Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2165 E. 2022/1845 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2165 Esas
KARAR NO: 2022/1845
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2017/650 E. – 2020/170 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın “…” isimli ticari işletmeyi Beşiktaş … Noterliği’nin 29/07/1997 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile … A.Ş.’den devir aldığını, aynı yıl … tarafından … unvanlı şahıs şirketi ve … Hiz. A.Ş. Şirketlerinin kurulduğu, ayrıca eğitim hizmetlerinde kullanılan kitapların ve diğer yayınların basımı için … A.Ş.’nin kurulduğu, Türkiye genelinde 100’ün üzerinde “…” bulunduğunu, 28/08/1998 tarihinden bu yana davacıların www…com alan adını kullandıkları, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … markalarının davacı … Hiz. A.Ş.adına tescilli olduğunu, “…” esas unsurlu ve bilim adamlarının görsellerinden ve “tik” işaretinden oluşan çok sayıda markaların davalı tarafça bilinmesine rağmen www…com alan adlı internet sitesinde, tabelalarında izinsiz olarak davacının markalarını kullandığını, davalının davacıya ait markalara, işletme adlarına ve ticaret unvanlarına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, tecavüz ve haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına, http://www…com alan adlı internet sitesinde davacıların tescilli ve tescilsiz markalarına tecavüz eder nitelikteki kullanımları ve haksız rekabet nedeniyle yararlanma şeklindeki kullanımlar sebebiyle siteye erişimin engellenmesine, davacının bu nedenle uğradığı zararların tazmini için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000,00 TL tazminatın SMK’nun 151/2-c maddesi uyarınca hesap edilmek üzere maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi, manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın “…” adı altında faaliyet gösterdiğini, müvekkili firmanın kullanmakta olduğu “…” markasını marka sahibi olan … ile aralarında yaptıkları lisans sözleşmesi ile kullanım hakkını aldığını ve bu sözleşmeye istinaden “…” markasını kullandığını, kullanılan şekil ve markalar arasında karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili firma haklarının ihlal edildiği ve müvekkili markalarının temsil ettiği imaj ve güveni kendi işletmesine aktardığını belirtse de ilgili sektörün alt başlıkları oldukça geniş olup hitap ettiği tüketici kesiminin de bilinçli tüketiciler olduğunu, işbu davada kötü niyetli tarafın davacı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin kötü niyetli olduğunu davacının zarara uğradığına ilişkin iddianın davacı tarafından ispatlanamadığını, tüm bu nedenlerle işbu haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13.10.2020 tarih ve 2017/650 Esas – 2020/170 Karar sayılı kararıyla; “… davacılardan … Hiz. A.Ş.adına 16. ve 41. sınıfta tescilli eğitim ve öğretim hizmetlerini de kapsar şekilde “…” ibaresini içeren pek çok markanın mevcut olduğu, ayrıca yine “tik işareti” ve “bilim adamları görseli” şekil unsurunu içeren markalarının da tescilli olduğu, diğer davacıların da bu markaları ve logoları kullanma haklarına sahip oldukları, ayrıca davacı şirketlerin ticaret unvanlarında ve işletme adlarında “…” ibaresinin esas unsuru olarak yer aldığı, davalının Çekmeköy’de eğitim ve öğretim hizmeti sunduğu iş yerinde gerek işletme adında, gerek iş yeri tabelalarında, tanıtım araç ve gereçlerinde, iş evrakında ve internet alan adında “…” ibaresi ile davacıların hak sahibi oldukları “tik işareti” ile “bilim adamları görseli” şeklinden oluşan markalar ile karışıklığa neden olacak derecede benzer marka ve logoları kullandığı, her ne kadar bu kullanımının dava dışı …’e ait … numaralı “…” markası ile ilgili yaptıkları lisans sözleşmesine dayanarak kullandıklarını savunmuşsa da, dosyaya sunulan lisans sözleşmesinin Noter onaylı olmadığı, her zaman düzenlenebilecek bir sözleşme olduğu, ayrıca SMK’nun 155. maddesi uyarınca marka sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davacıların markalarının …’in markasından daha önce tescil edildikleri, …’e ait markanın davacının markaları ile iltibasa neden olacak kadar benzer olduğu, kaldı ki davalının lisans sahibi olduğunu iddia ettiği “…” markasını tescilli olduğu şekilde kullanmadığı, markasal kullanımında “…” ibaresini tek başına veya “…” ibaresini daha küçük puntolarla yazarak “…” ibaresini ön plana çıkartacak şekilde olduğu, bu durumun davacıların hak sahibi oldukları markalara, işletme adlarına, ticaret unvanlarına ve davalıya ait alan adından çok daha önce kullanmaya başladıkları www…com alan adına tecavüz teşkil ettiği, aynı zamanda haksız rekabet olduğu, davacıların maddi ve manevi tazminat talep edebilecekleri, davacıların markalarının bilinirliği, dosyaya sunulan örnek lisans sözleşmeleri, tarafların ticaret hacimlerine göre bilirkişi tarafından hesaplanan 17.256,32 TL maddi tazminat tutarının olaya uygun olduğu, davalı tarafın kusur derecesi, tarafların mali tabloları, davacıların markalarının bilinirliği dikkate alındığından talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olacağı, davalı tarafça yargılama sırasında http://…com alan adının kullanımına son verildiği ve yayının kaldırılması nedeniyle bu internet sitesine erişimin engellenmesi talebinin konusuz kaldığı, ancak dava açıldığı tarihte bu kullanım mevcut olduğundan ve davacı davayı açmakta haklı olduğundan, bu taleple ilgili yargılama giderinin de davalı üzerinde bırakılması gerektiği anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin kullandığı isim tek başına ”…” olmayıp ”…” olduğunu, … markasının TMPK’da kayıtlı ve marka sahibi … ile aralarında yaptıkları lisans sözleşmesi uyarınca kullanıldığını, dolayısıyla müvekkil … unvanını usulüne uygun sözleşme uyarınca kullanmışolduğundan davacıların haklarına tecavüz etmediğini, Bir markanın karıştırılabilmesi için ayırt edici özelliklerinin pek az olması gerektiğini, tarafların hitap ettikleri çevre her ne kadar genel bir çevre olsa da maddi olarak durumu daha iyi olan kesim tarafların hizmetlerini tercih ettiğini, bu kesimin de marka belirlemesi yaparken en ince ayrıntısına kadar araştırma yaptıklarını, müvekkilin başarısı nedeniyle tercih edildiğini, burada markanın hiçbir etkisinin olmadığını, zira kullanılan markanın çok rahat bir şekilde davacı markasından farklı olduğunun tespit edilebileceğini, Her ne kadar davacı taraf müvekkilden ötürü maddi ve manevi zarara uğradığını belirtse de bu zararını belgeleyemediğini ve ispatlayamadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, ayrıca 2008 yılından bu yana “TİK” işaretinden oluşan şekil markası ile ilki 2009 yılında olmak üzere “…” oluşan şekil markalarının birden fazla tescilli olduğu, davacıya ait markaların 16. ve 41. sınıflarda tescilli oldukları tespit edilmiştir. *Davalının lisans sözleşmesi ile kullandığını iddia ettiği … numaralı “…+Şekil” markasının 41. sınıfta … adına tescilli olduğu görülmüştür. *Davacıların, dava açılmadan önce 03/11/2017 tarihli başvuruları üzerine davalıya ait iş yerinde ilk derece mahkemesinin 2017/129 D İş sayılı dosyası ile tespit yapılmış, marka uzmanı … ile Bilişim uzmanı … tarafından düzenlenen 17/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; www…com alan adında “…” isimli dershanenin tanıtımının yapıldığı ve adres bilgisinin “… Mah. … Cad. … Sok. No:… Çekmeköy/İSTANBUL” olduğu, diğer yandan internet. Btk.gov.tr kullanılarak yapılan alan adı sahiplik incelemesinde, bu alan adını yapan kişinin gizlenmiş olduğu, tespit yapılan 5 katlı etüt merkezinde faaliyet gösteren şirketin unvanının “…” olduğu, Sarıgazi Vergi Dairesi’ne bağlı … vergi numarası ile 19/09/2017 tarihinden itibaren faaliyette bulunduğu, aleyhine tespit talep edilen “…”‘nin keşif yapılan adreste faaliyet gösteren etüd merkezinin iç ve dış mekanlarında, sokaklarda ve etüd merkezinin içinde yer alan tanıtım flamalarında, fatura örneğinde ve ayrıca www…com alan adında “TİK” işareti ve “BİLİM ADAMLARI” görsellerinden oluşan logoları kullnması nedneiyle, tespit talep edenlerin bu logoları aynı şekilde ihtiva eden ve TPMK nezdinde tescilli markalarını SMK’nun 7/2, ve 7/3. maddeleri anlamında ihlal edip etmediği, ayrıca haksız rekabet bulunup bulunmadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğuna dair görüş bildirmişler, davalı tarafın kullanımlarına ilişkin fotoğraf ve görselleri de rapor içeriğine eklemişlerdir. *Mahkemece marka vekili bilirkişi …, Bilişim Uzmanı bilirkişi …’ten oluşan heyetten aldırılan 13/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; İnternet üstünden yapılan incelemede 17/11/2017 tarihli tespit raporunun sunulmasından sonra www…com isimli alan adının yayından kaldırılmış olduğunu, tespit raporunun sunulmasından sonra davalı tarafın etüt merkezinin tüm iç mekanlarında, faturalarında ve diğer yerlerde (tanıtım broşürlerinde vb’inde) davacıya ait tescilli marka kullanımlarına son verdiğini, diğer yandan davalının halen daha devam eden bir kısım kullanımlarının; davacılara ait TPMK nezdinde tescilli “TİK” işaretinden oluşan şekil ve “BİLİM ADAMLARI GÖRSELİNDEN” oluşan logolarını ihtiva eden markaları ile iltibas tehlikesine sebebiyet verebileceğini ve davalının bu kullanımlarının … adına kayıtlı … sayılı tescilli marka ve “Marka Lisans Sözleşmesi” kapsamında olmadığına dair görüş beyan etmişlerdir. *Mahkemece 09/04/2019 tarihli ara kararı ile taraflara ait 03/11/2017-20/12/2017 tarihleri arasındaki ticari defter ve belgelerini incelemek sureti ile davacının geliri ile birlikte davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı da nazara alınarak davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun şekilde davacı tarafça sunulan örnek lisans sözleşmeleri de değerlendirilerek lisans bedeline göre tazminat hesabı yapılması için rapor düzenlenmesini için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, muhasip bilirkişi …’ın 16/07/2019 tarihli raporunda özetle; Mahkemenin tevdii etmiş olduğu görev üzerine 2017/650 esas sayılı dosya kapsamında ve verilen yetkiye istinaden tarafların iş yeri merkezinde ve yasal ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptığı incelemede tespit edilen hususların hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğunu, tarafına verilen yetkiye istinaden tarafların, iş yeri merkezinde ve SMMM ofislerinde yasal ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde yapılan incelemede davacı şirketlerin karlılık gösterdiğini, davalı şirketin ise zarar gösterdiğini, bu nedenle maddi tazminat hesaplanamadığını, ancak davacıların dosyaya sundukları emsal lisans sözleşmelerinin incelenmesinde, 01/07/2017 tarihinde … Hizmetleri Ltd. Şti’nin davacılarla yaptığı sözleşmenin 7.2 ÜCRETLER maddesinin incelenmesinde yıllık cironun KDV hariç %3’lük kısmının maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca, 17/09/2015 tarihli diğer lisans sözleşmesinde öğrenci sayısına göre ve öğrenci başına 50,00 TL tazminat ödeneceği hükmünün yer aldığını, davalı … Ltd. Şti’nin belirtilen dönemde 73 öğrenciden 115.042,11 TL’lik ciro yaptığı tespit edilmiş olduğundan, 115.042,11:3X100=3.834,74 TL MADDİ TAZMİNATI ya da öğrenci sayısı 73 olduğundan 73X50=3.650,00 TL’nin davalı … Ticaret Ltd. Şti’nin maddi tazminat olarak davacı şirketlere ödemesi gerektiğini, manevi tazminatın takdirinin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir. * Muhasip bilirkişi …’ tarafından düzenlenen 20/12/2019 tarihli ek raporda; 16/07/2019 tarihli kök raporda tarafların işyeri merkezlerinde yasal ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde tarafından yapılan incelemelerde Mahkemece belirtilen 03/11/2017-20/12/2017 döneminde tarafların ibraz ettiği belgelerden elde edilen mali verilerle sınırlı olmak üzere tarafların cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı, faaliyet gelir ve giderleri vs konularında yapılan tespitte, tarafların elde ettiği ciro ve bu cirolar karşısında elde etmiş olduğu kar/zarar durumlarının kök raporun incelemeler bölümünde ayrı ayrı arz edildiğini, bu tespitlerde elde edilen kar/zarar durumuna göre davalının ödemesi gereken maddi tazminatın 3.650,00 TL olduğunun hesaplandığını, hesaplamada İTO’dan gelen 21/02/2019 tarih ve … sayılı yazıda belirtilen “davaya konu olan markanın cirosu üzerinden %15 oranına göre; maddi tazminat alternatif olarak belirtilmesi gerekirken sehven belirtilmediğini, kök raporda belirtilen ve davalı … Hizmetleri A.Ş:’nin 03/11/2017-20/12/2017 döneminde elde ettiği 115.042,11 TL ciro üzerinden; 115.042,11X15:100= 17.256,32 TL maddi tazminatın davacılara ödemesi gerektiği sonucuna varıldığını, dava dilekçesinde 10.000,00 TL talep edildiğinin görüldüğünü, talebe bağlılık ilkesine sadık kalınacağından takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, manevi tazminat takdirinin de Mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE:Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davanın kısmen kabulüne; davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulüne, -Davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 17.256,32 TL olduğu anlaşılmakla bu tutara yönelik talebinin kabulüne, -Davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalının “Davacı markasına tecavüzde bulunulmadığı, ‘…” markasını marka sahibi … ile aralarında yaptıkları lisans sözleşmesi uyarınca kullanıldığı” yönündeki savunmasının mahkemece “Davalının dava dışı … adına tescilli markanın lisans sözleşmesine uygun bir kullanımının olmadığının tespiti” nedeniyle yerinde görülmemesi isabetlidir. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporları ile; davalının herhangi bir hakkı bulunmadan davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markası ile iltibas oluşturacak şekilde ve resim markasını da kullanacak şekilde “…”, “…”, “… + Şekil (bilim insanları)”, “… + Şekil (bilim insanları)” biçimindeki markasal kullanımlarının, davacının 41 ve/veya 16. hizmet sınıflarında tescilli markaların kapsamında olduğu, bu eylemi aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiği anlaşılmakla, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulüne karar verilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Kabule göre, bilirkişi ek raporundaki dosya kapsamına uygun hesaplama uyarınca davacı lehine 17.256,32 TL maddi tazminat ile, ihlalin niteliği ve süresi, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirinde de isabetsizlik olmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 1.861,87 TL harçtan, peşin alınan 465,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.396,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022