Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2213 E. 2021/1863 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2020/2213 Esas
KARAR NO : 2021/1863 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI : 2019/34 E. – 2020/272 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 15/04/2017 düzenleme tarihli bonoya dayalı olarak takip başlattığını, takip dayanağı bononun malen kaydıyla düzenlenmiş olup müvekkilinin davalıyı tanımadığı gibi davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin davalıdan bu meblağda bir mal ve hizmet almadığını, müvekkilinin dava konusu senedin düzenlendiği tarihlerde birkaç günlük araç kiralamak istediğini ve 03/06/2017 tarihinde dava dışı bir araba kiralama firmasına gittiğini ve burayı işleten … isimli şahıstan bir araç kiraladığını ve bu aracı da 05/06/2017 tarihinde teslim ettiğini, senedin incelenmesinde, senetteki ibarelerle imzanın farklı kalemlerle doldurulduğunu, düzenleme tarihinin sonradan başka bir kalemle başka bir el yazısıyla yazıldığını, bu durumun senedin boş olarak imzalatılıp sonradan doldurulduğunu ve düzenleme tarihinin de gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, araç kiralama işleminin akşam vakti olduğunu ve müvekkiline birkaç evrak imzalatıldığını, müvekkilinin bu evraklar arasında böyle bir senedi imzalayıp imzalamadığını hatırlayamadığını, müvekkilince yapılan harici araştırmada araç kiralaması yapan bu kişilerin başka kişilere de imzalattıkları borç senetleri icra takibine konu ettiklerini öğrendiklerini belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile müvekkilinin aynı kahvehanede otururken tanıştıklarını ve tarafların birlikte iş yapmak üzere anlaştıklarını, davacının müvekkiline 50.000 TL verirse daha iyi kazanacakları yolunda ikna ettiğini, müvekkilinin de ikna olması sonucu iki arkadaşından borç alarak senet karşılığında davacıya teslim ettiğini, müvekkilinin … isimli şahısla herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını, müvekkilinin araba kiralama işi yapmadığını, davacının dava konusu bonoların hibe ile alındığını ileri sürmek suretiyle senetteki malen kaydını tadil ettiğini, Yargıtay’ın benzer şekilde kararları bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; hazırlık soruşturması sonunda dolandırıcılık ve bedelsiz senedi kullanmak suçlarından davalı hakkında takipsizlik kararı verildiği, davacı tarafından icra hukuk mahkemesinde açılan imzaya itiraz davasının reddedildiği, davacının imzaya itiraz edip etmediği hususunun açıklattırılması için ara karar kurulduğu, davacının ise 23/07/2019 tarihli dilekçe ile dava dilekçesindeki talep sonucunu alacaklı ile davacı arasında geçici hukuki ilişki bulunmadığından bahisle borçlu olunmadığının tespiti olduğunu beyan ettiği, buna göre davanın bedelsizlik nedeniyle menfi tespit davası olduğu, dava konusu senette malen kaydının yer aldığı, ispat külfetinin davacı yanda olup bedelsizliği davacının ispatlaması gerektiği, bu hususta davacı tarafça bir delil ve belge sunulamadığı gerekçeleriyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin davanın hukuki sebebini yanlış nitelendirdiğini, mahkemenin sorması üzerine sundukları 23/07/2019 tarihli dilekçede, kambiyo senedinin hile ile meydana getirilmesi iddiasına dayandıklarını, müvekkilinin … aradığını vebu kişinin kendisinde araç bulunmadığını, arkadaşı olan davalı …’e yönlendireceğini söylediğini ve müvekkiline yaklaşık iki saat sonra bir araba teslim edildiğini, teslim sırasında davalı …’un müvekkiline karanlıkta birkaç evrak imzalattığını ve müvekkilinin aldığı aracı da 05/06/2012’de davalıya teslim ettiğini ve dava dışı … da yetki verdiğini, müvekkilince icra takibinden sonra yapılan araştırmada müvekkiline kiralanan … ile başlayan aracın davalının eşi … adına kayıtlı olduğunun öğrenildiğini, müvekkilinin daha önceden turan Dağdelen’den birkaç kez araç kiraladığını vesorun yaşamadığını, dolayısıyla da aracı teslim alırken de karanlıkta ne imzaladığına idkkate etmediğini, bu nedenle senet imzaladığını anlayamadığını, senedin hile ile imzalatıldığını, davalının da verdiği cevap dilekçesinde hile iddiasının aydınlatılması gerektiğini kabul ettiğini, müvekkilince senedin araç kiralama sözlemesinin teminatı olduğu hususunun ileri sürülmediğini, ancak zapta bu şekilde çelişkili beyanlar geçtiğini, pandemi sebebiyle duruşmadaki bilgisayarların çalışmaması sebebiyle zapta geçirilen bu beyanlara itiraz etme ve düzeltme şanslarının olmadığını, kaldı ki davalının duruşmada tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerinibeyan etmelerine rağmen bu hususun da zapta geçmediğini, kaldı ki dosyadaki hiçbir dilekçelerinde davaya konu senedin teminat senedi olduğu yolunda beyanda bulunmadıklarını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, sulh hukuk mahkemesine sundukları dilekçede turan dağdelene ait telefonun görüşme kayıtlarının aracın davalı …’un eşi … ait olup olmadığının incelenmesinin istenildiğini, yine davacı ile dava dışı … arasındaki telefon görüşmelerinin celbinin talep edildiğini, ancak mahkemenin bu talepleri görmezden geldiğini, kiralanan aracın 03/06/2017 ve 05/06/2017 tarihlerinde dilekçelerinde belirttikleri benzin istasyonlarından benzin alıp almadığının sorulmasını istediklerini, haricen yaptıkları araştırmada … adına kayıtlı aracın korsan bir şekilde kiraya verildiğini öğrendiklerini, buna rağmen mahkemenin kira sözleşmesi sunulmasını beklemesinin doğru olmadığını, kaldı ki BK uyarınca sözleşmenin kurulması ve geçerliliği için şekil şartı öngörülmediğini, davalının cevap dilekçesinin birinci sayfasında yer alan üçüncü maddedeki ifadelerinden senedin sebebini tadil ettiğinin anlaşıldığını, ancak mahkemenin gerekçeli kararda bu hususa değinmediğini, yine mahkemenin yargılama sırasındaki davalının birbiriyle çelişkili beyanlarını dikkate almadığını, davalının cevap dilekçesinde arkadaşlarından borç alarak davacıya senet karşılığı verdiğini söylemesine rağmen hazırlık soruşturmasındaki 29/04/2019 tarihli ifadesinde ise müştekinin kendisinden araba alacağını söyleyerek 50.000 TL istediğini ve 50.000 TL’yi müştekiye verdiğini belirttiğini, davalının her defasında farklı şeyler ilerisürdüğünü, davalının cevap dilekçesinde asgari ücretle çalıştığını beyan etmesine rağmen SGK dökümüne göre 19/04/2012’den 11/07/2018’e kadar olan dönemde sigortalı hiçbir işde çalışmadığını,bu durumun da davalının kayıt dışı iş yapıtğını gösterdiğini, davalının senedin nakit karşılığnıda düzenlendiğini ileri sürerek ispat yükünü üzerine aldığını, bu yönde benzer BAM kararları bulunduğunu bildirmiştir. Dosya dairemizde istinaf incelemesi için bulunduğu sırada davacı vekilince icra borcunun haricen ödendiğinin bildirildiği, dairemizce ilgili icra müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta dosya borcunun 22/03/2021 tarihinde haricen tahsil ile kapatıldığının belirtildiği, yazı ekinde bulunan evrakların incelenmesinde, alacaklının 19/03/2021 tarihli dilekçesi ile takip dosyasındaki alacağına karşılık davacıdan haricen 30.000 TL tahsil ettiğini ve kalan bakiye alacağından da feragat ettiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 54.217, 81 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatığıldı, dayanak olarak 50.000 TL bedelli senedin gösterildiği, senedin 15/04/2017 tanzim, 15/06/2017 vade tarihli , 50.000 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu ve malen kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Davanın başlangıçta İstanbul Anadolu 8.SHM’de açıldığı, mahkemenin ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verildiği görülmüştür.İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının davacının şikayeti üzerine davalı ve dava dışı … aleyhinde yürüttüğü dolandırıcılık ve bedelsiz senet kullanma suçlarından yapılan hazırlık soruşturması sonunda tanık … şüpheliyi doğruladığı, müştekinin soyut iddiası dışında her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, davalının 29/04/2019 tarihli hazırlık beyanında davacıyı tanıdığı, diğer şüpheli … ise araba kiralama işi yaptığı, davacının kendisine Gebze tarafında ihale ile araba alacağını ve 50.000 TL’ye ihtiyaç olduğunu söylediğini, kendisinin de bu 50.000 TL’yi … ve … isimli bir arkadaşının yanında verdiğini, ancak davacının kendisini oyalayarak bu parayı ödemediğini, bunun üzerine senedi icraya koyduğunu beyan ettiği, tanık … ise şüphelinin arkadaşı olduğunu ve şüphelinin kendisinin yanında davacıya 50.000 TL para verdiğini, bir iş yapmadıklarını beyan ettiği görülmüştür. Mahkemece 18/07/2019 tarihli celsede davacı vekiline imzaya itiraz hususunda beyanda bulunmak üzere bir haftalık kesin süre verdiği, davacı vekilinin de bu konuda 23/07/2019 tarihli dilekçe ile beyanda bulunduğu, davadaki talep sonuçlarının alacaklı ile müvekkili arasında geçerli bir hukuki ilişki bulunmadığından davaya konu senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitinin istendiği görülmüştür. Davacı vekilinin 30/06/2020 tarihli celsede “davaya konu senet malen düzenlenmiş olup oto kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verilmiştir. Davalı yan cevap dilekçesinde senedin nakden düzenlendiğini beyan etmiş olup ispat yükü yer değiştirmiştir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu senedin hile ile alındığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Öte yandan davacı taraf 30/06/2020 tarihli celsede dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğini beyan etmiş, her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde bu şekilde beyanda bulunmadıklarını ileri sürmüş ise de; bu hususu ispatlayıcı bir delil sunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talepleri bakımından yapılan değerlendirmede; davacının iddiaları dava konusu senedin hile ile alındığı iddiası ve teminat senedi olduğu iddiasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince de karar yerinde isabetli bir şekilde değerlendirildiği üzere davacı taraf dava konusu senedin bedelsiz olduğu hususunu ispat edememiştir. Ayrıca senedin hile ile alındığı hususu da usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Nitekim bu konuda hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair iddialar ise davacı tarafça HMK’nun 200/1 ve 201 maddeleri uyarınca yazılı delillerle ispatlanamamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Resen bağlamında yapılan değerlendirmede ise; dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemizde beklediği sırada davacı vekilinin UYAP üzerinden Dairemize gönderdiği tarihsiz dilekçede icra dosyasının 22/03/2021’de kapandığını ve davanın konusuz kaldığını beyan ettiği görülmüştür. Bunun üzerinde Dairemizce İcra Müdürlüğü ile yazışma yapılmış ve davalı alacaklının 19/03/2021 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne başvurarak takip dosyasındaki alacağına karşılık 30.000 TL’yi davacıdan haricen tahsil ettiği, kalan bakiye alacağından ise feragat ettiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Bu durumda henüz karar kesinleşmediği için ödenen miktar yönünden İİK’nun 72/6 maddesi uyarınca menfi tespit davası istirdat davasına dönüşmüştür. Feragat edilen kısım yönünden ise davanın konusuz kaldığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu husus itibariyle kararın resen bağlamında kaldırılması gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ileDavacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/06/2020 tarihli 2019/34 E. – 2020/272 K. sayılı kararının resen KALDIRILMASINA,-Dava konusu alacağın 30.000 TL’lik kısmı yönünden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmakla bu kısım yönünden ispatlanamayan davanın REDDİNE,-Bakiye kısım yönünden takipten feragat edilmekle feragat edilen kısım yönünden dava konusuz kaldığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-İlk derece yargılaması yönünden; a-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça yatırılan 853,88 TL peşin harçtan mahsubu ile 794,58TL harcın davacıya iadesine,b-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,3-İstinaf yargılaması yönünden;a-İstinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-İstinaf yargılama giderlerinin takdiren davacı üzerinde bırakılmasına, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında taraflarca yatırılan ve artan gider avanslarının talepleri halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.