Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2197 E. 2021/192 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2197 Esas
KARAR NO: 2021/192 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2016
NUMARASI 2015/158 E. – 2016/892 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/08/2011 tarihinde, saat 07;10 sıralarında E 80 kuzey yol, 42 evler koprüsü geçidinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı Dorseli Çekiciyle önde aynı yönde seyir eden sürücü … idaresindeki … plakalı aracın arka sol kısmına çarpması neticesinde … plakalı aracın önce emniyet şeridin de sinyal vererek durmaya çalışan … idaresindeki araca savrularak çarptığını daha sonra emniyet şeridi dışında su kanalı yeşil alanda çöp toplayan belediye temizlik işçisi … çarparak feci şekilde ölümüne sebep olduğunu, meydana gelen trafik kazasına ilişkin, Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/1108 esas sayılı dosyasında yargılamasının yapıldığı ve Davalı Sanık … %100 Tam kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda … hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlama ve takip mesafesi kurallarına karşı asgari dikkat ve özeni göstermeyip, ayrıca aynı yönde seyir eden sürücü … idaresindeki araca arkadan çarpmak suretiyle asli ve tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, trafik kazasının davacı aileyi derinden sarstığını ve psikolojilerinin bozulduğunu, özellikle vefat eden … küçük çocukları … ile genç eşinin kaza sonrası vefat eden emekçi babalarını bir daha hiç göremeyip onun merhamet ve sevgisinden yoksun kalmanın acısını bir ömür boyu çekecek olduklarını, tüm ailede travmalara yol açtığını, yaşamlarının hiçbir zaman eskisi gibi olmadığını, çocuklarını tüm imkansızlıklarına rağmen okutan, onları kimseye muhtaç bırakmamak için taşerona bağlı bedeliye temizlik işçisi olarak çalışan, hiç kusuru olmaksızın vefat eden bu fedakar babanın kaybının şuphesiz ki aileyi maddi ve psikolojik olarak çok zor durumda bıraktığını, söz konusu talihsiz ölümlü kazada … plakalı Dorseli Çekiciyi olay tarihinde işleteni … olan sürücüsü … olan ve 200.000,00-TL kişi başı olmak üzere … A.ş. Tarafından sigortalı olan, söz konusu KTK madde 97 gereğince zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunulabileceği gibi dava da açılabileceği, taraflarınca … Sigortaya 25/08/2011 tarihinde başvurulduğunu, 6051675 nolu hasar dosyasının açıldığını, 10/10/2011 tarihinde de yazılı olarak poliçe limiti dahilinde ödemenin yapılmasının talep edildiği, davalı sigorta şirketinin eksik hesaplama yaparak müteveffanın eşi ile 18 yaşından küçük çocukları için 04/07/2012 tarihinde 91.000,00-TL ödeme yaptığını, ödenmesi gereken tazminatın ödenen rakamın üstünde olduğunun, poliçe limiti dahilinde kalan bakiye kısmının talep edildiğini 2918 sayılı KTK md. 85’e göre; … firmasının davalı İsmail Hakkı Yılmaz kadar sorumlu olduğunu, … KTK Zorunlu Trafik Sigortası ile aracı sigortaladığından poliçe limiti kadar destekten yoksun tazminatından sorumlu olduğunu, beyanla davalı … A.ş.’den 04/07/2012 tarihinde ödediği 91.546,29-TL mahsubu ile belirsiz alacak olarak, şimdilik arta kalan 1.000,00-TL için Davacı … ile küçük çocukları için tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HMK 107 maddesine göre yükseltilmiş tüm alacağa kaza tarihi olan 06/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını, tüm davacıların ölüm nedeniyle elem ve ıstırap yaşadıklarından davacı eş … için 100.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, küçük çocuklar … için (her bir kişi için 20.000,00-TL olmak üzere) 80.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, diğer büyük çocuklar … için (her bir kişi için 15.000,00-TL olmak üzere) 45.000,00-TL ‘den toplam 225,000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … ile ….müştereken ve müteselsilen tahsili ile kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, davalı … plakalı vasıtaya alacağı teminen Ölümlü Trafik Kazasından kaynaklandığından, araç hala davalı adına ise 3. kişilere devrinin engellenmesi için teminatsız olarak İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, vasıta davalı adına değil ise Tespit edilecek başkaca vasıtalarına tedbir konulmasını talep etmiştir. Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı aracın kaza yapması sonucu, … plakalı aracın yol kenarında yeşil alanda çalışan … isimli şahsa çarparak ölümüne sebep olduğunu, kazanın talihsiz ve üzücü bir kaza olduğunu, kaza neticesinde 33. Asliye Ceza Mahkemesi 2011/1108 esas sayılı dosya ile dava açıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda her ne kadar diğer davalı araç sürücüsü tam kusurlu kabul edilmemiş ise de, bu rapora ve kusur durumuna itiraz edildiğini, karar verilmişse kesinleşip kesinleşmediğinin bilinmesi gerektiğini, davalı … tam kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, kusur incelemesi yapılmasının gerekeceğini, … A.ş’nin davacıların tazminat ödenmesini yaptığını, davacıların ayrıca tazminat talebinde bulunmalarının kabul edilemez olduğunu,manevi tazminatın, ilgililerin üzüntülerini bir miktar hafifletmek amacı ile düşünülebileceğini, talep edilen manevi tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, davalıların karşılayamayacağı bir rakam ve talep edilen manevi tazminatın acıların dinmesini değil zenginleşmeyi sağlayacak bir miktar olduğunu, bu miktarı kabul etmenin mümkün olmadığını, davalı şirketin araç kaydına tedbir konulmasının haklı olmadığını, davacıların tazminatlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığı dikkate alınınca tedbir kararının haklı olmadığının, bu şekilde şirketin işlerini ve ticari faaliyetini zora sokacağını ve mağduriyete sebep vereceğinden tedbirin kaldırılmasını, davalı şirketin aracının kasko sigortasının … A.ş. Tarafından yapıldığı dikkate alınarak davaya dahil edilmesini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin bahsi geçen … plakalı aracın 18/04/2011- 18/04/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçeden dolayı şirkete müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve şirket tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını, akabinde … vefatı sonucu desteğinden yoksun kalan davacılar için Aktüer Hesabı yaptırıldığını, çıkan destek hesabı azami poliçe limiti dahilinde destekten yoksun kalanlara ödendiğini, 04/07/2012 tarihinde 91.546,29-TL’nin davacı tarafa ödendiğini, ödeme yapılırken SGK tarafından, davacı tarafa bağlanan 67.169,83 TL rücuya tabi peşin sermaye değerli gelirin rücuya tabi kısmı da Yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği tazminattan indirildiğini, SGK söz konusu rücuya tabi peşin sermaye değerli gelirin müvekkili şirketten tahsili için Bakırköy 17. İş Mahkemesi 2013/853 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine rücuen alacak davası ikame etmiş olduğunu, söz konusu davanın halen devam ettiğini, bu nedenle davanın sonucunun beklenmeden bu dosyanın karara bağlanmaması, Bakırköy 17. İş Mahkemesinin 2013/853 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin de değerlendirilmesini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2016tarihli 2015/158 E – 2016/892 K sayılı kararıyla; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davalı … asli kusurlu olduğu, … ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, aktüerya bilirkişi raporu ile de davacıların maddi tazminat miktarlarının tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş şekliyle kabulü ile davacı … için 33.930,64-TL, davacı … için 2.508,25-TL, davacı Vedat için 3.218,31-TL, davacı … için 4.107,54-TL olmak üzere toplam 43.764,74-TL nin davalı … A.Ş bakımından 04/07/2012 tarihinden, davalılar … bakımından olay tarihi olan 06/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesinin 21/11/2016 tarihli duruşmada kısa kararının, 1 no’lu bendi 2. paragrafında, davacılar … için 7.000,00’er TL manevi tazminata hükmettiği, gerekçeli karara tashih şerhi yazarak “Manevi tazminata ilişkin kısımda 7.000’er TL ibaresinin 6.000-TL olması gerekirken sehven yazılmış olduğu anlaşılmakla HMK m. 304/1 gereğince 6.000’er TL olarak” düzeltildiği görülmüştür. Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemenin hükmettiği manevi tazminatın hakkaniyet kuralları çerçevesinde çok düşük olduğunu, davalı İsmail Hakkı Yılmaz’ın kazada %100 tam kusurlu olduğunu, ailesi için hem maddi hem manevi destek olan … ölümü neticesinde, davacı çocukların hem baba şefkati ve korumasından mahrum kaldığını hem de geçim kaynaklarını kaybettiğini, hükmedilen manevi tazminatın ailesinin acılarını bir nebze dahi olsa hafifletmekten uzak olduğunu, Ceza Mahkemesi kararını Yargıtay 12. Ceza Dairesinin ceza azlığını tenkit ederek onandığını, tayin edilen manevi tazminatın davalılara ikinci bir ödül olduğunu,Davalı … şirketine ihbar tarihi olan 10/10/2011 tarihinden itibaren 8 gün içinde harekete geçmemesi nedeniyle temerrüt tarihinin 19/11/2011 yerine 04/07/2012 olarak belirlenmesininde hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir.Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; kararın gerekçeli olmadığını, kısa kararın tekrarı mahiyetinde olduğunu, -Davalı … şirketinin ödediği 91.546,29 TL’nin 200.000,00 TL poliçe teminatının altında olduğunu, müvekkilinin kasko sigortacısı … Japan şirketinin kasko sigorta poliçesi kapsamında da olduğunu, maddi tazminat talebinin müvekkili şirket yönünden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu,-Müvekkiline ait araca tedbir konulduğunu, hakkaniyete aykırı tedbirin kaldırılmasını istemelerine rağmen kaldırılmadığını, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını, -Davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ıslah dilekçesini süresinde mahkemeye sunmadığını reddi gerektiğini,- Mahkemenin davacıların yaşları ve sair hususları değerlendirmeden yedi davacı için aynı miktarda manevi tazminata hükmetmesinin amaca aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, araç üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/1108 esas sayılı dosya suretinin incelenmesinde; sanıklar … hakkında taksirle … ölümüne sebebiyet verdiklerinden bahisle açılan ceza davasında; Ergül Seyhan’ın beraatine, … ise mahkumiyetine karar verildiği, … hakkındaki hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, … hakkındaki hükmün ise temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 06/04/2016 tarihli 2015/10772 E – 2016/5856 K sayılı kararı ile; tam kusurlu sanık…, kusurunun yoğunlu nedeniyle TCK 22/4 ve 61/1 maddeleri uyarınca temel cezanın tayininde asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesinin aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmadığına işaret edilerek onandığı görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından alınan aktüerya bilirkişi raporunda; davacı … için 33.930,64 TL, davacı …. için 2.508,25 TL, davacı … için 3.218,31 TL, davacı … için 4.107,54 TL zarar hesabı yapıldığı, davacılar vekilinin 06/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesinde 1.000,00 TL olarak talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatını, bilirkişi raporunda tespiti yapılan miktarlara yükselttiği görülmüştür.Davalı … vekili ıslah dilekçesine karşı cevabında davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihinde bilirkişi raporunda beyan edilen tarihler değil dava tarihi olması gerektiğini ileri sürmüştür.
DAİREMİZİN İLK KARARI VE YARGITAY BOZMASI Taraf vekillerinin istinaf talebi üzerine dairemizce 15/03/2019 gün, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilam ile, davalı …. Ltd.Şti vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair yeniden hüküm kurulmuş, bu kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.HD’nin 2019/3505 Esas, 2020/6737 Karar sayılı ilamıyla davacı …. dışındaki diğer davacılar tarafından temyize konu edilen kararın kesinlik sınırı altında kaldığından bu davacılar için reddedilen manevi tazminat miktarları yönünden temyiz isteminin reddine, davacı … manevi tazminat talebi yönünden ise lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yapılan duruşmalı inceleme sırasında usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yeniden dairemizce hüküm tesis edilmiştir.
GEREKÇE: Davacılar vekilinin, dava dilekçesinde müvekkillerinin murisi … 06/08/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, feci şekilde öldüğünü beyanla destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği, ilk derece mahkemesinin yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat talebini ıslah edilmiş şekilde kabul ettiği, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verdiği, davacılar … için 7.000,00’er TL olmak üzere toplam 57.000,00 TLmanevi tazminata hükmettiği, gerekçeli karara tashih şerhi yazarak “Manevi tazminata ilişkin kısımda 7.000’er TL ibaresinin 6.000-TL olması gerekirken sehven yazılmış olduğu anlaşılmakla HMK m. 304/1 gereğince 6.000’er TL olarak” düzeltildiği görülmüştür.Karara karşı davacılar vekilinin, manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğu, temerrüt tarihinin, davalı …. şirketine ihbar tarihinden itibaren 8 gün sonra başlatılması gerekirken 04/07/2017 olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu, gerekçesiyle istinaf talebinde bulunduğu, istinaf dilekçesinde temmerrüt tarihini 19/11/2011 olarak gösterdiği görülmüştür.Davalı … vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede; dairemizin ilk kararında davalı … vekilinin istinaf talepleri reddedilmiş olup adı geçen davalı vekili dairemiz kararına yönelik olarak temyiz talebinde bulunmadığından dairemizin ilk kararı bu davalı yönünden kesinleşmiş olmakla yeniden verilen kararda bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. Kazanın oluş biçimi, davacı çocukların yaşı, sosyal ve mali durumları değerlendirilerek, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu kanaatiyle, dairemizin ilk kararında davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak maddi tazminata yönelik hüküm aynen muhafaza edilmek suretiyle, eş için manevi tazminatın 25.000,00 TL, murisin çocukları davacılar … için hükmedilen manevi tazminatın 15.000,00 TL, yaşı büyük çocuklar … için manevi tazminatın 10.000,00 TL olarak takdirine karar verilmiş ise de, yukarıda özetlenen Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere davacı … dışındaki davacıların lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının kesinleştiği, ayrıca maddi tazminatın da kesinleştiği anlaşıldığından davacı … dışındaki davacılar lehine yeniden manevi tazminat ve davacıların maddi tazminat talebi konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla ve Yargıtay kararında da işaret edildiği üzere davacı … lehine dairemizce karar verilen manevi tazminat miktarı bir miktar az bulunduğundan olayın oluşu, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, davacı … lehine 40.000,00 TL manevi tazminata kaza tarihi olan 06/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline imkan verecek şekilde karar vermek gerekmiş ve Yargıtay tarafından dairemizin kararı bozulmakla ortadan kaldırıldığından kesinleşen yönlerle ilgili olarak İİK’nın 40.maddesi gereğince icranın iadesi gerekebileceğinden tarafların haklarını alabilmesi bakımından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı … şirketinin istinaf istemi yönünden Dairemizin 15.03.2019 tarihli 2017/2057 E. – 2019/566 Karar sayılı kararı ile kesinleşmiş olmakla, davalı … şirketinin istinaf istemi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2-Davacılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabul, kısmen reddine, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.11.2016 tarihli 2015/158 Esas – 2016/892 Karar sayılı Hükmünün kaldırılmasına, 3-Davacıların maddi tazminat istemiyle Davacı … dışında diğer davacılar yönünden kurulan manevi tazminat talebine ilişkin Dairemizin 15.03.2019 tarihli 2017/2057 E. – 2019/566 K.sayılı kararı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmakla, bu konularda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, 4-Davacı … manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile; takdiren 40.000 TL manevi tazminatın 06.08.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı … ile davalı … Şirketinden alınarak davacı … verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 5-Hüküm altına alınan 40.000,00 TL üzerinden 2.732,40 TL karar ilam harcı alınması gerekiyor ise de, dairemizin davacı … dışındaki diğer davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kesinleşen hükmü gözetildiğinde ve dairemizin ilk kararının hüküm fıkrasının 4.bendinde davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına karar verilen 9.928,00 TL’lik bakiye karar ve ilam harcının içinde dairemizin en son kararında hükmedilen 40.000,00 TL’lik kısmın 25.000,00 TL’lik kısmına isabet eden karar ilam harcı miktarı olan 1.707,75 TL’nin de bulunduğu anlaşılmakla, bu tutarın 2.732,40 TL’den mahsubu sonucu kalan 1.024,65 TL harcın davalılar … ve … Ltd. Şti’nden alınarak hazineye irad kaydına, dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 4. Ve 5.bendinde harçlarla ilgili olarak davalıların sorumluluklarının aynen devamına, 6-Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 6.bendinde yargılama giderleri ilgili olarak davalıların sorumluluklarının aynen devamına, 7-Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 7.bendinde maddi tazminat yönünden hükmedilen vekalet ücreti ile ilgili davalıların sorumluluklarının aynen devamına,
8-Dairemizin işbu kararında davacı … lehine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olup daha önce verilen kararımızda ise … lehine 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğinden ve bu 25.000,00 TL’nin de toplamına dahil olduğu kısım yönünden dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı kararında vekalet ücretine hükmedilmiş olduğundan 15.000,00 TL’ye isabet eden 4.080,00 maktu vekalet ücretinin davalılar … Ltd.Şti’nden alınarak davacı … verilmesine, Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 8.bendindeki manevi tazminat yönündeki vekalet ücretinden davalıların sorumluluklarının aynen devamına, 9-Reddedilen manevi tazminat yönünden Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 9.bendindeki davalı … Ltd.Şti lehine hükmedilen vekalet ücretiyle ilgili davacıların sorumluluklarının aynen devamına,İstinaf yargılaması yönünden;10-Davacı tarafın istinaf talebi kabul edilmekle, davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 11-Davalı … Ltd. Şti yönünden Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 13.bendinde yer alan 5.521,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına dair hükmünün aynen korunmasına, 12-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri bakımından Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 14.bendinin aynen korunmasına, 13-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri bakımından Dairemizin 15/03/2019 tarihli, 2017/2057 Esas, 2019/566 Karar sayılı ilk kararının hüküm fıkrasının 15.bendinde yer alan 171,50 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair hükmün aynen korunmasına, 14-Davacı … tarafından dairemiz ilk kararından sonra yapılan yargılama gideri olan 218,50 TL temyiz yoluna başvurma hacı ile 128,70 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 347,20 TL’nin davalılar …Ltd.Şti’nden alınarak davacı … verilmesine,15-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davacı …. yararına takdir edilen 2.040,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Ltd.Şti’nden alınarak davacı … verilmesine, 16-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/02/2021