Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2123 Esas
KARAR NO: 2022/1717
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/158 2019/367
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markası altında üretip satışa sunduğu özgün tasarımları ve kalite anlayışı ile bayan giyiminde öncü firmalardan biri olduğunu, müvekkili adına tescilli … – … sıra nolu tasarım, … sıra nolu tasarım ve … sıra nolu tasarımlarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin davalı tarafından izinsiz olarak kullanıldığını, İstanbul 4.FSHHM’nin 2017/44 D.iş dosyası ile alınan bilirkişi raporu ile davalının adresinde tespit edilen ürünlerin müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinin bildirildiği ve müvekkilinin tasarım hakkına haksız tecavüz ve haksız rekabet tekil eden fiilinin sabit olduğunu, davalının basiretli tacir ilkesine aykırı davranışı sebebi ile müvekkilinin satışlarının etkilendiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davada bahsi geçen ürün modellerinde tasarım geliştirme açısından çok geniş bir seçenek özgürlüğü bulunduğunu, davalının, davacı müvekkilinin ürününün ucuz ve daha kalitesiz muadilini sattığını, davalının ürününün bilgilenmiş kullanıcı nezdinde karışıklığa sebep olduğunu, davalının kullanımının davacı müvekkilinin Sınai Mülkiyet Kanunundan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini ve TTK uyarınca da haksız rekabet oluşturduğunu, şimdilik 1.000 TL maddi (ıslah ile 5.656,69 TL) ve 20.000 TL manevi tazminatın davalı tarafın tecavüz ve haksız fiilinin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile, mahkemece takdir edilecek itibar tazminatına hükmedilmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 4. FSHHM’nin 2017/44 D.iş dosyasındaki bilirkişi incelemesinde …, …-… ve … numaralı tescilli ürünlerle, tespiti yapılan ürünler arasında model, kalıp, kumaş kalitesi, etiket, düğmelerin yapısı, pardesünün boyu, model kodu, satış fiyatı vs hususlarında hiçbir benzerlik olmadığını, bahsi geçen ürünlerden …numaralı üründen iş yerinde biri mankenin üzerinde olmak üzere 6 adet, diğer ürünlerden sadece birer adet manken üzerinde numune olarak bulunduğunu, sadece model olarak sergilenmek üzere konulduğunu, iş yerinde satışa arz şeklinde bulunmadığını, bu ürünlerden hiçbir şekilde satış yapmadığını, numune olarak alındığını ama devamının gelmediğini, firmalarının kendisine özel modelleri bulunduğunu, pardesünün genel yapısı itibari ile zaten birbirine benzemekte olduğunu, modelleri birbirinden ayıran aksesuar, kemer, kalıbı farklılıklar arzettiğini, iş yerlerinde çalışılan modellerin bol kesim, belden oturtmasız, orta yaş grubu modeller olup, davacı modelleri ile bu yönüyle de benzerlik taşımadığını, davacının müşteri kitlesi ile kendilerinin müşteri kitlesinin farklı olduğunu, iş yerinde toplam benzer olduğu iddia edilen ürün sayısı sekiz adet olup, üçünün manken üzerinde model olarak bulunduğunu, bu modellerin benzerlik taşımasa bile kendilerince üretimi ve satışı dahi yapılan ürünler olmadığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının haksız ve yersiz olarak iş yerlerinde tespit ve inceleme yaparak işyerlerini küçük düşürdüğünü, davacı tarafın ne şekilde zarara uğradığı hususunu defter belge ve kayıtlar ile ispatının gerektiğini, tarafların ürünleri arasında hiçbir şekilde benzerlik bulunmadığını, ürünleri birbirinden ayırt eden ufak ayrıntıların olduğunu, bu ayrıntıların birbirine benzemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17.09.2019 tarih ve 2017/158 Esas – 2019/367 Karar sayılı kararıyla; “… her ne kadar davacı adına tescilli … sıra nolu, … – … sıra nolu ve … – … sıra nolu tasarımlarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığını ve müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde edildiğinden bahisle iş bu davayı açmış ise de dosyaya sunulan denetime elverişli sektör uzmanlarınca hazırlanan heyet raporuna göre davalı tarafça üretim ve satışı yapılan ürünlerin davacıya ait … (01) nolu tescilli tasarıma genel görünüm açısından tescilli ürüne birebire yakın derecede benzer olduğu, diğer tasarımlar yönünden davalıya ait ürünlerin gerekli ayırt ediciliğe sahip olduğu anlaşılmakla rapor doğrultusunda bu tasarım yönünden davalı ürünlerinin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı uhdesindeki ürünlerin toplatılarak el konulmasına ve imhasına; davaya konu diğer tasarımlar yönünden açılan davanın ise reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davacının SMK 151/2-a kapsamındaki tazminat talebi yönünden mali müşavir bilirkişi tarafından davalının tecavüzü olmasaydı davacının elde edecek olduğu muhtemel gelire yönelik olarak- ilgili tasarıma ilişkin olarak stokta kalan mal adedi üzerinden- hesaplama yapılmış ise de esasen bu tür davalarda tazminat miktarının net olarak tespitinin mümkün olmaması farazi hesaplamalar üzerinden yapılan değerlendirmelerin doğrudan hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak BK 50 maddesinin göz önünde bulundurularak bu talep yönünden dosya kapsamı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 3.000,00 TL tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmiş, yine dosya kapsamı itibarı ile yukarıda izahı yapılan SMK 150/2 maddesinde belirtilen şartların oluştuğu, zira davalı tarafından davacıya ait tescilli tasarımın taklitlerinin piyasaya sunulduğu dikkate alındığında davacının sınai mülkiyet hakkının itibarının zarara uğradığının kabulünün gerektiği kanaatiyle bu talep yönünden de takdiren 500,00 TL’nin daha davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş toplamda 3.500,00 TL üzerinden davacının maddi tazminat talebi kabul olunmuştur. Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak tecavüze konu ürün sayısı eylemin ağırlığı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve hüküm özetinin ilanına” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin yoksun kaldığı maddi tazminat hesabı bakımından sektör bilirkişisinden rapor alınmaksızın yalnızca mali müşavir bilirkişiden müvekkil ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılması ile bu hesaptan takdiren indirim yapılmasının hatalı olduğunu, Davalı davanın hiçbir aşamasıdna kendisini vekille temsil ettirmemiş olup; karar duruşmasından bir ay sonra dosyaya davalı adına vekaletname ibraz edilmiş olması nedeniyle davalı lehine (reddolunan maddi tazminat talebine ilişkin olarak 2.156,69 TL, reddolunan manevi tazminat talebine ilişkin olarak 3.931,00 TL ve reddolunan tasarım tecavüz talebine ilişkin 3.931,00 TL) vekalet ücretine hükmedilmesinin tamamen hatalı olduğunu, Tüm istemlerimizle ilgili olarak ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekmesine rağmen, yalnızca tasarım hakkına tecavüzün tespiti, maddi ve manevi tazminat kalemleri bakımından vekalet ücretine hükmedilmiş olup, haksız rekabetin tespiti yönünden lehimize ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dosyada rapora ve 21/06/2018 tarihli ek rapora, … tescilli tasarım yönünden tarafımızca itiraz edilmiş olup, bu itirazımızda bilirkişi heyet incelemesinde müvekkil tasarımı (kod …) ile … tescilli tasarım arasındaki ayrıntı ve farklara değinilmediği vurgulanmasına rağmen yeniden rapor aldırılmadan karar verildiğini, hükmün eksik incelemeye dayalı olduğunu, 24/08/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda SMK 151/2.maddenin (a) bendine göre hesaplama yapılmış ise de, maddenin 3.fıkrasında yer alan ‘Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.’ şeklindeki hükümde değinilen etkenlerin dikkate alınmadığını, Tescilli tasarımla tecavüzlü olduğu değerlendirilen … kod nolu üründen sadece 6 adet bulunduğu hususu dikkate alınmaksızın ve ihlalin nitelik ve boyutu gözetilmeksizin maddi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Müvekkil tasarımı … kodlu ürün … tescilli tasarıma tecavüzlü olmadığından davacının manevi tazminat talebinin de reddinin gerektiğini, aksi kanaatte olunması durumunda ise manevi tazminata ilişkin hükmün kaldırılması veya indirime tabi tutulması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; “Davalının … kod nolu ürün tasarımının davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, davalının kodsuz ürün tasarımının davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, davalının … kod nolu ürün tasarımının davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verebilecek derece benzer olduğu, davada talep edilen yoksun kalınan kazancın varlığının ve miktarının tespitine yönelik çalışmanın, Mahkemece uygun görülecek yöntem ve zamanda davacı defterlerinde inceleme yapılarak ek rapor şeklinde yapılabileceği” şeklinde görüş bildirilmiştir. *Muhasip bilirkişi tarafından sunulan ek raporda; “Davacı tarafından … tescil nolu tasarım ürününden iki partide toplam: 584 adet üretim yapıldığı, ürünlerin birim maliyetinin 91,42 TL, toplam maliyetinin 53.389,28 TL olduğu, ürünlerin 540 adedi toplam 87.791,50 TL bedel ile perakende olarak satıldığı ve birim satış fiyatının 161,38 TL olarak gerçekleştiği, 40 adet ürünün stokta kaldığı, ürünlerin maliyet toplamı ile elde edilen satış gelirinin karşılaştırılmasında davacının (87.791,50 – 53.389,28 TL) 34.402,22 TL kar elde ettiğinin görüldüğü, ancak 6769 sayılı Kanun’un 151/2-a maddesi, fiili zararın yanı sıra yoksun kalınan kazancın tazminini öngörmekte ve yoksun kalınan zararın sınai haktan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, sınai hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanmasını öngördüğü dikkate alındığında, davalının haksız rekabeti ve tasarıma tecavüz fiili olmasaydı davacı elinde stok kalmayacağı, davacının ürettiği bütün ürünlerin satılacağı ve bu çerçevede stokta kalan 40 adet ürünün satışından davacının 40×161,38=6.455,20 TL daha brüt satış geliri elde edeceği, bu gelirden gelir tablosundaki brüt satış/faaliyet gideri oranı olan %12,37 oranında harcama düşüldüğünde davacının net gelirinin 6.455,20x(-%12,37) 798,51=5.656,69 TL olarak gerçekleşeceği, davalının davacının … tescil nolu tasarımına vaki tecavüzü nedeniyle davacının yoksun kaldığı net kazancın 5.656,69 TL olarak hesaplandığı” anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalı tarafça üretim ve satışı yapılan ürünlerin davacıya ait … nolu tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı uhdesindeki ürünlerin toplatılarak el konulmasına ve imhasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, -Davacının maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, takdiren 3.500,00 TL’nin (3.000,00 TL SMK 151/2-a kapsamında, 500,00 TL SMK 150/2 kapsamında olmak üzere ) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi kurulu raporu ile; davalının … kod nolu ürün tasarımının davacının … nolu tescilli tasarımı karşısında ortalama bilgili tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verebilecek derece benzer olduğu sabit olduğundan, mahkemenin tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti yönündeki kararı ile buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin de isabetli olduğu görülmüştür. Mahkemece aldırılan bilirkişi kurulu kök ve ek raporunun yeterli teknik analizleri içerdiği, tarafların iddia ve savunmalarını irdelediği, sonuç olarak denetime elverişli olduğu; raporda somut ve dosyaya yansıyan verilere göre maddi tazminat yönünden davacının davadaki talebine uygun olarak hesaplama yapıldığı, raporun bu yönüyle de isabetli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna ve tazminat hesabına ilişkin istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Sınai mülkiyet hukukunda manevi tazminatın amacı tasarımın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu, tasarım hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Yargıtay kararlarında, tecavüz fiilinin varlığında mutlaka uygun bir manevi tazminata da hükmedilmesi gerektiği belirtilmektedir. Somut olayda mahkemece tespit edilen ve ispat edilen eylemin ağırlığı dikkate alındığında, takdir edilen manevi tazminat miktarı da yerinde olduğundan, davalı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili tarafından “Yalnızca tasarım hakkına tecavüzün tespiti, maddi ve manevi tazminat kalemleri bakımından vekalet ücretine hükmedilmiş olup, haksız rekabetin tespiti yönünden lehimize ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin usule aykırı olduğu” ileri sürülmüş ise de; mahkeme kararının yerleşik ve kabul edilen uygulamalara uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Ancak, davalının kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olmasına rağmen, karar tarihinden sonra sunulan vekaletname uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdiri hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraflar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih, 2017/158 E – 2019/367 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalı tarafça üretim ve satışı yapılan ürünlerin davacıya ait 2017/00353 (01) nolu tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, MEN’İNE, DURDURULMASINA, ORTADAN KALDIRILMASINA, bu kapsamda davalı uhdesindeki ürünlerin toplatılarak el konulmasına ve imhasına, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE, 4-Davacının maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile, takdiren 3.500,00 TL’nin (3.000,00 TL SMK 151/2-a kapsamında, 500,00 TL SMK 150/2 kapsamında olmak üzere ) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 5-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 6-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde traji en yüksük üç gazeteden birinde masrafları davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus olmak üzere ilanına, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 580,63 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL ve 80,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 469,23 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 8-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tecavüz talebine ilişkin 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesap olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 264,50 TL posta gideri, 687,00 TL tespit masrafı olmak üzere toplam 3.051,50 TL’nin -ret ve kabule göre hesaplanan- 1.017,16 TL’si ve 142,80 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.159,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,10-İstinaf yargılaması yönünden; 11-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı ve davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde aidiyetine göre taraflara iadesine, 12-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 103,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 252,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 42-TL posta masrafı olmak üzere toplam 190,60-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2022