Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2195 E. 2022/1847 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2195 Esas
KARAR NO: 2022/1847
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2018/321 E. – 2020/109 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şirketi ve yine aynı kişiye ait olan bağlı şirket … A.Ş’nin bilişim teknolojileri sektöründe 20 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösterdiklerini, faaliyet konularından olan … TV sistemleri üzerine yazılım geliştirdiğini, geliştirdikleri yazılım TV yayını ve eğlence konseptli bir yazılım olduğunu “…” markasıyla 15 farklı ülkede 1000’in üzerinde otel, tesis ve kampüslerde IP tabanlı Merkezi TV sistemleri ürettiğini, müvekkili şirketin eski çalışanı olan davalılar 18/08/2017 tarihinde yani müvekkiil şirketten ayrılmadan 3 gün önce, müvekkili şirket ile aralarında hizmet ilişkisi devam ederken ve müvekkili şirket ile aynı iş kolunda … Ticaret Limited Şirketi isimli şirketi kurduklarını, davalıların işten ayrıldıkları 22/08/2017 günü aynı zamanda davalıların şirketinin ticaret sicile tescil olduğunu, davalı şirketin tescili tarihinden çok daha uzun süre evvel, davalıların rakip şirketi kurma girişimlerine başladıklarını, müşterilerin satın aldıkları teknolojinin aynısını daha uygun fiyatla satın alabileceklerine yönelik davalılardan teklif aldıklarını, davalıların müvekkili şirkete ait “…” isimli yazılımı “…” ismiyle piyasaya sürdüklerini ve www…com.tr isimli web sitesi üzerinden pazarlama yaptıklarını, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/69 Değişik İş sayılı dosyasında yapılan delil tespiti ile yapılan tespit, yerinde inceleme ve bilirkişi raporu ile davalıların mali haklarına tecavüz teşkil ettiğinin sabit olduğunu, davalıların yazılımının müvekkili şirketin yazılımı ile aynı alt yapı sistemini kullandığını, bu kadar kısa sürede böyle bir yazılımın davalılarca geliştirilmesinin mümkün olamayacağını, … cihazlarda çalışması için yazılımda bulunması gereken “…” dosyalarının davalıların bilgisayarlarında olmasına rağmen bu kodların sadece lisans ve benzeri sözleşmeler ile üreticiden talep edilebileceğini, inceleme esnasında talep edilmesine rağmen bu sözleşmelerin sunulamadığını, yazılımda kullanılan fonksiyon ve değişkenlerin benzerlikler gösterdiğini, davalıların internet sitesi ile müvekkili şirketin internet sitesine kıyasla aynı müşteri kitlesine aynı hizmetlerin sunulduğunun raporda belirtildiğini, davalı şirkete ait www…com.tr isimli web sayfasında müvekkili şirkete ait web sitesinde yer alan içeriklerin neredeyse kopyalandığını, davalıların işten ayrılırken izinsiz şeklide müvekkili şirketin datalarını götürdüklerini, müvekkili şirketin datalarını kullanarak ticaret yaparak haksız rekabete giriştiğini, davalıların müvekkili şirkette çalışırken imzaladıkları 22/03/2013 tarihli gizlilik sözleşmesi ile şirket içerisinde üretilen yazılımlardan şirket için kullanım hariç kopya alamayacağını iş haricinde kullanmayıp başka partiler ile paylaşmayacağını taahhüt ettiğini, sözleşmeye aykırı davrandıklarını, mali hakları müvekkili şirkete ait olan sistemleri ticari amaçla kullanarak yayma ve umuma iletme haklarına tecavüzün olduğunu, “…” yazılımına ait kaynak kodlarının hukuka aykırı kullanılması/işlenmesi ve “…” yazılım ve programları üzerinde müvekkili şirketin izni olmadan değişiklik yapılması maddi ve manevi haklara tecavüz edilmesi sebebiyle davalıların işbu tecavüzlerinin men’i ve ref’ini, davalıların hukuka aykırı eylemleri sebebiyle müvekkili şirketlerin uğradığı 10.000-TL manevi zarar ve FSEK 68.maddesi uyarınca tespit edilecek bedelin 3 kat fazlası tazminat tutarından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL maddi zarar bedelinin davalılardan tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2017 yılında kurulduğunu ve hızlı bir gelişme ile Türkiye’de … yazılımları sektörünün bilinen firmalarından biri haline geldiğini, bu süreçte müvekkili şirketin … yazılımını piyasaya sürdüğünü, davacı tarafça müvekkili şirketin ortaklarından … ile …’ın kendi eski çalışanları olması nedeniyle müvekkili şirkete ait … yazılımının kendilerine ait … adlı yazılımının kopyası olduğunun iddia edildiğini, her iki yazılımın da mimari olan …’un, müvekkiline ait yazılımı en baştan, hiçbir bilgi kopyalanmaksızın tamamen özgün olarak yarattığını, yazılımların benzerlik göstermediklerini, düşük yüzdeli benzerlik oranlarının ise yazılımcının teknik zorunluluğundan ve hazır kütüphanelerin benzerliğinden kaynaklandığını, bir an bile müvekkilinin … ve … tarafından yazılımın kopyalandığını ya da verilerin çalındığı iddiasının değerlendirildiğinde dahi müvekkili …’ın davada taraf edilmesinin hukuki bir yararı bulunmadığını, şirket ortakları hakkında husumet yokluğu nedeniyle red kararına hükmedilmesini, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/69 Değişik İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, raporda yer alan tespitlerin eksik inceleme ile düzenlendiğini, teknik açıdan yetersiz incelemeler ile haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yazılımların hiçbir şartta benzer olmadığını ya da kopyalanmasının söz konusu olmadığını, davacının … adlı yazılımı 4 yılda geliştirdiğine dair beyanının gerçekleri yansıtmadığını, dolayısıyla müvekkilinin … yazılımını 4-5 ayda geliştirmiş olamayacağına dair iddiaların yersiz olduğunu, davacı tarafın toi.js dosyasının …’e ait bir kod olduğunu ve müvekkilleri tarafından haksız kullanıldığına dair iddiada bulunulduğunu ancak bunun sadece bir dosya ismi olduğunu ve hiçbir şirketle ilgisi bulunmadığını, davacının müvekkili … hakkındaki iddialarının eser hakkına tecavüzle ilgisi olmadığı gibi müvekkili …’ın haksız bir fiilinin de söz konusu olmadığını, davacının tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını, müvekkilini maddi-manevi ciddi zararlara soktuğunu, buna dair haksız rekabet davasının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/779 E. sayılı davası ile görüldüğünü, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üstünde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27.02.2020 tarih ve 2018/321 Esas – 2020/109 Karar sayılı kararıyla; “Fikri mülkiyet hakkı kapsamında bilgisayar programlarının FSEK’de yer aldığı, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere; davacılara ait … ve davalılar tarafından oluşturulan … isimli programların FSEK 2.maddesi kapsamında bilgisayar programı niteliğinde olduğu, … isimli program üzerinde davacıların hak sahibi olduğu, her iki programın kaynak kodlarının, modül hiyerarşileri ve veri tabanlarının farklı olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla bu veriler ışığında davacıların mali haklarından çoğaltma hakkının ihlal edildiğinin kanıtlanamadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava dilekçesine dayanak teşkil eden İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/69 D. İş sayılı delil tespiti dosyasının mahkemece irdelenmediğini, Davanın açıldığı 16.08.2018 tarihi ile mahkemece alınan 17.06.2019 tarihli bilirkişi raporu arasındaki yaklaşık olarak 10 aylık sürede, davalıların söz konusu yazılımın unsurlarını değiştirip değiştirmediği, dava dosyasına şifreli USB içinde sunulan yazılım ile İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/69 D. İş sayılı dosyası ile yapılan incelemede elde edilen yazılımın kaynak kodlarının, modül hiyerarşilerinin ve veritabanlarının aynı olup olmadığı, davalılarca iş bu yazılımlarda bir değişiklik yapılıp yapılmadığı, davalılar tarafından dosyaya sunulan Hukuki Mütalaa’da incelenen yazılımların yine delil tespiti dosyası ile aynı olup olmadığı araştırılmadığı gibi, bu yöndeki dosyaya sunulan itirazlarımız da değerlendirmeye alınmadığını, Tahkikat aşamasında delillerin incelenme şekli ile müvekkilin adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş ve silahların eşitliği ilkesine aykırı davranıldığını; davalı tarafça bilirkişi incelemesi için sunulan ve davalılara ait olduğu iddia edilen yazılımı içeren 1 adet USB bellek müvekkil şirketin yaptığının aksine şifreli şekilde Mahkeme kalemine teslim edildiğini ve bilirkişilerce hangi yazılım/programın hangi safhalarının ve ne şekilde incelendiğinin tarafımızca bilinemediğini, Dosya kapsamında aldırılan 17.06.2019 tarihli bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeler içerdiğini; bilirkişi heyeti tarafından uyuşmazlığa esas teşkil eden yazılımların benzerliğinin irdelenmesine “çok zor” şeklinde kuşku doğuracak bir ifadeyle başlanmasının raporun güvenirliğini en başından sarstığını; bilirkişi heyeti tarafından gelişen teknoloji nazara alınmaksızın, oldukça ilkel bilgisayar programcılığı çerçevesinde bir irdeleme yapılmaya çalışıldığını, Davalıların dosyaya sunmuş olduğu ve içeriği tarafımıza gösterilmeyen Şifreli USB’de bulunan klasörlerin 06.04.2018,10.04.2018,10.05.2018 ve 11.06.2018 tarihli oldukları, bu noktada delil tespiti dosyasında incelenen yazılım ile iş bu yazılımın aynı olmayabileceği, davalı tarafça mahkemeye güncellenmiş – değiştirilmiş bir yazılım sunulmuş olabileceğini, Bilirkişi heyetince kod benzerliği araştırmasının manuel olarak yapıldığını, 50.000 kod bloğu içinden 70 tanesini rastgele seçerek kaynak kodlarının benzer olup olmadığının incelendiğini, bu hususa ilişkin özel olarak üretilen yazılımların kullanılması gerektiğini, Bilirkişi raporunda müvekkilin kaynak satırları, modülleri ve veritabanı açıkça izah edilirken davalıların yazılımına dair hiçbir ayrıntı verilmediğini, bilirkişi raporunun bu yönüyle de denetime elverişli olmadığını, Davalıların geliştirdiğini iddia ettiği yazılım müvekkil şirket yazılımının işlenmesiyle ortaya çıkmış olup, yazılımın kullanılması için gerekli lisans kodları da müvekkil şirket kaynaklarından alındığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; gerek davacılara ait … ve gerekse davalılar tarafından oluşturulan … isimli programların FSEK 2.maddesi kapsamında bilgisayar programı niteliğinde olduğunu, … isimli program üzerinde davacıların hak sahibi olduğunu, dava dosyasında bulunan belgeler ile taraflarca sunulan CD ve USB bellekteki program kodları heyetteki teknik üyeler tarafından incelendiğinde; her iki programın kaynak kodlarının, modül hiyerarşileri ve veri tabanlarının farklı olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla bu veriler ışığında davacıların mali haklarından çoğaltma hakkının ihlal edildiğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacılara ait yazılımların haklarına tecavüzün refi, meni ve tecavüz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacılara ait … ve davalılar tarafından oluşturulan … isimli programların FSEK 2.maddesi kapsamında bilgisayar programı niteliğinde olduğu, … isimli program üzerinde davacıların hak sahibi olduğu, her iki programın kaynak kodlarının, modül hiyerarşileri ve veri tabanlarının farklı olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla bu veriler ışığında davacıların mali haklarından çoğaltma hakkının ihlal edildiğinin kanıtlanamadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; anılan raporda İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/69 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasındaki tespitlerin irdelenmediği, davalı tarafça USB içinde sunulduğu belirtilen yazılımın anılan tespit dosyasında incelenen yazılım olup olmadığının ortaya konulmadığı, dolayısıyla raporun denetime elverişli olmadığı ve yetersiz olduğu anlaşıldığından; mahkemece davacı vekilinin rapora karşı itirazlarını da karşılayacak şekilde yeni rapor veya ek rapor aldırılmadan karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarih, 2018/321 E. – 2020/109 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 57,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 205,60 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022