Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2180 E. 2022/1755 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2180 Esas
KARAR NO: 2022/1755
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI: 2017/521 2020/647
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kimlik bilgileri kullanılarak … A.ş. Küçükbakkalköy Şubesi ( Kadıköy)’nden … hesap numarasına bağlı çek koçanı alındığını ve alınan çeklerle ilgili müvekkilinin bir çok takibe muhattap olduğunu, takip konusu edilen … nolu 21.000,00TL’lik çek için de İstanbul … İcra Müdürlüğü … (Yeni Esas: … ) sayılı dosya ile 6.637,40TL takip çıkışı ile icra takibine konu çekte davalı, alacaklı firmaya çek koçanının sahte bilgi ve belgelerle alındığı çeklerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığı bildirilmiş olmasına rağmen işlemlere devam edildiğini, ıslaha ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü … (Eski Esas:…) Esas sayılı dosyası nedneiyle hiç bir borcunun bulunmadığının Tespitine ve icra takibinin iptaline, asıl alacağın %40’ı oranında icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının menfi tespite yönelik davası haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu tarafından sahtecilik suçundan dolayı açılmış bir kamu davası hasıl olduğuna ilişkin tebligat taraflarına ulaşmadığı gibi, davacı yanın çek koçanının çalındığına ilişkin şikayet yaptığına yönelik herhangi bir beyanının da bulunmadığını, takbike medar imzaların alınarak usulüne uygun şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, yapılan inceleme neticesinde imzaların borçlu davacıya ait olmadığına karar verilmiş olsa bile temlik alan müvekkili şirketin takip ve işlem yapmakta kötü niyetli bulunmadığının aşikar olduğunu, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile müvekkilinin alacağının tahsilinde gecikmeye neden olunduğunu, bu nedenle uğranılan zararın tazmini için davacı aleyhine İİK 170/3 gereğince %20 ‘ den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10’ u oranında para cezasına hükmedilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Şişli 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen beraat kararı eldeki dosya bakımından bağlayıcı değil ise de; ceza mahkemesinden alınan bilirkişi raporu ile imzanın davacının eli ürünü olmadığına ilişkin maddi olgu bağlayıcı olup, dava konu çekin nerede olduğunun tespit edilememesi ve usul ekonomisi dikkate alındığında, ceza mahkemesi kararı mahkememizce hüküm kurmak ve keşideci imzasının davacı yana ait olmadığının tespiti için mahkememizce yeterli görülmüştür. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak, icra takibine konu edilen çekte yer alan keşideci imzası davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığı..” gerekçesi ile davanın kabulü ile İstanbul …İcra md nün … sayılı dosyasına konu 15.06.2008 keşide tarihli 6.000TL bedelli çek yönünden davacı yanın borçlu olmadığının tespitine, davacı hakkında yapılan icra takibinin iptaline, davalının takipte kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, Mahkemenin delilleri toplamadan eksik inceleme ile karar verdiğini, çek aslının temini için … bank AŞ’ye ve vekiline müzekkere yazılması istenmiş ise de yerel mahkemenin çekin teminine ilişkin ara karardan rücu edildiğini, Ceza mahkemesinde imzanın borçlunun eli mahsulü olmadığına ilişkin rapora dayanarak hüküm kurulmuşsa da hukuk mahkemesinin ceza mahkemesindeki rapor ve kararla bağlı olmadığını, Hükmün gerekçesinde davacının haklı olduğu vakıaların yetersiz olduğunu, hangi gerekçeler ile hangi deliller ile hüküm verildiğinin belirlenemediğini, İspat yükü davacıda iken hatalı değerlendirme yapıldığını, borçlu olunmadığını ispat yükünün davacıda olduğunu, eksik incelemeye dayalı verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME *Dava dışı temlik eden … bank Aş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … (… eski esas) takip sayılı dosyası ile davacı ve diğer çek borçluları hakkında 6.000 TL bedelli 15.06.2008 düzenleme tarihli çek nedeni ile toplam 6.637,40 TL alacak için 22.08.2008 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı görülmektedir. *Dava konusu … AŞ. Küçükbakkalköy şubesine ait 15.06.2008 Tarihli, 6000Tl bedelli … numaralı çekte keşideciye atfen davacı …, lehtar ve 1.ciranta …, 2.ciranta …Ltsd Şti, hamil … AŞ olup … AŞ tarafından 16.06.2008 tarihinde ödemeden men talimatı olduğuna ilişkin şerh verilmiştir. *Davaya konu çek dolayısıyla asıl alacaklı … bank AŞ’nin davacıya yönelik şikayeti nedeni ile Kapatılan Şişli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde karşılıksız çek keşide etme suçundan yapılan yargılamada 2009/206 E 2011/171 K sayılı karar ile çekte yer alan keşideci imzasının ve ön yüzündeki yazıların sanığın eli mahsulü olmadığı gerekçesi ile sanığın beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 22.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacının sanık olarak yargılandığı Şişli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/206 E 2011/171 K sayılı dosyasında; dava konusu çekte yer alan keşideci imzasının davacının eli mahsulü olmadığı gerekçesi ile davacının beraatine karar verildiği, kararın takip dosyasındaki alacaklı tarafça temyiz edilmeksizin 22.04.2011 tarihinde kesinleştiği, TBK’nın 74. maddesi gereğince, hakimin ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleriyle bağlı değil ise de; maddi olayların saptanması açısından hukuk hakimini bağlayacağı, kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre dava konusu çekteki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği dikkate alındığında davanın kabulüne ilişkin kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiş, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı harçtan muaf olmadığından alınması gereken 453,40 TL harçtan, peşin yatırılan 102,46 TL’nin mahsubu ile bakiye 350,94TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, – Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 42,50TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.