Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2106 E. 2022/1829 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2106 Esas
KARAR NO: 2022/1829
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2019/10 2020/41
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini|Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eser sahibi olduğu “…” isimli güzen sanat eserinin, müvekkilinin izni olmadan davalı tarafından “…” ve “…” şeklinde kullanıldığını, piyasaya ve satışa sunulduğunu, bu durumun Mahkememizin 2018/413 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, ayrıca müvekkili adına tescilli “…” markasının TPMK nezdinde … sayı ile tanınmış marka statüsünde olduğunu, ve davalı yanın söz konusu eylemlerinin müvekkili eserden ve marka hakkından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tüm hakları müvekkiline ait olan “…”nün güzel sanat eseri olduğunun tespitini, davalı tarafından satışı gerçekleştirilen “…” ibareli ürünlerin, müvekkiline ait orijinal … eserinin taklidi olduğunun tespitini, davalının söz konusu eylemleri ile davacının eserden kaynaklanan haklarına ve “…” ve “…” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik, 5.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı, ancak cevap dilekçesi sunmadığı anlmaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 11/02/2020 tarihli, 2019/10E.-2020/41K. Sayılı kararı ile; “… ayrıca …nün bir iş ürünü olarak değerlendirilmeye elverişli olduğundan, izin alınmadan kullanılmasının TTK md.55 (c) hükmü bağlamında başkasının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma olarak nitelendirilebileceği, dolayısıyla davalının izinsiz kullanımının bu doğrultuda haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmakla, davacının tespite yönelik davasının kabulüne 1-Davacının tespite yönelik davasının KABULÜNE, tüm hakları davacıya ait olan “…nün” FSEK anlamında eser olduğunun tespitine, davalının satışa sunduğu “…” ve “…” ismini verdiği ürünlerin davacıya ait “…” taklidi niteliğinde olduğunun, yine davalının bu eylemi ile davacının eserden kaynaklanan haklarına “…” ve “…” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine,2-Davacının tazminata dair talepleri yönünden daha önce dosya tefrik edilip başka bir esasa kaydedildiğinden, bu dosyada ayrıca karar verilmesine, yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; … oyuncağının FSEK kapsamında “eser” olarak değerlendirilemeyeceği gibi TTK kapsamında “iş ürünü” olarak da değerlendirilemeyeceğini, zira … kafes yapısının üç boyutlu bulmacalar alanında bir norm sayılamayacağını, davacı tarafın dava şartı olan arabulucuya başvuru şartını sağlamadığı halde davanın kabul edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna süresinde itiraz edilmesine rağmen haksız bir biçimde dikkate alınmadığını, … oyuncağının pazarlama terminolojisinde “jenerik marka” olarak adlandırılan ve markası ürünün adı yerine geçen ürünlerden olduğunu, bu nedenle ürünün ambalajında … yazıyor olmasının tek başına iltibas göstergesi olarak değerlendirilemeyeceğini, zira ürünün başka bir adının olmadığını belirtmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “…” ibareli markanın, 28, 35 ve 41 sınıflarda 30/12/2011 tarihinden, … sayılı “…” ibareli markanın ise 28 sınıfta 21/06/2017 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu ve “…” markasının … sayı ile davacı adına tanınmış marka olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. Bakırköy 1. FSHHM’nin 2018/413 D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, davacı tarafından, davalı aleyhinde açılan tespit talepli dosyada alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, davalının satışa arz için tezgahında bulunan beş adet ürünün ambalaj kutusundaki “…” markasal kullanımının, davacının tescilli ve tanınmış “…” markası ile benzer olduğu, bu benzerliğin tüketici sınıfı da göz önüne alındığında iltibas ihtimalinin yüksek olduğu ve bu durumda marka tecavüzünden söz edilebileceği, eser yönünden ise bilirkişinin uzmanlığı olmadığından bir değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir. 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle, dosyada mübrez Kadıköy … Noterliği’nin 7 Kasım 2018 tarih ve … yevmiye numaralı tasdikli yeminli tercüme metnine göre, 10 Mart 2014 yılında Budapeşte’de tanzim edilen belgede, …’in “…” olarak anılan üç boyutlu puzzle’in tek sahibi ve yaratıcısı olduğunu ve bu ürünü 1974 yılında yarattığını ifade ettikten sonra, …nün telif hakları, süre ve bölge sınırlamaları olmadan, yasanın izin verdiği kadarıyla alt lisans verme hakları ile birlikte münhasır bir şekilde … Limited şirketi adına lisanslı olduğunun, … Limited Şirketi’nin kendi adına lisanslı olan … ile ilgili telif haklarının her türlü ihlallerine karşı hareket etme ve zarar tazminatı, maliyet iadeleri, ekonomik kazançların iadesi gibi nakdi iddialar ve durdurma ve feragat ile ilgili iddiaları…. üçüncü tarafa karşı kendi adına olmak üzere uygulama ve ileri sürme hakkında sahip olduğunun ifade edildiğinin görüldüğü, FSEK hükümleri çerçevesinde değerlendirilecek olduğunda, heyetteki tasarım uzmanının değerlendirmeleri doğrultusunda, davaya konu …nün FSEK’in 1/B maddiesi anlamında hususiyet taşıyan bir çalışma ve bu doğrultuda FSEK’in 4. maddesi anlamında belli bir estetik değeri olan çalışma; diğer bir deyişle eser/güzel sanat eseri olarak değerlendirilebileceği, bu meyanda …nün izinsiz çoğaltılması ve dağıtılmasının FSEK’in 22. maddesindeki çoğaltma hakkı ve FSEK’in 23. maddesi olan yayma hakkının ihlali olarak değerlendirilebileceği, davalının ürünlerini ticaret mevkiine arz ederken ambalajlarında kullandığı “…” kullanımının markasal bir kullanım olduğu, bu kullanımın davacının …, … (tanınmış marka) tescil sayılı “…” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzeri olduğu, bu suretle markanın taklit edildiği, aynı zamanda davacının “…” ve … tescil sayılı “…” markaları karşısında davalının … kullanımının halk nezdinde seri marka olarak anlaşılması ihtimali de mevcut olduğunu, dolayısıyla davalı kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali yarattığı, naksız rekabet açısından bir değerlendirmede ise, …nün bir iş ürünü olarak değerlendirilmeye elverişli olduğundan bahisle, izin alınmadan kullanılmasının TTK md.55 (c) hükmü bağlamında başkasının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma olarak nitelendirilebileceği, dolayısıyla davalının izinsiz kullanımının bu doğrultuda haksız rekabet oluşturan bir eylem olarak görülebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait olduğu belirtilen …nün güzel sanat eseri olduğunun tespiti, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebine ilişkindir. Her ne kadar başlangıçta dava dilekçesinde maddi, manevi ve itibar tazminatı talepleri var ise de mahkemece tazminat talepleri yönünden tefrik kararı verildiği ve ayrı bir esasa kaydının yapıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dava açılmadan önce alınan tespit bilirkişisi raporu içeriğinden davalının satışa sunduğu ürünlerin ambalajı üzerinde “…” şeklindeki kullanımın markasal kullanım olduğu, bu durumun davacı markaları ile benzer olduğu, dolayısıyla iltibas durumunun somut olay bakımından gerçekleştiği, kanaatine varılmıştır.Yine davalının kullanımının TTK’nın 55/c maddesi bağlamında haksız rekabet olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca söz konusu … olarak bilinen ürünün belli bir estetik değerinin bulunduğu ve sahibinin hususiyetini taşıması nedeniyle eser vasfında bulunduğu, bu konuda alınan 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 66 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022