Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2173 E. 2022/1851 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2173 Esas
KARAR NO: 2022/1851
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2019/230 2020/75
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin daha önce büyük yatırımlar, araştırmalar ve ar-ge çalışmaları sonucu tasarım tescilini yaptırdığı … ve … numaralı tasarım tescillerindeki tencere modelinin bire bir aynısını taklit ederek, … numarası ile tamamen kötü niyetli olarak tasarım tescili aldığını, genel izlenimi değiştirmeyen küçük farklılıkların yenilik kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalı tescilinin tescil edilebilirlik koşullarından yoksun olduğunu, yenilik ve ayırt edici unsurlardan yoksun olduğunu, davalı tarafından tescil edilen modelin, müvekkil tarafından daha önce tescil ettirilmiş ve yıllarca üretilip bir çok tanınmış markalara da fason olarak yapıldığını ve satıldığını iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığı yönündeki beyanlarının tamamen gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkili ile davacıya ait iki görsel karşılaştırıldığında aralarındaki belirgin farkların açıkça görülmekte olduğunu, tasarımların bütünsel olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın tasarımlarında sap, kulp, kapak görselleri bulunduğunu, müvekkilinin tasarımında ise bu tarz görsellerin yer almadığını, müvekkili tasarımının en belirgin farklılığının taban kısmının daha geniş olması olduğunu, müvekkili tasarımının gövde kısmının, davacı tarafın tasarımlarına göre daha yayvan olduğunu, davacı tarafın tasarımlarının taban kısımlarında çıkıntı görüldüğünü, müvekkilin tasarımının taban kısmında ise çıkıntı bulunmadığını, tamamen yüzeye yapışık olarak tasarlandığını ve davacı tarafın örnek gösterdiği tasarımların çoğunun ağız kısmında kademe olarak ifade edilen kısımın mevcut olduğunu, müvekkilinin tasarımın da ise bu kısmın bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10.03.2020 tarih ve 2019/230 Esas – 2020/75 Karar sayılı kararıyla; “… bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan ve bilirkişilerce resen yapılan araştırmalar sonucunda bulunan geçmiş tarihli tasarım tescillerinin incelenmesi neticesinde, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinde yer alan tencere gövdelerinin benzer biçim oran ve yapıda olduğu, tasarımlar arasında bulunan farklar küçük ayrıntılarda olup tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmadığı ve kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı ve bu sebep ile davaya konu tasarımların benzer olarak algılandıkları anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile davalı adına … sayı ile tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: “Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi heyetinde sektör bilirkişisi bulunmamasının büyük eksiklik olduğunu, rapora itirazlarımızda bu hususu belirtmemize rağmen mahkemece yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmadığını, Sektörü yakinen bilmeyen bilirkişilerin dosyaya ibraz ettikleri raporda birbiri ile ilgisi olmayan tencereler benzer tasarımlar olarak dosyaya sunulduğunu, bilirkişilerin resen yaptıkları incelemede her biri birbirinden tamamen farklı tencere modellerinin aynı başlık altında değerlendirildiğini, bilirkişilerin emsal gösterdikleri tasarımlar ile müvekkilimizin tasarımı arasında ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı durum dışında bir benzerlik bulunmadığını, Tasarımcının “seçenek özgürlüğü” dikkate alındığında tencere tasarımlarındaki zenginliğin daha iyi anlaşılacağını, kaldı ki müvekkilimizin tasarımının tamamen orjinal, kendine özgü bir tasarım olduğunu, müvekkilimizin tasarımının, bir tencere tasarımında olması gerekenden daha fazla farklılık ihtiva ettiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “Tencere Gövdesi” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 31/10/2018 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davalı adına, … sayılı “Tencere” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 13/04/2015 tarihinden itibaren, … sayılı “Tencere” ürün adlı tasarım tescil belgesinin 24/03/2017 tarihinden itibaren 5’er yıl süre ile davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. *Bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 15/01/2020 havale tarihli raporda; “Hükümsüzlüğü talep edilen davalı tarafa ait … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 31.10.2018 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı.” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından,”… hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinde yer alan tencere gövdelerinin benzer biçim oran ve yapıda olduğu, tasarımlar arasında bulunan farklar küçük ayrıntılarda olup tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmadığı, davaya konu tasarımların benzer olarak algılandıkları anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile davalı adına … sayı ile tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davalı adına tescilli … numaralı tencere tasarımının yenilik ve ayırt ediciliğininin bulunmaması nedeniyle davalı tasarımının hükümsüzlüğünü talep etmiş; davalı ise, davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece aldırılan 15/01/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğu, mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi incelemeleriyle, hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan ve bilirkişilerce resen yapılan araştırmalar sonucunda bulunan geçmiş tarihli tasarım tescillerinin incelenmesi neticesinde, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinde yer alan tencere gövdelerinin benzer biçim oran ve yapıda olduğu, tasarımlar arasında bulunan farklar küçük ayrıntılarda olup tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmadığı ve kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı ve bu sebep ile davaya konu tasarımların benzer olarak algılandıkları anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022