Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2185 E. 2022/1842 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2185 Esas
KARAR NO: 2022/1842
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2016/460 E. – 2020/314 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında sözleşmeye dayalı ilişki bulunduğunu, 8 Eylül 2014 tarihinde müvekkili şirketin içerisinde üçüncü şahıs olarak bulunduğu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete … ihbarnamesi gönderilmiş bulunduğunu, müvekkili şirketin işbu ihbarnameden kaynaklanan yasal yükümlülüğü ile söz konusu dosyaya davalıya bakiye borcu bulunan 6.552.085.36 TL’yi dosyasına bakiye borcunu bildirerek ödeme yapmış bulunduğunu, işbu 26/09/2014 tarihinde yapılan ödeme ile müvekkili şirket davalıya borcunu ifa etmiş bulunduğunu, davalının daha sonra açmış olduğu takip müvekkili şirket tarafından hiçbir surette kabul olunmadığını, ancak buna karşın 01.01.2015 tarihinde açılmış takibe yasal süresi içerisinde itiraz yapılamadığından haksız ve mesnetsiz takibin müvekkili şirket lehine kesinleştiğini, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya karşı takibe konulu herhangi bir borcunun bulunmadığına ve İstanbul …İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasına, İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosyanın yargılanma süresince tehirine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin iddia ettiği hususların, haksız ve dayanaksız olup, davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından müvekkilinin borçlu olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen … haciz ihbarnamesine istinaden icra dosyasına ödeme yapıldığını, müvekkili şirket hakkında verilen tedbir kararından sonra başlatılmış olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin iptali için müvekkil tarafından İstanbul 22.İcra Hukuk Mahkemesinde 2016/734 sayılı takibin iptali davası ikame edilmiş olup davanın derdest olduğunu, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2016 tarih, 2014/176 Esas ve 2016/125 Kararı ile müvekkili şirketlerin iflasının 1 yıl ertelenmesine ve kararın hüküm fıkrasında 15.07.2014 tarihinde yazılı tedbir kararının devamına karar verildiğini, bu tarihten itibaren verilen karar doğrultusunda müvekkillerine yönelik yeni bir takip işlemi yapılamayacağı gibi önceki işlemlerinde iptaline karar verildiğini, müvekkili şirket hakkında verilen tedbir kararından sonra 05.09.2014 tarihinde başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılmış olan İcra takibinin iptali için dava açıldığını, davacı tarafın, borcunu ödediğine ilişkin iddiaları askıda kalmakta şu safhada davacı iddialarının dinlenmesinin mümkün olmadığını, öncelikle takibin durdurulması talebinin reddine, davacının haksız davasının reddine, haksız ve kötü niyetli dava sebebiyle davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.07.2020 tarih ve 2016/460 Esas – 2020/314 Karar sayılı kararıyla; “… İstanbul … İcra Müdürlüğüne yazılan yazı cevabından anlaşıldığı üzere İstanbul 27.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/381 D.iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararı üzerine 2014/24116 esas sayılı dosyada kararın infazına başlandığı, ihtiyati haciz kararının ibraz edildiği gün alacaklı vekilince İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/176 esas sayılı dosyasında davalı şirket hakkında iflas erteleme kararı verildiğinden kararın takiplerin durdurulmasına ilişkin olduğunu beyan edilerek şimdilik hiçbir takip işlemi yapılmamasının ve ödeme emri gönderilmemesinin talep edildiği, talep üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünce borçlular hakkında esas takibe geçilmediği ve ödeme emrinin tebliğe çıkarılmadığı, ancak ihtiyati haciz kapsamında üçüncü kişilere haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı şirketten İİK 89/1 kapsamında 23/09/2014 tarihinde 6.644,58 TL tahsilat yapıldığı ve dosyasında mevcut olduğu, iflas erteleme tedbir kararının kaldırılmasına yönelik talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının Yargıtay 22. Hukuk Dairesince onandığı anlaşılmakla, davacı yanın bu ödeme nedeniyle davalıya borcunun kalmadığını iddia ettiği davada, davalı yanın haciz ihbarnamesinin gönderildiği İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yürütülen takibin davalı şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı verildiğinden bahisle iptalinin gerektiği savunmasında bulunduğu, davacı yanın ödeme sorumluluğunun icra müdürlüğünden haciz yazısı geldikten sonra sadece icra dosyasına karşı olacağı, davalının anılı takibin iptalinin gerektiği gerekçesi ile takipte taraf olmayan ödeme yapan davacıya karşı tekrar alacak talebinde bulunamayacağı, davacı yan takip dosyasında üçüncü kişi sıfatına sahip olduğundan davalı yanın savunmasının takip alacaklısına karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu, takipte üçüncü kişi sıfatına sahip olan davacı yanın icra dosyasına ödeme yapmakla borcundan kurtulduğu, nitekim takibin iptalinin gerekip gerekmediğini araştırma yükümlülüğünün de bulunmadığı, aksi düşüncenin genel hayat tecrübelerine aykırı olduğu, bu nedenle davacı tarafça yapılan ödemenin iyiniyetle yapıldığının kabulünün gerektiği, davacının kötü niyetine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir iddia yahut ispatın bulunmadığı, ayrıca menfi tespit davasında ispat yükü kendisinde olan davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlattığı takip tutarında haklı olduğunu ispata yarar herhangi bir delili de dava dosyasına sunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, yalnızca ibraz edilen davacı yanın ticari defterleri incelenmekle, takip dosyalarına yapılan ödeme neticesinde kendi ticari defterlerine göre davacının davalı yandan 11.196,66 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her ne kadar dava tarihinden sonraki 03/05/2016 tarihinde icra dosyasına ödeme yapılmış ise de, mahkememizce 21/04/2016 tarihli karar ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verildiğinden, davacı yanın menfi tespit talebinin istirdat talebine dönüşmediği anlaşılmakla, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair davanın kabulüne.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemenin 26.02.2016 tarih 2014/176 Esas ve 2016/125 Kararı ile müvekkil şirketin iflasının 1 yıl ertelenmesine ve kararın hüküm fıkrasında 15.07.2014 tarihinde yazılı tedbir kararının devamına karar verildiğini, İlgili karardan sonra 05.09.2014 tarihinde dava dışı banka tarafından müvekkile yönelik yasa ve usule aykırı olarak icra takibi yapılmış olup, ilgili tedbir kararından sonra icra takibi başlatılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkil şirket hakkında verilen tedbir kararından sonra, müvekkil şirket aleyhine başlatılmış olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibin iptali için müvekkil tarafından açılan İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesinde 2016/734 E. sayılı takibin iptali davasının istinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediğini, mahkemece dosyanın kesinleşmesi beklenmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişiler … ve … 09/08/2017 tarihli raporunda; incelenen davacı şirkete ait 2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, incelenen davacı ticari defterlerinde davacı borcunun 24.02.2014 tarihi itibarıyla 6.644,58 TL olduğu, 30.09,2014 tarihide davacı yanın, davalı şirket alacaklısı … Bankası A.Ş.’nce gönderilen … ihbarnamesi çerçevesinde alacaklı bankaya 6.644,58 TL havale gönderdiği, bu itibarla 31.12.2014 yıl sonu itibarıyla davacı yanın davalı yana herhangi bir borcunun kalmadığı, davacının incelemeye ibraz ettiği 2015-2016 yıllarına ait muavin hesap ekstrelerinde, davacı yanın 28.03,2016 takip tarihi itibarıyla davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bununla birlikte davacı yanın huzurdaki davaya konu icra takibi nedeni ile davalı yana 03.05.2016 tarihinde 1.230,30 TL teminat ve 9.966,36 TL dosya borcu olmak üzere toplam 11.196,66 TL ödeme yaptığı, bu itibarla 03.05.2016 tarihi itibarıyla kendi ticari defter kayıtlarına nazaran davalı yandan 11.196,66 TL alacaklı duruma geldiği, davalı yanın incelemeye gelmeyip ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı defterlerinde davacı yan borç/alacak durumunun tespit edilmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görülmüştür. * Bilirkişiler 09/08/2017 tarihli ek raporunda; davalı yanın kök rapora karşı beyan dilekçeleri de dikkate alınmak sureti ile yapılan yeniden inceleme ve değerlendirmelerde, davalı yanın bu incelemeye de ticari defterlerini sunmamış olmakla, kök raporda yer verilen tespit ve değerlendirmelerin aynen muhafaza edilmiş olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, ilamsız olarak başlatılan takibe süresi içinde itiraz edemedikleri için takibin kesinleştiğini, davalıya böyle bir borçlarının olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “…İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz kapsamında üçüncü kişilere haciz ihbarnameleri gönderilerek takipte taraf olmayan davacı şirketten İİK 89/1 kapsamında 23/09/2014 tarihinde 6.644,58 TL tahsilat yapıldığı, davalının hakkındaki iflas erteleme tedbiri nedeniyle anılı takibin iptalinin gerektiği gerekçesi ile takipte taraf olmayan ödeme yapan davacıya karşı tekrar alacak talebinde bulunamayacağı, takipte üçüncü kişi sıfatına sahip olan davacı yanın icra dosyasına ödeme yapmakla borcundan kurtulduğu, nitekim takibin iptalinin gerekip gerekmediğini araştırma yükümlülüğünün de bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafça yapılan ödemenin iyiniyetle yapıldığının kabulünün gerektiği, davacı yanın takip dosyalarına yapılan ödeme neticesinde kendi ticari defterlerine göre davacının davalıdan 11.196,66 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı şirket hakkında İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.02.2016 tarih 2014/176 Esas ve 2016/125 Kararı ile 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesine karar verildiği, aynı süreçte dava dışı banka tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığı, takip kapsamında davacıya çıkarılan haciz ihbarnamesi nedeniyle davacıdan İİK 89/1 kapsamında 23/09/2014 tarihinde 6.644,58 TL tahsilat yapıldığı, davalının bu bedelin davacıdan yeniden tahsili amacıyla işbu davaya konu icra takibini başlattığı görülmüştür. Davacının tarafı olmadığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin davalı hakkında verilen iflas erteleme tedbiri kapsamında kalıp kalmadığını veya takibin başka bir sebeple hukuka aykırı olduğunu anlama imkanının bulunmadığı dikkate alındığında; incelenen defter ve kayıtlar uyarınca davacının davalıya borçlu değil alacaklı olduğu da tespit edilmiş olduğundan, davacının yukarıda açıklandığı şekilde icra dosyasına yaptığı ödeme ile davalıya olan borcundan kurtulmuş olduğunun kabulü ile mahkemece menfi tespit yönünde hüküm kurulmuş olması isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 560,29 TL harçtan, peşin alınan 140,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 420,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022