Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2107 E. 2022/1716 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2107 Esas
KARAR NO: 2022/1716
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2020
NUMARASI: 2018/232 2020/113
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının incelemesiz sistemden yararlanarak kurum nezdinde 06.06.2013 tarih ve … no. ile tescil ettirdiği çoklu tasarım kapsamında yer alan 3 ve 4 no.lu oyuncak tasarımlarının gerçekte pek çok firma tarafından yıllardır yaygın olarak kullanılan tasarımlar olduğunu, davalının internette veya piyasada gördüğü başkasına ait bu tasarımları yeniymiş ve kendisine aitmiş gibi sahiplenerek Türkiye’de tescil ettirdiğini, bununla da kalmayıp yeni olmayan bu tasarımlar üzerinde tekelleşmek isteyerek rakip gördüğü müvekkiline karşı mahkemenin 2018/119 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırarak kötü niyetli bir şekilde ticaretini engelleyip zarar vermeye çalıştığını, dosyaya sundukları eski tarihli katalog görsellerinde görüldüğü üzere dava konusu tasarımların aynıları ya da benzerlerinin daha önce piyasaya sunulduklarını, internette yapılacak kısa bir aramada da benzer tasarımların önceki yıllarda kamuya sunulduğunun anlaşılacağını, davalı tasarımları ile daha önceden çeşitli firmalarca kamuya sunulan tasarımların ayniyet derecesinde benzer olduklarını ve tasarımlardaki aynılık veya bu yakın benzerliğin davalıya ait tasarımların yeni ve ayırt edici özelliklerini öldürdüğünü, davalı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını iddia ederek, davalı adına … ve … sıra numaralı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin oyuncak sektörünün önde gelen firmalarından biri olduğunu, Mahkemenin 2018/119 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu davacının müvekkili adına kayıtlı sallanan at oyuncak tasarımını taklit suretiyle tecavüz ettiği sabit olduğundan, davacının huzurdaki davayı bir karşı eylem olarak ikame ettiğini, davacının bu tasarımı TPMK nezdinde tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunu, işbu hükümsüzlük davasını açmasının aynı zamanda benzer olduğu sabit olan tasarımı tescil koruması altına alma çabasının davalının kötü niyetini gösterdiğini, davacının emsal gösterdiği görsellerle müvekkili şirkete ait … ve … nolu tasarımlar arasında ne gibi bir benzerlik olduğunun, hangi yönden hükümsüzlük niteliğinin bulunduğunun hiçbir şekilde izah edilmediğini, müvekkiline yönelik karalama kampanyası başlatmak, haksız iddialarla müvekkilinin ticari itibarını zedelemeye çalışmak amacıyla bu davanın açıldığını, davacının genel geçer ifadelerle, davasını hiçbir somut gerekçeye dayandırmadığı için ve adeta ya tutarsa hesabıyla tamamen kötü niyetli olarak hareket ettiğinden, davanın reddi gerektiğini ve davacının yenilik giderici delil olarak sunduğu tasarım görselleri ile müvekkilinin tescilli tasarımları arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02.07.2020 tarih ve 2018/232 Esas – 2020/113 Karar sayılı kararıyla; “Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve doğrultuda 3 ayrı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 31.01.2019 tarihli raporda her iki tasarımın da tescil başvuru tarihi itibariyle benzerleri piyasaya sunulmuş yeni ve ayırt edici nitelikte olmadıkları bildirilmiştir. Bu rapora davalı tarafın ciddi itirazları ve mahkememizce de raporun yeterli görülmemesi üzerine aralarında sınai mülkiyet uzmanı bilirkişinin de olduğu ikinci heyetten rapor alınmış, …, … ve … tarafından düzenlenen 27.05.2019 tarihli raporda da her iki tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu bildirilmiştir. Her iki rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle zorunlu olarak 3. Heyetten çelişkiyi giderir şekilde rapor alınmış, …, … ve …’dan oluşan bilirkişi heyeti ise raporlarında detaylı bir inceleme yaparak dava konusu … nolu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu, 4 numaralı tasarımın ise başvuru tarihi itibariyle koruma şartı olan yenilik ve ayırt edicilik nitelik özelliklerine sahip olmadığı bildirilmiştir. Son rapor dosya kapsamına uyumlu ve yeterli görüldüğünden itibar edilmiştir. Buna göre dava konusu … tescil numaralı tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu, 4 nolu tasarımın ise koruma şartı olan yenilik ve ayırt edicilik nitelik özelliklerine sahip olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne, davalı adına tescilli … tescil nolu tasarım belgesinin 4 nolu tasarım yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 3 nolu tasarıma ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece dosyada yeterince bilirkişi raporu olduğu, hukuki nitelikteki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu gerekçeleriyle yeni bir bilirkişi raporu alınması yönündeki itirazlarımız reddedilerek, hukuki ve teknik değerlendirme yapılmadan son rapora göre karar verildiğini, Bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan ikinci raporda her iki tasarım için, üçüncü raporda ise … no’lu tasarım için “yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu” şeklinde bir değerlendirme yapılmış olsa da, yapılan bu değerlendirmenin tamamen hatalı olduğunu, Söz konusu raporlarda, bilgilenmiş kullanıcının 2-5 yaş arası çocuğa sahip ebeveynler olduğunun belirtildiğini, bu değerlendirmensn eksik ve hatalı olduğunu, bilgilenmiş kullanıcının söz konusu tasarımı daha önce deneyimlemiş, tecrübesi olan kullanıcı olduğunu, Son bilirkişi raporunda netice olarak; kullanıcıların gerekli dikkat ve özeni gösterdiği takdirde tasarımlar arasındaki farkı anlayacağının ifade edildiğini, tüketiciden tasarımlar arasındaki ögelerin biçim, oran ve birbirleri arasındaki pozisyonlarının farkını ayırt etmesini beklemenin imkansız olduğunu, Yine bilirkişiler dava konusu tasarımı, bölümlere ayırmak suretiyle inceleme yaptıklarını, oysa tescilli tasarımın bir bütün olarak değerlendirilip genel izlenime bakılması gerektiğini, raporda incelemenin tasarım hukuku ilkelerinden uzak olup bu yönüyle de raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Bilirkişilerin ‘genel benzerliklerden’ söz ettiğini, bilirkişilerin genel benzerlik tespiti ile aslında tasarımın ayırt edici olmadığını tespit etmiş durumda olduklarını, yani raporun kendi içinde de çeliştiğini, zira tasarım hukukunda genel izlenime bakılarak bir tasarımın ayırt edici niteliğinin belirlendiğini, tasarımın ürünün görünümü olması nedeniyle genel izlenime bakılarak belirlendiğini, dava konusu tasarımlara bakıldığında bütünsel form olarak emsallerinden ve itiraza gerekçe gösterilen tasarımdan farklı olmadığının zaten görüleceğini, Davalı, herkesin kullanımına açık ürün tasarımlarını kötü niyetli olarak kendi tasarımı olarak tescil ettirdiğini, tasarımların hem yeni olmadığını hem de ayırt edici özellik taşımadığını, dava konusu tasarımın hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkeme tarafından da yeterli olmadığı sonucuna varılan 31.01.2019 tarihli bilirkişi raporunu dikkate alarak, dosyada 3 ayrı bilirkişi raporu alındığının belirtilmesi eksik ve hatalı bir tespit olduğunu, anılan raporda yeterince benzerlik araştırmasının-karşılaştırmalarının yapılmadığı gibi, seçenek özgürlüğü yönünden bir araştırmanın da olmadığını, tümüyle eksik bir rapor tanzim edildiğini, Mahkemenin gerekçeli kararda 31.01.2019 tarihli bilirkişi raporu diye belirttiği bu incelemeyi bilirkişi raporu diye tanımlamak hukuken ve teknik açıdan mümkün olmadığını, bu nedenle gerekçede belirtilenin aksine dosyada iki adet teknik açıdan yeterli bilirkişi raporu yer aldığını, Tasarımlar arasında biçimsel farklılıklar mevcut olup, bunun neticesinde de müvekkilime ait tasarımın ayırt edici niteliklere sahip olduğunu, mahkemenin itirazlarımız da dikkate alınmadan sadece edindiği son raporla yetinerek, raporlar arası çelişkiyi gidermeye çalışmadan ve son gelen raporun hangi gerekçelerle hükme esas teşkil ettiği belirtilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davacının davasının kısmen kabulüne, davalı adına tescilli … tescil nolu tasarım belgesinin 4 nolu tasarım yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 3 nolu tasarıma ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davalının incelemesiz sistemden yararlanarak 06.06.2013 tarih ve … no. ile tescil ettirdiği çoklu tasarım kapsamında yer alan 3 ve 4 no.lu oyuncak tasarımlarının yenilik ve ayırt ediciliğininin bulunmaması nedeniyle davalı tasarımının hükümsüzlüğünü talep etmiş; davalı ise, davacının yenilik giderici delil olarak sunduğu tasarım görselleri ile tescilli tasarımları arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece ilk olarak bilirkişiler …, … ve …’den oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, 31.01.2019 tarihli bu raporda “Her iki tasarımın da tescil başvuru tarihi itibariyle benzerleri piyasaya sunulmuş yeni ve ayırt edici nitelikte olmadıkları” yönünde görüş bildirildiği, rapora davalı tarafın itirazlarının mahkemece ciddi görülmesi üzerine bu defa bilirkişiler …, … ve …’den oluşan ikinci bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, 27.05.2019 tarihli bu raporda “Her iki tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu” yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Açıklanan her iki rapor arasında çelişki oluştuğu anlaşıldığından mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için bilirkişiler …, … ve …’dan oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, bu heyet tarafından verilen raporda “Dava konusu … nolu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğu, 4 numaralı tasarımın ise başvuru tarihi itibariyle koruma şartı olan yenilik ve ayırt edicilik nitelik özelliklerine sahip olmadığı” kanaatinin bildirildiği, raporun denetime elverişli olduğu ve mahkemece bu rapora üstünlük tanınmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; rapordaki tespitlere uygun olarak ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olduğundan taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2022