Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2126 E. 2021/41 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2126 Esas
KARAR NO: 2021/41
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22.07.2020 günlü ara karar
NUMARASI: 2020/361 E. –
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacılar vekili dilekçesinde özetle;İhtiyati tedbir talep eden vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile ; Müvekkilli … San.Tic.A.Ş. ile davalı … Eğitim Kurumları Ltd.Şti. arasında İstanbul Bakırköy Florya semtinde yer alan ve … Eğitim Kurumları adı altında faaliyet gösteren özel eğitim kurumunun külliyen devri hususunda 01.07.2019 tarihinde “Ruhsat Devir Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi” adı altında bir sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre özel okulu işleten davalı şirketin zarar etmesi nedeni ile mevcut giderleri karşılayamadığını, okul binasının kira borçları ile tüm tedarikçiler ile çalışanlarına borçlu olduğunu, borçlarını ödeyemez hale geldiğini bu nedenle davacı … Öğretim Kurumlarına devredilmesinin ve bundan sonra bu sözleşme kapsamında okulun davacı … Öğretim şirketince işletilmeye devam edilmesinin amaçlandığını, sözleşmeye göre devrin sağlanabilmesi için davalı tarafın yerine getirmesi gereken ruhsat ve diğer lisansların devir işlemlerinin öncelikli olarak yerine getirilmesi gerektiğini, devrin fiilen gerçekleşmesi ancak davalının resmi makamlar önünde devir işlemlerini gerçekleştirmesi sonrasında başlayabileceğini, aynı sözleşme mucibince davalı firmanın ağırlıklı borcu olan kira bedeli ,öğretmen ve eğitim giderleri ile 3. Şahıs tedarikçilere olan ödemeleri gerçekleştirememesi nedeni ile bu borçların büyük bölümünün müvekkili … Öğretim tarafından üstlenildiğini, ayrıca sözleşmenin 4.4. maddesi gereği davalı tarafın piyasaya olan 2.300.000,00 TL çeklerinin ödenmesi de okulun işletmesinden ve bu arada yeni dönem öğrenci kayıtlarından elde edilen gelirle ödeneceğinin, davalı tarafın resmi işlemleri gerçekleştireceği ve sözleşmeye bağlı kalarak edimlerini yerine getireceği ümidi ile müvekkilinin edimlerini yerine getirmeye başladığını, bu kapsamda davalı tarafa davalının keşide etmiş olduğu çek borçlarının ödenememesi sonucu icra baskısı altında olmasını önlemek maksadı ile edimlerini de yerine getireceği düşüncesi ile davaya konu emre muharrer bonoları 09.07.2020 tarih 293.318,00 TL bedelli (ödenen), 16.07.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli (Ödenmeyen), 23.07.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli, 30.07.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli, 06.08.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli, 13.08.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli, 20.08.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli, 27.08.2020 tarihli 293.323,00 TL bedelli, 03.09.2020 tarihli 110.000,00 TL bedelli, toplam 9 adet sıralı şekilde keşide ederek bono verdiğini, bu bonolar ile mezkur 2.300.000,00 TL meblağlı çek borçlarının kapatılmasının amaçlandığını, ancak davalı firma borçları kapatmadığını bunun yerine işbu senetleri vadelerinde tahsil edilmek üzere bankaya tahsil cirosu ile devrettiğini, senetlerin halihazırda … A.Ş. de tahsilde olduğunu, tahsile konan ve vadeleri gelen senetlerden ilk senedin bedeli olan 293.318,00 TL ödendiğini, ancak davalı tarafın sözleşmeye aykırı hareketlerinin bulunması nedeni ile bundan sonraki muaccel olan senet bedellerinin ödenmediğini, davalı tarafa edimlerini yerine getirmesi bildirildiğini, davalı taraf hala edimlerini yerine getirmediğini, davalı firma dava dışı … A.Ş. şirketi ile birleştiğini, sözleşme kapsamında müvekkili firma tarafından Zeytinburnu … Noterliğinin 19.03. 2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini edimlerinin yerine getirilmesi ve ruhsat ve lisans devir işlemlerinin biran evvel tamamlanması gerektiğinin bildirildiğini, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, muaccel olup da ödenen senetin 09.07.2020 tarih 293.318,00 TL bedelli senet olduğunu, iadesinin gerektiği gibi muaccel olup da ödenmeyen 16.07.2020 tarihli 293.318,00 TL bedelli senet olduğunu, ve muaccel olmamış 7 adet senedin ödenmesinin müvekkiline zarar oluşturacağından, eğitim hizmeti verecek olan şirketin yeni eğitim dönemi başlamadan önce biran evvel devir işlemleri ile ruhsat ve lisans devirlerinin tamamlanması sonucu faaliyetine başlaması gerektiğini, ancak davalı tarafın kötü niyetli olarak devir işlemlerini tamamlamadığını, bonoları tahsile koyarak müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığının, vadesi gelen senet bedellerinin 3. Şahıslara devir ve temliki ile yine vadeleri henüz muaccel olmamasına rağmen bu bonoların protesto olması ve her an icra takibine konu edilmesi ve/veya 3. Şahıslara devir ve temilk edilmek sureti ile müvekkili firmadan tahsil edilmesinden bahisle icra takip/lerinin durdurulması ve bonoların 3. Şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinin 22.07.2020 Tarihli tedbir değerlendirme kararında; – Senetlerin icraya konu edilmesi halinde takibin durdurulması talebinin kabulü ile ödenemeyen senetler toplamı 2.163.231,00TL alacağın %15’i olan 324.484,65TL’nin %15’i tutarında teminat ibrazı halinde kararda ayrıntısı belirtilen 8 adet bononun davalı tarafından icra takibine konu edilmesi halinde İİK 72/2 maddesine göre icra takibinin durdurulmasına, – Senetlerin 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili 22.07.2020 Tarihli ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddi kararına karşı süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kötüniyetli girişimlerin önüne geçilebilmesi için bonoların üçüncü kişilere devir ve ciro edilmemesine ilişkin tedbir kararı verilmesi gerekirken bu husustaki istemin reddinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Asıl dava; menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık; mahkemenin asıl davadaki 22.07.2020 Tarihli ihtiyati tedbirin kısmen reddi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine ilişkindir. İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/367 Esas, 2020/353Karar sayılı, 18.08.2020 Tarihli ilamı ile ilgili dosyanın İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/361 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleştirme kararı tedbirin değerlendirilmesine ilişkin 22.07.2020 Tarihli karardan sonra olduğu görülmektedir. Dosyanın fiziki incelenmesinde; istinafa geliş tarihi olan 16.10.2020 itibarı ile salt davacının istinaf isteminin yer aldığı, UYAP’ta ise asıl dosyadaki davalı vekilinin tedbire itirazının reddi kararı yönünden ve birleşen davada Banka vekilinin itirazı yönünden 16.10.2010 itibarı ile ilk derece mahkemesinde aşamalarının tamamlanmadığı görülmektedir. Davalıların istemlerinin ayrı bir istinaf incelemesinin konusunu oluşturacağı, aşamaları tamamlanıp dosyanın ilk derece mahkemesince Dairemize yeniden gönderilmesi halinde ilgili dilekçeler yönünden ayrı esastan değerlendirme yapılacağına değinilerek bu aşamada dosyanın geliş tarihi dikkate alındığında davacının istinaf istemi esastan incelenmiştir. Davacı vekili, bonoların 3.kişilere ciro ve devrinin önlenmesine ilişkin tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; davacıların imza inkarı olmadığı, bononun ticari hayatta sıklıkla kullanılan bir ödeme aracı olduğu, iyiniyetli üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin 22.07.2020 Tarihli ihtiyati tedbirin kısmen reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin 22.07.2020 Tarihli ara karara ilişkin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/01/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.