Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2204 E. 2022/625 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2204 Esas
KARAR NO: 2022/625
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2018
NUMARASI: 2015/760 2018/657
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait … bankası … seri nolu, imzalı ve boş olarak hırsızlık sonucu müvekkilinin elinden çıktığını, çek yaprağını ele geçiren davalılardan … müvekkili aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, çekin hukuka aykırı olarak doldurulduğunu, takibe konu olan çekle ilgili müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili davaya karşı cevabında, davalı … ile müvekkili arasında ticari alış veriş olduğunu, …’in borçlarına karşılık dava konusu çeki ciro ederek verdiğini, çekin karşılığının tahsil edilememesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya karşı cevabında, dava konusu olan çekin davalılardan … tarafından müvekkili ile olan ticari ilişkisi gereği ciro ederek verildiğini, kendisininde bu çeki ticari alışverişte bulunduğu …’a ciro ederek verdiğini, çekin çalıntı olduğunu bilmediğini, davacının dava konusu olan çeke ilişkin imza itirazında bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlu aleyhine … bankasına ait 08/01/2015 tanzim tarihli, 13.300 TL bedelli çeke dayalı olarak ilamsız icra yoluyla takip yapıldığı, anlaşılmıştır. Davacı taraf müvekkiline ait çeklerin ve çek koçanının çalınmış olduğunu iddia etmiş olmakla bu konuda İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/285 Esas 2016/93 Karar sayılı ilamının delil olarak ibraz etmiş ise de, bu mahkeme ilamına konu olan çek ile dava konusu olan çekin ve taraflarının farklı olduğu anlaşılmıştır. Davalılar ciro silsilesi içerisinde kendinden önceki ciranta ile aralarındaki ticari ilişkiyi ispat edememiş ise de, ispat yükü davacı tarafta olup, çek üzerinde davacının imzasının bulunduğu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu ve çekin sebepten mücerred olduğu göz önüne alındığında, davalıların kendinden önceki ciranta ile aralarındaki ticari ilişkiyi ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. Davalılar … ve …’a ilişkin dava dilekçesinde TC kimlik numarasının bildirilmediği, ve bu davalılara tebligat sağlanamadığı göz önüne alındığında bu davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava konusu çeki elinde bulunduran davalı hamil … olup, davalı çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur, dava konusu olan çekte ki ciro silsilesi düzgün olup, davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötü niyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iadeyle hükümlü olup, davalı …’ın takip konusu olan çeke ilişkin kötü niyetli olduğu ispat edilemediği” gerekçeleriyle davacının davasının reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilama konu çekin hırsızlık sonucu müvekkilinin elinden çıktığını, müvekkil şirketin davalılardan hiç biri ile ticari ilişkisi, alış verişi olmadığını, davalıların da bu konuda hiçbir belge, fatura, irsaliye vs delil sunamadığını, davalıların ciro silsilesi içinde kendinden önceki ciranta ile aralarındaki borcun sebebine ilişkin fatura, irsaliye vs hiçbir evrak sunmadıklarını, müvekkilinin çek çalındıktan sonra gereken hukuki işlemleri yaptığını, her çalınan çekin ciro silsilesi içinde 3. bir kişiye ciro edilebileceğini, çekin sebepten mücerret olmasının çalıntı çekler için geçerli olmadığını, çünkü hukukun amacının mağduru korumak olduğunu, davalılar … ve …’a tebligat yapılamadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya istinaf incelemesi için Dairemize geldiği, Dairemizin 27/12/2018 tarihli 2018/3679 E – 2018/2735 K sayılı ilamıyla davacı vekilinin istinaf dilekçesi ile gerekçeli kararın davalılar … ve …’a tebliği için geri çevirme kararı verildiği, mahkemenin geri çevirme kararı sonrası davacı vekiline ilanen tebligat masraflarının yatırılması için muhtıra çıkarıldığı ancak bu muhtıra gereğince masrafların yatırılmaması sebebiyle davalılar … ve …’a yönelik istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve dosyanın Dairemize gönderildiği, Dairemizin ise 01/10/2019 tarihli 2019/2033 E – 1936 K sayılı ilamıyla mahkeme kararının taraflara ve istinaf dilekçesinin de karşı tarafa tebliğ edilmeden istinaf incelemesi yapılamayacağından dosyanın ilk derece mahkemesine iade edilmesine karar verildiği, bunun üzerine mahkemece davacı vekiline ilanen tebligat masraflarının yatırılması için muhtıra çıkarıldığı, bu masrafın yatırıldığı, muhtırada davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, tebligatın 19/10/2020 tarihinde yapıldığı, masrafın ise 07/11/2020 tarihinde yatırıldığı daha sonra ilanen tebligat yapılarak dosyanın Dairemize geldiği görülmüştür. Davalı … tarafından davacı ve diğer davalılar aleyhine çeke dayalı olarak takip başlatıldığı, toplam 14.709,25-TLnin tahsilinin istenildiği, takip dayanağı çekin 08/01/2015 tarihli 13,300-TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının … Gıda firması, sonraki cirantaların ise davalılar …, …, … olduğu, hamilin ise davalı … olduğu anlaşılmıştır. Çeklerin çalındığı iddiasıyla ilgili olarak davacı şirket sahibi olduğunu belirten … tarafından şikayet dilekçesi verildiği ve Küçükçekmece C.başsavcılığının 2014/36238 Soruşturma nolu dosyasında soruşturmanın yapıldığı, dava dosyası içerisine soruşturmayı yürüten savcılık tarafından gönderilen cevabi yazı içeriğinden soruşturmanın devam ettiği görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan ve davacı tarafından delil olarak bildirilen İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/285 E – 2016/93 K sayılı ilamının incelenmesinde, katılanın davacı şirket yetkilisi olduğu, sanıkların ise … ve … olduğu, atılı suçun resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık olduğu, 04/09/2014 tarihinde müştekinin iş yerinde meydana gelen hırsızlıkta 20 adet çekin çalındığının iddia edildiği, yargılama sonunda …’un atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine, …’un ise her iki suçtan mahkumiyetine karar verildiği ve HAGB uygulanmasına karar verildiği, kararın da 12/07/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. 22/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Sayın Mahkemenizin verdiği bilirkişilik görevi kapsamında Davacı … Lid. Şti.’nin Ticari Defter ve Kayıtları tarafımdan incelenmiş olup, davacının davalılar …, …, … ve … arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı ve davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı …’ın, Büyükçekmece İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konu yaptığı … Bankası Alibeyköy Şubesi, … no.lu, 13.300,00 TL meblağlı 08.01.2015 tarihli çekin, davacının ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı …’ın, “… isimli ciranta-davalı müvekkilden muhtelif tarihlerde alışveriş yapmıştır. Davalı … biriken borçlarına karşılık müvekkile dava konusu yapılan çeki ciro ederek teslim etmiştir.” savunmasının ispatlanabilmesi için Davalı …’ın ve Davalı …’in ticari defterlerinde aralarındaki ticari ilişkilerin defter kayıtlarının ve bu ilişkilerin ticari belgelerinin ( fatura veya diğer satış belgelerinin ve çek alımması- çekin ciro edilmesinin makbuzlarının veya bordrolarının) ibraz edilmesi gerekmektedir. Ancak, davalılar …, …, … ve … ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden aralarındaki ticari ilişkiler incelenememiştir.” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çekin hırsızlık sonucu elinden çıktığını iddia etmiş, davaya cevap veren davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Çekin mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Davacı dava konusu çekte lehtar olup, davalılar ise çekte ciranta ve hamil konumundadır. Çekin ciro silsilesinin incelenmesinde bir kopukluk bulunmadığı görülmüştür. Somut olayda ispat külfeti davacı tarafta olup, çekin rızası dışında elinden çıktığını ispatlaması ayrıca davalı hamilin de çeki iktisabında ağır kusurlu ya da kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerekir. Dosya içeriğinden davacı tarafın bu iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Davacı taraf davalılar … ve …’a tebligat yapılamadığını belirtmiş ise de, bu konuda mahkemece HMK 119.maddesi uyarınca verilen kesin süre içerisinde bu kişilerin adreslerini bildirmediği ve mahkemenin de bu kişiler yönünden 05/04/2017 tarihli celsede davanın açılmamış sayılması şeklinde ara karar verdiği görülmüştür. Mahkemece adı geçen davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi hatalı ise de, bu yöne ilişkin istinaf talebi bulunmadığından ve bu durum adı geçen davalılar aleyhine olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/04/2022