Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2159 E. 2022/1844 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2159 Esas
KARAR NO: 2022/1844
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2017/534 E. – 2019/470 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markası, … logosu ve … ticaret unvanının sahibi olduğunu, bu markanın kullanımı için kimseye lisans verilmediğini, … adının müvekkilinden tamamen bağımsız başka bir İtalyan firmasının ticaret unvanı olduğunu, bu şirket ile müvekkili arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını ve bu şirkete karşı yurt içinde ve dışında davalar açıldığını, davalının … Sitesindeki işyerinde bu markayı haksız olarak kullandığını öğrendiklerini ve Mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda kullanımın belirlendiğini, davalının “…” markasını perdelik, döşemelik kumaş, etiket, poşet ve çantalarda kullandığını, böylece davalının müvekkilinin markanın tanınmışlığından kötüniyetle ve haksız yararlandığını, hatta kumaşın 1 metresini 119 USD fiyata sattıklarını, alıcılar kumaş kartelalarında … ibaresini gördüğünden, söz konusu ürünleri …’nin bir alt makrası sandıklarını, hem marka hakkının ihlal edildiğini, hem de haksız rekabette bulunulduğunu, İtalya Milano’da … şirketine karşı açtıkları davada mahkemenin davalının … ibaresini tabela olarak, ürün ve faaliyetlerini belirleyici nitelikte ve alan adı olarak kullanımını yasakladığını, 2015 yılında bu firma ile bir bağlantıları olamdığı hususunda gazetelere ilanlar verdiklerini ve Mahkemenin 2017/103 Değişik İş dosyasıyla davalı kullanımının markasal olduğunun tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi ve 50.000,00 TL itibar tazminatının, dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı nezdinde bulunan müvekkili adına tescilli “…” markasını içeren her türlü tabela, levha, afiş, kartela ve ürünlere el konularak imhasını ve verilecek karar özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin Değişik İş dosyasında muhatabın kendileri olmayıp, başka bir firma olduğunu, müvekkilinin sadece … Şirketine ait markaları kullandığını, bu kullanımın marka sahibi … şirketinin lisansörü olan … Tekstil’in lisansörlük yetkisine dayanarak …Tekstil’e verdiği distribütörlük yetkisi kapsamında kendilerine verilen bayiliğe dayandığını, ticaret unvanının ise sadece markaların aidiyetini göstermek için söz konusu olduğunu, ticaret unvanı kullanımının markasal kullanım olmadığını, bir bütün olarak unvanı kullandıklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarih ve 2017/534 Esas – 2019/470 Karar sayılı kararıyla; “Buna göre davalının iş yerinin tabelasında ve satışa arz ettiği ürünlerde bayisi olduğu dava dışı … 19.69 … şirketinin ünvanında yer alan “…” ibaresinin ön plana çıkararak tanınmış marka olan davacının markasına yakışlaştırarak kullandığı, bahsi geçen .. şirketinin Türkiye’de tescilli bir markasının bulunmadığı, davalının bu kullanımının tüketiciler nezninde davacının markası ile karıştırma ihtimaline yol açtığı ve davacı markasının tanınmışlığından haksız yere yararlandığı anlaşılmakla davalının bu eylemi davacının markadan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin kabulü gerekmiştir.Mali müşavir bilirkişi raporunda belirttildiği üzere maddi tazminat tutarının tam olarak tespiti mümkün olmadığından davacı markasının niteliği, tarafların ekonomik durumu, ihlalin süresi gözetilerek TBK 50 ve 51 maddeleri uyarınca davacı yararına 10.000,00 maddi tazminat taktir edilmiştir. Davalının yukarıda belirtilen eylemi davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat taktir edilmişitr. Yine davalının davacı adına olan markayı kullanım biçimi, kullandığı ürünlerin kalitesi gözetildiğinde davacı yararına 10.000,00 TL itibar tazminatı taktir edilmişitr. Bu itibarla davacının davasının kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/103 D. iş sayılı dosyasında, aleyhine tespit talebinde bulunulan şirket müvekkil şirket olmamasına (dava dışı … olmasına) rağmen tespit işlemi yasaya ve usule aykırı olarak müvekkil şirkete ait işyerinde yapılmış olduğundan ilk derece mahkemesinin 2017/103 d. iş sayılı dosyasının davada dikkate alınmış olup hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu, Delil tespiti dosyası kapsamında hazırlanmış olan bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmeleri nedeniyle bilirkişi raporunun işbu davada hükme esas alınamayacağını, Müvekkil şirketin markaları kullanma hakkı, marka sahibi olan …isimli şirketin Distribütörü … San. ve Tic. A.Ş. (=…Tekstil) ile arasındaki Bayilik Sözleşmesinden kaynaklanan bayilik yetkisine dayandığını, tüm sözleşmelerin dosyaya sunulduğunu, bu anlamda müvekkil şirketin kullanımlarının tamemen hukuka uygun olduğunu, Müvekkil şirketin davacı taraf adına tescilli markalara ilişkin herhangi bir kullanımı bulunmadığını, müvekkilin davacıya ait ‘…’ markasını hiçbir zaman kullanmadığını, mali müşavir bilirkişi raporunda müvekkil şirketin hiçbir satış faturasında … ibaresinin bulunmadığının tespit edilmesinin de haklılığımızı ortaya koyduğunu, Müvekkil şirkete ait mağazada ve bazı ürünlerde marka sahibi şirkete ait markalarla birlikte kullanılan “… ”, marka sahibi şirketin ticaret unvanı ve işletme adı olduğunu, ticaret unvanının markasal kullanımından bahsedebilmek için ancak, ticaret unvanının tescil edildiği haliyle ve kayıtlı olduğu şekilde bir bütün olarak değil; herhangi bir unsurunun farklı renk ve puntolarla öne çıkarılarak kullanımının söz olmasının gerektiğini, bu doğrultuda ticaret unvanının tescil edilmiş olduğu şekilde bir bütün halinde kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceğini, Davacı ile müvekkilin bayilik hakkı aldığı marka sahibi … isimli şirket arasında imzalanan uzlaşı tutanağı uyarınca; davacı şirketin marka sahibi şirketin ticaret unvanının kullanımına onay verdiğini, Davacının TTK hükümleri uyarınca haksız rekabet iddialarının da geçerliliği olmadığını, dolayısıyla davacının maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı talepleri ile verilen hükmün haksız olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mahkemece alınan 18/12/2018 havale tarihli raporda; davalının ticari defter, satış faturaları ve kayıtlarında … ibaresini kullanmadığı, ancak dava dışı … Tic.A.Ş’den satın alınan ticari mal faturalarında … ibaresine rastlandığını, 2017 yılında … Firmasından satın alınan ticari malların toplam alışları içindeki payının % 21,76 olduğu, ancak bu dönemde davalının faaliyet karının olmadığından hesaplama yapılamadığı, davacının dosyaya sunmuş olduğu finansal tablolardaki satış cirosunun 45.918.735.000,00 Euro olduğu, İstanbul Ticaret Odasının lisans sözleşme bedeli olarak belirlediği %15 hesabıyla yıllık lisans bedelinin 62.387.810.250,00 Euro olarak hesaplandığı, davalının gelir tablosunun incelenmesinde hesap edilen 62.387.810.250,00 Euro gibi bir bedeli ödeyecek durumunun olmadığı, maddi tazminat talebinin Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddelerine göre belirlenmesi hususunda takdirin Mahkemede olduğu belirtilmiştir. *Mahkemenin 2017/103 D.iş sayılı dosyasında mahalinde yapılan tespit sonucu düzenlenen raporda ise; davalı tarafça iş yerinde satışa sunulan döşemelik, perdelik, kumaş ürünlerinde davacı adına tescilli tanınmış marka olan … ibaresine yer verildiği, bayisi olduğu şirketin ünvanın ayırt edici eki olan kısımları değil “…” ibaresinin büyük puntolarla yazdırdığı böylece davalı kullanımının ayırt edici niteliği yüksek “…” ibaresini kullanmasının markasal kullanım olduğu belirtilmişitr.
GEREKÇE: Dava; marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle maddi – manevi tazminat ve itibar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davacının davasının kısmen kabulü ile; davacı yararına 10.000,00 maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat ve 10.000,00 TL itibar tazminatı taktirine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafından işbu davadan önce Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/103 Değişik İş sayılı dosyasında mahalinde yapılan delil tespiti sonucu düzenlenen rapora atıf ile davalının davacının marka hakkına tecavüzde bulunduğu değerlendirmesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüş ise de; davalının anılan delil tespiti dosyasındaki rapora itirazda bulunduğu da gözetildiğinde mahkemece aralarında marka uzmanı bilirkişinin de olduğu yeni bilirkişi heyetinden davalının “… İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan bayilik yetkisine dayandığı, bu anlamda kullanımlarının hukuka uygun olduğu” yönündeki savunmalarını da irdeleyecek ve karşılayacak nitelikte rapor aldırılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih, 2017/534 E. – 2019/470 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 79,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 228,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022