Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2178 E. 2022/1819 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2178 Esas
KARAR NO: 2022/1819
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:22/01/2020
NUMARASI:2015/782 2020/55
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkiline protesto evrakı gönderildiğinin, evrak ekindeki bonodaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile lehtarın diğer davalı … A.Ş arasında da herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını belirterek söz konusu bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile diğer davalı arasındaki kredi sözleşmesi gereğince bononun müvekkiline verildiğini, müvekkilinin iyi niyetli ve meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … A.Ş iflas idaresi vekili; 20/04/2017 tarihli duruşmada ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını beyan etmiş ayrıca aşamalardaki diğer beyanlarında imza incelemesi yapılması gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/01/2020 tarihli kararı ile; “… Dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı Temlik alan … A.Ş vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı Temlik alan … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetli ve meşru hamil olduğunu, mücerretlik ve imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, ATK’nın 2 raporda da tespit yapılamadığı yolunda görüş bildirdiğini, hükme esasa alınan raporu ise hangi ortamda ve ne tür teknik cihazlarla inceleme yapıldığının belirtilmediğini, raporun teamüllere ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Jandarma Kriminal’den rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin kusuru olmamasına rağmen yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: ATK tarafından düzenlenen 14/09/2017 ve 20/02/2019 tarihli raporlarda inceleme konusu senetteki davacıya ait imzaların …’ün eli ürünü olup olmadığı yolunda tespit yapılamadığının bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 12/11/2019 tarihli 3 kişilik grafolog raporunda dava konusu senetteki imza ile mukayese imzalar arasında yapılan incelemede …’ün eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu bonodaki imzayı inkar etmiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporlarda imzanın aidiyeti hususunda bir tespit yapılamamış ise de daha sonra alınan 12/11/2019 tarihli 3 kişilik grafolog bilirkişi raporunda dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı yolunda kanaat bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapor ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan ve incelemenin laboratuvar ortamında ve kullanılan aletler de belirtilmek suretiyle yapıldığı anlaşıldığından davalı Temlik Alan vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Ayrıca rapor yeterli olmakla yeniden bir rapor alınması gerektiğine ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Davalı Temlik Alan kusurunun olmadığını belirterek yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığını ileri sürmüş ise de imza inkarına dayalı sahtelik def’i mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve dava sırasında davalı Temlik Eden tarafından davanın reddi savunulduğundan bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen Davalı … A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Temlik alan … A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan, peşin alınan 853,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,63‬ TL harcın davalı temlik alan … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı Temlik alan … A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davacının gider avansından istinaf aşamasında kullanıldığı anlaşılan 43,50 TL posta ve tebligat masrafının davalı Temlik Alan … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022