Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2138 E. 2022/1826 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2138 Esas
KARAR NO: 2022/1826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2017/915 2020/222
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …Com üzerinde mağazası olan ve Türkiye geneline ürün satan ve e-ticaret yapan bir firma olduğu, … pazarın ünvanı … Dış. Tic. A.Ş olarak geçmekte olup adreste yine dilekçede belirtildiği gibi olduğunu, Ticaret Sicil No:… Mersis No:… bu takip ödemede aracılık yapan … Pazarın müvekkilinin sanal pos’ta biriken paralarını hesabına aktarmaması sebebiyle başlatıldığı, … pazardaki mağazası aracılığı ile Türkiye geneline satış yaptığı yapılan bu satışlar için müşterilerden gelen ödemeler yine … pazar üzerindeki sanal pos kullanılarak tahsil edilmekte, müvekkili adına biriken paralar daha sonra … pazar üzerinden müvekkilinin hesabına aktarıldığı, borçlu firmanın ödemede aracılık ettiği, müşterilerin sanal pos üzerinden yaptığı ödemeler de bu ödemelerin müvekkili hesabına geçirilmediğine dair evraklar mahkeme dosyasına sunulduğu, … pazar üzerinden yapılan satışlara istinaden sanal pos üzerinde biriken ücretler 2016’nin Nisan ayından beri ödenmemiş ve bu konu ile ilgili de hiçbir dönüşün yapılmadığı, defalarca yapılan şifahi görüşmeler sonuç vermemiş ve borçlunun ödemeye yanaşmadığı, bu ödemelerin geciktiği her gün ticari zarar oluştuğu ve müvekkilinin zararlarının katlanarak arttığı, bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile, borçlunnu itirazının kaldırılmasına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve avukatlık ücreti dahil yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı müşteri, müvekkil şirketten 135.910,00 TL alacağın tahsil edilemediğini, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından takibe itiraz edildiğini ancak itirazın yerinde olmadığını beyan ve iddia ettiği, dava konusu icra takibinde müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlanmışsa da takibe konu borca itiraz ettiği, başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrinde belirtilen tutarda müvekkil şirketin bir borcu bulunmadığı, müvekkili şirket aşağıda belirtildiği şekilde bir kısım ödeme itirazı gelen işlemleri kart hamillerine iade ettiği, yapılan alışverişlerden bazıları ise harcama itirazına istinaden müvekkili şirketin hesabından kesildiği, yapılan işlemlerin detaylarının 12/11/2015 tarihinde … kart hamilinin 15.000 TL’lik ödeme itirazına istinaden 16/06/2016 tarihinde … hesabından tutarın iadesinin sağlandığını, 24/02/2016 tarihinde …, … kart hamilinin 8.350 TL’lik ödeme itirazına istinaden 05/07/2016 tarihinde … Bankası hesabından tutarın iadesinin sağlandığını, 04/11/2015 tarihinde … kart hamilinin 12.400 TL’lik ödeme itirazına istinaden 30/09/2016 tarihinde … hesabından tutarın iadesi sağlandığını, 24/02/2016 tarihinde … kart hamilinin 7.600 TL’lik ödeme itirazına istinaden 04/07/2016 tarihinde … hesabından tutarın iadesi sağlandığını, 24/02/2016 tarihininde … kart hamilinin 5.500 TL lik ödeme itirazına istinaden 04/07/2016 tarihinde … hesabından tutarın iadesinin sağlandığını, 04/03/2016 tarihinde … kart hamilinin 1.500 TL lik ödeme itirazına istinaden 27/04/2016 tarihinde … Bank hesabından tutarın iadesinin sağlandığını, 05/04/2016 tarihinde … kart hamilinin 900 TL’lik ödeme itirazına istinaden 05/06/2016 tarihinde … Bank hesabından tutarın iadesinin sağlandığını, müvekkili şirketin hesaplarından düşen tutarlar olduğunu, İstanbul 11. İcra Hukuk Mah. 2016/862 E. Sayılı dosyadan alınan bilirkişi raporu eksik ve hatalı olduğunu iş bu beyanların dikkate alınmaksızın rapor tanzim edildiği, müvekkili şirketçe davacı tarafın müşterilerine yapılan iade tutarları bilirkişice anlaşılamadığından değerlendirmeye dahi alınmadığı, İstanbul 11. Hukuk Mah. 2016/862 E. Sayılı dosyasında mübrez bilirkişi raporu kendi içerisinde çeliştiğini, zira kayda değer hiç bir evrakın olmamasına rağmen-bilirkişinin de bunu beyan etmesine rağmen-davacının sunmuş olduğu imzasız cari hesap ekstreleri nazara alınarak kanaat bildirildiği, dosyanın bilirkişiye tevdiini karar verilerek gerekirse müvekkili şirket ilgili ticari defterleri, ilgili tüm belgelerin incelenmesi ile rapor tanzim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “… Davacı vekili tarafından ibraz edilen CD ve hesap ekstreleri ile davacının alacağını ispat etmesi tek başına yasa gereği mümkün bulunmamaktadır. Bu şekilde yasa gereği ispat kurallarına dikkat edilmezse hukuki koruma kalkacak ve herkes birbirini açık hesapla veya CD ile hesap ekstreleri ile borçlandırabilecektir. Taraflar yasa karşısında tacir olup ispata yarar ticari kayıtlar sunulmamıştır. Davacı açık hesaba dayanmış olması ile başkaca da ispata yönelik dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanmaması karşısında saptanan ve hukuksal durum bu olunca izah olunduğu üzere; davacının davasını yasa karşısında ispatlayamadığı anlaşılmış İİK 67 şartları oluşmamakla…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş ayrıca adil savunma hakkı olan bilirkişi delilini hukuka uygun bir şekilde yerine getirilmediğini, gerekçeli itirazlarına rağmen ek bilirkişi raporu için dosyanın bilirkişiye verilmediğini, mahkemenin HMK’nın 281/2 maddesi gereğince bilirkişiden ek rapor alınabileceğini, ayrıca yine 281/3 maddesi gereğince gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görür ise yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceğini, mahkemenin HMK’nın 281. Maddesinin tamamına aykırı bir şekilde red kararı verdiğini, oysa HMK’nın 281. Maddesindeki gerekçeye göre tarafların bilirkişi raporuna itirazda bulunma haklarının güvence altına alındığını, yine Yargıtay 19 HD’nin dosyanın zaruri olduğu halde ek bilirkişi raporu için bilirkişiye tevdi edilmemesini bozma sebebi yaptığını, yine bilirkişi raporunda …’ın(…A.Ş) gönderdiği muhasebe cari dökümünde …Ltd.Şti’nin cari hesap kodunun … numarası olduğu ve aralarında cari hesaba istinaden ticari ilişkinin bulunduğu denilerek taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin bulunduğunu belirttiğini, bu ilişkinin dosyaya sunulan evraklar ile sübuta erdiğini, internetten yapılan alım satım dökümleri ile ….com ile yapılan ticari anlaşma gereği yapılan yapılmayan ödemeleri gösterir dökümler olup bilirkişinin bu dökümleri dikkate almadığını, bu dökümler dikkate alınsaydı müvkkilinin 135.910,00TL alacaklı olduğunun anlaşılacağını, ticari defterler sunulmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, oysa taraflarınca tüm delillerin dosyaya sunulduğunu, satış yapılan dönemde sanal pos’a geçen tutarları gösterir evrakların dosyaya sunulduğunu ancak bilirkişinin bu belgeleri incelemediğini, kaldı ki davanın açıldığı dönemde şahıs şirketi olan davacının 213 sayılı VUK’a göre defter tutma zorunluluğunun bulunmadığını ancak mahkemenin bu hususu göz ardı ettiğini, eksik rapora ve giderilmeyen itirazlar rağmen verilen red kararının HMK’ya ve Anayasanın 36. Maddesindeki haklar ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesindeki adil yargılanma haklarına aykırılık teşkil ettiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Davacı- alacaklı İstanbul … İcra Dairesi’ nin … E. Sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine toplam 135.910,00T asıl alacak için ilamsız takip başlattığı, takip dayanağı olarak ticari iş sebebi ile oluşan borç cari gösterildiği, davalı vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…4.1 Tarafların inceleme günü olan 05.07.2019 tarihinde ticari defterlerini ibraz etmediği, 4.2 Davacı chndan ibraz edilen CD ve hesap ektresinin incelenmesi neticesinde; …’ın (… Dış. Tic. A.Ş.) gönderdiği muhasebe cari dökümünde: ….’nin cari hesap kodunun … numarası olduğu ve aralarında cari hesaba istinaden ticari ilişkinin bulunduğu, Cari hesap ektersinin 01.01.2015 ile 12.07.2016 tarihleri arasını kapsadığı, ve davacı yanın 12.07.2016 tarihinde bakiye alacağının 80.395,84 TL olduğu, Cari hesap ektresine göre; Davacı yanın icra takip tarihi olan 22,07.2016 tarihinde … Pazar’dan (Davalı … Dış. Tic, A.Ş.) 80.395,84 TL bakiye alacağının bulunduğu, 4.3 Davalı yanın icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin rapora itiraz ederek yeni bir bilirkişiden ek rapor alınmasını istediği, davalı vekilinin ise müvekkilinin defterlerinin incelenerek yeni bir bilirkişiden ya da aynı bilirkişilerden ek rapor alınmasını istediği ancak mahkemenin raporun yeterli olduğundan bahisle itirazları reddettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Mahkemece 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, söz konusu rapora taraf vekillerinin ayrı ayrı itiraz ettiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda davacı tarafından ibraz edilen CD ve hesap ekstresinin incelendiği, buna göre davacının davalıdan 80.395,84TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Mahkemece raporun kabul edilmemesinin gerekçesi olarak davacının sunduğu deliller ile alacağını ispat etmesinin tek başına mümkün olmadığı hususu gösterilmiştir. Bahse konu bilirkişi raporunda incelenen hesap ekstresi ile ilgili olarak “… pazarın (… Dış Tic A.Ş) gönderdiği muhasebe cari dökümünden..” denildiği görülmüş olup söz konusu cari hesap ekstresinin davacı tarafından mı yoksa davalı tarafından mı düzenlendiği (davalı düzenlenip davacıya gönderilen) hususu net olarak anlaşılamamaktadır. Öte yandan davaya cevap dilekçesinde davalının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiği ve bir kısım ödeme itirazı üzerine kart hamillerine yapılan iadelerden bahsedildiği görülmektedir. Ayrıca davacı vekili gerekçelerini göstermek suretiyle söz konusu rapora karşı itirazlarını sunmuştur. Davalı vekilince de müvekkilinin defterlerinin incelenmesini istediği itirazen bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı tarafa defterleri ibraz ettirilip yine bilirkişi raporunda bahsedilen cari hesap ekstresinin davacı tarafça mı yoksa davalı tarafça mı düzenlenildiği hususunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının da karışlanması, ayrıca davalı tarafın savunmasında gündeme getirdiği ödeme itirazı ve kart hamillerine yapılan iade işlemleri bulunup bulunmadığı, var ise miktarları ile var ise davacının alacaklı olduğu miktarın tespiti bakımından ek rapor ya da yeni bir bilirkişiden rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup açıklanan bu yönler itibariyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarih, 2017/915E.-2020/222K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılması için yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 38 TL posta masrafı olmak üzere toplam 186,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2022