Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2169 E. 2022/1841 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2169 Esas
KARAR NO: 2022/1841
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2016/356 E. – 2019/1434 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin boya deposu olarak kullandığı depoya hırsız girdiğini, çelik kasa içinde kilitli senet ve çeklerin çalındığını, İst. Anadolu CBS’ nin 2015/39833 nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, çalınan çeklerle ilgili İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/364 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, … Bankasının 18/01/2016 tarihli yazısı gereğince davaya konu çekin 23/07/2015 tarihinde … bankasının takasından işlem görmüş olduğunu ve ibraz edenin kimlik ve adres bilgilerinin mahkemeye bildirildiğini, işbu çeklerin lehdarının müvekkili şirket olduğunu, ama müvekkili tarafından cirolanmadığını, çek üzerindeki imzanın müvekkili şirkete ait olmadığını, sahte kaşe basıldığını ve sahte imza atıldığını, çeki ibraz edenin davalı … olduğunu iddia ederek müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdatına müvekkili şirketin yetkili hamil olduğunun tespitine, davalı tarafın % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu edilen çekin müvekkili tarafından dava dışı … Bankası nezdinde kullanılan kredi için ilgili bankaya teslim edildiğini, kullanılan kredi ödenemediğinden ilgili banka tarafından icra takibi başlatıldığını, çekin halen ilgili banka nezdinde bulunduğunu, çekin davacı tarafça ciro edildiğinin sabit olduğunu, dava konusu çekin müvekkiline sipariş edilen mallar için teslim edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve 2016/356 Esas – 2019/1434 Karar sayılı kararıyla; “Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davası olduğu, keşidecisi … imzalı 30.04.2015 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin arka yüzündeki davacı şirkete ait imza ile keşidecisi … Plastik İnş.San ve Tic.Ltd.Şti olan 23.07.2015 keşide tarihli 23.603,00 TL lik çekteki ciranta imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı, imzanın sahteliğinin herkese karşı ileri sürülebileceği ve davacının asıl davaya konu 23.07.2015 keşide tarihli 23.603,00 TL’lik çek yönünden davalıya borçlu bulunmadığı, birleşen 30.04.2015 keşide tarihli 10.000,00 TL lik çek yönünden de imza davacı şirket yetkililerine ait olmadığından davacının borçlu olmadığının tespiti gerektiği, davacı tarafından her ne kadar çekin istirdatına karar verilmesi talep edilmiş ise de kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi gereğince davalının 3. kişi hamil durumunda olduğu, davacının istirdat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece verilen menfi tespit kararlarının isabetli olduğunu, ancak her iki davaya ilişkin istirdat talebimizin reddedilmesinin usule aykırı olduğunu, Müvekkilin dava konusu çeklerde yetkili hamil sıfatına haiz olduğunu, dava konusu çeklerin davacı müvekkilin elinden rızası dışında çıktığı ve yetkili hamilinin davacı müvekkil olduğu tespit edilmesine rağmen dava konusu çeklerin müvekkile iade edilmemesi alacağını tahsil edemeyen müvekkilin mağduriyetine sebep olduğunu, TTK 792. maddesinde “…çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedeki yazılı tüm şartlar yerine getirilmiş olmasına rağmen mahkemece hukuka aykırı bir şekilde istirdat talebimizin reddine karar verildiğini, Dava konusu çekler üzerinde yer alan kaşe ve imzaların müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığının dosyada alınan bilirkişi raporunda da şüpheye yer bırakmayacak derecede ortaya konduğunu, bu bilirkişi raporuna istinaden mahkemece dava konusu çeklerin davacı müvekkilin rızasına hilafen elinden çıktığı ve davacı müvekkilin bu çeklerden davalıya borçlu olmadığı tespit edilmiş olsa da çeklerin istirdadına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, Müvekkil dava konusu çeklerde kendisinden önceki ciranta ile arasındaki ticari ilişkiyi ispat etmesine rağmen, davalının çeklerin arka yüzünde müvekkilden sonra ciranta olarak yer alan … Tedarik A.Ş. ile arasındaki ticari ilişkiyi ispat edemediğini, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, Davalının her iki çeki dava dışı … A.Ş.den ciro yoluyla devraldığını, TTK 792 doğrultusunda davalının dava konusu çeklerin çalıntı olduğunu, … A.Ş.’nin yetkili hamil olmadığını bilerek çekleri kötüniyetle ve iktisapta ağır kusurla teslim aldığı hususunda yegane ispat aracımız davalı ve dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi olmasına rağmen mahkemece defterlerin incelenmediğini, Davalı, ödeme yasağı olması nedeniyle dava dışı … firmasından aldığı çeklerde usulsüzlük olduğunu bilmesine rağmen yine de yaklaşık 3 ay sonra dava dışı …’dan yeniden çek ciro alarak bankaya ibraz etmesinin davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispatladığını, Davalı ve dava konusu çekleri iktisap ettiği dava dışı … firmasının yetkileri aleyhine yürütülen (İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/60369 soruşturma) savcılık soruşturmalarının sonucu beklenmeden hüküm kurulmasının hakkaniyete ve ispat hakkına aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, menfi tespit ve çekin istirdadı istemine yöneliktir. Davacı, her iki davaya konu çeklerin lehdarı olduğunu, ancak çekler henüz cirolanmadan çalındığını, çeklerin sahte kaşe ve imza ile tedavüle konulduğunu beyanla menfi tespit ve çekin istirdadı isteminde bulunmuştur. Davalı ise, dava konusu çeklerin kendilerine sipariş edilen mallar için teslim edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu çeklerdeki ciranta imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşıldığından davacının menfi tespit talebinin kabulüne; davacı tarafından her ne kadar çeklerin istirdatına karar verilmesi talep edilmiş ise de kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi gereğince davalının üçüncü kişi hamil durumunda olması nedeniyle davacının istirdat talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı ticari ilişki kapsamında kendisine ciro edilen çeklerin şirket kasalarından çalındığını, çeklerin üzerindeki kendileri adına atılı imzanın sahte olduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı ise, çeki bankaya ibraz eden hamil durumundadır. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, TTK. 686. maddesi hükmüne göre bu hususta ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmamaktadır. TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından davacının istirdat talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden alınması gereken 161,40 (80,70×2) TL harçtan, peşin alınan 108,80 (54,40×2) TL harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL harcın asıl ve birleşen davanın davacısından alınarak hazineye irat kaydına, 3-Asıl ve birleşen davanın davacısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022