin mahsup edilmemesinden kaynaklandığı, davacı tarafından ibraz edilip incelenen dava dışı … AŞ’ye ait defter ve kayıtların incelenmesi itibariyle bu şirketin 24/12/2018 takip tarihi itibariyle … AŞ’den 13.575.601,07 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirket defterleri itibariyle de davalının … AŞ’ye takip tarihi itibariyle 11.241.678,18 TL borçlu olduğu, aradaki farkın 2.333.922,89 TL olduğu ve bu farkın karşılıksız çek, protestolu senet ve iade edilen senetlerden kaynaklandığı” tespit edilmiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, davacı ile davalı … AŞ arasında akdedilen Faktoring Sözleşmeleri kapsamında … AŞ’ye kullandırılan kredi nedeniyle … AŞ’nin davacı … şirketine kredi karşılığı temlik ettiği bir alacağın mevcut olduğunun ispatlanamadığı, bir an için davacı alacaklı ile dava dışı … AŞ arasında akdedilen faktoring sözleşmesine dayanmış olabileceği düşünülse de, davacının kefil … hakkında da takip yaptığı ve bariz şekilde … Satış AŞ arasında akdedilen faktoring sözleşmesine dayanmak suretiyle takip yapmış olduğunun görüldüğü, davacının alacağını ispat için üçüncü kişi … AŞ ile davalı … AŞ arasında vuku bulan ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayanabilmesi için … AŞ ile … AŞ arasında akdedilmiş olan faktoring sözleşmesine dayanarak takip yapmış olması gerektiği, ancak davacının … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilen ve …’ün kefil olduğu faktoring sözleşmelerine dayalı olarak takip yaptığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olmakla, takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İtirazın iptali davasında ispat edilecek olan alacağın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğu ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığı konusunda da kuşku bulunmamaktadır. İtirazın iptali davalarında takibe sıkı sıkıya bağlılık dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece resen dikkate alınabilecekse de, takibe konu ve itiraza konu alacağın belirlenmesinde, takip talebine eklenen belgeler ile tarafların dilekçelerindeki beyanların da dikkate alınması gerekmektedir. Davaya dayanak icra dosyasının incelenmesinde; davacının takip sebebini “Faktoring Sözleşmesi” olarak belirttiği ve takip talepnamesi ekinde davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilmiş olan ve …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 01/02/2008 tarih ve 750.000,00 TL miktarlı, 01/08/2008 tarih ve 2.000.000,00 TL miktarlı, 02/01/2012 tarih ve 3.000.000,00 TL miktarlı ve 10/07/2012 tarih ve 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesi örneğini ve … AŞ ile … Satış AŞ başlıklı, işlem, fatura tarihi, fatura vade tarihi, fatura tutarı, temlik tutarı ve açık tutarı ayrı ayrı hanelerde gösteren hesap özeti ibraz ettiği, hesap özetinin sonunda açık tutarının toplam 13.575.754,31 TL olduğu, takibe konu tutarın da aynı miktarda olduğu görülmüştür. Davalılar vekilinin de cevap dilekçesinde; davalı …’ün takibe konu alacak yönünden usulüne uygun kefaletinin ve pasif husumetinin bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü gibi dava dışı … A.Ş., … A.Ş. … AŞ, … AŞ arasında bir ticari ilişki olduğunu ancak borç bakiyesinin ileri sürülen tutar kadar olmadığını, müvekkilinin bu şirketlerden alacaklı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Bu durumda, takip talepnamesi ekinde sunulan hesap özetine konu, dava dışı … AŞ tarafından, faktoring ilişkisi çerçevesinde, davacıya temlik edilen fatura alacakları yönünden davalı …A.Ş.’nin borçlu olup olmadığının ve davalı …’ün bu borçtan dolayı usulüne uygun kefaletinin bulunup bulunmadığının incelenerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 09/07/2020 tarihli 2019/443 E. – 2020/260 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.