Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2206 E. 2020/2245 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2206 Esas
KARAR NO : 2020/2245
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2020/52 E. – 2020/582 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 31/03/2011 tarihinde Sakarya Ticaret Siciline … sicil numarası ile tescilinin yapıldığını, şirketin kurucularının … ile … olduğunu, şirket sözleşmesinin 9.maddesine göre …’in 25 yıllığına müdür olarak seçildiğini ve münferit imza ve temsile yetkili kılındığını, 15/12/2011 tarihinde …’in şirketteki hissenin tamamını sattığını, bedelini de nakden ve tamamen aldığını,… 10/10/2014 tarihli, 22/04/2011 tanzim tarihli, 950.000,00-TL bedelli senedi … adına tanzim ettiğini, şirketin kuruluşunun 31/03/2011 tarihinde kurulduğu göz önüne alındığında 22 gün sonra böyle bir senedi vermesi o tarih itibariyle faaliyetine başlayamamış ve hiçbir mal varlığı olmayan bu şirketin böyle bir senedi düzenlemesi için bir faaliyeti olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini, davalılar hakkında Bakırköy C.Başsavclığı’nın 2017/107192 nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, söz konusu senede dayanarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine başlatıldığından bahisle, icra takibi sonucunda müvekkili firmanın malı satılma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan dava sonuna kadar mahçuz 35000 piliç üretme kapasiteli taşınmazın dosya borcunu karşılayacak değerde olduğundan bu tesisi ayni teminat olarak kabulü ile icranın mahkeme sonuna değin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, söz konusu takibin iptaline, haksız ve dayanaksız olarak açılan bu takibin % 20 si oranında icra tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; … Malzemelerinde … ortak olduğunu, … ile … ‘nün … şirketinde ortak iken … Şirketinden inşaat malzemesi almakta olduğunu, … işleri bozulunca üçüncü şahıslara karşı Tedbir mahiyetinde … ait İstanbul İli Bağcılar İlçesi Kirazlı köyü mevkiinde bulunan … pafta … Ada … parseldeki Zemin kat 11 No’lu Bağımsız bölüm dükkanın tapusunu … Malzemeleri şirketi ortağı … 10/04/2010 tarihinde devrettiğini, … ve … adlarına kayıtlı (…’nün … parsel ve … parsel tapulu yerleridir) tapular daha sonra 22/04/2010 tarihinde …’ya muazalı olarak verdikleri tevhid edilerek Sakarya İli … İlçesi … Köyü … Mevkiinde bulunan … Pafta … parsel sayılı 1917.67 m2 taşınmazın … Ltd.Şti. diğer ortağı … 30/04/2010 tarihinde devredildiğini, müvekkilinin mal kaçırdığı iddiası ile dava dışı üçüncü şahıs … tarafından Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mah. 2010/671 Esas (Şimdi Bakırköy 1. Asliye Ticaret 2014/298 Esas 2017/285 Karar sayılı dava kabul edilmiş olup İstinaf Mahkemesindedir) dosyası ile dava derdest iken yine müvekkili … ve Eşi … Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/80 Esas sayılı dosyası … adına açtığı tapu iptali ve tescil davası derdest iken protokoller yapıldığını, protokollerde belirtildiği gibi davacı şirketin şuanda sahibi olduğu tapunun tamamen müvekkilinin ve eşinin şahsi mülki iken Önce …’e sonra davacı şirkete devredildiğini, şirket kurulduktan sonra … şahsi senedini iade ederek davacı şirketin senedini aldığını, müvekkiline verilen senet şirketin yetkili temsilcisi tarafından imzalandığını, ve kambiyo senedi olduğunu, davacı şirketin malik olduğu halen üzerinde faaliyette bulunduğu taşınmazın müvekkilinin ve eşinin olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı … Dinçer tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; … kendisine açtığı ticaret mahkemesindeki tüm iddiaları asılsız ve yanıltıcı olduğunu, kendisi ve … Ltd. Şti’nde %34 kendisinin % 33 … ortağı olduğunu, genel müdürün kendisi olduğunu, … ve firması ile ne tanışıklığının nede ticari ilişkisinin olduğunu, kendisini tanıştıranın ve ticari ilişkide bulunmasını sağlayanın … olduğunu, firmasının ve … arasında mal alışverişi olduğunu, bu alışveriş sonucunda protokolde belirtilen çeklerdeki borç miktarı oluştuğunu, … bu borçlan ödeyemediğini ve işlerinin bozulduğunu ileri sürdüğünü ve bundan dolayı tarafına haciz geldiğini, … ‘nın Güneşli Merkezdeki dükkanı üstüne çiftliği de kendi üzerine verdiğini, …’ye … borcunu öde çiftliği al dediğini, ödemezsen çiftliği satar firmanın alacağını keser üstünü de iade edeceğini söylediğini, bütün hareketleri tamamen … bilgisi dahilinde yaptığını, … ithamlarının tamamen asılsız ve gurur kırıcı olduğunu, İstanbul’da … plakalı ticari taksi ve Bahçelievler semtin de lüks dairesinin olduğunu, … hayvancılıkta aynı protokolde yazdığı gibi kurulduğunu, .%50 şahsına %50 Kadir Daruğa üzerine kurulduktan sonra bedelsiz olarak şirketin tarafına devredildiğini, 9, 10 ay genel müdürlük yaptığını, … Hayvancılığın parası olmadığını, %50 hisseyi de …. ya nakit değil bedelsiz devrettiğini, … dediği nakit satışının olmadığını , Kadir Daruğa tarafından tarafına yöneltilen suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi Davanın İİK’nun 72. Maddesine istinaden açılmış Menfi Tespit davası olduğunu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya suretinin tetkikinde 10/10/2014 tarihli, 22/04/2011 tanzim tarihli, 950.000,00-TL bedelli bonoya istinaden davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirkete karşı 950.000,00 TL asıl alacak ve 230.732,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.180.732,88 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığını. Bakırköy 6.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/505 esas sayılı dosya sureti celbedilmiş olmakla tetkikinde, müştekisinin …, sanıkların … ve … olduğu, sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlarını işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği, savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporunda söz konusu belgenin analizin yapıldığı tarihten itibaren (25/08/2018) 6-9 ay önceki bir tarihte oluşturulduğunun tespit edildiğini Dosyaya ibraz edilen 15/12/2011 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile davalı … ’in şirket bünyesindeki hisselerini bedeli mukabilinde …’ya devrettiği, aynı tarihli karar ile şirket müdürlüğünün sona erdirilmesine ve şirket müdürü olarak … atanmasına karar verildiğini. Davacı şirkete ait ticaret sicil gazeteleri celbedilmiş olmakla, 06/04/2011 tarihinde davalı … ’ 25 yıl süre ile davacı şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olarak seçildiği, 21/12/2011 tarihinde ise … şirket müdürlüğünün sona ermesi ve … ’nın şirket müdürlüğüne seçilmesine ilişkin kararın ilan edildiğinin görüldüğünü. Davacı vekiline davalı … mirasçılarına karşı davaya devam edip etmeyeceği hususunda mahkemece beyanda bulunması hususunda 1 haftalık süre verilmiş; davacı vekili 09/10/2019 tarihli duruşmada; davalı … mirasçılarına karşı davaya devam etmeyeceğini, ceza dosyasının kanaatlerince beklenmesine gerek bulunmadığını, ceza dosyasına delil olarak dayanmaktan vazgeçtiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmamasını, yine polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarından mürekkep yaşına ilişkin rapor alınmasını istemediklerini ve bu raporlara da delil olarak dayanılmadığını, mevcut dosya ve delil durumu itibariyle karar verilmesini talep ve beyan ettiğini. Davacı taraf, dava dilekçesinde davalı … ’in şirket hissedarı ve müdürü iken 15/12/2011 tarihinde alınan karar ile hisselerini devrettiği ve müdürlük yetkisinin sona erdirildiği, buna rağmen yetkilerinin devam ettiği tarihte düzenlenmiş gibi tanzim tarihi 22/04/2011, vade tarihi 10/10/2014 olan bononun tanzim edildiği, müvekkili ile davalı … arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı iddiası ile senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiğini, Davacı taraf, menfi tespit talebini yetkisiz temsilci ve malen kaydına rağmen davalı ile mal alışverişi bulunmadığı iddialarına dayandırmış olup her iki hususun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu,Senedin bedelsiz olduğu iddiasına ilişkin olarak; bono, bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olduğundan, ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu ileri süren borçlu tarafa ait olduğunu,. Talil ise; senedin düzenlenme nedeninin değiştirilmesi olup bu durumda ispat külfeti alacaklıya geçeceğini, Somut olayda davalı …, malen bedel kaydı bulunan bononun taşınmaz satışı için verildiğini bildirmiş ise de bu beyanın talil olarak nitelendirilemeyeceğini, belirtilen tapu kaydının davacı şirket adına kayıtlı olduğunu, davacı taraf iddialarının bu yönüyle ispat edilemediğini, Davacı taraf, tanzim tarihi 22/04/2011, vade tarihi 10/10/2014 olan bononun senet keşidecisi …r’in 15/12/2011 tarihinde temsil ve ilzam yetkisi sona erdikten sonra düzenlenmiş olmasına rağmen, temsil yetkisi devam ettiği süreçte imza edilmiş gibi gösterildiğinden bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Başka bir deyişle, davacı imzanın sahte olduğu iddiasında bulunmamakta olup, yetkisiz temsilci tarafından temsil ve ilzama yetkili olduğu dönem dışında imzalandığı ileri sürmektedir. Davalı … , 06/04/2011 tarihinde 25 yıl için müdür seçilmiş, münferiden şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilmiş,15/12/2011 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirket bünyesindeki hisselerini bedeli mukabilinde …’ya devretmiş, aynı tarihli karar ile şirket müdürlüğünün sona erdirilmesine ve şirket müdürü olarak …’nın atanmasına karar verilmiş, 21/12/2011 tarihinde ise …’in şirket müdürlüğünün sona ermesi ve …’nın şirket müdürlüğüne seçilmesine ilişkin kararın ilan edildiği görülmüştür. Bu haliyle şeklen senedin tanzim tarihi itibariyle davalı … münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu tartışmasızdır. Davacı tarafça senedin davalı … temsil ve ilzam yetkisi sona erdikten sonra tanzim edildiği ileri sürülmekte olup, bu hususta davacı tarafça sunulan deliller itibariyle iddia ispat edilebilmiş değildir. Davalı … Dinçer tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na ibraz edilen 05/11/2018 tarihli dilekçede, mahkememize aşamalarda ibraz edilen cevap dilekçelerinin aksine, senedin sahte olduğu iddiasında bulunmuştur. Davacı tarafça, sunulan dilekçe ve ceza dosyası kapsamına göre senedin sahteliğinin ispatlandığı iddia edilmiş ise de, bu beyanın beyanda bulunan dışında senedin yetkili hamili konumundaki …’nün hukuksal durumunda bir değişiklik yaratması mümkün değildir. Zira bu aşamada mahkememizce tespiti gereken husus, senedin iddia edildiği üzere tanzim tarihi olarak belirtilen tarihten başka bir tarihte tanzim edilip edilmediği noktası olup, senet keşidecisinin beyanlarına itibar edilerek senedi geçersiz saymak mümkün olmayacaktır. Kabul beyanının sadece beyanda bulunan bakımından hukuki değer taşıyacağı muhakkaktır. Savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporunda söz konusu belgenin analizin yapıldığı tarihten itibaren (25/08/2018) 6-9 ay önceki bir tarihte oluşturulduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bahsi geçen bilirkişi raporuna itibar edilmesi halinde senedin tanzim tarihinin en erken 25/02/2018 tarihi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, Bununla birlikte işbu dosyanın çözümü maddi vakanın tespiti bakımından ceza dosyasının beklenmesini, alınan bilirkişi raporuna itibar edilmesi ise ceza dosyasının kesinleşmesini zorunlu kılmaktadır. Zira, davacı tarafça mürekkep yaşı tayin edildiği bildirilmiş ise de, günümüz koşullarında mürekkep yaşı tayininin teknolojik olarak mümkün olmadığı müstekar Yargıtay içtihatlarında belirtildiğini, Buna karşılık son tarihli bazı istinaf mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilen Polis Kriminal ve Jandarma Kriminal Laboratuvarlarında mürekkep yaşının tespit edilebildiğine ilişkin kararlar da bulunmakta olup, henüz kesinleşmemiş ceza dosyasında tek kişilik bilirkişi tarafından hazırlanan rapora istinaden karar verilebilmesi mümkün değildir. Netice olarak uyuşmazlığın çözümü ceza dosyasının beklenmesi ya da mahkememizce mürekkep yaşının tayinine ilişkin Kriminal Laboratuvarlarından rapor alınması ile mümkün olacağını, Davacı vekilinin, mahkemenin 09/10/2019 tarihli celsesinde, ceza dosyasının beklenmesine gerek olmadığını, ceza dosyasına delil olarak dayanmadıklarını, polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarından rapor alınmasını istemediklerini, bu raporlara da delil olarak dayanmadıklarını belirterek mevcut dosya ve delil durumuna göre karar verilmesini talep ettiğini, Davacı taraf iddialarının usulüne uygun şekilde yazılı delillerle ispatlanamadığını, ceza dosyası ve mürekkep yaşına ilişkin alınacak raporlara delil olarak dayanmadıklarını beyan ettiklerini, bu haliyle davanın sübut bulmadığını, dava dilekçesinde dayanılmadığından yemin teklifinin mahkememizce de hatırlatılmadığını belirterek davalı …’ye karşı açılan davanın sübut bulmadığından reddine, davalı … yargılama sırasında vefat ettiğini, davacı tarafça davaya mirasçılara karşı devam edilmeyeceği yönünde beyanda bulunulduğu anlaşılmakla bu davalı bakımından davanın usulden reddine karar vermiş verilen karar istinaf edilmesi üzerine dairemiz önüne gelmiştir.
İSTİNAF MAHKEMESİ İLK KARARI:Kararın ilk istinafı sonrası Dairemizce 2019/2883 Esas 2019/2837 Karar karar ilamı ile “….İlk derece mahkemesince mirasçılara dava yöneltilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken vefat eden kişi adına yargılamaya devam edilerek, usulden red kararı verilmesi HMK’nın 355.maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğinden re’sen dikkate alınarak mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davalı … mirasçılarına karşı dava yöneltilmediğinden işlemden kaldırma kararı verilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere davacı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ İKİNCİ KARARI: İlk derece mahkemesince; dairemizin karar ilamı gereği yerine getirilmeden,”…Nüfus kaydından davalı …’in 09.11.2018 tarihinde, yargılama sırasında vefat ettiği, mahkememizin 08.07.2019 tarihli ara kararıyla davacı vekiline …’in veraset ilamını almak ve mirasçılarını davaya dahil etmek üzere süre verildiği, davacı vekilinin 09.10.2019 tarihli karar duruşmasında; mirasçılara karşı davaya devam etmeyeceklerini beyan ettiği, bu haliyle 09/01/2019 tarihi itibariyle dosyanın işlemden kaldırılmış sayılacağı gerekçesi ile bu davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek dosya yeniden istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Takip alacaklısı …’nün müvekkil şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 950.000 TL bedelli kambiyo senedinin tahsili amacıyla 21.06.2017 tarihinde 1.180.000 TL icra takibi başlattığı, bu takibin kasıtlı ve bilinçli bir şekilde müvekkilin güncel adresine gönderilmeyerek süresinde haberdar olunup itiraz edilmesinin önüne geçilmek suretiyle itirazsız kesinleşmesini sağladığını, bu nedenle Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde menfi tespit davası açılan davanın reddedildiğini, -Davaya konu uyuşmazlığın esasını, davalılardan …’in müvekkilin yetkilisi olarak keşide ettiğini, tanzim tarihi 22.04.2011, vade tarihi 10.10.2014 yazılı, 950.000 TL bedelli bononun, imza sahibi …’in müvekkili temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiği 15.12.2011 tarihinden sonra düzenlenip düzenlenmediğini hususunda olduğunu, mahkeme kararından ve dosya içeriğinden de anlaşıldığı üzere davalı … müvekkil şirkete 06.04.2011 tarihinde 25 yıl süreyle müdür olarak seçilmiş ise de bu yetkisi 15.12.2011 tarihi itibarıyla sona erdiği ve bu durum 21.12.2011 tarihinde yöntemine uygun olarak ilan edildiği, bu tarihten sonra adı geçen davalının müvekkil şirketi borçlandırıcı ya da ilzam edici mahiyette hiçbir işlem yapma hak ve yetkisinin bulunmadığı, söz konusu bono, davalı …’in şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiği ve bu hususun ilan edildiği 21.12.2011 tarihinden sonraki bir tarihte tanzim edildiğinin belirlenmesi durumunda bu senedin müvekkili bağlaması ve müvekkilin bu borçtan sorumlu olması hukuken hiçbir koşul ve durumda mümkün olmayacağını, -İlk derece mahkemesi dosyasına sunulan deliller, özellikle bilirkişi raporu, davalı …’in senedi hangi tarihte düzenlediği konusundaki mahkemeye sunduğu açık ikrarı, davalılar hakkında açılan ceza davası münderecatı, tapu kayıt bilgileri ve müvekkilin şirket kayıtlarından haklı olduklarının açıkca belli olduğunu,-İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu yeterli ve denetime elverişli olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, Davanın kabulüne ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibin iptaline, Haksız ve dayanaksız olarak açılan bu takip nedeniyle %20 oranında icra ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
GEREKÇE:HMK 150/1. Madde gayet açık ve net olup, davanın takip edilmemesi durumunda mahkemenin hangi usulü prosedürü uygulayacağı açıklanmıştır.Buna göre ;Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.Mahkemenin öncelikle ” işlemden kaldırılmasına ” şeklinde açıkça karar vermesi gerekmektedir.İlk derece mahkemesinin işlemden kaldırılmasına dair bir kararı halen de mevcut değildir.Kaldı ki HMK 150/ 4. Maddeye göre işlemden kaldırma kararından itibaren sadece davacının değil, davalı yanın (mirasçıların) da davayı yenileme hakkı bulunmaktadır.Üç ay yasal bekleme süresinin sona ermesinden sonra taraflarınca yenilenmeyen dava açılmamış sayılabilir. Bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusu esastan incelenmeden HMK 355. Madde nazara alınarak kararın daha fazla gecikmeye neden olunmaması açısından kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesince usuli işlemlerin tamamlandıktan sonra karar verilmek üzere gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile Davacı vekilinin esasa ilişkin sebepleri incelenmeksizin, re’sen gözetilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 ve HMK’nın 355. maddesi gereğince kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/52 E. – 2020/582 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,1-Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 68,00 TL (posta-teb-müz) gideri olmak üzere toplam 216,60 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 24/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 ve HMK’nın 355. maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.