Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2162 E. 2022/1853 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2162 Esas
KARAR NO: 2022/1853
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2020
NUMARASI: 2019/396 E. – 2020/166 K.
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE nezdinde … sayılı endüstriyel tasarım, …, …,…, … sayılı “…”, “…”, “şekil+…” markalarının tesciline sahip olduğunu, müvekkilinin tasarımdan doğan hakkını herhangi bir kurum yada şahsa yetkileri devretmediğini, bu konuda herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davalı tarafın müvekkilinin tescilli endüstriyel tasarımına birebir benzer nitelikte ürün ürettiğinin ve kullandığınının Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/15 D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalı taraf kendi üretimi ve kendisi tasarımı olmayan ve müvekkilinin tescilli tasarımına benzer olan markaları birebir derecede benzer olarak üreterek, kullanarak piyasaya sürerek, ticaret alanında bulundurarak 554 sayılı KHK’ nın koruma kapsamıda bulunan müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini, bu tecavüz nedeniyle müvekiklinin hem maddi hem de manevi kayıplara uğradığını, müvekkiline ait olan TPE nezdinde …, …,…, … sayılı marka tescil belgelerine ve… sayılı tasarım tescil belgeli tasarımlara yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, gerekli diğer tüm tedbirlerin alınmasını, davalı firmaya ait emtialar üzerindeki ihlal teşkil eden tasarımların imhasını, kararın masrafı davalıdan alınarak tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ilanını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle 10.000,00 TL maddi, faydalı modele tecavüz nedeniyle 10.000 TL maddi, her iki eylem nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin üreticilerden mal alan ve bu malı piyasada perakende satış yapan şirket ve işyerlerine satan olduğunu, müvekkilinin bu faaliyeti bağlamında bir dönem “…” markasının sahibi davacıdan mal aldığını ve bu malı piyasaya sattığını, müvekkilinin davacı ile mal satışını kestiğini, dava konusu mallardan talep geldiğinde … Tic. Ltd. Şti’den mal temin ettiğini ve bu malları dava dışı ve tespit yapılan … Ltd. Şti’ ne satttığını, söz konusu malların müvekkili tarafından üretilmediğini, müvekkiline söz konusu uyuşmazlık için 2016/15 D.iş sayılı dosyada keşfe gidildiğini bu keşifte müvekkilinin çalışanının antibakteriyel sabun üretildiği söz konusu malın üretilmediğini beyan ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/03/2017 tarih ve 2016/68 Esas – 2017/59 Karar sayılı kararı ile, “Davalı tarafın davacıya ait … markası ve … sayılı endüstriyel tasarıma yönelik kullanımının marka hakkına ve tasarım mhakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, davalı tarafın davacıya ait marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ürünleri satışa sunmasının, tanıtım yapmasının engellenmesine, ürünlere ve tanıtım evrakına el konulmasına, el konulan ürün ve tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınarak imhasına, marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ihlal nedeniyle aynı kullanımdan dolayı ayrı ayrı iki tazminata hükmedilmesi mümkün olmayıp, maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile söz konusu davalı tarafın aldığı ürünlerin miktarı ve satışa sunduğu ürünlerin miktarı dikkate alınarak 6.500 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalıdan tahsili, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, izinsiz kullanım nedeniyle 7.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine ve hükmün kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeteden birinde ilanına” karar verilmiş, bu kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 08/11/2019 tarih, 2017/3077 Esas ve 2019/2429 Karar sayılı ilamı ile, “Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine, Dosyaya celp edilen TPMK kayıtlarından davacı şirket adına tescilli … sayılı … markasının, … sayılı … şekil markasının, … … şekil markasının, … … markasının ve yine davacı tarafa ait … sayılı “…” çoklu endüstriyel tasarım belgesinin tescilli olduğu, Bakırköy 2 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkmeesinin 2016/65 D.iş sayılı dosyasında yapılan delil tespitinde, ürün kutuları üzerinde davacı şirket ünvanının ve “…” ibarelerinin yazılı olduğu, davalı tarafça satıldığı tespit edilen makara ürünlerinin davacı adına tescilli çoklu tasarım belgesi ile korunan tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı izlenim algısında benzer olduğunun tespit edildiği ve ilk derece mahkemesinin kabulünün de markaya tecavüz ve tasarıma tecavüzün mevcut olduğu yönünde olmakla, markaya tecavüz ve tasarıma tecavüz fiillerinin ayrı ayrı işlendiği dikkate alınmaksızın “marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ihlal nedeniyle aynı kullanımdan dolayı ayrı ayrı iki tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığı” gerekçesiyle, tek bir tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair yönler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, her iki fiilden dolayı ayrı ayrı maddi tazminat talebinin değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Dairemiz kaldırma kararından sonra dosya mahkemesine iade edilmiş, yapılan yargılama sonucu Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08.09.2020 tarih ve 2019/396 Esas – 2020/166 Karar sayılı kararıyla; “Dosya kapsamı deliller, bilirkişi raporları, yukarıda değinilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, bu karar üzerine aldırılan bilirkişi raporu ve özellikle davacının maddi tazminata ilişkin talebinin davalının elde ettiği net kazanca göre olması hususu, gözetildiğinde; davacı şirket adına tescilli … sayılı … markasının, … sayılı … şekil markasının, … şekil markasının, … markasının ve yine davacı tarafa ait … sayılı “Makara” çoklu endüstriyel tasarım belgesinin tescilli olduğu, Bakırköy 2 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkmeesinin 2016/65 D.iş sayılı dosyasında yapılan delil tespitinde, ürün kutuları üzerinde davacı şirket ünvanının ve “…” ibarelerinin yazılı olduğu, davalı tarafça satıldığı tespit edilen makara ürünlerinin davacı adına tescilli çoklu tasarım belgesi ile korunan tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı izlenim algısında benzer olduğu ve böylece davalının davacı adına tescilli marka ve tasarımlardan doğan haklarına tecavüzünün sabit olduğu, bu eylemin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile davalı tarafın davacıya ait “…” ibareli markası ve … sayılı endüstriyel tasarıma yönelik kullanımının marka hakkına ve tasarım hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’ine, karar vermek gerekmiştir. Davacının maddi tazminat tercihine göre bilirkişi raporu doğrultusunda marka haklarına tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL, endüstriyel tasarımdan doğan haklara tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL olmak üzere toplam 6.950,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince; davalının yukarıda değinilen eylemi davacının marka ve tasarımdan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden tarafların tespit olunan ekonomik durumları, ihlalin niteliği ve süresi, manevi tazminatın amacı dikkate alınarak davacı yararına 7.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesi hem tasarım hem markadan kaynaklı ihlaller sebebiyle ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiş olmasına rağmen, mahkemenin vermiş olduğu kararda BAM kararını gözardı ederek maddi tazminat için hesaplanan miktarı ikiye bölerek karar verdiğini, Söz konusu haksız fiilin iki ayrı hak ihlaline sebebiyet verdiğini, tasarım ve marka dayalı zarar şüphesiz iken müvekkilin bu yönlerden uğradığı zarara gözetmeden tek tazminat hesaplanmasının ikiye bölünmek suretiyle yapılmasının usule aykırı olduğunu, Mahkemece istinaf kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ise de, bu doğrultuda dosyanın SMMM bilirkişine tevdi edildiğini, sektörel bir bilirkişinin heyette bulunmamasının eksiklik olduğunu, Bilirkişinin istinaf mahkemesi tarafından bozulan kararla aynı mantıkta hareket ederek; davalı tarafça dava konusu taklit ürünler üzerinden elde edilen kârı 6.950,00-TL olarak bulmakta; ve devamında talihsiz bir tespit ve yorumla bulmuş olduğu bedeli marka ve tasarım için ikiye böldüğünü, sektörel bir bilirkişi olmadığından yapılan bu yorumun hatalı olduğunu; Mahkemenin bu hususta haksız fiilerin farklılığını gözeterek TBK 50- 51 maddelerine göre zararın miktarını talebe göre takdiri olarak değerlendirmesi gerektiğini, Manevi tazminat talebimizin kısmen kabul edilmesinin haksız olduğunu, manevi tazminat açısından da tam kabule hükmedilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkil davalının aracı konumunda olduğunu, müvekkilin dava dışı … Ltd. Şti.den satın aldığı malların sahte olup olmadığını, malların kim tarafından üretildiğini, davacı ile aralarında sözleşme bulunup bulunmadığını bilmediğini, Davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin ve mal alış satışlarının tespiti ve yine söz konusu malların davalı şirket tarafından üretilmediğinin tespiti için hem davacı hem de davalı şirket ile dava dışışirketlerin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu talebimizin değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, Mahkeme dosyasında, dava konusu edilen ürünlerin ayırt edici tasarımlar olup olmadığı, tescilli tasarım ile ayrıt edici nitelikler taşıyıp taşımadığının incelenmediğini, ürünler üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan karar verildiğini, dava konusu edilen ve tespit dosyasında yer alan malların sahteliği ve mallar sahte ise kim tarafından üretildiği hususlarında da hiçbir inceleme yapılmadığını, Dava dışı … Ltd. Şti.nin adresinde yapılan keşifte, davalı şirket tarafından dava dışı …Ltd. Şti. adına 07.12.2015 tarihli irsaliyeli fatura düzenlendiği faturada “1500 adet ürün satıldığı”nın belirtildiği yazılı olmasına rağmen Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 3390 adet ürün üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, Bilirkişi raporunda ‘davacının yıllar itibariyle … rulo temizlik ürünleri satışında herhangi bir azalma meydana gelmediği’ belirtilmiş olup, bu durumun davacının davasının haksızlığını ortaya koyduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka ve tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, refi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, tescilli markalarının davalı tarafça kullanıldığı ve tescilli makara tasarımının taklidi ürünlerin davalı tarafça satıldığını ileri sürerek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi, tasarıma tecavüzün tespiti ve 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi, her iki sınai hakka tecavüz nedeniyle 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve hükmün ilanını talep etmiş; davalı ise, davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesinin 14/03/2017 tarih ve 2016/68 Esas – 2017/59 Karar sayılı kararı ile, “-Davalı tarafın kullanımının davacıya ait marka hakkına ve tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, refine, -Marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ihlal nedeniyle aynı kullanımdan dolayı ayrı ayrı iki tazminata hükmedilmesi mümkün olmayıp, maddi tazminat talebinin 6.500,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, -Manevi tazminat talebinin 7.000 TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemlerin reddine.” karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 08/11/2019 tarih, 2017/3077 Esas ve 2019/2429 Karar sayılı ilamı ile; “-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine, -Markaya tecavüz ve tasarıma tecavüz fiillerinin ayrı ayrı işlendiği dikkate alınmaksızın ‘marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ihlal nedeniyle aynı kullanımdan dolayı ayrı ayrı iki tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığı’ gerekçesiyle tek bir tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair yönler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, her iki fiilden dolayı ayrı ayrı maddi tazminat talebinin değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.Dairemiz kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesinin 08.09.2020 tarih ve 2019/396 Esas – 2020/166 Karar sayılı kararıyla; “-Davalı tarafın davacıya ait “…” ibareli markası ve … sayılı endüstriyel tasarıma yönelik kullanımının marka hakkına ve tasarım hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’ine, -Davacının maddi tazminat tercihine göre bilirkişi raporu doğrultusunda marka haklarına tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL, endüstriyel tasarımdan doğan haklara tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL olmak üzere toplam 6.950,00 TL maddi tazminata, fazlaya dair maddi tazminat taleplerinin reddine, -Tarafların tespit olunan ekonomik durumları, ihlalin niteliği ve süresi, manevi tazminatın amacı dikkate alınarak davacı yararına 7.000,00 TL manevi tazminata, fazlaya ilişkin istemin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dairemizin 08/11/2019 tarih, 2017/3077 Esas ve 2019/2429 Karar sayılı ilamı ile; “-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine.” karar verildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin aynı sebeplere dayalı istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir. Dairemizin anılan ilamı ile; “Markaya tecavüz ve tasarıma tecavüz fiillerinin ayrı ayrı işlendiği dikkate alınmaksızın ‘marka ve endüstriyel tasarıma yönelik ihlal nedeniyle aynı kullanımdan dolayı ayrı ayrı iki tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığı’ gerekçesiyle tek bir tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair yönler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, her iki fiilden dolayı ayrı ayrı maddi tazminat talebinin değerlendirilerek karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, Dairemiz kaldırma kararından sonra yapılan yargılamada mahkemece ek rapor aldırıldıktan sonra bilirkişi raporu doğrultusunda marka haklarına tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL, endüstriyel tasarımdan doğan haklara tecavüz nedeniyle 3.475,00 TL tazminata karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 952,92 TL harçtan, peşin alınan 238,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 714,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022